SU – Hayat Veren, İlaç Gibi ve Şimdi de Bilincimizi ve Ruhumuzu Geliştiren, Değişimi Getiren İksir

201aea2189938a5805d126862a73d182Masallarda, fantezi filmlerinde görürüz, bir sıvı damıtılır, kaynatılır vs., çeşitli renklerde olabilir, içilince birden bire sihirli bir güç kazanır kahraman, ölümcül hasta gözlerini açar ya da ortaya bir aşk çıkar. Bizim iksirimiz gözümüzün önünde, vücudumuzun içinde. Tanrı’nın ve Gaia’nın hediyesi olarak nehirlerde, denizlerde ve musluklarımızda. İksirin adı SU.

En küçük bakteriden dev mavi balinaya kadar tüm canlıların yaşamak için suya ihtiyacı vardır. İşte o yüzden Mars Rover Mars yüzeyinde sürekli olarak su izleri arıyor. Doğuş ve su arasında gezegenimizin her yanında görülen bir ilişki var. Su dünyası her derecedeki bilincin yeni bir canlı yaratması için gerekli elementlerin tümünü içinde tutar.

SU BİR YAN İÇECEK DEĞİL, BESİN KAYNAĞIDIR.

Araştırmalara göre büyük çoğunluğumuz hayatımızı susuzluk sınırında yaşıyoruz. Şu yaşadığımız ‘Yükseliş’e hazırlık zamanında suya her zamankinden çok ihtiyacımız var. Bu yazıyı olabildiğince kısa tutmak için su hakkındaki çeşitli yararlı bilgilileri aşağıya sıralıyorum:

  1. Su içmek için susamayı beklemeyin! Susamış olduğunuzu acıkmayla karıştırabilirsiniz.
  2. Son araştırmalara göre günde kadınlar 2,7, erkekler 3,7 litre su içmeli. Bunu kahve, siyah çay ve gazlı içecekleri katmadan hesaplamalısınız, maalesef inanılanın aksine sadece temiz dengeli su gereken işi görüyor.
  3. Florürlü suyu asla içmeyin! Bu konuda çok ısrarlıyım. Suyun içine katılan florürün iddia edilenin aksine dişlerimize iyi gelmediği ve Hipofiz bezinde kireçlenmeye yol açtığı kanıtlanmıştır. Hipofizdeki kireçlenme altıncı hissimizde ve üçüncü gözümüzde körelmeye yol açar. Aldığınız suyun değerlerine bakın, florür varsa değiştirin.
  4. Su vücudumuzu toksinlerden arındırmamıza yarar. Bunu ilkokulda bile öğrenmiştik. Böbrek, karaciğer ve tüm sindirim sistemimizin çalışması suya bağlıdır. Vücuttaki enflamasyonu, iltihaplanmayı söndürür. Hastalığınız ne olursa olsun, eğer bir rahatsızlığınız varsa su alımınızı iki katına çıkarın.
  5. Günümüz beslenme alışkanlıkları vücudumuzu daha asidik yapıyor. Asidik vücut kansere kadar ulaşabilen hastalıklara yol açabilir. Alkali değeri yüksek su için. Eğer aldığınız suda bu değeri göremiyorsanız, suyun içine biraz limon damlatın veya bir dilim limonla için. Bir iki hafta içinde gözlerinizin akının bile daha sağlıklı parladığını göreceksiniz.
  6. Eğer şimdiye kadar farkında değilseniz beyninizin yakıtı sudur, su beynin çalışmasını sağlayan elektrik devrelerinin iletişimini sağlayan iletkendir. Beyne yeterince su sağlanmadığında beynin akciğerlerden (zatürenin sebeplerinden biri) ve sonra da diğer organlardan su çektiği çok uzun zamandır bilinmektedir. Sadece sınavlar, toplantılardan önce ve çalışırken değil, eğer ‘akıllı’ kalmak istiyorsanız yeterince su içmelisiniz.
  7. Su eksikliği pek çok kişinin yorgun, hırpalanmış hissetmesine, özellikle eklem ağrılarına neden oluyor. Susuzluk aynı zamanda grip benzeri semptomlara da yol açıyor.
  8. Bazı kalp, depresyon, diyabet ve mide ilaçları susuzluk duyumuzu olumsuz etkiliyor. Bu ilaçları alıyorsanız mutlaka susamayı beklemeden su içmelisiniz. Yaşlı insanların pek çoğunun susuzluk geçirmesi, yazın baygınlık gibi semptomlar göstermesi hem bu ilaçlar hem de susuzluk duyusunun körelmiş olması yüzünden oluyor.
  9. İdrarınıza bakın. Oldukça açık renk ve berrak ise yeterince su alıyorsunuz, koyu sarı ise vücudunuz susuz kalmış demektir.

Ruhani açıdan suyun önemi ve yeni bilgiler:

  1. Pleiadianlara göre Mayıs başından beri dünyamıza gelen enerjinin özelliklerinden dolayı, su ihtiyacımızı karşılamak aciliyet kazanmış halde. Bu enerji vücudumuzdaki su rezervlerini düşürüp özellikle sinir sistemimizde ekstra stres yaratmakta. Su bu enerjiyi sindirmemize yardımcı olacaktır.
  2. ‘Yükseliş’ semptomları olarak bildiğimiz vertigo, baş ağrısı, soğuk algınlığı, kalp ritmi bozukluğu, tansiyon dengesizliği benzeri belirtilerin sebebi şu anda dünyanın maruz kaldığı enerjilere alışık olmayışımız. Bizler aynı zamanda ayaklı iletken görevi görüyoruz ve bu enerjileri taşıyoruz. Yine su alımını artırmak bu rahatsızlıkları azaltacaktır.
  3. Bu değişim döneminde sadece alışkanlıklarımızı, bakış açılarımızı temizlemiyoruz, aynı zamanda vücutlarımız da toksinlerinden arınma yaşıyor, tüm organlarımız birikmiş çöpü dışarı atmak için yarışıyor. Su detoks için birebir ve hatta şart!
  4. Kullandığımız suyun büyük çoğunluğu cansız ve besinlerinden arınmış vaziyette. İçtiğiniz suyu programlayabilirsiniz. Amacınıza uygun düşünceleri suyunuza yöneltin, örneğin sağlık, bolluk ya da hiçbir zaman yanılmayan sevgi ve şükran düşüncelerini. Her bardak suyu içmeden aktive edin. Sonuçları takip edin.

1c782ca54c2f7e282ca69d8b84c71a3aSon olarak su sevmeyenler için bir tarif:

Bir sürahi suya bir tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil, ince doğranmış bir salatalık, yine ince dilimlenmiş bir limon ve 10 kadar taze nane yaprağı koyun. Bir gece dolapta beklesin. Ertesi gün, gün boyunca bu suyu için. Hem salatalık sayesinde toksinlerden arındırıcı, zencefil sayesinde mideyi rahatlatıcı ve limon sayesinde alkali değeri yüksek bir su!

Bunun dışında suyunuza çilek, portakal, armut gibi pek çok farklı meyve katarak içebilirsiniz.

Telif Hakkı©2013 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.wordpress.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.Copyright © 2013 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.wordpress.com/