2022 Balık Dolunayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sanatçı: Ciro Marchetti

Sevgili Bilge Baykuşlar, bundan birkaç gün önce bu yazıya şöyle başladım: “Balık dolunayları duygusaldır, şifaya çok açıktır, bu zamanda geçmişe özlem uyanabilir, biraz da melankolik olabilirler…” Bir cümle yazdım ve orada kaldı. Şimdi bu sözcükleri yazarken (9 Eylül, Cuma) bütün dünyada tanınan tek kraliçenin yası tutuluyor, geçmişi anlatılıyor ve nostalji zirve yapıyor. Ve bu yas çok ilginç. Tam Balık usulü inanılmaz kapsayıcı, çok çeşitli coğrafyalardan, çok çeşitli yaşlarda ve kesimlerde insanın bu konuda yorumlar yaptığını görebiliyoruz. Fikrimce şok ve keder, bir devrin gerçekten ama gerçekten bitmiş olduğunu en sonunda idrak etmiş olmaktan kaynaklanıyor. Bu sanki yirminci yüz yılın tam bitişi. Geçiş bitti ve şimdi hakikatten de yirmi birincideyiz, dijital çağın tam kalbinde. Evet, zihinsel olarak biliyoruz, her şey değişiyor fakat bununla çelişen bir şekilde hayatımız boyunca değişmeyen şeylerin peşindeyiz. Bir ömür rahatça yaşayacağımız tam kendimize göre bir ev, bir ömür sevgiyle, keyifle yerine getireceğimiz bir iş (biz buna hayat amacı da diyoruz) ve tabii ki hayatının aşkını bulmak ve onunla uzun bir ömür geçirmek… Bu bazen masalların peşinde koşmak gibi değil mi? Hiç kimse, hiçbir şey sonsuza dek kalmıyor, ruhlarımız ve sevgiden başka.

Ayrıca kraliçenin simgelediği çok önemli nitelikler de var, onun ölüm döşeğinde bile kalkıp görevini yerine getirdiğini düşünürsek, işine ve sorumluluklarına saygı başta geliyor, onur, çalışkanlık, verdiği sözü tutmak, kibarlık, sakinlik, büyük bir tutarlılık, stabilite etkisi…. Yükselen Oğlak’ın başarılı uygulaması. Beni monarşi meraklısı sanmayın, kesinlikle değilim ama böyle bir örnek – tam anlamıyla Boğa arketipi bir dişinin kendini dış dünyaya yükselen ve kuzey düğümü Oğlak kararlılığıyla ve görev aşkıyla sunması – bir ömür gözlerimizin önündeydi ve işte bu nitelikleri kaybettiğimizi sanmak da yasın bir başka konusu. Acaba bu yaşlı büyükannenin ölümü temsil ettiği niteliklerin yeniden güçlenmesine önayak olabilir mi? Bilmiyorum. Bizler Atatürk gibi bir rol modeline sahip olmaktan dolayı son derece şanslı insanlarız ama onun öne çıkan niteliklerinin ne kadarının bedenlenmiş hali olmaya çalışıyoruz?

İşte bu sabah bütün bunları düşünürken, Lynda Hill’in bülteni geldi. Hatta gülümsüyorum çünkü ona da Sabian sembollerinin kraliçesi dendiğini de çok gördüm. Kraliçeler günündeyiz anlayacağınız. Şu anda aktif olan sembolleri güncel olaylara çok güzel bağlamış. Ondan birkaç alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum:


“Balık’ta sadece ay ve Neptün bulunduğu halde bu dolunay oldukça yüklü bir Balık tadı taşıyor. Sabian sembolleri özellikle çağrışımsal. İnanç ihtiyacını ve inancın yeniden uyanışını özellikle vurgularken resmin tamamını görebilmemiz için söylenenler ve gösterilenlerin arasındaki molozları ayıklamamız gerektiği konusunda birden fazla uyarı var. Pek çok şeyin açığa çıktığını görüyoruz, bazıları öyle hızlı ki, irkiliyoruz. Bu sırada bazılarının ışığa çıkmasını da yıllarca beklemiş olduğumuzu görüyoruz. Özellikle kör inanca karşı uyarılıyoruz, bir şeyi tam olarak anlamak için önce onu işlemden geçirmeli ve sonuna kadar beklemeliyiz.

Hayatlarımızda gördüğümüz değişen akıntılar (bireysel ve siyasi) ve Kraliçe Elizabeth’in ölümüyle birlikte, pek çok bilinmezin olduğu yeni bir devre giriyoruz. (…) Kraliçe’nin vefatı 10 günlük bir yas dönemini başlatıyor. Güncel haritasındaki pek çok geçiş ve progresyon arasında, gerileyen Satürn Kova’daki Mars’ı ile tam kavuşum halindeydi. Kova 21: “Hayal kırıklığına uğramış ve gözü açılmış kadın”. Burası tam da şu anda ilerletilmiş ayının bulunduğu yer. İngiliz Milletler Topluluğunun bir parçası olan Avustralya’da olduğum için, bir sürü insandan kraliçeyi kaybetmekle ilgili büyük keder yaşadıklarını duyuyorum.10 günlük resmi yas sırasında Satürn Kova 20’ye geri dönecek “Mesaj taşıyan büyük beyaz güvercin.” (Bu aynı zamanda kraliçenin Mars’ının karmik derecesi ve geçen ayki ilerletilmiş ayının konumu). Hiç şüphesiz önümüzdeki hafta bir sürü güvercin de göreceğiz. Bu dolunayın karmik derecesi ise Balık 16: “Paskalya geçit töreni”. İlginç bir şeye dikkatinizi çekmek isterim, kraliçenin annesi 2002’de bir Paskalya pazarı ölmüştü. Yeni gelişmelerin Sabian sembolleriyle ilgili söylenecek çok şey var, mesela Boğa’daki Uranüs, “Okyanustan yükselmekte olan yeni kıta” – bu çok güçlü bir değişim zamanı.

Dünyada enerji fiyatları tavan yaptı ve insanlar sadece birazcık paraya sıkışmış olmaktan çok daha fazlasını hissediyorlar. Bazıları artan yakıt ücretleri yüzünden evlerini ısıtamıyor ya da soğutamazken, bazıları yemeklerinden kısıyor, ev kiralayamıyor, vs. (…) Bu sert fiyat artışları için verilen sebepler ise mantıklı düşünceyle bağdaşmıyor. (…)

Ayın kuzey düğümü Boğa 15’te “İpek şapkasına sarınarak fırtınadan korunan şık adam” ve Mars ise İkizler 11’de “Haklarını talep eden siyahi köle kız” sembollerinde. Birleşik Krallık, İtalya ve diğer ülkelerde enerji faturalarını yakan ve ödemeyi reddeden bir sürü insan varken, durumlar oldukça ilginçleşecek gibi görünüyor. Mars Ekim sonunda İkizler burcunda gerilemeye başlarken İkizler’de bulunan grev ve isyan derecelerinden geçeceğini bir kenara not almalıyız, bunlar Venüs’ün Mayıs ve Haziran 2020’de gerilediği dereceler. Gelecekte daha fazla protestolar ve tepkiler görünüyor.”

Lynda Hill’e çok teşekkürler.


İşte böyle dostlar… Hareketli bir sonbahar ve kış, hareketli bir bahara açılacak. Bunda şu anda hala devam etmekte olan Uranüs-Kuzey Düğümü iş birliğinin büyük etkisi var. (Detayları hatırlamak isterseniz, burada) Hayat değişiyor ve bu değişim hızlanarak devam edecek, manzara öyle farklı olacak ki, bulunduğumuz yerde bunları aklımızda bile canlandırmadığımıza inanıyorum.

Gösteriyi Seyrederken

Bu dolunayın Sabian sembolü ise “Devasa Çadır”. Bu bir sirk çadırı. Merkür’ün de dolunay sırasında gerilemesine başlamış olduğunu düşünürsek, bu sirkteki gösterilerin çoğunluğu göz boyamakla alakalı ve bunda oldukça başarılı. Fakat arada bir sürü gerçek de serpiştirilmiş olmalı yoksa şov olmazdı. 

Bu sembol bize oturup gösteriyi seyretmeyi, keyfini çıkarmayı ama gördüğümüz her şeyin gerçek olmadığını bilmeyi öneriyor. İp cambazı ipten düşermiş gibi yaptığında yüreğimiz ağzımıza gelebilir veya palyaçonun gerçekten ağladığını sanabiliriz. Bu bir-iki hafta hızla tepki vermek yerine biraz bekleyin, değerlendirin. Gerçek açığa çıkacaktır.

Yani sevgili Baykuşlar, bu mistik, akıl karıştırıcı, olmayan şeylere inanmaya açık ama aynı zamanda sezgilerin de çok isabetli olduğu bir dolunay. Dolayısıyla, hangisinin sezgi, hangisinin sadece zihnimizin uydurması olduğunu ayırmak zorundayız. 

Mars ise oldukça aktif ve duygularımızı tetikliyor. Başak yeni ayında değindiğim gibi “susma, konuş, hakkını iste!” diyor. Sirk çadırımız oldukça hareketli.  

Ah, bir de Uranüs faktörü var tabii. Uranüs’le uyumlu açıdaki bu dolunay size beklenmedik yerden gelen beklenmedik bir teklif, bir fikir, hatta Boğa’da olduğu için fiziksel bir armağan yaratabilir. Beklenmedik olan şeyler bizi biraz şüpheye düşürse ya da korkutsa da bunun bizi geleceğe taşıyacak bir değişiklik olduğunu bilelim. Ve ilk etapta nasıl görünürse görünsün gelişmeler olumlu olacaktır. Fakat tekrarlıyorum, tepki vermeden önce biraz bekleyin. Yeni bir kıtanın oluşumu zaman alır.

Bu dolunay gerçekten sis makineleri çalışıyor. İyisiyle, sihirli şifasıyla, mutlu tesadüfleriyle, melankolisi ve nostaljisiyle karışık bir akış. Meleklerin “hayat büfesi” benzetmesini akla getiriyor. Büfede çok sevdiğimiz şeyler de var, hiç beğenmeyeceğimiz şeyler de. İşin püf noktası seçmekte. 

Başak-Balık Ekseni

Peki benim önerim nedir? Yukarıda bahsettiğim gibi karşınıza çıkanlar konusunda hemen bir fikir oluşturmak ya da karar vermek zorunda değilsiniz. Her şey birkaç gün bekleyebilir. Aslında burada daha da önemli bir şey oluyor. Başak-Balık ekseni Hizmet-Birlik Bilinci eksenidir, buna aynı zamanda şifa ekseni diyoruz. Balık, varolan her şeyi kapsar, Başak ise iyi bir şeyler yapmayı, faydalı olmayı, sorunları çözmeyi…

Dostlar bu yardımseverliğin tarifi değil mi? Bu zamanda içinizdeki yardımseveri uyandırın. Sizi ne çağırıyorsa onu yapın. Belki şimdi okula yeni başlayan öğrencilere katkıda bulunmak gelir içinizden, belki sizin için mümkünse askıda faturalara bakar ve elinizden geleni ödersiniz. Belki bir tanıdığınızın bir konuda yardıma ihtiyacı vardır. Bunlar maddi olmak zorunda değil. Belki bir yaşlının ya da hasta veya çok meşgul birisinin evindeki eksik işleri tamamlarsınız, ortalığı toparlarsınız. Belki sadece alan tutarsınız ve koşulsuz şefkatinizi verirsiniz. Yardım edin. Hizmetinizi sunun.  İnsanlara, hayvanlara, bitkilere yardım ettikçe siz de şifalanacaksınız. 

İşte Başak-Balık eksenin en güzel yüzü budur. Karşılık beklemeden kendini bütünün hayrına sunmak.

Siz bütün bu şeylerle uğraşırken manzara da berraklaşacak, sirkteki gösteri dağılacak ve işte o zaman gerçek olanı görebileceksiniz. 

Hepinize harika bir dolunay dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2022


YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!

En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

HİZMETLER

4 comments

  1. Merhaba Öncelikle yazılarınızı herzaman ki gibi büyük bir ilgiyle okuyorum ☺️ Ama herzaman ki gibi yine bir sorum olacak bu tahmin edebiliyorum ki herkesin de zaman zaman aklını karıştıran bir durum oluyor.Diyoruz ki kendimizi yardımseverliğe koşulsuz yardıma açalım bol bol yardım edelim.Tamam! Buraya kadar sorun yok.Ama bazen de diyoruz ki bizden yardım istenmediği sürece yardım edemeyiz.Çünkü bu kişinin kendi hayat dersine müdahale olur saygısızlık olur.Şimdi hangisi doğru? yardım etmeye çalışsak hata etmesek hata ne yapacağız?Valla bilemedim.

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Cem, yazdığınız doğrudur, istemeyen kişiye yardım etmeye çalışmak, akıl vermek veya bir şeyleri sizin yolunuzdan yapmaya zorlamak o kişiyi sıkıntıya sokar. Fakat o kadar çok insan, hayvan, bitki yardım istiyor ki… Yani bunun için pek çok seçeceğiniz var. İstemeyenlere sıra geleceğini pek sanmıyorum. 🙂 Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

  2. Sevgili Mor Alev
    Son 3,4 gündür tam da öngördüğünüz şeyleri yaşadım.
    Beklenmedik yerden hiç beklemediğim bir fiziksel armağan geldi.
    Ardından yine hiç bilmediğim tanımadığım, çok zor koşullarda okuyan öğrenciler olduğunu haber aldım.Başak-Balık ekseni çok etkili demekki💖Bütünün hayrına🙏Ve öyle de oldu🙏
    İyi ki varsınz🙏Yolumu aydınlattınız🙏
    Çok teşekkürler🙏

    Liked by 2 people

Yorumlar kapatıldı.