Melekler: Duygular İnfilak Ettiğinde

Sevgili Bilge Baykuşlar, Melekler son yıllarda bize pek çok salıverme yöntemi verdiler ama süreci hiç bu kadar detaylı anlatmamışlardı. Bir tutulma dönemine daha girerken, Mayıs 2021 unutulmaz aylar arasındaki yerini almaya aday. Bu notu özellikle gözünüzden kaçmaması için yazıyorum!

Sanatçı: Bill Cramer

Akış ne kadar güçlüyse, hisler de o kadar güçlü olur

Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.

Dünyanızda eşi benzeri görülmemiş bir sevgi akışı hareket ve değişim yaratıyor. Siz, kolektif olarak bunu çağırdınız. Karantinanın kısıtlamalarında özgürlüğe özlem duydunuz. Aylarca süren ayrılıkta, bağlantı için feryat ettiniz. Ayrımcılığın dehşetini seyrederken birlik için dua ettiniz. İçe dönerek iç dünyanızda çok daha iyi gelecekler yarattınız, arzularınız cennetlere yolladığınız destek dualarıydı!

Daha önce insan tarihinde hiç olmadığı kadar yoğun sevgi size akıyor, içinize doluyor ve izin verildiğinde sizden de dışarı akıyor! Kendini çok daha aydınlık, büyük, ihtişamlı, şefkatli, birleşik, yaratıcı bir geleceğe yeniden doğurmaya hazır dünyaya sevgi akıyor. Bu dünyayı isteyerek hayal ettiğiniz için değişimi yaratan sizlersiniz. Kendinizi sevgi frekansına ayarlayarak bunun olmasına izin veriyorsunuz. Önce kendiniz için sevgi ve merhametle başlıyor ve sonra da artırarak kendi İlahi ilhamınıza uygun şekilde dünyaya olan sevginizi ifade ediyorsunuz.

İlerledikçe, Sevgi akışı ne kadar büyükse, hislerinizin de o kadar büyük boyutlarda olacağını anlamanız iyi olacaktır – olumlu ve olumsuz.

Eğer bir fiziksel akarsuyu seyrederseniz, yumuşak bir akış yolunda bir kayaya rast geldiğinde çok az karışıklık vardır. Ancak, güldür güldür akan bir akarsu ise güçlü akışı bir kayaya rast geldiğinde çağlar, köpürür, beyaz köpükler yaratır. Tıpkı bunun gibi siz de çok daha büyük sevgi akışında kendi direnç kayalarınızı her defasında çok daha büyük güçle hissediyorsunuz!

Duygularınız, evrenden ve içinizden akan sevgiye direnip direnmediğinize dair mükemmel göstergelerdir. 

Sevginin size ve içinizde yol alıp dışarıya akmasına izin verdiğinizde, saadet hissedersiniz. Dirençteyken acı hissedersiniz. Büyük çoğunluğunuz arada sırada iki aşırı uçtan birinde ama genellikle bu ikisinin arasındaki yelpazede farklı seviyelerde hissediyorsunuz. 

Örneğin, bulunduğunuz ana tam olarak daldığınızda, önünüzde ne varsa ondan gerçekten keyif alarak, takdir ederek ve hızla akan sevgi selini engelleyecek düşünceler düşünmeyerek, öyle bir saadet hissedebilirsiniz ki, bu bir zamanlar sadece onlarca yıl ruhani uygulamalarla ve meditasyonla çalışanların ulaşabileceği bir seviyeydi! Pek çoklarınız kendinizi enerjiyi görürken, ruhu çok daha berrakça algılayabilen halde buluyor ve hayallerinizi gerçekleştirmeye yönlendiren esinlenmiş düşüncelerin ardı arkası kesilmeden geldiğini görüyorsunuz. İşte bu anlar, sevgililer, sevgi akışına hiçbir hiç direncinizin olmadığı anlardır. Bunlar sizin yeryüzündeki cennet anlarınızdır!

Bizim adına duygusal patlamalar dediğimiz hali ya da ani yoğun “olumsuz” duygu taşkınları deneyimlediğinizde (ve bir çoğunuz deneyimliyor!), bu sadece sevgi akışına karşı bir direnç cepi olduğunun işaretidir.

Belki sizi memnun edecek bir şey yerine rahatsız edene odaklanıyorsunuz. Belki kendinizi belli bir şekilde hissetmeye zorluyorsunuz ya da bir başkasının yapmalısın dediği bir şeyi yapıyorsunuz ama aslında onu istemiyorsunuz. Belki dinlenmeye, beslenmeye ya da eğlenmeye ihtiyacınız var ve kendi ihtiyaçlarınızı görmezden geliyorsunuz. Belki kendinizi veya bir başkasınız yargılıyorsunuz ya da kendi iradenizi bir başkasına zorlamaya çalışıyorsunuz. Bu örneklerin hepsinde, daha büyük sevgiye ve neşe-keyif-coşkuya giden doğal akışa direniyorsunuz. Bu davranış ve düşünce kalıpları öğretilmiş, şartlandırılmış, insanca kabul edilmiş ve anlaşılabilir şeyler. Fakat işin özü şu ki, sevginin akmasına direnmek sizi mutlu etmiyor.

Doğrusu, sevginin akmasına direnmek bütün insan acı ve sıkıntılarının köküdür.

Bazen bu dirençten kolaylıkla sıyrılmaya başlayabilirsiniz. Bir nefes alabilir, içeriye ışık, sevgi ve iyilik çektiğinizi düşünebilirsiniz. Nefes verirken ise dünyaya sevgi yolladığınızı imgeleyebilirsiniz. Bazen sevgi akışına dönmek gerçekten bu kadar basit olabilir. Nefesin bu en doğal ritminde, alma ve vermede, kolaylıkla akışa dönersiniz. 

Ancak eğer nefesinizi tutarsanız, şiddetle hava istemeye başlarsınız. Bedeniniz gerginleşir. Besin dolaşımı, atık taşınması ve sinir sinyalleri çok azalır. Aynı şekilde, nefesinizi vermeyi reddederseniz, patlayacak gibi olursunuz.

Benzer şekilde, eğer size her anda sunulan sevgi titreşimini almaya odaklanmazsanız, giderek artan şiddetle sevgiye özlem duyarsınız. Düzenli olarak herhangi bir şekilde dışarıya sevgiyi akıtmazsanız, infilak edecek gibi hissedebilirsiniz. 

Biz, her şeyden hoşlanmalısınız demiyoruz. Herkesten ve her şeyden insan sevgisi almak zorundasınız demiyoruz, hatta herkese ve her şeye tüm zamanlarda sevgi akıtmalısınız da demiyoruz. Bu, ideal durum olurdu ve bu yüce bir hedef olsa da, sadece size hatırlatıyoruz, sevgi akışına çok daha kolaylıkla tekrar girebilirsiniz, çevrenizde ne olursa olsun.

Tek bir memnun edici düşünceye odaklanmak gibi basit de olsa, sevgiyi almak için kolay bir yol bulun. Hayatınızda herhangi biri ya da şeyi, özellikle kendinizi takdir etmek ya da hayrına dua etmek gibi basit de olsa sevgi akışını kolaylıkla dışarıya akıtmanın bir yolunu bulun. 

Hissi ve sevgi akışını bulabilmek, dikkatinizi verdiğiniz şeyden (nesne, kişi, durum) çok daha önemlidir. Bu, çoğunuzun öğrenmiş olduğundan aşırı derecede farklı bir paradigmadır ve 5D gerçeklikte neşe-keyif-coşkuyla yolunuzu bulmanız konusunda kritik önem taşır. 

Bir defa daha söyleyelim:

Hissi ve sevgi akışını bulabilmek, dikkatinizi verdiğiniz şeyden (nesne, kişi, durum) çok daha önemlidir.

Dikkatinizi verdiğiniz şey, sadece enerjinizi ayarlamanıza yardım eder. İç veya dış dikkatle hoşunuza giden herhangi bir şeye odaklanabilir ve bir defa daha akışı deneyimlemeye başlarsınız. Bunu içinize soluyun.

Tek bir yaban çiçeğinin güzelliğini içinize alarak, yalnızca bir düşünceyle, harika bir şarkıyla, neşeli bir videoyla, lezzetli bir yemekle, bir kibarlıkla – sizi sevgiyi hissetmeye tekrar bağlayan ve anın keyfini çıkarmanıza yardım eden her şeyle sevginin size akmasına izin verebilirsiniz. 

Güzel bir rengi takdir ederek, birisiyle nezaketi paylaşarak, herhangi birisi ya da bir şeyin hayrına dua ederek, sadece oturup ışığın sizi doldurduğunu ve sessizliğinizde dışarıya yayıldığını düşünerek sevgiyi dışarıya akıtırsınız. Yardımsever bir şey yapabilir, zarif düşünceler düşünebilir ve bir meşale olmanıza izin verebilirsiniz. Her şeyden önce, kendinize kibar ve şefkatli olarak sevgi akıtabilirsiniz. Dışarı soluyun.

Böyle devam etmeye istekliyseniz, sevgiye daha fazla benzeyen bir şeye uzandığınızda oluşan küçücük bir akışa açılış çok daha büyüğünü getirir. Odağınızı değiştirerek açılmaya ve direnç alanlarını sevgiye bırakmaya devam ettikçe, çok geçmeden çok daha saadet dolu hissettiren alanla eş-titreşime geçersiniz. 

Biliyoruz, bazen, özellikle “duygusal patlama” dönemlerinde, tek bir hoşa giden düşünce bulup da yeniden sevgi akışına girmenin imkânsız olduğunu hissettiğiniz zamanlar var! Birisi acınızı tetiklediğinde, hayat haksızlıklarla dolu göründüğünde, üzücü bir şeye fazlasıyla uzun süre odaklandığınızda – işte böyle durumlarda, görmeyi istemediğiniz şey sizi ele geçirmiş gibi hissedebilirsiniz! Bu yoğun rahatsızlıktaki duygular, sevgi akışından kopuk olduğunuzu hissetmenizden kaynaklanır.

Bu durumlarda, geçici bir şekilde ama saplantılı olarak dikkatinizi odaklayarak olumsuz hedefle içli dışlı bağ kurdunuz. Dolayısıyla, sevgi akışını hissetmenize yardım edecek bir yığın şeyden, insanlardan, durumlardan ve iç şartlardan odağınızı geri çektiniz.

Ah infilaklarınız için tetikleyicileri suçlamak o kadar insani ki! Eğer bu şey, o insan farklı olsaydı daha iyi hissederdiniz! Bu doğru olabilir fakat sevgi akışına tekrar girmek yerine suç belirleyerek kendinizi kelimenin tam anlamıyla bütünüyle ruhani açıdan güçsüz duruma getiriyorsunuz. Canınızı sıkan ister bir kişi, bir durum, bir sağ parti, bir sol parti, bir aşı, aşıya inanmayan birisi, sosyal mesafeye uyan ya da uymayan birisi, çürümüş bir meyve veya bozulmuş davranışlar, trafik sıkışıklığı, dehşet verici şekilde kötü davranan, taciz eden kişiler ya da milyonlarca huzur kaçırıcı şartlardan herhangi biri olsun, ne olduğu hiç önemli değil.

Burada açık açık konuşuyoruz çünkü sizlerin neşe-keyif-coşku hissetme gücünüze yeniden sahip çıkmanıza yardım etmek istiyoruz. Daha iyi hissettiren düşünceye odaklanma ve böylece kendinizi hoş hissettirmeyen titreşimlerden kurtarma gücünüzü bilmenizi istiyoruz. Biz sizleri ruhunuzun saadetinde, gelişmekte olan arzularınızda ve sevgi akşını yaşamanızda, solumanızsa ve katkıda bulunmanızda destek olmak istiyoruz!

Bu sevgi akışında dünyaların Yaratan’ının ta kendisine uyumlusunuz! Dünyanın ihtiyaç duyduğu değişim haline gelirsiniz. Güçlü yaratıcılar olursunuz. Etkin iletişimcilere dönüşürsünüz. Titreşimsel olarak sorunları daha da güçlendireceğinize, çözümlerin bir parçası olursunuz.

Biliyoruz bu her zaman kolay değil. Şu anda dünyada sizi üzecek, sıkacak çok şey oluyor ve uygulanmakta olan olumsuz hislerin çoğu sosyal açıdan oldukça kabul edilebilir halde (ama ruhen değil). 

Pek çoklarınız kalplerinizde bize soruyorsunuz – Bir duygusal patlama yaşadığımda ve daha iyi hissettiren bir düşünce bulamadığımda ne yapayım? Olumsuzlukta saplanıp kaldığımda ne yapayım? Eski eşim/annem/babam/kardeşim/patronum/evladım o kadar kötü davrandığında ve hayatımdaki iyi insanlara odaklanamadığımda ne yapayım? Gece gündüz hiç durmadan ülkem/ekonomi/sağlığım/ölüm hakkında kaygılandığımda ne yapayım? Felaket hissettirene odaklanmaya saplandığımda ne yapayım?

Böyle durumlarda, sevgililer, önce kendinize şefkatli davranarak sevgi akışına olan direncinizi yumuşakça salıvermekle başlayın. Kendinizi bulunduğunuz yerde kabul etme seçimini yapın ve orada bile kendinizi sevmeyi seçin. Kendinizi azarlamaya ihtiyacınız yok. Daha iyisini yapmayı bilen ama uygulamayan spritüel insan olduğunuz için kendinizi eleştirmeye ihtiyacınız yok. Bulunduğunuz anda tek bir pozitif düşünce bile bulamadığınız için kendinizi hırpalamaya ihtiyacınız yok. Bağıran ya da ağlayan bir çocuğu sadece dikkatini başka yere çekerek veya bu da işe yaramadığında, duygu kaybolana dek onu yumuşatarak susturabilirsiniz. Patlayıcı bir duygusal haldeyken, kendinize aynı kabullenmeyi, müsaadeyi ve şefkati vermelisiniz.

Pratik uygulamada, kendinizi nahoş hislerin sizden en sağlıklı, en sorumluluk sahibi şekilde akmasına izin verecek kadar sevin. Ve onlar yok olacaklar. Kendinize “Tamam. Ben öfkeliyim. Ben çok üzgünüm. Ben kıskanıyorum. Bulunduğum yer bu ve şimdilik bu böyle.” Sonra da bunu özelinizde açığa vurun – bir günlükte, Yaratan’a veya meleklerinize. Bir battaniyeye sarının, hiçbir yargılama olmadan o gözyaşlarının akmasına izin verin, yorulana, bitene ve güçsüz hissetmeyi istemediğinize karar verene kadar. Derin nefesler alın. Mutsuz enerjinin hareket etmesine izin verin ve sadece akmasını gözlemleyin, içinizde derinlere saplanmış molozların yukarı çıkıp yüzüşünü ve sizi terk etmesini seyreder gibi.

“Olumsuz” hissin yoğunluğu dağılmaya başladığında, sıklıkla sevecen altın külçeleri açığa çıkar. Üzüntünüzün altından, teselli ve şefkat arzusu çıkar. Öfkenin altından daha fazla denge ya da eş-titreşimli olmayan durumlar ya da inançlardan ayrılma arzusu gelir. Kıskançlığın altında yaratma gücünüzü kucaklama arzusu vardır.

Yapabildiğiniz ilk anda zihninizi yumuşakça daha iyi hissettiren duygulara yöneltin. Yumuşakça sevgiye olan direncinizi bırakın. “Kendimle guru duyuyorum. Kendime hissetme izni verdim ve bu beni öldürmedi. İncitici yollardan tepki vermektense, sadece hissetmek ve gözlemlemek çok dahiyaneydi! Ne olursa olsun, kendimi seviyorum. Ne olursa olsun, kendimi kabul ediyorum. Güçlü hisler beni öldürmeyecek. İçeride olmasındansa dışarı çıkması daha iyi. Ben kendime karşı merhamet sahibiyim. Şimdi daha iyi hissediyorum. Titreşiminden hoşnut olmadıklarımdan uzaklaşmak ve eş-titreşimde olduklarıma yaklaşmak için daha büyük rahatlık ve teselli yaratacağım. Yaratmayı öğreneceğim. Artık sevgiye direnmiyorum…” Kendinize sarılın. Bir bardak su alın ve zihnin gözünüzde onu sevgiyle doldurduğunuzu görün.  İçin.

Ve sonra da, sevginin akışına açın kendinizi. Kalbinizi güneşte bir çiçek gibi görün. Yavaş ve derinden nefes alın ve her fes aldığınıza o sevgi akışının içinize ve içinizde aktığını imgeleyin. Bu şekilde devam ederseniz, uykuya dalabilirsiniz. Hala daha direnciniz de olabilir ve olumsuz duygulara geri çekilebilirsiniz. Veya dikkatinizi dağıtmak isteyebilirsiniz. Oturmak, nefes almak, açılmak, nefes almak ve kabul etmek üzere elinizden geleni yapın. Daha iyi hissetmek istiyorsunuz. Mutlu olmak istiyorsunuz. Sevildiğinizi hissetmek istiyorsunuz.

“Yanlış” hisler diye bir şey yoktur sevgili dostlarımız. Hisleriniz en basit haliyle, sevgiye izin verdiğinizin ya da direndiğinizin göstergeleridir. Anda ayarlı olduğunuz titreşimin hangisi olduğunu bildirir ki böylece siz de geleceğinizi çeken mıknatısın bu olup olmadığına karar verebilir ve bir seçim yaparsınız. 

Bu sohbetimizde cennetlerden gelen hiçbir yargı yok Sevgiye direnmeniz olduğunuz kişiyi hiçbir şekilde önemsiz ya da değersiz kılmıyor. Sadece sizin gerçekte olduğunuz kişiyi deneyimlemenizi kısıtlıyor. 

Bu çok yoğun ve çok güzel sevgi akışında, kendinize karşı yumuşak, nazik ve şefkatli olun. Bulunduğunuz yer neresi olursa olsun, kendinizi kucaklayın. Kendinizi anda hissetmediğiniz şekilde davranmaya ya da hissetmeye zorlamayın. Duygularınızdan kaçmayın. Yapabildiğiniz zaman, yumuşakça daha iyi hissettiren düşüncelere geçiş yapın. Duygusal patlamaların tam ortasındayken, sadece akan “molozu” nazik ve sağlıklı bir şekilde görün, kaçınılmaz şekilde sevgi akmaya başlayana kadar. 

Kendinizi yeniliyorsunuz. Dünyanız kendini yeniliyor. Devasa hızlı bir selle şu anda sevgi yeniden doğuyor. Sürecin keyfini çıkarın. Kendinizi sevgiye karşı çağlar boyu şartlandırılmış dirençten kurtarıyorsunuz. Hammaddeniz olan sevgiyi görmek, olmak, deneyimlemek ve ifade etmek için kendinizi özgürleştiriyorsunuz.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

Ann Albers ve Meleklere çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)


YEPYENi! 12 Nisan 2021’den itibaren “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!

En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Telif Hakkı©2021 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.

Copyright © 2021 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

HİZMETLER

9 comments

  1. Nasıl iyi geldi biliyor musunuz? 🙏 Gece gördüğüm bir rüyadan dolayı modum epey düşüktü, kendimle cebelleşiyordum.
    İzin verdim akıp gitmesine, molozlar gibi yükselip yüzdü gitti.
    Kendime sarıldım, sevgiyi hissettim, aldım verdim.
    İyi ki varsın Sevgili Moralev. Teşekkürler. Sevgiler.

    Liked by 2 people

  2. Merhaba Sevgili Mor Alev 😊
    Şu anda kalp çakram sıcacık. Bu ne güzel bir duygu. Bu yazınızdan da çıktı alıp her zaman okuyacağım ve ilgi duyanlara okutacağım. Sanırım yaşım gereği dosyalamak ve kağıttan okumak daha kolay geliyor.😏. Sizinle olmak SEVGİDE buluşmak oluyor. Teşekkürler Sevgili Mor Alev 🙏🙏🙏💖💖💖💖

    Liked by 1 kişi

  3. Anlamak sevgilim o ,müthiş bir bahtiyarlik/anlamak gideni ve gelmekte olanı.Nazım Hikmet.Antik Cagdan gunumuze insanlik tarihi yikimlarin ,acıların ve hirslarin ne olduğunu anlatir bize.Bizler gerçekten bu tarihten ders alıp tıpkı bu güzel mesajdaki gibi icimizdeki sevgi ve ışığı cogaltabilirsek daha güzel bir dunya yaratabiliriz. Sevgiyle kalın.Nur.

    Liked by 1 kişi

  4. Her cümlede durarak, sindire sindire iki kere okudum. Bütünü düşünmeden, sadece kendisini kurtarma gayesiyle onurunu satan, parayı her şeyden çok seven, nefret dolu, iftiracı, sadece kendine saygı bekleyen insanlara olan obsesif yaklaşımım, en büyük engelim oldu. Onları, fark etmeden besledim(k). Yazının birincil mesajı olan sevginin, bireyselden kolektife evrildiğinde, durdurulamaz olduğunu, şu an deneyimliyoruz. Gerçekten de, sayının belirli bir seviyeye gelmesi gerekiyormuş. Böyle olunca demek ki, zamanda yine şaşırma ve sapma yok. Sabırla, ancak yüzlerce yılda sonuca ulaşabilecek durumdan, bunu günlere, aylara çektik. “Aşıya inanmayanların” ifadesini okurken “veya inananların” diye ekleme yaptım.🥳 Çok teşekkürler, Mor Alev. Mayıs; damga vuracak. Herkes safını belirledi. Herkese sağlıklı ve mutlu günler!🌿💜

    Liked by 1 kişi

  5. Burayı yeni keşfeden biri olarak insanın içini ısıtan yazılarınız için teşekkür ederim. Daha yeni yıldız tohumu olduğu fark eden ve sınırlayıcı kalıplarını yok etmeye çalışan biri olarak sitenizi bir rehber niteliğinde görüyorum. Aynı durumda olup da burada rastlaşabileceğimizi düşündüğüm kişiler için, özellikle serbest bırakma konusunda YouTube’da sedona yöntemi isimli kanalı da önermek istiyorum müsadeniz olursa, benim için bu konuyu oldukça kolaylaştırdı, umarım sizlerin de işine yarar.. Hepinize içten sevgilerimle💓

    Liked by 1 kişi

  6. Gecmise dönüp baktigimizda daha doğrusu kendimizle yuzlestigimizde hep vermeye kosullandimiz,bu sekilde onları beslediğimiz gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor.Dediğiniz gibi obsesif yaklaşımlarimiz kendi ozgurlugumuzun onunde en buyuk engelimiz olmuş.Sevgiyi ve yüreklerdeki ışığı yakalamak için önce bizlerin yuzlesmesi gerekiyormuş.Yorumunuz harikaydı,sevgiyle kalın.

    Liked by 1 kişi

  7. Harika Mor Alev! Hastalarimizla konusurken vermek yerlestirmek istedigimiz en temel seyleri Melekler oyle guzel oyle onlara has sefkatleriyle aktarmislar ki! Cok tesekkur ediyorum! sevgilerimle🙏

    Liked by 1 kişi

  8. Sevgili Mor Alev ve melekler,
    kendimi oldukça tuhaf, sağlıklı ya da mutlu hissetmediğim için oldukça endişeli hissettiğim ve benim dışımdaki herkesi de çok mutlu, huzurlu, dengeli sandığım bir dönemde bu yazılanlar çok anlamlı geldi. Teşekkür ederim.
    “iyi” hissetmediğim için kendimi sorunlu, arızalı ya da bozuk sanan tarafım huzur doldu.
    İyi hissetmemeyi hep “yanlışlık” olarak tanımlayan bu toplumda büyümüş olmak yeterince yorucu değilmiş gibi, bir de kendime koyduğum sertlikleri fark ettim.
    Nasıl bir dönüşümden geçtiğimizi tanımlayamıyorum, ama iliklerime kadar hissediyorum. ve çok yoruldum açıkçası.
    ve ne yalan söyleyeyim, arada eskiyi, geçmişi, eski halimi özleyen tarafım da yok değil! Çünkü orası bildik, konfor alanım. Bunu yazarken bile, oraya dönmenin mümkün olmadığını biliyorum, bunu ben seçtim, bunu da biliyorum. Ama işte dedim ya, çok yoruldum.
    bu geçişte, bu arafta bu yazıyı saklayacağım. Yalnız olmadığımı bilmek güzel.
    Teşekkürler

    Liked by 1 kişi

  9. Çok ama çok etkilendim, tüm cümleleri hafızama kazımak istiyorum, o kadar iyi geldi ki, asla yalnız yürümediğimi hatırladım, çok teşekkürler Mor Alev 💜

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.