Negatif Düşünce Sarmalından Çıkış

IMG_0340

Sevgili Bilge Baykuşlar,

Blogun hayatına ilk başladığı zamanlarda “negatif düşüncelerden kurtulmanın beş yolu”  başlıklı bir yazı yayınlamıştım, yıllarca en çok okunan 10 listesinde yerini korudu. Bugün o eski yazıya biraz daha ek yaparak yeniden yayınlamayı düşündüm. Çünkü stres altındayız. İster istemez olumsuz şeyler duyuyoruz. Belli ve çok gerçek bir ölüm korkusu var, sevdiklerimizi kaybetme korkusu da hiç bu kadar yüksek olmamıştı. İşsizlik korkusu, parasızlık veya yokluk korkusu, sevdiklerini istediği gibi görememek ya da sadece özgürce dışarıya çıkamamak… Veya güvenliğimizi eline teslim etmiş olduklarımızın davranış ve seçimlerini onaylamamak. Öfke. Hepsi ruhumuza aykırı!

Biz insanlar diğer her varlık gibi buraya gelişmeye ve katkıda bulunmaya, yapmaya ve olmaya geldik. İçimizde yanan bir ateş var, en sessiz, en sabit görünenlerimizde bile! O ateş olmasaydı, ateş yakmayı bile öğrenemezdik! Şu anda yapmak ve olmak konusunda sıkıntı çekiyoruz.

Bütün bu çevresel etkiler ise bazılarımızda kötümser bakış açısı yaratıyor olabilir. Biliyorum,  hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Fakat böyle bir ruh haline saplanınca da çıkmak bazen zor gelebilir. Ben bunu aşağıya çeken bir sarmala benzetiyorum. Tutunacak bir yer bulamadığımız dipsiz bir kuyu.

Sizi bir şeyler rahatsız ediyorsa, düşüncelerinizi o konudan uzak tutmak çok zor gelebilir. Hatta araştırmalara göre bir şeyi düşünmemeniz istendiğinde o şeyi akıllardan çıkarmak daha da zorlaşıyor. Ancak aklınızdaki negatif düşünceleri tekrar tekrar susturmak, “iptal iptal” demek hem zor hem de ters etki yaratabilir. Bu bazen kronik depresyona kadar uzanabilir. Bilim insanları buna “zihinsel geviş getirme” ismini veriyor.

Psikolog Guy Winch buna hendekteki iğne benzetmesi yapıyor. Ben çıkmak bilmeyen kıymık diyorum. Hendek derinleştikçe iğnenin dışarıya çıkması zorlaşıyor. Zihinsel geviş getirmenin bir etkisi de konuyu aklınızda iyice büyüterek sizi orijinal halinden çok daha fazla kızgın ve üzgün bir ruh haline getirmesi.

İşte aşağıda geviş getirmemizi veya benim benzetmemi kullanırsak sarmaldan aşağı düşüşümüzü engelleyecek öneriler var, biraz iradenizi kullanarak ve aklınızı başka şeylerle meşgul ederek onu yeniden, olumlu ve yapıcı şeylere odaklayabilirsiniz:

Zihninizde alışverişe çıkın

Bu, yıllardır danışanlarımla da uyguladığımız inanılmaz etkin bir yöntemdir. Kendinizi sarmalın neresinde bulursanız bulun, hemen durun.

Kendinizi bildiğiniz bir markette düşünün ve gözünüzün önüne bir raf sırasını getirin. Konsantre olup oradaki bütün ürünleri sırasıyla hatırlamaya çalışın. Örneğin makarna sırası. Zihniniz gördüğü her şeyi kaydeder. Yani hatırlayacaksınız, merak etmeyin. Diyelim ki başladınız, belki önce markalarla, sonra da şekillerle, fiyonk, düdük, spagetti, vs… Yanında belki de salçalar var, devam… Bu sırada beyninize bir komut verdiniz ve nöronlarınız farklı şekilde yanmaya başladı, yepyeni bir elektrik yolu ışıldamaya başlıyor. Sarmaldan çıktınız! Ve bu sayede belki aklınıza orijinal negatif düşünceden çok farklı bir şey geldi, akşama ne pişireceğiniz ya da makarnayla ilgili bir anı… Bir dahaki sefere belki zihninizde temizlik reyonuna gidersiniz veya manava.

Eğer alışveriş sevmiyorsanız, herhangi bir listeyi hatırlamaya çalışabilirsiniz. Belki kütüphanenizdeki kitapların sırası, ya da telefonunuzdaki şarkı listelerinin sırası.. Sadece 30-60sn yeterli olacaktır. Her defasında negatif düşünce geri geldiğinde bunu tekrarlayın. Önemli olan disiplinli davranmak ve negatif düşünceye takılmadan derhal bir listedekileri saymak. Bunu bir saatte 20 defa bile tekrarlayabilirsiniz. Guy Winch diyor ki: “Bu size geçici bir çözüm olarak gelse de, bu şablonları yeterince güçlendirirseniz hem ruh halinizi düzeltebilir, hem de karar verme yeteneğinizi sağlamlaştırırsınız. Beyninizi bu tarz düşünceler geldiğinde bir başka yöne gitmesi için eğitebilirsiniz.”

Olumlu insanlarla birlikte olun

Bu, orijinal makalemde bulunan bir öneriydi, şimdi sosyal mesafe kurallarından dolayı bunu yapamayabiliriz. Ancak sürekli olumsuz düşünen ve konuşan birisi varsa o odadan çıkabiliriz. Pencereyi açıp bir nefes alabiliriz veya varsa balkona, terasa çıkabilir veya kendimizi çok farklı şeylerle meşgul edebiliriz.

Eğer dertli duygu ve düşüncelerden kendinizi uzak tutamıyorsanız bu içinde bulunduğunuz sosyal ortamdan dolayı olabilir. 2013 de araştırmacılar aynı yurtta kalan öğrenciler üzerinde yaptıkları araştırmalarda öğrencilerin birbirinden zihinsel geviş getirme alışkanlıklarını ve negatif düşünme şablonlarını kopyaladıkların gösterdi. Negatif düşünceler genelde endişe ve yüksek sesle düşünmeyi içerdiği için diğer kişiler tarafından çok kolay yansıtılıp kopya edilen bir davranış şekli. Yapabildiğiniz kadar negatif insanların etrafında olmaktan kaçının. Bunu yapamıyorsanız size bir salgın gibi geçebilecek karamsarlık ve endişe içeren şablonlara karşı uyanık olun.

Medya ve iletişim

Haberdar olmak istiyoruz. Modern insanın çevresinde olanlardan haberdar olması en büyük haklarından biri. Ancak haberle ilişiğinizi bu dönemde biraz kısmanız yardımcı olacaktır. Haber sunumu yoruma kaydığında artık o ekranın başından ayrılmanın zamanı gelmiştir. Daha çok tarafsız haber-haber diyebileceğimiz bilgilere ulaşmayı tercih etmeniz hem moralinizi hem de bağışıklık sisteminizi çok daha rahat tutacaktır.  Unutmayalım, kaygı bağışıklık sistemimizi düşürür. Enerjiyi bağışıklık sisteminden alır ve kaslara aktarır, bizi kaç-savaş-don tepkisine hazırlar. Oysa bulunduğunuz yerde, o habere dikkat vermiş halinizde bu tepkilere hiç ihtiyacınız yok. Gerçek tehlike yok.

Bir başka parametre de haber dinlerken, izlerken veya okurken nasıl hissettiğinizdir. Eğer içinizde bir sıkıntı, nefesinizde biraz olsun farklılaşma hissediyorsanız, başka şeylerle ilgilenme vaktiniz gelmiştir.

Hepimiz bir şekilde bir şeyler seyrediyoruz, film, belgesel, realite şovlar veya diziler. Ne izlediğinize çok ama çok dikkat edin. Sizi nasıl hissettiriyor? Eleştiri ve yargılamaya düşüyor musunuz? Bu zamanda daha çok gerginliğe, daha çok şüpheye, korkuya, üzüntüye ihtiyacınız yok! Bilinçli seçim yapmak hepimize yardımcı olacaktır.

Aynı seçiciliği okuduğunuz kitap ve romanlarda da göstermeniz  yardımcı olacaktır. Veya sosyal medya akışınızda. Eğer sürekli şikayet eden veya eleştiren mesajlar varsa o arkadaşlarınızın paylaşımlarını bir süreliğine geçici olarak gizleyebilirsiniz.

Dinlediğiniz şarkılara da dikkat edin. Karamsar, yalnızlık, çaresizlik, bıkkınlık içeren şarkılar arka planda bizleri programlıyor, ister istemez o şarkılarla birlikte daha olumsuz hissetmeye başlıyoruz, hipnotize oluyoruz. Evet, hepsi ister karamsar olsun, ister iyimser, sanattır. İnsanlık hallerini anlatır ve çok değerlidir. Fakat bu içinde bulunduğumuz zamanda daha olumlu şeyler dinlemeniz ve hatta söz içermeyen müziğe yönelmeniz yardımcı olabilir. En azından acıklı şarkıları bir süreliğine dinleme listenizden çıkarın.

Bu sevgi gibi mi?

Komplo teorileri. Arkadaşlar bu konuda bu zamanda belki de koskoca bir makale yazmak gerekiyor. Covid-19 ortaya çıktığından beri, o kadar çok insan bana sayısız komplo teorisinin gerçek olup olmadığını soruyor ki! Ben bilmiyorum. Hatta sizi kırmak pahasına söylemeliyim, ben bunlarla İlgilenmiyorum. Çünkü ben kendi gerçeğimizi kendimizin yarattığına inanıyorum. Hepimizin BİR olduğuna inanıyorum. Kötü adamların peşinde koşmak yerine SEVGİye ve sevginin her şeyin şifası olduğuna inanıyorum. Kendimizi ve insanlığı kabul etmemizin ve bu kabulle gelen bağışlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ve soruyorum, bu teori sizi nasıl hissettiriyor? Pek de iyi değil. Korkmasanız bana yazmazsınız. Gerçekliğinden bile emin olamadığımız bir teorinin çaresi nedir? Yok. Çünkü gerçek olup olmadığını bile bilmiyoruz. Sanki birileri çok şey biliyor, o birileri bizden daha üstün, uyanık ve biz cehaletimizle olduğumuz yerde kıvranıyoruz. Bütün bunlardan dolayı çaresizlik hislerine kapılıp gidiyoruz. O zaman bu teori, çare de önermediği sürece sevgi gibi mi? Kendi gücünüzü tanımanıza, kendi gücünüzle kendi gerçeğinizi yaratmanıza yardımcı oluyor mu?

Peki, komplo teorilerini neden seviyoruz? Binlerce yıl boyunca zihinlerimizi tehlikeye karşı tetikte olmaya ve sorun çözmeye programladık.  2015 yılında paylaşmış olduğum bir mesajdan alıntılarsam: Kendimizi bedenlerimizle tanımlamaya başladık ve böylece zihin programlamamız bedenin kısıtlamaları ve hayatta kalmak (yaşam mücadelesi) üzerine kuruldu. Bedenin hafızasındaki bilgilerin çoğunluğu yaşamı sürdürmekle ilgili. Robot zihnimiz özgürlüğü ve rahatlığı  hayatta kalmamızın önünde bir tehdit olarak görüyor. Çünkü ona göre “her zaman her köşede tehlike pusuya yatmış bekliyor”. İşte bu yüzden sürekli “hayatta kalma mücadelesi” modunda kalıyoruz. Bizden önce yaşayanların yüz yüze geldiği tehlikelerin tarihiyle kodlanmışız.

Yani dostlar, komplo teorileri dikkatimizi çekecek. Zihinlerimiz sorun bulamazsa, sorun yaratıp çözmeyi sever. Kendini akıllı hissetmeyi sever. Bizi koruduğunu hissettirmeyi sever. Teoriler ister gerçek olsun ister değil. Burada zaten onların gerçekliğini konuşmuyoruz. Sizi nasıl hissettirdiğini konuşuyoruz.

Negatif düşünce sarmalına kapılıp gitmemek için komplo teorilerini en azından şimdilik azaltmak yardımcı olacaktır.

Endişelerinizi çöpe atın

Size delilik gibi gelebilir ama ruhunuzu didikleyen bu düşünceleri yazıp çöpe atmak ya da yakmak son derece etkili bir yöntem. 2012 de Ohio Üniversitesi araştırmacıları vücutları ile ilgili negatif düşüncelerini yazdırıp attırdıkları kişilerin birkaç dakika sonra yapılan testlerde bile kendine  güvenlerinin yükseldiğini ve yazdıkları kağıtları atmayan kişilerin ise aynı karamsar ruh halinde kaldıklarını kanıtlamışlar. Profesör Richard Perry diyor ki “Düşüncelerinizi nasıl etiketlerseniz – yani çöp ya da  bir kenarda durması gereken – bu o düşünceleri nasıl kullandığınız konusunda büyük bir fark yaratıyor.” Elinizin altında kağıt yoksa aynı şeyi bilgisayarınızda yapabilirsiniz.

Yaratan kutusu

Yukarıda yazan öneriye benzer bir şekilde, benim en sevdiğim yöntemlerden biri o anda çözemediğim, bir türlü sonucunun ne olacağını bilemediğim konuyu Yaratan’a teslim etmektir. “Bunu ben bilmiyorum, nasıl olacağını çözemiyorum, sana veriyorum, sen hepsini bilirsin, sen her şeyi yönetensin ve çözümü de getirirsin, sana güveniyorum.” anlamına gelen bu yöntem şöyle: Bir Yaratan kutusu edinin ya da bir zarf veya çanta bile olur. Endişenizi, olumsuz düşüncenizi, öfkenizi, pişmanlığınızı, o anda sizi meşgul eden şey neyse ona yazın ve Yaratan’a teslim edin. Kutunuza, zarfınıza koyun. Evrenleri yöneten Sevgi sizi de seviyor. Rahatlamayı derhal hissedeceksiniz. Bu sırada şaşırtıcı bir şekilde ya bir şey duyabilir, ya bir fikir gelebilir veya bir yardım alabilirsiniz. Sadece ona bırakın, ama gerçekten ona bırakın yeter!

Uykudan önce

Bazen ne kadar yorgun olursanız olun, yatağa gidersiniz ve aklınıza hiç olmayacak olumsuz bir düşünce takılır, hisler düşünceleri takip eder… Birden bire öfkeli, üzgün, koku dolu veya çaresiz hissedebilirsiniz. Yıllar yıllardır bunu yaşamadım. Nasıl mı? Aklıma uyumadan önce artık öyle şeyler gelmiyor. Gelmemesinin sebebi ise zihnimi eğitmiş olmam. Eğer uyumak için odama çekildiysem, uyurum. Bu kadar. Bunun yolu ise şöyle:

Aklıma ertesi gün yapmam gereken bir şey, çözmem gereken bir sorun veya geçmişe dair bir olumsuzluk geldiğinde derhal Yüksek Benliğime dönüyorum. “Ben şu anda yorgunum. Bedenimin dinlenmeye ihtiyacı var. Lütfen bunu sen çöz. Ne gerekiyorsa yap. Sabaha yeni çözüm veya fikirlerle uyanayım. Çok teşekkür ederim.” Bir iki derin nefes sonrası o uyku sevgiyle gelir. Sabah uyanınca da aklınızda bir çözüm mucizevi şekilde belirir. Bazen gece derdimi Yüksek Benliğime devretmiş olduğumu bile unutur ve kendime çok zekiyim derim 🙂 Ama sonra aklıma gelir, “Ben yardım istedim ve geldi. Çok teşekkür ederim. Ben seviliyorum.”

İşte bunu yapa yapa artık geceleri hiçbir kaygı olmadan uyuyorum. Çünkü biliyorum, o saatte zaten hiçbir şeyi çözemeyeceğim.

Sıcak bir fincan çay ya da kahve

Negatif düşüncelerin pek çok sebebi olabilir. Ancak siz yalnız hissetmeye odaklanmışsanız, kendinizi fiziksel olarak ısıtarak rahatlayabilirsiniz. 2012 de Yale Üniversitesi araştırmacıları ellerinde ısıtıcı paket tutan kişilerin geçmişte kalmış yalnız anılarla ilgili daha az negatif duygu taşıdıklarını buldu. Bu arada yalnız insanların diğerlerinden daha uzun ve sıcak duş aldıklarını da buldular. Yalnızlıkla ilgili olumsuz düşünceler taşıdığınızda vücudunuzu lezzetli bir çay ya da kahveyle ısıtın. Ama lütfen bunun gerçek insan teması yerine geçemeyeceğini de hatırlayın.

Bedensel hareket

İşte bu başlığı belki de kırmızı yapmalıyım! Hareket edin. Evet, biliyorum, içinizden evde spor yapmak gelmiyor bu sokağa çıkma yasağı günlerinde. Hatta belki de bütün bir gün pijamalarla bir koltuktan diğerine geçiyorsunuz… Ama bu bedenin harekete ihtiyacı var.

En iyisi kendini biraz zorlayarak da olsa spor yapmaktır. Şu anda bir sürü bedava YouTube egzersizi, yoga, HIIT var. Onları takip edebilirsiniz. Ama belki de dans edersiniz. Ne dansı olduğu hiç önemli değil, isterseniz şapşal dansı olsun! Kimse görmeyecek 🙂 Veya evinizi tam bir arınmadan geçirebilirsiniz. Rafları, dolapları yeniden düzenleyebilir, ihtiyacınız olmayan şeyleri yardım derneklerine vermek için toparlayabilir ve sonunda hem evinizi düzenlediğiniz hem de birilerine faydanız olduğu için çok iyi hissedebilirsiniz.

Bedensel hareketin faydaları saymakla bitmiyor biliyorsunuz. Etkileri bağışıklığın yükselmesinden, zihinsel dinçliğe kadar gidiyor. Ama en güzeli yüzünüze bir gülücük kondurmasıdır ki, bu da negatif düşünce sarmalının en iyi panzehiridir. Bir deneyin, pişman olmayacaksınız.

Yardımseverlik

Yardım edin. Sizin için önemli olan konu neyse onun için harekete geçin. Sokak hayvanlarını besleyebilir, çocuklara veya yaşlılara yardım derneklerine katılabilir, yoksullara veya bu zamanda işini kaybedenlere yardım paketleri hazırlayabilir, sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarıyla ilgili çalışmalar yapabilir, çevre dernekleriyle çalışabilir veya kendi hareketinizi yaratabilirsiniz. Komşularınıza yardım belki sizi çağıran şeydir.

Sizi ne heyecanlandırıyor? Sizi nasıl bir değişim mutlu ederdi? İstediğiniz değişim olabilmeniz için bundan daha uygun zaman olmadı! Vermek, en büyük mutluluklara yol açan bir davranıştır. Bu sırada negatif düşünceler de uçar gider.

Durumunuzu yeniden değerlendirin

Orijinal mesajda şu paragraf da vardı, hiç dokunmadan bırakıyorum:

“Eğer zihinsel geviş getirme arzu ve alışkanlığınız çok güçlüyse, aklınızı dağıtmak çok kolay olmayacaktır” diyor Winch. Onun için aklınızı başka bir şeye vermeyi denemeden önce durumu yeniden yapılandırıp, çerçevelemeniz ve yeniden değerlendirmeniz      gerekebilir. Örneğin, bir yerde saatlerce bir beklemek zorundaysanız; neleri kaçırdığınızı veya beklemek yerine neler yapabileceğinizi düşünmek yerine sizi seven kişileri arayıp konuşun ya da oturduğunuz yerde halledebileceğiniz bir iş üzerinde uğraşın. Bu sıkıcı durumu bir fırsat olarak gördüğünüzde geviş getirmeyi bırakıp başka düşüncelere doğru yol almak çok daha kolay olacaktır.

***

Arkadaşlar, eskisinden çok daha uzun bir yazı haline geldi. Bütün bu küçük egzersizlerin yanında endişe, negatif düşünce şablonları ve karamsarlıktan kurtulmanın ve içinde şefkati bulmanın en iyi yollarından biri meditasyon yapmaktır. Bunu bir defa deneyin, eğer başarılı olduğunuzu hissetmiyorsanız hemen bırakmayın. Kendinize en uygun yöntemi bulana kadar deneyin. Hayata bakış açınız değişecek!

©Mor Alev 2020


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Telif Hakkı© 2020 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.wordpress.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2020 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.wordpress.com/

9 comments

  1. Ne tatlısın sevgili Mor Alev … iyi ki varsın … o kadar değerli ve önemli bilgiler ki … tam da ihtiyaç olunan bu özel günlerde … herkesin bu konuda uyanması farkında olması ve yöntemleri emek zaman ve sebat göstererek uygulaması ve meyvelerini alması dileğimle
    Sonsuz teşekkürler ve sevgi 😇🙏💙🧿

    Liked by 1 kişi

  2. Her zamanki gibi , zamanında 💜 kaplten kalbe konuşur gibi …değerli paylaşımlarınız icin teşekkür ederim 🙏🏼 sevgiler 💜

    Liked by 1 kişi

  3. Son derece yararlı bir yazı ve tam da ihtiyacım olduğu bir anda geldi. Çok teşekkürler🙏❤️

    Liked by 1 kişi

  4. Gerçekten negatif bir haber okudum ve öncesinde geviş getiriyordu zihnim ..Ne yapabileceğimi bulmak içim sayfanı açtım moralev..Rahatça uyuyabilirim,yardım talebinde bulunarak gerçekten de yorgunum..Seni seviyorum 😍😍

    Liked by 1 kişi

  5. Bu sevgi gibi mi? sorusunun dolu dolu “Evet” yanıtı bir yazı!!! Çok teşekkürler sevgili Mor Alev!

    Liked by 1 kişi

  6. Ne zaman gerçekten size ihtiyaç duysam,sayfanıza girsem hep benim için yolumu aydınlatan ”ışık ” oldunuz!! O kadar özel ve değerlisiniz ki ! Dilerim sizinde yolunuz hep ışık olsun Sevgili Mor alev ,sizi seviyorum !

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.