2020 Terazi Süper Dolunayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

**Lütfen makalenin altındaki telif hakları uyarısına saygı gösteriniz. Teşekkürler.**

D8EEA258-4ACC-45ED-B3FE-452412A6C591Terazi dolunayı, 8 Nisan sabah saat 05.35 de gerçekleşen bir süper dolunay. Yılın en büyüğü. Dünyaya her zamankinden daha yakın olacak, daha büyük görünecek, mikro aydan %14 daha parlak, %30 daha büyük. (timeanddate.com)

Dolunaylar yaratıma giden yolda büyük gerginliğin oluştuğu anları getirirler. Doğum sancısını düşünün. Acılı olabilir, en azından çok heyecanlıdır. Duygularımızda çalkantılar oluşur, çekim gücü yüksek dolunay iç denizimizi kabartır ve genelde taşmalara karşı yerleştirdiğimiz bariyerler aşılır. Kimi zaman bu taşma içte yaşanır, kimi zaman dışımıza da yansıtırız. Bu gerginliğin ve taşmanın bir sebebi vardır. Yaratım her zaman belli bir salıverme işlemini gerektirir, bir şeyleri yollamadan, yeni için yer açamayız.  O yüzden dolunaylar şifalanma ve arınma için mükemmel zamanlardır.  Dolunayın ışığı hayatımızda ne varsa aydınlatır, iyisiyle kötüsüyle… Ve bu aydınlatmayı da kabarmış duygularla yapar ki, görmezden gelemeyelim. Dolunay bizi duygularımız aracılığıyla yaratıma doğru itekler, korkularımızı yüzümüze çarpabilir ve o korkular eşliğinde dirence de geçebiliriz. Bu da çakışan dinamiklere yol açabilir. En çok istediğimiz şeylerin önünde korku ve direncimizle kendimiz birer engel haline gelebiliriz.

Dolunaylarda duyguları tarafsızca değerlendirmek, ne anlama geldiklerini incelemek ve sakince, korkusuzca karar vererek harekete geçmek ise yapabileceğimiz en olumlu şeydir.

Bu dolunay, ben-biz ekseninde gerçekleşiyor. Koç’taki güneşin ışığı Terazi’deki ay tarafından yansıtılıyor. Doğal olarak her çeşit ilişki öne çıkıyor.

“Ben ne istiyorum, sen ne istiyorsun, onlar ne istiyor, biz ne istiyoruz?” Tipik Terazi dolunay sorularıdır. Ve bu masum sorular, sevgi, paylaşım, uzlaşma, işbirliği, birleşme, neşe-keyif-coşku, verimlilik kaynağı olabileceği gibi anlaşmazlık, kavga, savaş, uzaklaşma, açgözlülük, ihanet ve daha pek çok benzeri olumsuzluğun kaynağı olabilir.

Sevgili Bilge Baykuşlar, bundan bir yıl kadar önce 2020’nin önemli astrolojik hareketlerinin Sabian sembollerini listeleyip yılın enerji hikayesini okumaya çalışırken bu dolunayın sembolünde şöyle bir durdum!

“Saklanmakta olan hırsız çetesi”

DEC85DB0-E4F6-4A4E-BA5E-85897CE657E4O zaman bütün dünyanın çıplak gözle görülemeyen bir tehditle uğraşacağı tabii ki hiç aklıma gelmiyordu. Bu sembolü görünce ürperdim ve ilk düşüncem, “zaten sert olan 2020 enerjilerine bir de hırsız çetesinin katılmasına hiç ihtiyacımız yok!” oldu. Ama şimdi hayatlar ve gerçekliğimiz öylesine çabuk değişirken, bu sembol de ilk bakışta göründüğünden çok daha değişik, derin bir ve hatta birkaç anlam kazandı. Sembolü farklı bağlamlarda inceleyelim…

Virüs

Bu sembol, bir yıl sonra bize açıkça virüsü anlatıyor. Bir hırsız çetesi var. Çeteyi belirledik, ne yaptığını biliyoruz, bizden ne çaldığını da biliyoruz. Ama onu göremiyoruz. Peşinden koşuyoruz, çeşitli tedavi yöntemleriyle köşe kapmaca oynuyoruz. Hastalık eğrisinin yükselişini yavaşlatmak için sosyal mesafe kuralları, karantinalar uygulanıyor. Fakat yine de göremiyoruz. Bu sembol bizi uyarıyor. Çete henüz yakalanmadı. Yapabileceğiniz şey şimdilik önlemleri artırmaktır. Nüfusun bir kısmı evlere kapanalı birkaç hafta oldu. Gevşemeyin. Önlemlere devam edin. Hem fiziksel, hem de ruhani önlemlere. Yani meditasyonunuzu, ışık çalışmalarınızı aksatmayın. Moralinizi yüksek tutun. Bunun yanı sıra, elinizden geldiğince sağlıklı beslenmeye, sağlıklı davranmaya özen gösterin. Hijyeni unutmayın.

Robin Hood?

Dane Rudhyar bu sembol için şu temel düşünceyi seçmiş: “Uyumsuz sosyal ayrıcalıklara karşı protesto” Bu sembolü zenginden çalıp fakire paylaştıran Robin Hood ile bağdaştırarak katı sosyal tabakalara sahip dengesiz topluma karşı protestonun olumlu bir faktör olabileceğini de ileri sürüyor ama kendi de soruyor: Böyle bir protesto ne kadar geçerli ve etkindir? Bence cevabımız “Hiç!”

Günümüze uyarlarsak, bütün bir dünyada çok büyük bir sosyal ve ekonomik dengesizlik olduğu açık. Ben Robin Hood düşüncesini ne romantik buluyorum, ne de akılcı. Ancak dengelerin sağlanması için yasadışı vur-kaç tekniği yerine, şeffaf oluşumlara, sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç olduğu da ortada. Bolluğun adaletli bir şekilde paylaşılması şart. Bu, bir araya gelip, toplumsal dengeyi çok çeşitli şekillerde arayacağımız bir dönemi işaret ediyor. %1 ile %99 arasındaki uçurum, yaşanan kriz dolayısıyla çok daha belirgin oldu. Ve bütün bunları söylemek için Sabian sembolüne de ihtiyacımız yok dostlar. Zaten mantık diyor ki, bu düzen böyle gitmez! Çok daha paylaşımcı, çok daha adil, çok daha açık toplumlara doğru yola çıkmamız yaşanan krizin en olumlu sonuçlarından biri olabilir – eğer biz bu yönde çalışırsak tabii.

Birileri bir şeyler çalıyor ve saklanıyor

Burada dikkat çekilen şeylerden biri haksız kazançtır. Bundan bir-bir buçuk ay önce yurtdışındaki bir tanıdığım istedi diye internetten bir kutu basit maske ısmarlayayım dedim ve normalde tanesi elli kuruş olan incecik kağıt maskelerin kutu fiyatı üç yüz liraya kadar fırlamıştı. Almadım tabii. Onun için başka bir yerden başka çözümler buldum. Bu sembol birilerinin durumu ve diğer insanları suistimal ederek kazanç sağlamaya çalıştığını ve çalışacağını söylüyor ve uyarıyor. Fakat aynen virüs gibi bu olumsuzlukları yapan insanların da kimlikleri ya ifşa oldu, ya da olacak ve onlar da saklanmak zorunda kalabilirler.

Maskeler

0820C0BF-80A6-4102-A04C-E405BD67155CSevgili dostlar, bu sembolü ilk gördüğümde aklıma maske takan banka soyguncuları gelmişti. Hatta yukarıda resmini paylaştığım Daltonlar görüntüsü…

İşe bakın ki, şimdi hepimiz, bütün dünya dışarıda maske takmaya çağrılıyor. Bu sırada maskeli kahramanlar her gün, her an hayat kurtarmaya çalışırken kendi hayatlarını da tehlikeye atıyorlar.

Şüphe, İnanç ve Suçluluk Duygusu

Bu noktaya kadar sembolü güncel olaylar bağlamında inceledik. Ama enerjiyi aktive eden dolunay duygularımızın ve bilinçaltımızın yöneticisi. O yüzden iç dünyamızdaki etkisi çok daha büyük olacaktır.

Denge ve adaletin burcu Terazi’nin en büyük gölgelerinden biri de karasızlıktır. Ölçerken, tartarken kararsızlığa düşmek şüpheyi işaret eder. Bizler klasik astrolojide şüphenin, paranoyanın Akrep huyu olduğunu öğrendik ama işte burada, tam karşımızda Terazi’de duruyor.

Birisinin sizden bir şeyler aldığına ve bunun karşılığını vermediğine mi inanıyorsunuz? Belki de kendinize inanmıyor, kendinizden şüphe ediyorsunuz. Geçmişi tekrar tekrar yaşama korkunuzdan ilişkilerinizde saklanmayı mı tercih ediyorsunuz? Veya doğrudan ilişkilerden saklanmayı?

Bu zamanda en büyük düşmanımız şüphe – mi?

İlişki eksenindeki bu dolunay diyor ki; Sizi ilişkilerinizde kendinize veya diğer kişilere karşı şüpheci yapan şeyin ne olduğunu düşünün, çünkü bir şeyi açıkça görürsek onu salıverebiliriz. Bu düşünceler ve yaklaşımlar salıverilmediği takdirde onları haklı çıkaran durumları kendimize çekmeye devam ederiz. Arkanızdan doğru nelerin çevrildiği gibi düşüncelerle paranoyaya düşmeyin. Veya kendi yapmış olabileceğiniz haksızlıklardan dolayı suçluluk hissetmeyi bırakın. Eğer bir şey sizi suçlu hissettiriyorsa, yapmayın! Yapmış iseniz bir şekilde harekete geçip onu düzeltin.

Ancak, uyanık olmak, görmezden gelmemek de çok önemli, tabii ki paranoyaya kaçmadan. Bir şeyler içinizde şüphe, zihninizde sorular yaratıyorsa, gidip sorun! Kendi prensipleriniz konusunda olabildiğince berrak olun ve onlara bağlı kalın. Sezgilerinize güvenin. Ve sorun, bu sevgi gibi mi?

Bu zamanda en büyük şüphelerimiz geleceğimize dair. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilirken, geleceğin neye benzeyeceğini de bilmiyoruz. Peki şimdi bir pandeminin ortasında bununla ilgili ne yapabiliriz? Elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz çoğumuz. Bir kısmımız ise günlük kazancını çıkarıp eve ekmek götürme derdinde. Çözüm bulmak için yenilikçi düşünceye ihtiyacımız var. Ama şüpheler ve korkular içinde kıvranırken ve her an köşeden fırlayabilecek bir hırsız çetesi olmasını beklerken bu imkansız görünüyor.

Biliyorum, biliyorum… herkes her yerde bu tuhaf resetleme zamanını ana dönmek için kullanmanızı söylüyor ve bundan da bıkmış olabilirsiniz! Ama çözüm gerçekten özgürce düşünmekte. Özgürce düşünmek için ise kendimizi sürekli olarak ana geri getirmeli ve şüpheleri, korkuları salıvermeliyiz. Dün meleklerin önerdiği gibi nefes alın dostlar. Nefese çok özen gösterin.

İçinizdeki inancı nefesinizle tazeleyin. Bu sadece bir tünel, bir geçiş, bir kısa yol, bir zaman çizelgesi sıçraması.

Özgür düşünce, çözüm odaklı olmak ve şüphelerden arınmak için ise dolunayın ışık kaynağı güneşe dönüyoruz. Güneşin Sabian sembolü:

“Doğu desenleriyle süslü sihirli halı”

Ya da ben buna kısaca “Uçan Halı – Büyük Resim” diyorum.

Bazen uçmayı tercih ederiz çünkü yükseklerden aşağıdaki manzarayı görmek isteriz. Büyük resim o zaman bütün netliği ile ortaya çıkar. Aradığımızı çok daha kolay bulabiliriz. Uydu fotoğraflarını düşünün, içinde yaşadığınız şehri bambaşka bir açıdan görmenizi sağlar. Arkeolojide, haritacılıkta, ormancılıkta artık bu çok kullanılan bir yöntemdir. Biz aslında neredeyiz? İçinde bulunduğumuz dört duvar, binalarla çevrelenmiş sokaklar, bulvarların da ötesinde nerede yaşıyoruz? Bulunduğumuz yer neye benziyor? Kendimize nasıl bir ortam yarattık? Ve o çok arayıp da bulamadığımız hırsız çetesi nerede? Gerçekten var mı?

Dane Rudhyar bu sembolü “yaratıcı düşüncenin kullanılması” olarak özetlemiş. Bildiğimiz her şeyin üzerinde uçarsak, kendimizi gündelik hayatın gerçekliğinden kısa bir süre için ayırıp, onu dışarıdan incelersek ne olur? Endişe ve kaygıların yersiz olduğunu görebiliriz, bir sonraki adımımızı aynı harita da yol bulur gibi belirleyebiliriz. Bakış açımız değiştiğinde olayları, durumları, duyguları çok daha iyi anlayabiliriz. Hatta kaybolmuşluk duygusunu eleriz. Çünkü yükseklerde nerede olduğumuzu biliriz, sokaklar arasında kaybolmak yerine önümüzde bir rehber görüntü vardır.

Bu, 2016-2017 astrolojik senesinin Sabian sembolüydü, eski okuyucular hatırlar. O zaman şunları söylemişim: “Önce bilmediğimizi itiraf edersek, sonra durumu anlamaya ve akabinde yeni anlayıştan yola çıkarak çözüm getirmeye niyet edersek, yolun yarısından çoğunu almış oluruz. Bu astrolojik yılda, en iyi uçuş sizi bulunduğunuz yere zincirleyen bağları kesip, tarafsız alana geçmek üzere meditasyon yaptığınızda gerçekleşecektir. (Meditasyonu günlük alışkanlık haline getirmenizi kalpten öneriyorum, bunun sadece kendimize değil insanlığa hizmet olduğuna inanıyorum.) O zaman sezgileriniz size bir sonraki adımı, gerçekleri, yeni yöntemleri anlatacaktır. Böyle olunca da sarsıntılı kara yolculuğu yerine hedefinize uçarak ulaşacaksınız.”

Arkadaşlar, bu dolunayda daha pek çok açı var. Mars ve Uranüs karesi, geniş açılı bakarsak Oğlakla bir T kare açı, Jüpiter-Plüton-Eris dinamikleri, Venüs’ün yarattığı bir güzel üçgen açı…

Bu tünel yolculuğu sarsıntılarla, gürültülerle olağanca hızıyla devam ediyor. Tren raydan çıkmadı. Büyük resme odaklanalım. Ana odaklanalım. İlham geldiğinde harekete geçelim. Oturduğumuz yerde kalmayalım. Bu sırada en yukarıdaki soruları da düşünelim, “Ben, sen, siz, biz ne istiyoruz? Neye ihtiyacımız var? Nasıl uzlaşabiliriz?”

4649AF52-7CA2-40E3-B978-F8121EB62700Ve ben sizin ebeveyniniz değilim tabii, biraz çok bilmişçe oluyor ama içimden şöyle demek geliyor: Dışarıdaki tüm maskeli meleklere de şükranlarımızı sadece sözle değil, şimdi moda olan reklamlardaki gibi değil, içten gelerek ve davranışlarımızla da sunalım. Onların işlerini kolaylaştıralım, hayatlarını kolaylaştıralım. Maskeli melekler bizim hayatımızı desteklemek için her yerde, çarşıda, fabrikada, ofiste, yollarda… Kolay değil. Ve kolay olmamasına rağmen üstesinden geliyorlar. Geçen gün Greg Bradden’in dediği “Bizler bu zamanlar için yaratıldık!” inancını pekiştiriyorlar.

O zaman bu dolunayın başlığı şöyle olsun mu?

“Maskeli Melekler”

Bu Gökyüzü ile Yükseliş Raporunu Michael Beckwith’in sözleriyle bitirelim:

“Her problemin arkasında kendini sordurmaya çalışan bir soru vardır. Ve her sorunun ardında kendini göstermeyi bekleyen bir cevap vardır. Her cevabın ardında, hayata geçmeyi arzulayan bir hareket vardır. Ve her hareketin ardında doğmayı bekleyen, bunu çok isteyen yeni bir yaşam vardır.”

Hepinize inanç ve güven dolu bir dolunay dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2020


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

12 comments

  1. Merhaba Mor alev zor zamanlarda ardı arkası kesilmeden yaptığın tüm bu çalışmalar için teşekkür ederim. Çok net bir soruma yanıt rica ediyorum.

    Demişsin ki;

    (Meditasyonu günlük alışkanlık haline getirmenizi kalpten öneriyorum, bunun sadece kendimize değil insanlığa hizmet olduğuna inanıyorum.) O zaman sezgileriniz size bir sonraki adımı, gerçekleri, yeni yöntemleri anlatacaktır. Böyle olunca da sarsıntılı kara yolculuğu yerine hedefinize uçarak ulaşacaksınız.

    Seninle direkt bir nokta atışı yapacak olsaydık, şu dönemde hangi meditasyon örneğini uygulamaya geçirmemi önerirdin? Linkini paylaşabilir misin.

    Meditasyonu günlük hayatta henüz alışkanlık haline getirmemiş biri olarak bazen seçenek ve metodların fazlalığı bizler için oldukça akıl karışıklığı oluştura biliyor şimdiden teşekkürler.

    Beğen

  2. Bu zamanda en büyük düşmanımız şüphe – mi?

    Sevgili Mor alev,

    Evet tam da öyle. Güneş burcu terazi, ay burcu kova olan biri olarak son günlerde hissettiğim duygu tam da bu şekilde. Sadece ilişkilerimde değil, severek takip ettiğim ve saygı duyduğum insanlar için bile hissediyorum bunu. Ve çözüm olarak da dengede kalma ve olanları bir süre yorumlamayarak devam etme kararı vermiştim. Bir süre “bilmeme” hali içinde kalabilmeyi deniyordum. Rehber olan bu yazı ile birlikte salmaya da niyet ediyorum. Hediyeleri için teşekkür ediyorum.

    Liked by 2 people

  3. Bu dönemde yazılarınız bana da güç veriyor, evet siz demiştiniz, gücünüzü elinize alın, bir yandan bu hali de yaşıyorum, bugüne kadar hep kendini kısıtlayan bir balık burcu olarak. Ben sadece şunu yazmak istedim…”İçinizdeki inancı nefesinizle tazeleyin. Bu sadece bir tünel, bir geçiş, bir kısa yol, bir zaman çizelgesi sıçraması.” dediğiniz betimleme o kadar güzel anlatıyor ki bu zamanı, evlerimizde izoleyiz ama zaman o kadar çabuk geçiyor ki, aktif bir iş hayatım vardı 20. gün öncesinde o zamanlar hep zamansızıktan şikayet ediyordum, yarım kalan işlerimi tamamlayamamaktan..işte şimdi tam da o zamandayım, tamamlamaya başlıyorum, şükrediyorum, asla televizyon açmıyorum, birşeyi bilmem gerekirse bilmem gerekir diyorum.. Kabullendik ailecek şimdi bundan sonra ne olacak, ve o an geldiğinde hazır olmalıyız diyorum..ama bunun ne olduğunu bilmiyorum..şükrediyorum sadece, şükretmek bana çok iyi geliyor..hepimizi seviyorum

    Liked by 1 kişi

  4. çok garip 20 gündür evde oldugumu bile unutmusum sanki hep evden calisiyordum ; hic sıkılmıyorum ve suraya gitsem de demiyorum sükür . Ne kadar sürecegi belli olmayan bisey yasiyoruz ve bunu kabullendim .Ustelikte ilk gunden beri … Ben de saskinim ama kendi hayatimda daha kötü durumlar yasadigim icin gecmiste bu inanin hicde zor ve dayanilmaz gelmiyor bana . Ustelik markete gidip alacak paramiz var ve alacaklarimizi evimizde yiyebilecek kadarda saglikliyiz sükürler olsun
    Not:Pollyanna yazmis gibi yaziyi sanki ama aksine pesimist bir insanim 🙂

    Liked by 3 people

  5. Saklanan hırsız çetesi İcimde hissettigim seylerle cok ortusuyor aslinda. Son donemde surekli gecmisten, gecmis nesillerimdeki hikayeler kulagima caliniyor ve farkindaligim buralarda yasanmis ve genlerle bana aktarilmis olabilecek olumsuzluklari hissetmem ve bir düğümü sabir ve sevgiyle çözmem icin beni yonlendiriyordu. Yani su anki hayatimin enerjisini çalan, kendisine ait olmayan yasam enerjimi gun yuzune cikabilmek icin kullanan eski aile travmalari (hirsiz cetesi :)) benim onlarin saklandiklari yeri bulmam ve sevgiye özgür birakmami bekliyorlar. Bu yaziyi okuyunca o kadar yerli yerine oturdu ki hissettiklerim. Iyi ki, iyi ki varsin! Şükranla ve sevgiyle

    Liked by 2 people

  6. Tesekkür ederim Mor Alev 🙏 Maskelei meleklerin varliklarina sükrediyorum🙏 Hizmetlerinden dolayi Tesekkür ederim🙏 Hepimizi seviyorum ❤️Sevgiyle saglikla kalin🙏🌈🌻🦋🍀🌵

    Liked by 1 kişi

  7. Sevgili Mor Alev, okurken “saklanmakta olan hirsiz cetesi” hakkinda soyle bi dusundum ve gozlemledim. Bana 2 seyi anlatti bu sembol ve ikisi de ayni cozum yontemine cikiyor:

    1.bu icimizde saklanan blokajlar,gecmisten kalan cengeller. Saklanip enerjimizi, gucumuzu calmak uzere bekleyen hirsizlar. Onlari yakalamak icin cok dikkatli olmak ve tum ic dunyamizin,zihnimizin,kalbimizin tum enerji bedenlerimizin her bir sokagini akilli sakin bir dedektif titizligiyle arastirmak ve yakalayip donusturmek gerekiyor. Fakat her zamanki gibi isik bizle, dolunayin da yardimiyla onlarin biraktigi izleri izlememiz ve saklandiklari yeri bulup cikartmamiz,kendimizi ozgurlestirmemiz ve icdunyamizi tum hirsizlardan guvenli hale getirmemiz isten bile degil. Yeter ki sakin ama tedbirli davranalim(bu suanki kolektif enerji zaten)

    2.hem dista,hem ekonomik mucadelelerde,hem dunyanin kaynaklarini calan,hem biz insanligin enerjilerini umutlarini korkuyla calmaya ugrasan hirsiz cetesi. Bunlarin varligina hepimiz uyandik.fakat suan icin saklansalar da onlarin hicbir sey calamamasina izin vermek tamamen bizim elimizde. Bu da yine sakin bir dikkat ve titizlik istiyor.

    Her ikisi de suna cikiyor: farkindaligin yuksek olmasi kayiplar yasanmamasi icin cok onemli. Hirsizi kovalamaya odaklanmayin,o saklansa da kendini belli edecek. Odak anda kalmak,farkindaligimizi ve bilincimizi yukseltmek oldugunda,saklanacak yeri zaten kalmayacak.

    Hazir evlere de kapanmisken(calisanlar icinse zaten surekli anda kalmak/dikkatli farkinda olmak en onemli sey), bu sabian sembolunun bize cok titiz bi sekilde meditasyon ihtiyacini isaret ettigini yorumladim kendimce. Artik hafizamizda,anilarda,onlarla cengellenen duygularda(guceniklik,kirginlik,kizginlik,korku,endise) uyuklama zamani gecti. Buna devam edersek kiymetlerimiz calinabilir,sebep olmayalim buna.

    Herkese cok sevgiler!

    Liked by 1 kişi

  8. ❤ ❤ 🙂
    Çok güzel demişsiniz.
    Birisinin sizden bir şeyler aldığına ve bunun karşılığını vermediğine mi inanıyorsunuz? Belki de kendinize inanmıyor, kendinizden şüphe ediyorsunuz. Geçmişi tekrar tekrar yaşama korkunuzdan ilişkilerinizde saklanmayı mı tercih ediyorsunuz? Veya doğrudan ilişkilerden saklanmayı?
    Ben de hatırladım ki;
    Ben kendimden ne aldım da yerine vermedikleri mi kolaylıkla hatırlamam için neler mümkün?
    İlişkilerim de kendime ve başkalarına karşı şüpheci olduğum yerleri kolaylıkla ve neşeyle iyileştirmem fark etmem için neler mümkün?

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.