Sahte Korkular

Korku - unknownSevgili Okuyucular, bu sabah bundan iki yıl önce yayınlamış olduğum bir mesajı tekrarlamaya yönlendiriliyorum. Gerçek ve sahte korku arasındaki fark nedir ve bunlar nasıl çalışır? Sahte korkular hakkında ne yapabiliriz? Çok önemli bir mesaj! (Korkulardan arınmak için ana menüde bulunan yöntemler sekmesinden faydalanabilirsiniz.)

Şimdi meleklere kulak verelim:

Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.

Bugün sahte korku konusunda konuşmak istiyoruz. Tek tük istisnalar dışında, neredeyse gezegeninizdeki herkes ona yakalanmış durumda (bir bulaşıcı hastalık gibi). Ve istisnasız hepiniz o olmasa çok daha mutlu olurdunuz.

Korku bir sorun olmak için icat edilmedi. O, bedene zararlı olabilecek bir tehdit ortaya çıktığında biyolojinizin tepki vermesine yardımcı olmak için tasarlandı. Özgün hali bugün deneyimlediğiniz duygu değildi. Korku, duygu olmak yerine, dürtüsel bir tepkinin takip ettiği hızla harekete geçen fiziksel sinyallerdi. Tehlike bittiğinde, korku sinyalleri derhal geri çekilirdi.

Ancak korku İlahi olanla bağlantısını unutmuş yeryüzü ruhları ve enerjiler tarafından beslendi. İçinizdeki İlahiliğini unutmuş parçalar da onu takviye etti. Bir anlamda korku, diğerlerindeki korkuyu uyandırarak kendi kendine üreyen bir asalak (parazit) titreşim haline geldi. Basit bir biyolojik fonksiyon olmak yerine, korku kontrolden çıktı ve neredeyse kendi başına bir yaşam yarattı.

Ama bunda korkulacak bir şey yok!

Çoğu korku sahtedir. Gerçek korku anda yaşar ve der ki, “Seni şimdi, tam burada zarardan korumak istiyorum. Seni yönlendiriyorum.” Ve tehlike geçince de, gerçek korku şöyle der, “Harika! Şimdi iyisin. Bana bir daha ihtiyaç duyulana dek dinleneceğim.”

Sahte korku gelecekte yaşar. Sahte korku, “Senin sorumluluğun korunmanı, emniyet ve bolluk içinde olmanı garanti altına almaktır. Sen bunda yalnızsın. En kötüsü olabilir. En iyisi şimdiden ne yapacağını planlaman. Gelecekte olabilecek kötü şeyleri nasıl engelleyeceğini şimdiden bilmen çok önemli. Acele et. İpleri eline al!”

Sahte korku bir zorba ve asalaktır. Sizi zihninizde bir köşeye sıkıştırır. Sizin yönetimde olmanız gerektiğini söyler, sonra da yönetimde olmadığınızı, işte bu yüzden ona göre felaket şeyler olabilir. Sizi galeyana getirir ve böylece içinizde kök salar. Yaratımlarınızı berbat eder, ilişkilerinizi zehirler ve neşe-keyif-coşkunuzu çalar.

Bu söylediklerimiz size çok uğursuz, kaygı verici gibi gelebilir ama ne mutlu ki, sevgi her zaman korkudan çok daha yüksek bir güçtür! Korkularınızdan kurtulmanın en kolay yolu, onları kucaklamak ve onları sevginizin ışığına getirmektir.

Diyelim ki, çocuğunuz veya bir dostunuz “için” korkuyorsunuz. Onları yönetip kontrol edemezsiniz. Etraflarındaki dünyayı yönetemezsiniz.  Sahte korku der ki, “Kaygılan! Endişelen! Onları korumazsan kötü olur!” Derinlerde bir yerde bunun saçma olduğunu bilirsiniz. Onları her şeyden ve herkesten koruyamazsınız. Kaygılanarak tek bir şey bile başaramazsınız. Çaresiz hissedersiniz çünkü sahte korku sizi kontrolde olmanız gerektiğine ikna etmiştir ama bu sırada içinizde bilirsiniz, her şeyin yönetimi asla sizde olmayacaktır.

Gerçekte, yönetimde çok daha yüksek, sevecen bir güç vardır. Eğer onunla işbirliği yaparsanız, hiç de çaresiz değilsiniz. Bu örnekte, çocuğunuz için olabilecek en iyi hayatı gözlerinizde canlandırmak onların neşe-keyif-coşkusu ve güvenliği için evrene buna denk enerji sinyalleri göndermek, dua etmektir. Böylece çaresiz değil, aksine oldukça güçlüsünüzdür!

(Mor Alev: Meleklerin önerdiği bu çalışmaların sonucunda her zaman ilham gelir. Gelmediği zaman yoktur ve korkmuş olduğunuz konuda ne gibi adımlar atmanız gerektiğini de böylece bilirsiniz. Yani sadece dua edip, sonra da oturup beklemezsiniz, harekete geçersiniz. İlham alıp harekete geçildiğinde bize mucize gibi görünen çözümlere ulaşırız.)

Sahte korku bunu bilmenizi istemez. İçinizdeki sevecen gücü kucakladığınızda, sahte korku ölür.

Yani, güçsüz, çaresiz ve korkmuş hissettiğinizde, önerimiz kendinize (zihninize) şöyle demenizdir: “Belki şu anda çaresizim. Belki korkuyorum. Belki güçsüzüm, belki hiçbir şeyi kontrol edemiyorum. İzin ver, korkmuş olan parçalarımı kucaklayayım ve onlara İlahi Sevginin yönetimde olduğunu hatırlatayım. İzin ver, beni seven yüksek güce inanmayı seçeyim. En iyi sonucu gözlerimde canlandırıp ona odaklanmama izin ver. İzin ver sahte korkuyu beslemeyi durdurayım, sevginin beni beslemesine kendimi açayım.”

Sevgililer, sizler bu dünyada ışıksınız. Sahte korkuya güç verebilirsiniz veya korkularınızı aynı ürkmüş bir çocuğu sever gibi sevebilirsiniz. Ruhunuzun o korkmuş parçalarıyla konuşun. Onları kucaklayın. Korkularınızı baskılayıp görmezden gelmeyin, o zaman dikkatinizi çekecek başka yollar bulmaya çalışacaklardır. Onun yerine o sahte korkulara bakın ve onların sevginin ışığında çözülmelerini sağlayın.

Sevgi her zaman ve sonsuza dek, çok daha güçlüdür.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

Ann Albers’a ve Meleklere  bu mesaj için çok teşekkürler.(www.VisionsofHeaven.com)


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Telif Hakkı© 2020 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2020 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

15 comments

  1. Merhaba. “Sahte korku” olarak anlatılan, “endişe”nin ta kendisi gibi geliyor bana.

    Beğen

    1. Sevgili Emre, evet, endişenin sözlük karşılığı da korkudur. Sözlüklerde yazılmasa da bizler endişeyi süregelen korkulu düşünceler olarak biliriz. Sevgilerle

      Beğen

  2. Sevgili Mor Alev Merhaba
    Haddimi aşmak istemem ama ben sizin okuyucunuz değil, arkadaşınızım. Okuyucular diye ilk kez karşılaşıyorum. Ben gazete makalesi okumuyorum güzel kardeşlerimin bilgilerini, yorumlarını,yönlendirmelerini alıyorum.Sevgisini hissediyorum. Ben okuyucu değilim. Biz sevgide buluştuk.Öyle de oldu.💖💖💖🙏🙏🙏

    Liked by 1 kişi

      1. Sevgili Mor Alev
        Estağfurullah ne demek azar.Olur mu öyle şey.Siz çok şey katıyorsunuz yaşantımıza. Sanırım yaşımdan ötürü densizlik ettim.Özür diliyorum.

        Liked by 2 people

    1. Okuyunca (demek ki bu fiil kullanılınca öznesi de okuyucu olabiliyor) şunu düşünüp tebessüm ettim
      “Zarfa değil mazrufa bak” der bir atasözü.

      Liked by 2 people

  3. İki tane teşekkürüm var…
    Sevgili Melek’ler gönülden binlerce teşekkürler 💕🙏 Sizinle artık öyle kolay iletişimdeyim ki bunun için şükrediyorum… Geldiğim yol oldukça zordu ve gidecek daha yolum var ama benimle olacağınızı biliyorum.
    Ve mor alev, iyi ki varsınız🙏 Teşekkürler 😇 Sevgi ve kalp yolunda “BİR olma hali” müthiş…

    Liked by 2 people

  4. Bir şey takıldı aklıma okurken korkunun evrim geçirme hali sistemin yani yaratanın öngörüsü dışında gelişmiş bir sistem hatası ya da manipülasyonu gibi algıladım bu da aklıma yatmadı herşey ama herşey olması gerektiği gibi olmuyormu sevgiler mor alev

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Figen, Çok basit bir örnekleme olacak ama şöyle bakalım isterseniz: Yaratan insanlara 3 boyutlu deneyimi armağan ederken yanında egoyu da verdi, korkuyu da. Bizlere de Yaratan’ın bir parçası olarak ne istersek onu yaratma gücü. Biz de denerken, eğlenirken, Yaratan’dan ayrı olma deneyimleri de yarattık doğal olarak çünkü 3D zıtlıklarla çalışır. Bunun kaçınılmaz parçası sevginin karşıtı korkudur. Bize de sonsuz yaratım izni verilmiş, bunu aldık uzattıkça uzattık. Bence egolara takılıp aşırıya kaçtık. Fiziksel hayatta kalma aracımız korkuyu da istismar ettik. Sistem hatası mı? Pek de değil, nasılsa istediğimizi yaratıyoruz. Ama kim olduğunuzu unuttuğunuzda, korku insanları gerçekten kötü hissettiren bir şey. Bence bu kadar uzatılması orijinal niyette yoktu. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

      1. Evet bu şekilde düşününce oldu uzatmış olmak da ve bunu sonlandırmaya başlamak da bize dair herşey olması gerektiği gibi oluyor hiper süper ultra akılllısın😃🙏

        Liked by 1 kişi

  5. Her gün yorum yazar oldum size ama ne yapayım ki müthiş cevaplar hep yazılarınızla geliyor. Yine öyle oldu bu sabah. Geceleri meditasyon yaparken derinleşemiyorum bi yanım çok istiyor ve beni oraya itiyor bi yanım hemen kaçıyor korkuyorum neden korktuğumu bilmeden, derinlerde var bişey henüz çözülememiş . İşte dün gece de niye korkuyorum ki düşüncesiyle yaptım meditasyonu ve o hisle uykuya daldım. Bu sabah telefonu elime alır almaz yazınızı gördüm . Bu muhteşem gerçekten ❤ Tekrar deneyeceğim dönüştürmeyi umarım bu kez başarılı olurum .Biliyorum korkacak hiçbirşey . Bunu kalpten hissedebilmem için neler mümkün acaba? sevgiler

    Liked by 2 people

  6. Sevgili Mor Alev,

    Dün “kuşkuculuk” hakkinda epey bir dusundum,biz Bati kaynakli yetismis kisiler olarak aslinda her seyden suphe etmeyi cok guzel ogrendik,cok iyi gectik bu egitimden…kendime dedim ki o supheyi biraz olsun kendimize cevirsek, kendimizin her seyi en iyi bildiginden, aklimizdan,yeterince durust olup olmadigimizdan, gercekten sevgiyle mi hareket ettigimizden, buyuk resmi ne kadar gorebildigimizden suphe etsek, o zaman Meleklerin aktardigi bilgileri icsellestirmek cok kolay olacak. Cunku “yargi” ve derecelendirme ancak biz butunu goremedigimiz zaman ortaya cikiyor. Halbuki Evren’de her sey bizim icin, bizim sevgiye ve yukselisimize,aydinliga 1 adim daha yaklasmamiz icin oluyor,her sey. Bazen yolun dolambacli gozukmesi, sadece biz yeteri kadar uzaktan bakamadigimizdan, “ben nolacagim ben” diyen sahte korkularin etkisine girmemizden kaynaklaniyor.

    Cenneti kuran Kaynak, ona karsilik bi elma isirigiyla baslattigimiz iluzyonu tercih eden bizdik. Biz aslinda hala cennetteyiz,cunku O’nun isiginin disina cikilabilecek bir yer yok…oyleyse ozgur irademizle sectigimiz iluzyonlari dagitmak sadece bizim elimizde, gozlemimizi kendimize ve kalbimize cevirmek bizim tercihimiz.

    Elbette bilmedigin bir sey yazdigimi dusunmuyorum, hepimiz icin tekrar etmek istedim zannediyorum. Seni cok seviyorum, okuyucun olma firsati ve verdigin ilhamlar icin de bin tesekkur ederim.

    Liked by 2 people

  7. Merhaba Mor Alev zamanlama yine şahane,zaten siz hep bize tam zamanında ve hep iyi geldiniz.İyiki varsınız.Manisa da ikamet ediyorum ve son iki haftadır irili ufaklı sürekli olarak depremler yaşıyoruz ben,spiritüel anlamda epey yol katettiğimi düşünüyordum,kendimce tam bir teslimiyet halindeyim diye düşünürken öyle olmadığımı fark ederek biraz hayal kırıklığı yaşadım açıkçası çünkü çok korkuyorum,herşeyden arındığımı düşünmüştüm.Geçen ki paylaşımınızda yine çok rahatlamıştım ve bu paylaşımdada öyle, içerisinde geçen tavsiyeyide mutlaka her gün uygulayacağım.Tekrar çok teşekkür ederim kanallığınız için🙏

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Funda, bu yazıda olduğu gibi olaylar gerçekleşirken korku, salgılanan adrenalinle derhal harekete geçme gücü verir ve fiziksel bedenimizi olabilecek hasardan koruruz. Şimdi, deprem sizi korkuttu. Bu çok insani bir şey. Ama gereksizce deprem olmuyorken korkmanın bir anlamı olmadığını da biliyorsunuz. Deprem bölgesinde yaşayan birisi olarak gerekli önlemlerinizi aldıysanız, örneğin dolapları duvarlara sabitlemek veya bir deprem çantası yapmak, evinizin yapısını kontrol etmek ve gerekiyorsa sağlamlaştırmak gibi, içinizi rahatlatmaya çalışın ve hayata elinizden geldiğince devam edin. Canınızı sıkmayın, tabiatın gücü insanları tarih boyu korkutmuştur. Yani korkuyorum diye de kendinize kızmayın. Bu böyle bir arınma. Hayata güvenmemiz önemli. Ve biz de güvenmeyi öğreniyoruz. Ancak her geçen gün de ne ekersek onu biçeriz görüntüleriyle karşılaşmaya devam ediyoruz. (Oğlak, Satürn-Plüton birleşmesi). İnsanlar depremden ölmediler, sağlıksız yapılardan öldüler. Yani güzel şeyler ekerseniz, güzel şeyler biçersiniz. Yavaş yavaş, elinizden geldiğince olumlu tohumlar atmaya çevirin yüzünüzü. Diğer bir deyişle, çözüm odaklı olun. Sevgilerimle

      Liked by 3 people

Yorumlar kapatıldı.