2020 Kova Yeni Ayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

**Lütfen makalenin altındaki telif hakları uyarısına saygı gösteriniz. Teşekkürler.**

BDE7EC4C-B062-4A18-A5F7-AF3D7A63BDBABiraz nefes alalım ve ağır ağır verelim. Bir daha. Şimdi daha derin bir nefes…. Uzatarak verelim. Bedenimizi hissedelim. Başımız, ensemiz, omuzlarımız, sırtımız ve karnımız… adım adım aşağılara inerken gerginliği salalım. Nefes… Gerginlik nerede? Bacaklar, dizler ve bilekler, ayak tabanlarına kadar bedeni yumuşatalım… Bedenimiz bize çok şey söyler. Ve bu gerilimli değişim döneminde zihnimiz uçup giderek bir yerlerde kendini sürekli meşgul ederken, bedeni unutabiliriz.  Fakat hala daha çok yoğun Toprak etkisindeyiz, beden bize neye ihtiyacımız olduğunu, hangi seçimlerin bize daha uygun olduğunu, neyi değiştirmemiz gerektiğini ısrarla iletmeye çalışacaktır. Beden en sonunda dikkatimizi çekmek için hastalıklar bile yaratabilir! Onun için bir defa daha, derin nefeslerle bedeni taramaya devam edin. Beden dürüsttür. O Gaia’nın armağanı, fiziksel yaşamın kelimeler yerine his sinyalleri kullanan sözcüsü.

2019 3’ün senesiydi. Ruh-beden- zihin üçlüsü hakkında oldukça fazla konuştuk ve defalarca ustalığın üçlünün her parçasına sahip çıkmakla, çalıştırmak ve değer vermekle geldiğine de eğildik. Bu sene, genellikle büyük bir rahatsızlık sinyali vermediği zaman unuttuğumuz beden bize kendini şok mesajlarla hatırlatmadan, biz ona dönelim. Böyle bir aracımız olduğu için ne kadar şanslıyız!

Ana dönüp bir de daha büyük ruh-beden-zihin üçlüsüne odaklanalım, Gaia’nın ruhu, bedeni ve zihnine. Yani tabiat (toprak, bitki ve hayvanlar, atmosfer ve yeryüzü suları, dört element), kolektif hislerimiz (sanat, müzik, kitlesel hislerimiz, kitlesel duygusal tepkiler) ve kolektif zihin (bilim, felsefe, kitlesel düşünce şekilleri, eğitim, medya, inançlar, vs.) üçlüsü. Tabiat ve beden asla yalan söylemez. Yerküre her zaman ihtiyaçlarını iletir, belki kuraklık şeklinde, belki fırtınalarla, volkanik patlamalar ya da yangınlarla. Şimdi onu birkaç nefeste tarayalım. Gerginlik nerede, ne diyor, Gaia’nın neye ihtiyacı var? Bu yeni ayın yöneticisi Uranüs toprak Boğa’da, mesajlar şoklar halinde gelebilir, bedende veya tabiatta şoklar. Hatta bu şokları yaşıyoruz bile… Ama onlara gereken değeri veriyor muyuz? Aldığımız mesajla ne yapıyoruz, neyi değiştiriyoruz?

Şimdi, bedeni ve yeryüzünü dinlediğimize ve neye ihtiyacımız olduğunu da anladığımıza göre gözlerimizi göklere çevirebiliriz. Sabit Hava Kova, toprağı havalandırmaya geliyor. 🙂 Çok klişe bir söz oldu ama gerçek! Merkür de Kova’da ve yollanan mesajlar havada engelsizce akıyor ve en güzeli de Kova tarafsızlığını taşıyor. Bu yeni ay, önceki aylardan farklı olarak geçmiş ve bulunduğumuz anı hızla değerlendirip öğrendiklerimizle geleceğe göz atıyoruz ve gelecek taze bir nefes gibi… Bu yeni ayda bir şeyler çok farklı.

Önümüzdeki dört haftada Kova’nın modern yöneticisi Uranüs, yüksek voltajlı değişim şimşeklerini fırlatmaya devam ederken ani ve beklenmedik uyanışlara yol açıyor. Ay ve güneş Chiron’la üçgen açıya girerken taze nefesin yanı sıra derin şifa potansiyeli de getiriyor.

Ancak bu enerjinin taşıdığı en büyük paket, geleceği görme şansımızdır. Kova Çağı neye benzeyecek? 2020’lerde neler eğileceğiz, nasıl yaşayacağız? Zihnimizde bireysel ve kolektif hayatımızla ilgili neler canlanıyor? Ve bunlar ne kadar yapılabilir? İlk adımlarımız ne olmalı?

Uzun süredir biliyoruz, derinden biliyoruz, hayatımızı teslim ettiğimiz sistemler hiç de güvenilecek gibi değil. Şu dört hafta, zihninizde canlandırma, düşünme ve ilham alma zamanımız. Böyle bir şans bu önümüzdeki aylarda elimize bir daha geçmeyecek.

Bu yeni ay astrologları heyecanlandırıyor. Haklı olarak! Çünkü tam da 21 Aralık Kış Gündönümünde Kova’nın ilk derecesinde gerçekleşecek olan devasa Jüpiter-Satürn birleşmesinin fragmanını bu ay seyredebiliriz. Satürn’ün Kova’nın eski yöneticisi olması insana imkânsız gibi geliyor ama öyleydi. Satürn, kuralların ve sınırların gezegenidir ama o tarih boyunca yeni sınırlar ve yeni kurallar belirlemiştir. Burada anahtar kelime “yeni”dir. Şimdi kendi evi Oğlak’ta çalışırken, Plüton’la işbirliğinde eski yapıları balyozla dağıtmaya devam ediyor ama bu sırada bir ayağı da Kova’da, Mart’ta Kova’ya girmeye hazırlanıyor.

Bilge Baykuşlar, bu ay havada bir ferahlama hissedebilirsiniz. Oğlak’taki yoğun baskı devam ettiği halde, daha iyimser, daha yaratıcı, daha kucaklayıcı bir ruh hali yaşadığınızı fark edebilirsiniz. Gelmekte olan çağın ilhamını bu ayda bulabilirsiniz. Bu sırada önümüzdeki on yılın ana temalarına bir göz atabilir ve umuda, umutla alınan kararlara ve yeniliklere demirleyebilirsiniz. Bu enerji bizlere yeni bir şafak ve yeni bir günün ilk işaretlerini veriyor.

Yeni ayın Sabian sembolü: “Atalar Konseyi”

Konsey bir gruptur, gruplar, topluluklar ve toplumlar ise Kova’nın alanıdır, ben diyen Aslan’ın tam karşıtı. Atalar Konseyi ise geçmişte derslerini almış, olgunlaşmış, bilge bir enerjiyi anlatıyor ki, geçmişi Kova’yla pek de bağdaştırmayız. Fakat çılgın bir toylukla, geçmişten gelen büyük dersler olmadan geleceğe kendimizi fırlattığımızda hüsrana uğramak da oldukça mümkündür. Hepimizin bağnazlığı yenmek ve yeniyi getirmek için sadece düşünülmemişi düşünmeye değil, atalarımızın bilgeliğine de ihtiyacı var. Her ne kadar ikisi birbirine ters görünürse görünsün.

Bu sembol bize diyor ki;

Sizden önce olmuş olan her şey şimdi sizi yönlendiriyor ve yardımcı oluyor.  Şimdi elinizde sürekli olarak onay ve güç alabileceğiniz bir deneyimler zinciri var, atalarınızdan, binlerce yılın yaşanmışlığından bugüne akan. Genlerinizde taşıdığınız bilgeliğe güvenin ve onun emniyet hissinde sağlam kararlar alabilirsiniz. Bu bilgelik bilincinizin çok derinlerinde bir yerde depolanmış olabilir, onun açığa çıkmasına izin verin. İç sesinizi dinleyin.

Kova diyor ki, her şey önce bir düşünceydi, sonra kelimeye döküldü ve ışık geldi, hepsi maddeye dönüştü. Gelen ilhama değer verin.

Bu yeni ay analizinin sonunda sizler Paul Selig’in kanallığını yaptığı şu sözleri paylaşmaya yönlendiriliyorum:

“Işığın inkârı şu anda kitlesel bir şekilde şifalandırılıyor ve gölgeler uçuyor. Korku çeşitli hilelerle yüceleştirilirken, insanlığın yolunu bulamaması için pek çokları tarafından korku duaları ediliyor. Şimdi bulunduğunuz zamanın armağanı, kavşakta duran bir insanlıktır.  Bu armağan bilinmezliktir, görülmemiş, hazırlanılmamış bir yol. “Güvendiğim ve inandığım her şey yerle bir oluyor gibi görünürken, nasıl bilmediğim bir geleceğe hazırlanırım?” Hazırlanmazsınız. Belirsiz ana evet dersiniz. Önünüzdeki yolun siz yürüdükçe aydınlatılacağını kabul edersiniz, bir dakika bile önce değil, tam adımınızı attığınızda. Ve karşınıza çıkanı seversiniz, küçük benliğinizin istediklerine meydan okusa da, ona acı verse de. Bu zamanların armağanı, yeniden biliş halinde olmanızdır. Ve insanlığın yeninden yapılanması – bu kelimeyi kasten kullanıyoruz – çoktan başladı. Fakat aşamalarla geliyor, insanlığın özümsemeye çalıştığı enerji dalgaları halinde, bununla birlikte yeniden yapılanma, kültür veya din veya geçmişin küçük benliklerinin kolektifinin vermiş olduğu buyrukların, zorunlulukların tasfiye edilmesini gerektiriyor.”

Yeni ay 25 Ocak saat 00.42’de gerçekleşiyor. Hepinize geçmişi unutmadan geleceğe ve yeni çözümlere göz attığınız, bedeni ve tabiatı dinleyip gereğini yerine getirdiğiniz bir dört hafta diliyorum.

***

25 Ocak 2020, saat 07.30 civarında ekliyorum:

Sevgili Dostlar, bu yazı dün hazırdı ancak bir şeyler beni onu yayınlamaktan alıkoydu. Akşam deprem haberleri gelirken derhal aklıma yukarıda nefes, beden ve toprağın dürüstlüğüyle ilgili yazdıklarım geldi. “Mesajı alıyor muyuz?” diye soruyorum kendime. Bu mesaj yıllardır vardı ve onu ne zaman dinleyeceğiz? Ne zaman toprağa ve bedenimize gereken saygıyı göstereceğiz? Umudum Uranüs Boğa’dan çıkmadan büyük dönüşümü tamamlamamız ve tabiata çok farklı gözlerle bakmaya başlamamızdır.

Dualarımız ve sadece dua değil, fiziksel yardımlarımız da depremden, ve sadece bu depremden değil, son aylardaki tüm depremlerden ve doğal afetlerden etkilenen kardeşlerimizle olsun.

Peki, blog hamileri yazıyı neden geciktirdiler, henüz anlayamadım. Ama bildiğim şey, bu sabah yeni bir şafak ve yeni bir gün başlıyor. Geçmişin bilgeliğini de yanımıza alarak bilinmeyene adım atalım. Artık hazırlık evresi bitti. Ve Paul Selig’in rehberlerinin de söylediği gibi ne kadar hazırlansak yine de bizim anladığımız insani şekillerde hazır olamayacağız çünkü bu yol inancımız, umudumuz ve evrene güvenimizle aydınlanıyor. Her defasında bir adım.

©Mor Alev 2020


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

9 comments

  1. “bu yol inancımız, umudumuz ve evrene güvenimizle aydınlanıyor. Her defasında bir adım.”
    Ne güzel bir ifade Sevgili Mor Alev karanlığın içinde ışıksınız.

    Liked by 2 people

  2. Cok enteresandır ki az önce uyanınca aldığım derin nefes her sabah aldiğimdan daha farkliymis gibi geldi yatakta… Sanki daha fresh,daha umut dolu, yazin sıcacık güneşli sabahına uyanmisim gibi açtım gözümü… Sonra aklıma deprem geldi….duamı ettim. Dun bir astrolog yazmıştı(severek okuyorum yazılarını) fay hatlarına sarılın kızgınlığıni,öfkesini şevkate dönüştürdüğünü imgeleyin,toprak sakinlessin demişti. Denedim.işe yarar mı bilmiyorum ama denedim…

    Liked by 5 people

  3. Önce toprağın konuşması, bilginin daha bir anlaşılır olmasını sağladı sanki.
    Herzamanki gibi, teşekkürler ❤️

    Liked by 2 people

  4. …çünkü dün okusaydık canımız yanmadığı için bu kadar derin algılayamayacaktık. Ne zamansa o zamandir. Ne geç ne erken. Aynen bir saatin dişlileri gibi…

    Liked by 6 people

  5. merhaba, bu günler hiç güzel zamanlar degıl..dünyayı tehdit eden virüs olayı hakkında ne dusunuyorsunuz? bunların nedenı nedır ve ınsanlık neden yenıden boyle bir tehdıtle karsı karsıya..gecmıste yasanılan salgın olaylarını arastrdım..bınlerce hatta mılyonlarca ınsan ölmüş bir cok degısık tarıhlerde…ınsanlık boyle bır durumda neden caresız…ve sızın bu konuya bakıc acınzı nedır? onerılerınız nedır? ılerıyı goren bır bılgı varmı? neler yapılmalı? ınsanlık bu durumda neler yapmalı? bısıler yanlı gıdıyor..bu yanlıstan donmek lazım..çözmek lazım..bılemıyorum..çok mutsuzum..fılmlerde ızledıgımız seylerı yasamaya basladık…

    Beğen

    1. Sevgili Gistemez, benim ve blogun bakış açısı son bir ayda yayınladığım yazılarda son derece net. Korku ve karamsarlık size ne getiriyor bir bakın lütfen. Önerim şu: İçinizden herhangi bir harekete geçmek geliyorsa geciktirmeyin. Çözüm odaklı olun. Okumadıysanız geçmiş yazılara da bakın. Onlarda nereye gittiğimiz veya daha da doğrusu tüm olanların potansiyeli açıkça ifade ediliyor. Sevgilerle

      Beğen

  6. “21 Aralık Kış Gündönümünde Kova’nın ilk derecesinde gerçekleşecek olan devasa Jüpiter-Satürn birleşmesinin fragmanını bu ay seyredebiliriz.” BU FRAGMAN ELAZIĞ MIYDI?

    Beğen

    1. Sevgili Şebnem, bu kısıtlı bir bakış açısıdır. Bana göre fragman bu felaketin getirdiği inovasyon ihtiyacı, yeni çözüm ve yeni sistem önerileri olacaktır. Bunun için ise sorun odaklı değil, çözüme dönük bir düşünce yapısında olmalıyız, yani Kova zihin yapısı. Sıklıkla yazdığım gibi, astrolojik analizlerim ve özgün astroloji kanallığım potansiyel ve enerjiyle ilgilidir, kehanet değil. Ayrıca, Uranüs’ün toprak Boğa’da olduğunu unutmayalım, toprakla olan tüm ilişkimizin değişmek zorunda olduğu bir 7 yıla girdiğimizi geçen sene yazmıştım. Bundan daha güçlü bir tetikleyici olabilir mi? Yangınlar, seller, depremler, volkanik patlamalar, kuraklıklar ve Afrika’da son yetmiş yılın en büyük çekirge felaketi son bir ayda gerçekleşen ve yeryüzünün ben de buradayım dediği uyandırma zilleridir. Yerel düşünmeyelim ve tek bir olaya bağlı kalmayalım, böylece sıkışıklık hissinden ferahlığa ve çözümlere, yeni alışkanlıklar ve tavırlara gelişiriz. Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.