Merkür Gerilemesi: Kendini tanıyan, kendini yönetir!

Jeffrey SmithDün akşam (31 Ekim) saat 18.42 de Merkür geri yolculuğuna başladı. Ve aynı saatlerde bir Van Morrison şarkısı kulağıma çalındı. “Ve ben asla senin olmamı istediğin insan olup çıkmadım. Bir daha ve bir daha ve sonra bir defa daha, sana kim olduğumu anlatıyorum. Söyle bana neden sürekli açıklamak zorundayım?”

Sanki ruh, küçük benlikle konuşuyor. Küçük benlik, ego, içimizdeki korkak çocuk, adına ne derseniz, tekrar tekrar aynı soruları soruyor. Ben yeterince iyi miyim, ben yeterince güçlü müyüm, yeterince zeki miyim, ben YETERLİ MİYİM…..? Ben kimim? Ben neyim? Verilen cevapları da duymuyor veya kabul etmiyor.

Bu Merkür gerilemesini öyle iyi anlatıyor ki! 2020 koridorunda bizden kendimizi tanımamızı ve öze dönüşümüzü talep eden bir Merkür var. Bu, sıradan bir Merkür gerilemesi değil. Bu, 20 günün sonunda – eğer izin verirsek – kendimizi tamamen bilmemize yol açabilecek bir gerileme. Ve ne demişler:

“Kendini tanıyan, kendini yönetir!”

Yani direksiyonda Gerçek BENliğimizin olmasını, “elimde olmadan oldu, kendime hâkim olamadım, farkında olmadan…..” diye başladığımız mazeretleri sona erdirmek ve berrak gerçekler içinde yaşamak istiyorsak bu gerilemeye kulak vermemiz büyük fark yaratacaktır.

Merkür, Akrep Sherlock Holmes kimliğine bürünerek sırlar ve yalanları kazıp çıkardığı, araştırmalar ve ifşalarla dolu bir dönem sözü veriyor. Olayların kalbine doğru yürüyoruz, kendi kalbimize.

Kendimizi Tanıma Aracı Olarak İlişkiler

Chris Palmer - SherlockMerkür durup da geri dönerken, Venüs’le bir aradaydı, ilişkilerdeki aldanmaları açığa çıkarmak için mükemmel pozisyonda. Nerede kontrolü elde tutmaya çalışıyoruz, nerede işleri sağlama almak için manipülasyona başvuruyoruz. İlişkilerimiz, genel olarak kendimizi en çok aldattığımız, gerçeği öğrenmek yerine varsayımlarımıza dayandığımız hayat alanımızdır. İlişkilerimiz aynı zamanda kendimizi tanıma yolumuzdur. Elbette, böyle açığa çıkışlara, kendimizden bile sakındığımız gerçeklere elimizden geldiğince direnebiliriz. Fakat ne kadar gizlemeye çalışsak da Sherlock onları bulup görmezden gelemeyeceğimiz şekilde tam önümüze koyacaktır!

Yolculuğumuz

Merkür gerilemesinin Sabian sembolü bize bu gerileme döneminin niyetini çok güzel iletiyor: “Peri padişahı, ülkesine yaklaşıyor”

Çok yakınsınız. Hem de çok. Yuva sizi bekliyor. Ama yolumuzu hatırlamalıyız. Bilmediğimizi düşündüğümüz fakat garip bir şekilde tanıdık olan o yolu. Her birimiz kendi enerji alanımızın, kendi benliğimizin yöneticileriyiz.

Bu sembolün en kısa anlamı, ruhumuzun gücüne geri dönüşümüzdür. “Peri padişahı”, kişinin kendi egemenliğine sahip çıktığı görünmez, sadece hissedilebilir bir varoluş hali olarak açıklanabilir. Bu sizin psişik merkeziniz, sinir sisteminizin ana yönetim merkezinde olmanızdır. Bir anlamda orijinal varoluş şekline dönüşünüz ve bunun bilincinde olmanızdır. Burada bize verilen mesaj, çok daha bütünsel ve sağlıklı bir hale dönme şansımızın olduğu, adına “can” dediğimiz elektro-kimyasal tepkimelerimizi de yöneten ruhumuzun gerçekliğimizi yarattığını anlamamızdır. Ruhumuz ise bizden kopuk değildir. Biz ruhumuzuz. Gerçekte buyuz. Bunu bildiğimizde bir padişah gibi güçlü, bir peri gibi doğaya bağlı ve iyicil olduğumuzu da anlarız.

11-11 Portalı ve Merkür

Merkür, bu sene Güneş’in kalbinden geçerken (Cazimi), tarih 11-11’i gösterecek. Bu yılki 11-11 portalına doğrudan katkıda bulunacak. Kendinizi olağanüstü akıcılıkta içgörülere, sezgilere ve BİLME hissine hazırlayın!

Birleşmenin Sabian sembolü, “Duyduğunu tekrarlayan papağan”. Bu sembol doğrudan kanallığı anlatıyor. Dane Rudhyar bu sembol için şunları söylemiş: “İnancı güçlü birey normal zihinsel anlayışını aşan bilgi ya da bilgeliği aktarmak üzere bir kanal olabilir. Zihin sessiz olmayı öğrenmiştir ve insanüstü bilgi akışının ritmine uyumlanır. Burada inancın aşırı hevesiyle olmayan şeyleri duyduğunu sanmaktan çekinilmelidir. Dikkatli, prensipli ve kararlı bir şekilde kendini yüksek bilince uyumlayan birey kanallık yapabilir. Her çeşit kuş sembolizmine baktığımızda ruhani güçleri temsil ettiklerini görüyoruz.”

Bu sembolde üstünde durulan şey iç sesinizi bulmanız ve onu dinlemenizdir. Ondan, özünüzden aldığınız bilgileri günlük hayatınıza kanalize edebilirsiniz. Bu sembol, aynı zamanda negatif ego temelli iç sesimize karşı bizi uyarıyor.  Ego hep kendini tekrarlar. “Yapamam ki zaten. Ben yapamam.” İlham vermez, negatif kodlama yapar. O sesin korkusunu fark edip yatıştırmak, Yüksek Benliğimizden gelen mesajları almak kadar önemlidir.

Ve böylece tekrar Van Morrison şarkısına geri dönüyoruz. Sherlock Merkür araştırmalarını bitirip, kanıtları ve yanılgıları bir bir önümüze koyduğunda anlıyoruz ki, olduğumuzun dışında bir şey olmaya ihtiyacımız yok. Sadece kendimizi bilmeye ihtiyacımız var. Kalbimiz bize kim ve ne olduğumuzu sürekli olarak anlatıyor ve biz de bir defalığına bile olsa sormayı bırakıp da cevabı dinlediğimizde, hayatımızın yöneticisi otomatikman biz oluruz. Ne dış şartlar, ne korkular, ne ego. BİZ. Ve bu da bir insanın en büyük hakkı değil mi?

Hepinize harika aydınlanmalarla dolu bir Merkür gerilemesi diliyorum.

©Mor Alev 2019


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

13 comments

  1. İnanmıyorum, inanamıyorum
    Dün akşam ve bu sabah defterime yazdım: doğru muyum, iyi yapıyor muyum? Ben bu muyum?
    Sonra da “yine zihnin oyununa geliyorsun, dikkat et, bırak bütün soruları” deyip sonrasında sizin yazınızı okumak 💜 harika 💜
    Teşekkür ederim. Bu yazıyı okurken içimde kelebekler dolaştı 🥰

    Liked by 3 people

  2. Dane Rudhyar bu sembol için şunları söylemiş:

    “İnancı güçlü birey normal zihinsel anlayışını aşan bilgi ya da bilgeliği aktarmak üzere bir kanal olabilir. Zihin sessiz olmayı öğrenmiştir ve insanüstü bilgi akışının ritmine uyumlanır. Burada inancın aşırı hevesiyle olmayan şeyleri duyduğunu sanmaktan çekinilmelidir.

    Dikkatli, prensipli ve kararlı bir şekilde kendini yüksek bilince uyumlayan birey kanallık yapabilir. Her çeşit kuş sembolizmine baktığımızda ruhani güçleri temsil ettiklerini görüyoruz.”

    2016 Aralık ayı nın 11 inde, “kanallık” soruma buna benzer yanıt vermiştiniz Sevgili Mor Alev💜✨🥰🍀✨

    Namaste,

    Liked by 2 people

  3. 🧚🏼‍♀️💕💕okuduğum bir kitapta
    “şüphe efendimiz değildir”yazıyordu. Zihnimin benimle oyun oynadığı ve beni yorduğu zamanlarda kendime hatırlattığım bir söz bu, evet şüphe efendimiz değil.Artık bizi çok seven Yaratana , Tüm sevgileriyle bize yardım eden Varlıklara ve Bu yolda yürüme Cesaretini gösteren Kendimize Güvenme Zamanı. Sevgiler iyi ki Varsınız iyi ki Varız

    Liked by 5 people

    1. Sevgili Sinem,bilgelik dolu bir ifade gercekten bu.. hangi kitap oldugunu bizle paylasir misin? Tesekkur ederim simdiden🙏

      Liked by 1 kişi

      1. Sevgili Meleklerile , Tanrılar Okulu kitabında okuduğumu hatırlıyordum ve siz sorunca tekrar yazıyı bulmak istedim. Ben de sayenizde bir düzeltme yapmış olacağım . Kitabın 318. Sayfasının 4. Paragrafının son cümlesinde eski zihinli insanlık için “şüpheyi doğal mirası ve efendisi olarak seçmiştir”cümlesi var, sanıyorum ben de zihnime bunu “Sinem Şüphe Edendin değil”cümlesi olarak yerleştirdim. Fakat orjinal cümlesi yazdığım gibiymiş.umarım yardımcı olmuştur yanlışım olduysa kusura bakmayın.
        Sevgiler

        Liked by 4 people

  4. Yaklasik 1 aydir, egoyu izleyisimden deneyimledigim, yogun deneyimlerle gelen dehset anlarinda onu biraz olsun yatistirmayi bilmek ve “seni,korkunu ve ihtiyacini gordum,goruldun” mesaji vermek disinda; normal zamanlarda egonun bitmek bilmeyen sorularina,yargilarina,zihin oyunlarina verilen her turlu yanit sadece ona kapilma olasiligindan baska bir sey degil diye dusunuyorum…izliyorum ve bilme/aydinlanma/dualiteden kurtulus yolundaki katkisina tesekkur ediyorum sadece…O olmasa 3D’de olamazdik,ama Arkturus grup mesajinda geldigi gibi,yonetici koltugu da yeri degil…Kendimizi tanima ve iluzyonlarimizdan ayrilma yolunda hepimize sevgiler! 🙏

    Liked by 3 people

  5. İnsanın egoyu zihnini durumlara verdiği dürtüsel tepkilerini hissettiği duyguların asıl kaynağını bulma deneyimini anlamaya çalışması ve gerçek “hayat”ın bu olduğunu sessizce bilmesi dışarıda akan dünyanın içindeyken ruhunu böyle ilmek ilmek işlemesi ne kadar güzel değilmi son günlerde bu düşünce içimi ısıtıyor her bir emeğin karşılığı var yokmuş gibi görülse de var ve ben bu deneyimi kızımı büyütürken yaşıyorum bununda bir anlamı var içimde kendimi büyütürken en sevdiğimi de dış dünyaya hazırlıyorum bu blogdaki herbir kişi ve paylaşımları da bana yol gösteriyor teşekkür etmek istedim herkese

    Liked by 4 people

    1. “İnsanın egoyu zihnini durumlara verdiği dürtüsel tepkilerini hissettiği duyguların asıl kaynağını bulma deneyimini anlamaya çalışması ve gerçek “hayat”ın bu olduğunu sessizce bilmesi dışarıda akan dünyanın içindeyken ruhunu böyle ilmek ilmek işlemesi ne kadar güzel değilmi” o kadar guzel tanimlamissiniz ki, bayildim! 😇 ❤

      Liked by 3 people

Yorumlar kapatıldı.