2019 Başak Yeni Ayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Murabito BorderBu süper yeni ay birkaç çok ilginç özelliğiyle “süper özgün” bir zamana işaret ediyor. Büyük resme bakalım:

Öncelikle, hala daha soluma güçlüğü çekiyor gibi hissedebiliriz. Haritada hiç hava burcu yok! Geçen yeni ayda yoğunluk ateş elementindeydi, bunu bütün dünyadaki yangınlarla da gördük. Bu sefer büyük kümelenme toprakta. Hem de irili ufaklı 13 gezegen birden!

Bütün kişisel gezegenler Başak’ın ilk on derecesinde. Ve toprağın gerçekten şifaya ihtiyacı var.

Bir yeni ayın enerjisi bir sonraki yeni aya kadar geçerlidir. Ay önce büyür, dolunay haline gelir, sonra da küçülür ve tekrar güneşle birleşerek görünmez olur. Bu yeni ayın enerjisinde çok önemli bir şey olacak: Üç hafta sonra Satürn Oğlak’taki gerilemesini bitirecek ve güney düğümü ile birleşerek ilerlemeye başlayacak. Satürn bir daha 2048 yılına kadar Oğlak’ta gerilemeyecek. Yani bu yaşadıklarımız, Oğlak konularında Satürn gerilemesinden faydalanacağımız son günler. Oğlak’ta ne yıkılmalı, ne gözen geçirilmeli, hangi kurallar yeniden yazılmalı ki, onları yeniden yeni insanlığa uygun şekilde inşa edelim?

Önümüzdeki 4 ay boyunca enerji, 26 Aralık Oğlak güneş tutulması ve 12 Ocak Satürn-Plüton birleşmesinin yolunu döşeyecek. Tarih yazıyoruz, tarihe şahitlik yapıyoruz. 2020 ye büyük sarsıntıyla girecek olan dünyada artık hiçbir şey ama hiçbir şey aynı şekilde devam edemeyecek.

Bu süper ay, radikal yeni çözümler, bedenlenme, entegrasyon ve yeni yaratım dinamikleri içeren devasa bir merdivenin ilk basamaklarını içeriyor. Tek bir adımı bile atlayamayız, ince ince her adımı işlemeli, öğrenmeli ve uygulamalıyız. Bundan kaçınmak söz konusu bile olamayacak çünkü işin içinde Uranüs var. Büyük resetlenme, yolculuğun en çetrefilli hazırlık süreci ve simya…. Yarı yolda gerçekleşecek olan dolunayla “yeni kanunlar inecek” (Balık dolunayı Sabian sembolü), bir ay sonra üçlünün sonuncusu süper yeni ay ile “idealler berraklaşacak” (Terazi yeni ayı Sabian sembolü) ve ondan da sonra boksör derecesiyle kendimizi arenada bulacağız (Koç dolunayı) ama şimdi bu yeni ayda kalalım. Bu yeni ayın enerjisi şu başlığı çağırıyor:

Haremden Kaçış!

Bu kaçış Başak’ta gerçekleştiğine göre detaylı, kapsamlı ve iyi düşünülmüş olacaktır. Öyle paldır küldür, duyguların otomatik olarak ifade edildiği dürtüsel bir olay değil!

“Harem de nereden çıktı?” diyorsanız, bu yeni ayın Sabian sembolü “Harem”. Ve bu sembol ağızda hiç de hoş bir tat bırakmıyor, değil mi? Harem yerine toplama kampı da diyebilirdik. Evet, belki biraz daha lüks bir hapishane ama sonuçta özgür değilseniz, özgür değilsinizdir! Birileri sizin için, sizin hakkınızda karar verir, hayatta kalmaya çalışırken insanlığınızı unutabilirsiniz. Kendinizi rekabete kaptırabilirsiniz, böyle bir ortamda ruhunuzu kaybetmeniz işten bile değildir. Kölelik, kullanılan dişilik, kıyıma uğramış eril enerji, hor görülen kimlikler, söylentiler, ihanetler, kişiliğin ve ruhun tecavüzü, bir avuç insanın dudakları arasındaki kader… ve haremdeki insan için zaman nasıl geçer? BOŞ BİR BEKLEYİŞLE. İşe yaramadığında fırlatılıp atılan insan. Hepsi ne için? Gerçekten ne için?

Yüzyıllar sonra hala daha kendine harem benzeri durumlar ve kurumlar yaratmaya çalışanlar yok mu? Hala daha kölelik yok mu? Hala daha insanlığımızdan utanacağımız hallerde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalanlar yok mu? Bir şekilde kendinin daha üstün olduğunu iddia eden bir ya da birkaç zorbanın kaba kuvvetiyle olduğu yerde, konumda, seviyede tutulan insanlar? Sevgili Bilge Baykuşlar,  sadece yazarken ve örnekleri düşünürken bile ruhum sıkıldı, kalbim bir başka atmaya başladı! O zaman sonuca gelelim, bence bu enerjide bütün dünyada bu konularda büyük skandallar, açığa çıkışlar ve şifaya ilk adımlar görebiliriz. Çünkü bu düzen böyle gitmeyecek. Nokta.

Ama sembolün söyledikleri bununla kalmıyor. Her birimiz bir şekilde kendimize özgürlüğü fazla bulduğumuz yaldızlı hapishaneler kuruyoruz, bir anlamda kendimize göre altın kafesler. Hani şimdi rahatlık alanı dediğimiz ama karşılığında büyük bedeller ödediğimiz şeyler, yerler ve kavramlar… Belki bizim onurumuza rağmen kaldığımız haremimiz bir işyeri,  belki bir ilişki, belki bir gelenek veya sadece bir düşünce. Ve o zorba da biziz. “Hayır gidemezsin” diyen, “hayır, burada kalıp göze girmek için kendine aykırı ne varsa yapacaksın” diyen. “Sana özgürlük, bağımsızlık yok!” Zihnimizdeki sultanın asla vermeyeceği onayın peşinde koşuyoruz. Çünkü onun sağı solu belli olmuyor!

Earth GoddessAslında bu sembol tam da zamanında geliyor. Çünkü bu, şifa zamanı. Kim böyle bir şifa istemez? Kim böyle bir özgürlüğe itiraz eder? Bu, Tanrıça enerjisiyle, Toprakla bir olup yaraları sarma zamanı. Bu, üstünkörü değil, gerçekten, en etkin, en kapsamlı şekilde düzen değiştirme zamanı. Ve şifa her zaman bireyden başlar…

Ayaklarımız sıkı sıkı yere basıyor. Aklımız başımızda. Oturup düşünelim. Güç dengesinden başlayalım. Eşit miyiz? En büyük insan hakkımız eşitlik değil mi? Peki, en büyük varoluş gerçeklerinden biri tüm varlıklarla eşitlik değil mi? Ben bir kediden, amipten, balıktan, topraktan, havadan daha çok veya daha az önemli değilim. Diğer insanlarla ve evrenin yaratıklarıyla kim ve ne olurlarsa olsunlar eşitim. Bu düşünceler sizi nasıl hissettiriyor? Doğrusunu isterseniz ben hemen bir sivrisinekle eşit olmak istemiyorum diye düşündüm. 🙂 Ama eşitiz. Tamam, şimdilik böcekleri vs. bir kenara bırakalım, ormanları pek de istemeyerek göz ardı edelim ve kendi kardeşlerimize bakalım. Her insanla eşit olduğunuzu hissedebiliyor musunuz?

Daha geçen gün Mars ve Venüs yeni ilişki döngüsünü başlattı. İlişkilerinize bakın, eşit misiniz? Baskın mısınız? Ezilen misiniz? Küçümsüyor musunuz? Gözünüzde büyütüyor musunuz? Bulunduğunuz duruma göre ya karşınızdaki insan size, ya da siz o kişiye isyan edebilirsiniz.

Eğer herhangi bir alanda dengesizliği şifalandırmaktan kaçınıyorsanız ortada bir emniyet meselesi vardır. Ayın kuzey ve güney düğümleri aylardır “emniyet ekseninde” (Oğlak-Yengeç) Güven nedir? Kendimizi nasıl güvende hissederiz? Peki, gerçekte güven, emniyet var mıdır? -Tam da Başak-Merkür gibi sorarak devam ediyoruz bu yazıya – Hiç korkmasanız, güvenli altın kafesler yaratmaya ihtiyacınız olur muydu?

Uranüs bize aradığımız gücümüzü gösterecek ve bize verdiği momentumla adım, adım ve en zeki şekillerde kendimizi, çevremizi şifalandırabiliriz. Güvensizliğimizi, hükmetme arzumuzu, ve bunların arkasında yatan değersizlik duygumuzu, dolayısıyla bedenimizi, ruhumuzu… belki ufak tefek detaylarla, belki de büyük adımlarla…

8015ae818df968186cae78b4617d8badBu aslında çok güzel bir yeni ay. Sağlığa çağıran bir enerjisi var. Sağlıksız alışkanlıklara kendini kaptırmak çok kolay, çok yakında geçmişte kalacak olan olumsuz alışkanlıklar için kendimize kızarak vakit ve enerji kaybetmeyelim. Fakat bu enerjiyi de en iyi şekillerde kullanmaya niyet edelim. Şimdi gerçek benliğimizi ifade ederek sağlığa dönebiliriz. Birtakım uyanışlar yaşayacağımız kesin, bedenimize olan davranışlarımızda, ilişkilerimizde, hayata bakış açımızda…

23 Eylül’de gerçekleşecek olan Ekinoks sırasında tam dengeye dönüş şansımız da var. O yüzden önerim dengesizliği gördüğümüz yerde akıllı bir çıkış planı yaparak onu harfiyen Başak usulü uygulamamızdır. Sağlığa, bağımsızlığa, özgüvene, özsaygıya, sözün kısası olduğumuz insana değer vermeye doğru. Bu enerjide ufacık adımlar attığınızı bile düşünseniz, bir de bakacaksınız, o gelişim merdiveninde büyük yol almışsınız!

Sevgili Dostlar, Eylül ayı geçiş ayıdır. Fizikseldir. Mantıklıdır. Hasattır. Havada bu yön değişimini çok rahat hissediyor olabilirsiniz. Aslan’da, Ağustos’ta duygularla coştuk, kalbimizi tanıdık. Şimdi o kalbe ve kalbi taşıyan fiziksel bedene değerini verme zamanı. Şimdi zihindeki zorba sultanı susturma zamanı. Ve biz sağlıklandığımızda çevremiz de bunu yansıtmak zorundadır.

Tarihin en şifalandırıcı, en büyük değişimlere imza atacak olan dönemlerinden birine hoş geldiniz! Bu artık bir prova değil. Bu gerçekten oluyor. Ve o değişim sizsiniz, biziz.

Başak Yeni Ayı, 30 Ağustos günü saat 13.37 de gerçekleşiyor. (Ist.)

©Mor Alev 2019

Not: Birkaç günlüğüne bir ara veriyorum. Bu sırada yorum ve mesajlarınızı gecikmeli olarak yanıtlayacağım. Ben de kaçıyorum! Haftaya görüşmek üzere!


Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

7 comments

  1. Son iki haftadır her anımda hep ‘harem’ var ve yapamadıklarım için kendime kızgınım😔 Bu büyük düzende yalnız hissediyorum ve bu beni yorgun bırakıyor. Niye etrafımda zorbalığı bi tek ben konuşuyorum/ düşünüyorum/yazıyorum diye serzenişte bulunmaya başladımherkese . Boş boş bakıyorlar😡
    Şükürler olsun ki bu yazı geldi;yazıyı okurken bile şifanın kapıda olduğunu hissettim 🙏Daha özgür bir dünyaya ,daha sağlıklı bir hayata , artık zorbasız / yormayan bir düzene niyet ediyorum.Niyet Ediyorum. Niyet ediyorum🌿ve öyle de oldu 🎈

    Liked by 3 people

    1. Yolda olmak güzeldir, ama kendi yolunda olmak dahada güzeldir diyerek yola çıktım, sadece kendi iç sesimle norm sevenlerin elestirilerine ragmen. Korkmadım 1 2 3 öldüm ve dirildim . Ama son ölüş ile okumaya başladım bütünü bu seferde yanlizlik seni anlamayan ,aynı yerde olmadığın kalabalikta. Bu siteyi gördüm ve ailem burada dedim kendi kendime . Isim Lale 28.10.1987 doğumluyum. Ve rehberliğinize ihtiyacım var çünkü para ,kariyer , aile ve malesef bilincsizlikle aşk Matrixin tüm hilelerini kanaya kanaya gectim. Zirvede kariyerimi bıraktım, aşık olduğum maddi gücü olan eşimi yanlış yolda olmakla birlikte benide o yolda istiyor ve savaşıyor diye kalbime sus diyerek terk ettim . Ya artık kötü olacaktım ya kendim yürüdum. Şimdi planlarıma destek olacak mor alev aileme ihtiyacım var. Dünyayı değiştirecek planlarım. Litfen bana ulaşın.

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.