İçinizdeki Güvenli Alanı Bulun

Love of a Lifetime by Dale TerBushSevgililer,

Dışa dönük güçlerine tutunmak isteyenlerin insanlık dışı davranışlarını öğrendiğinizde hissettiğiniz acı hakkında konuşmak istiyoruz. Acı içindekilerin (Mor Alev: Bu davranışlara maruz kalanların) buna gönüllü olduklarını bilseniz de, bu sizin için o davranışları daha az sıkıntılı yapmıyor.

Yeryüzü zorbaları, sizlerin hayatlar boyu görmezden gelmiş olduğunuz şekillerde kendilerini afişe ediyorlar. Siz de bu yaşama hazırlanırken hem acıyı, hem de diğerlerine zorbalık yapmanın veya zarar vermenin “keyfini” deneyimlediniz. Fakat geçmiş yaşamlarda, kendinize veya diğerlerine yapılan davranışlardan çok bu yaşamınıza hazırlanmak üzere oynadığınız role odaklanmıştınız.

Böyle bir düşünce size akıl almaz geliyor çünkü siz diğerlerini korumak için elinizden gelen her şeyi yapmış olduğunuza ve asla diğerlerine işkence çektirmediğinize, azap vermediğinize inandınız. Biz önemle aynı fikirde olmadığımızı iletiriz. İsteyerek her iki rolü de oynadınız ve böylece hayat hayat üzerine karmik borç eklediniz. Ancak şimdi, medyanızda ifşa edilen veya diğerlerinin sözleriyle iletilen acılar karşısında dehşete kapılmış durumdasınız. Çünkü geçmiş yaşamlarda diğerlerine isteyerek zarar vermiş olsanız da bunu bu hayata hazırlanmak için yaptınız. Özünde, kendinizi “bütünün hayrı” için ufak dozlarda bağışladınız. Bu hayat çok farklı. (Mor Alev: Çünkü karma yok. Bitti. Bu hayat eski karma hikayelerinin sonu. Ve bu hayatta hazırlık yok, prova bitti. Bu hayatta gerçekten yükseliş için çalışmak ve bütünüyle BİR olmak var.)

İşte bundan dolayı, başkalarının acıları sizi diğer yaşamlarınızda olduğundan çok daha fazla etkiliyor. Çünkü bu ömrünüz, sevgi ve şifa hayatınızdır. Şu anda hemen herkese yardım etmeyi isteseniz de, anlıyorsunuz, hepsi kendi sorunları üzerinde çalışmalı. Eğer onlar kendi sorunları üzerinde çalışmazlarsa, “sen bana bu hayatta bunu yaparsan, ben de sana bir sonrakinde misilleme yaparım” döngüsünde kalırlar.

Aklınız karışık. Harika bir şekilde mümkün görünen neşe-keyif-coşkuyu ararken birden en son insanlık dışı davranış ya da intikam hakkında medya haberini görüp duruyorsunuz.

Mantıklı bir tepki, neşe-keyif-coşkuyla dolu olmayan bilgileri görmezden gelmektir. Fakat medya kaynaklarınızın ve sizin etkileşiminizin sayısı düşünülürse, böyle bir şey neredeyse imkânsız. İşte bundan dolayı, kendinizi bu 3D acı ve korku yaylım ateşinden koruyacak bir iç alan yaratmanızın zamanı gelmiştir. Bunun pek çok sebebi var ama önünüzdeki birkaç ay boyunca 3D olumsuzlukların yoğunlaşacağı da bunların en önemlisidir.

En sonunda kendi kendini söndüren bir mum gibi, insafsızlığın acısı önünüzdeki birkaç ay boyunca parlak bir şekilde yanacaktır. Mum sönerken acının en sonunu da yakıp bitirecektir.

Bu yüzden, sevecen neşe-keyif-coşkunuzu paylaşmayı isterken, diğerlerinin aşırı acı içinde olduğunu gördüğünüz için aklınız karışacak, zorbaların, faillerin hepsi tam takım, tam kuvvet açıkta olacak.

Sizin göreviniz nedir? Bunu yapmak görünüşte ne kadar rahatsızlık veriyormuş gibi olursa olsun, göreviniz ışığınızı en parlak haliyle aydınlık tutmak ve bu sayede diğerlerinin de acıya alternatif bir seçenek olduğunu görmelerini sağlamaktır.

Belki de merak ediyorsunuz, nasıl sizin ışığınız da zorbaların mumu hakkındaki öngörümüz gibi kendini yakıp bitirmeyecek. Sizin ışığınız daha çok hiç bitip tükenmeyen bir elektrik akımı gibi ve kolaylıkla açılıp kapanabiliyor. Sizden rica ediyoruz, diğerlerinin deneyimlerine rağmen ışığınızı açık bırakın. Tabiatta veya kendi başınıza daha fazla zaman geçirmeye ihtiyacınız varsa, öyle yapın. Lütfen bilin, bu şu anda çok önemli.

Pek çoklarınız kendini sosyal etkileşimden biraz, kiminiz de tamamen ayırdı. Fakat böyle yapmak sizi bir ikilemde bıraktı, çünkü merak ediyorsunuz acaba canınız hiç topluma yeniden katılmak isteyecek mi? Önünüzdeki birkaç ay görünüşteki izolasyonunuzda toplumun bir parçası olmaktan daha fazla neşe-keyif-coşku bulacaksınız. Ancak bu evre tamamlanınca yeniden topluma katılacaksınız.

Belki günlük olarak korkuda yaşayan veya kendileri zorba olan iş arkadaşları ya da aile bireyleriyle etkileşimdesiniz. O acıya her gün kendini her gün maruz bırakanlar için kolay bir cevap/çözüm bulunmuyor. Tek önerimiz, içinizde rahatsızlık hissettiğinizde çekilebileceğiniz bir alan yaratmanızdır. Çünkü 3D seçilmiş olduğunu düşünenler ile 3D acı çekenler arasındaki uçurum daha da belirginleşiyor ve bu da sizi mücadele ve atışmaya katılmaya ikna edebilir. Ama bunu yaparsanız, kendinizi kaybedeceksiniz.

Tıpkı sizin ruhun karanlık gecesini deneyimlemiş olduğunuz gibi, şimdi bunu milyonlar yaşıyor. (Mor Alev: 8-8 Aslan Kapısında yazmış olduklarımın 12 Ağustos tarihli bu mesajda teyit aldığını görüyoruz. Kendi alanımızı yaratmak ve oradan doğru yeni uyananlara “yer tutmak” fikrimce bu dönemde çok önemli.) Aradaki fark ise, sizin karanlık geceniz büyük ihtimalle küçük bir grupla alakalıydı, yeryüzü aileniz, işiniz veya ilişkinizle. Şimdi ruhun karanlık gecesini yaşayanlar ise bunu çok daha büyük bir sahnede yaşıyorlar – bireysel yerine grup olarak.

Bunun sebebi, onların bu aşamayı sizde olduğundan çok daha çabuk tamamlama ihtiyacıdır. Acının içinden yol alırken sizin yıllarınız hatta on yıllarınız vardı. Bu geçiş ve dönüşüm sizin tarafınızdan kitlesel olarak hızlandırıldı çünkü siz neşe-keyif-coşkuyu bu hayatta deneyimlemek istediniz. İşte bundan dolayı takipçilerin de kendi ruhun karanlık gecelerini bireysel değil, kitlesel yaşamaları olasılığı çok daha fazla yükseldi. Ve medyanız da bu kitlesel ruhun karanlık gecesinin bir parçasıdır.

Acıyı bireysel olarak işlemden geçirmek, bir kişinin acıyı anlamasını, o acıyı ifade etmesini ve en sonunda da salıverip arındırmasını gerektirir, aynı sizin yapmış olduğunuz gibi. Bu sırada fail/zorba afişe olmayabilir fakat geçişin bu evresinde böyle olmayacak. Bu sebepten, diğerleri damaklarındaki acıyı temizlerken bilmeyi istemediğiniz sırları öğrenebilirsiniz, bunun sebebi o kişilerin de neşe-keyif-coşkunun parlak renklerini kullanmayı istemeleridir.

Bu kitlesel arınma/kitlesel şifa aşaması ile çok az alakanız var, sadece ışığınızı parlakça açık tutun yeter. Sizin göreviniz diğerlerinin acısına rağmen içinizdeki aydınlık yeri keşfetmektir.

Diğerlerinin acılarını ifade etmelerine izin verin – hem zorbalığa maruz kalmış olanlara, hem fiziksel zarar görmüş olanlara, hem de zarar verenlere. Çünkü bu devasa bir ruhun karanlık gecesi.

Nihai sonuç sizi ve bu evreye katılımcı olanları hayrete düşürecek. Çünkü zorbaların pek çokları, hatta çoğunluğu yön değiştirmeye karar verecek – korkudan sevgiye. Zarar görenler de öyle. Ve öyle de oldu. Âmin.

Brenda Hofmann ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (lifetapestrycreations.com)


Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.


Telif Hakkı©2019 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2019 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

12 comments

  1. Kendi dünyamıza çekilmeyelimde ne yapalım anlayan yokki dışarda 🤷‍♀️Okadar boş işler peşinde hayatı kendilerine zindan edenler varki. İşin garibi bizide kafayı yemiş ilan ediyolar insanlara kendimi anlatmaktan yoruldum ve bıraktım. Buna aile fertleride dahil şimdi kafam rahat ANCAK BİR GÜN BENİM GİBİ HİSSEDENLER ÇIKARSA YOLUMA AMMENNAH. Hiç sizler yanlış bir aileye gönderildiğinizi hissettinizmi ?

    Liked by 3 people

    1. Sevgili Serswed, çevremizdekilerle, ailemiz ve dostlarımızla bizi bir arada tutan şey görünmez sevgi bağları değil mi? Yoksa çekip giderdiniz, hiç umurunuzda olmazdı. Peki, yükseliş dediğimiz şey aslında bir sevgi ve şefkat devrimi değil mi? Hoşgörü ve anlayış ise bunun yan ürünlerinden ikisi? Önerim yargılamayı bırakmanızdır. Yargılamazsanız, yargılanmazsınız. Sizin için boş olan bir başkası için o anda çok değerli olabilir. Sevgiyi kabul edin. Herkes her konuda hemfikir olmak zorunda değil. Uyanışını bizimle eşzamanlı yaşamıyor diye sevmekten vazgeçecek değiliz. Zaten bunu yapma becerimiz de yok. Klasik temel bilgiler: Hepimiz eşitiz. Hepimiz biriz. Kimseden üstün değiliz. Çevremiz bizi bize yansıtıyor. Buradan yola çıkarsanız daha rahat edersiniz. Salıverme çalışmalarına da bakmanız yardımcı olabilir. Sevgilerimle

      Liked by 4 people

    2. Daha doğmadan annemizi, babamızı, kardeşlerimizi, yaşayacağımız güzellik ve felaketleri, hastalıkları, her şeyi kendimizin seçip, hayat kontratımızı imzalayıp, geldiğimizi bilirseniz daha rahat olursunuz 🙂

      Beğen

    3. Bu yaklaşımda olan çok insan tanıyorum. İçimize çekilmek kendimizi daha iyi anlamak ve dinlemek için olmalıdır, diğerleri beni anlamıyor, anlatmaktan bıktım, yoruldum demek için değil.
      Dışarıda hiç bir şey var. Her şey ve herkes birbirinin aynısı ve aynasıdır. Eğer sizi anlamadıklarını düşünüyorsanız olaya farklı bir yerden bakmanız uygun olabilir. Böyle zamanlarda ben “işte kendi dediğimi derinliklerimde anlayamadığımı gösteren bir parçamın yansıması, kendisine ne kadar teşekkür edersem az” demeyi onlara kımaya yeğliyorum.
      Yanlış anlamayın, elbette hepimiz insanız ve ilk anda tepkisel olabiliriz, kızmak, kırılmak da sevmek ve anlamak kadar insani zaten ancak ilk kızgınlık geçince, aklı selim harekete geçiyor ve işte o zaman da dediğim gibi davranıp içime bakıyorum.
      Size de önerebilirim, dilerseniz deneyin 🙂

      Liked by 2 people

  2. Tamda zamanın da gelen yol gösterici yazılar, kurban bayramı içinde yapılan şeyler sözler yazilar olaylar. Kendimi toparlayıp içimi temizlemem kendimle barışma zamanı. Şükürler olsun. Teşekkür ediyorum.

    Liked by 1 kişi

  3. İçimin o kadar acıdığı ve artık benim dışımda oluşan kabul edemediğim saldırı ve acıların tepe yaptığı dönemler ki ne yapacağımı kendimi nasıl ışıklı tutacağımı bilemez yettiremez durumdayken geldi bu yazı. inanın ışığımı yanık ve parlak tutmak için çok çalışıyorum ama bazen beceremiyorum. devam tabii bırakmak yok….çok zor da olsa…Sevgilerimle

    Liked by 2 people

  4. Bu yazı birçok seye aciklama getirdi benim icin, gercekten iyi geldi ❤️ tesekkur ederim

    Liked by 1 kişi

  5. Selam mor alev ailesi ışık varlıkları ve harika mesajlar.. Tam olarak duymam gerekenler. Bir karara varmaya çalışıyor karışıyorum, geliyorum mor alevde de okur alırsam mesajı yapmalıyım uygulamalıyım diyorum.
    Ve siz o kadar durumuma istinaden spesifik şeyler söylüyorsunuz ki. Bırakıyorum kendimi. Ama uygulayacak enerjim yok hem kendim hem karşımdaki için bir karar ve eyleme geçme aşamasındayım. Ama korkuyorum kendimden değil onun yaşıcağı acıdan ve vebalinden. Çok korkuyorum böyle gittiği yere kadar gitsin bencilliği ve halsizliği üzerimden atamıyorum. Konfor alanım buymuş gibi sanki. Ama asla iyi hissetmiyorum
    Karşımdaki kişinin yaşayacağı duygunun altında ezilmekten korkuyorum. Ona eyleme geçemde haksızlık edicek işim gibi geçmesem daha da haksızlık edicek işim hissi.
    Mor alev bu bir ders ise oraya bakarım. AMa bu bir karma yaratacak dönem ve kararsa. Nasıl dönüştürmeliyim bilemiyorum

    Beğen

    1. Sevgili Aslım, sizin için karar verme imkanımız yok. Bu kararı siz vereceksiniz. Özgür iradenizi kullanacaksınız. Bir başkasının nasıl hissedeceği konusunda varsayımlarda bulunuyorsunuz. Bu varsayımlar doğru mu? Vebal, suç, ceza, karmadan bahsediyorsunuz. Kısaca kendinizi yargılıyorsunuz. Aslında mücadele ettiğiniz onun nasıl hissedeceği değil, kendi korkularınız. Zaten cezalı gibisiniz, kendinizi istemediğiniz bir şeyde hapis tutuyorsunuz. Daha ne kadar fena, bunaltıcı, zor olabilir ki? Değişim korkunuzu salıverin. neden böyle bir durum yarattığınıza bakın. O yanılsamalı inanç ve şartlanmaları da arındırın. Ve bir de bakmışsınız, her şey kendiliğinden olmuş! Ya artık o ilişkide rahatsınız, hiçbir yere gitmeye ihtiyacınız kalmamış. Ya da alıp başınızı yeni bir yaşama doğru yelken açmışsınız. Çevreniz sizin yansımanızdır. Öncelikle özsevgi, özsaygı, özgüven, özdeğer üzerine eğilin. Başkaları da kendi konularında çalışacaklar. O insan da güçlü. O insan da kendi zekasına ve becerilerine sahip. Varsayımlar sadece varsayımdır, gerçek değil. Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

  6. Ne zaman kafama bir soru takılsa cevabını MORALEV’de buluyorum.. teşekkürler..sevgiyle kalın…

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.