2019 Yengeç Yeni Ayı ve Tam Güneş Tutulması – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Duygular ve Gülümsemeyle Gelen Şifa

“Hassas ve buna rağmen dinamik Yengeç’te gerçekleşen bu güneş tutulması peşinde duygusal şifa getiriyor. İçimizi kemiren açlığa cevaben, ihtiyaç duyanlar için duygusal ve ruhani beslenme fırsatları özgürce salıveriliyor. Bu hayatta ilerlemenin eski yollarının son zamanlarda umulanı vermiyor olması mümkün, ilham yerine bıkkın isteksizlikler ve inanç kaybı geçmiş olabilir. Satürn ve Plüton Ocak 2020’deki birleşmelerine hazırlanırken artan basınç şu anda daha hafif bir dalga bekleyenler için ağır gelebilir. İşte siz de böyleyseniz, moralinizi yüksek tutun. Hiçbir şey sonsuza dek sürmez ve bu güneş tutulması bize hatırlatıyor ki, en karanlık anda bile destek yanınızda.

Bu tutulma duygusal dengemizi dürtüyor. Düzenli olarak bizi sabote eden duygularımızla bocalıyorsak eğer, iç dinamiklerimiz ve onları nasıl değiştireceğimiz konusunda içgörüler sunuyor. Bazıları için bu tutulma, köklü bir duygusal sabotaj şablonunu bitirmek için gerekli son büyük şifayı da getiriyor olabilir. Fakat, üzerimize düşeni yapmaya hazır olmalı ve tarafsızlıkla, açık yüreklilikle nasıl kendi acımızı geliştirip ürettiğimizi görmeliyiz. Öz-farkındalık anahtar. İnkâr etmeyi seçtiğimiz duygularımız varsa bizi sabote etmeye devam edeceklerdir çünkü onlar da ışığa uzanıyorlar.”

Sevgili Dostlar, Sarah Varcas bu güneş tutulması enerjilerini anlatmaya yukarıdaki gibi başlıyor. Mükemmel bir giriş, harika bir özet. Yazının devamı için astro-awakenings.co.uk adresine gidebilirsiniz.

Bu, 2017 Ağustos’undan sonraki ilk tam tutulma ve uzun sürecek. Son derece güçlü ve Oğlak’taki Satürn-Plüton-Güney Düğümünün karşısında. Bu bir yeni ay ama oldukça gergin. Bu da yaratım gerginliğidir. Doğum hep gerginlikle başlar. Güneş ve ay birleşerek bizi Kuzey Düğümüne Çağırıyor. Karşıda Oğlak. Dün de hatırladığımız gibi, yuvaya, dişi enerjiye, şefkat çözümlerine yönlendiriliyoruz.

Tutulmanın çevresinde bir sürü destek açı görüyoruz. Ancak ben bu sefer enerjinin bütününe ve Sabian sembolüne detaylı bir şekilde bakmayı tercih ediyorum.

Tutulmanın Sabian sembolü beni oldukça uzun zamandır düşündürüyor. O kadar çok yüzü var ki bu sembolün… Tıpkı pek çok yöne sahip, pek çok dinamiğin bir araya geldiği bu tutulma gibi. Güneş Tutulmasının Sabian sembolü:

“Palyaço”

Marc Edmund Jones’a göre orijinali “Yüzünü ekşiten/çarpıtan palyaço”, Dane Rudhyar bunu “Tanınmış kişileri karikatürize eden palyaço” olarak güncellemiş. Ben sadece “palyaço” diyorum! Bu sembolün katmanlarına birlikte bakalım:

Kahkaha şifadır!

Kendimizi ciddiye alırız. Kendimizi bazen öyle ciddiye alırız ki, yaşamak bir külfet haline bile gelebilir. Öyle şeylere takılır, öyle şeyleri dert ederiz ki, hayatı kendimize de başkalarına da azap haline getirebiliriz. Kendinize bakın. O aklınızı taktığınız şeylere bir bakın. Hayati mi? Onlar olmazsa felaket mi gelecek? Kendinizi bu kadar üzmeye değer mi? Ve şimdi olduğunuz yerde yükselin. Yukarıdan kendinizi seyredin. Nasıl da şikâyet ediyorsunuz, diğerlerinden ne talepte bulunuyorsunuz, kendinizden ne kadar akıl almaz şeyler istiyorsunuz? Sahneler gelip geçerken, sesinizin incelmeye başladığını, konuşmanızın hızlandığını da gözlemleyin. Sanki helyum balondan bir nefes aldınız. Çizgi film gibisiniz. Başınıza gelmiş olan şeyler, başınıza gelmesinden korktuklarınız… Hepsi… Ve şimdi daha da yükselin. Büyük resme iyice odaklanın. On yıl önce olmuş olan o şeye hala daha üzülmenin bir faydası var mı? Beş yıl önce yaşamış olduğunuz bir kaybın bugün sizi hala değersiz hissettirmesinin bir anlamı var mı? Bu senaryoda insan doğası ile ilgili komik olan neler görüyorsunuz? Belki birilerinin çocuk gibi bir şeyi tutturması, belki tamamen yanlış anlamalarla dolu bir diyalog, belki de pimpirikli, çok titiz karakterler, örnekler saymakla bilmez. İnsan doğası garip ama bir o kadar da sevilesi bazen de diğerlerini sinirden köpürtecek kadar kendine has özelliklerle doludur. Siz o değilsiniz. Gerçek siz, o şikayetçi sivrisinek de değil. Siz her gün gelişen, ilerleyen bir varlıksınız. Ve bütün bunlar bir parodi. Ve şimdi kendimize gülelim. Hayat geçici. Hayatta her şey geçici. Kendimizi bu kadar ciddiye almayalım. Hafifleyelim.

Kendinizin ve diğer herkesin davranışlarına yeni bir açıdan bakmak, otomatik olarak sevgi farkındalığı getirir. Olayların komik, çelişen yanlarını görebilmek insanların defanslarını düşürmeye ve böylece sevgiyi içeriye almaya yarar. Mizah çoğu zaman kötü bitecek tartışmaları düzeltir, ilişkileri ve olayları hafifletir, hatta şifa getirir. Mizah, yumuşatır.

Mizah özgürleştirir!

Bir zamanlar krala gerçeği söyleyebilen tek insan onun soytarısıymış. Mizah, sosyo-kültürel gerçeklikleri değerlendirmekte çok güçlü bir araçtır. Böylece bizleri önyargılardan kurtarır. Mizah bize tezatlıkları, çelişkileri anlatır ve düşünürüz. İçimizde, “nasıl, neden, ne yapmalı, buradan nereye yönelmeli”, gibi çözüm arayan soruları tetikler. Mizah sayesinde şartlandırmalardan sıyrılma yolunda ilk adımı atarız.

Bu sembolün yukarıdaki iki yönü de bize diyor ki; Önümüzdeki altı ayda kendimize gülebilmek, olaylara mizahla yaklaşmak hem arındırıcı hem de gerginliği düşürücü etki yaparken, çözüme odaklanmamız da bu sayede kolaylaşacaktır.

Küçümsemek eğlenceli değildir…

Arkadaşlar, yukarıda kendine gülebilmenin, olaylara farklı açılardan bakabilmenin yani tarafsız ve özgür düşüncenin güzelliğinden bahsettik. Bir de palyaço olmanın öyle bir yönü var ki… Can acıtır.

Bazen insanlar kendilerinden şüphe ederler ve bunu gizlemek için gereksiz komikliklere baş vururlar. Aşırıya kaçarlar. Bu bir noktadan sonra saçma diyebileceğimiz tavırlara kadar gider. “Ben pek de iyi bilmem, zaten ben bunu beceremem, ya da yine hata yaptım ama şaşırmadım”, vs. gibi tavırlar. Ya da zorla diğerlerini güldürmeye çalışmak gibi… Bazen bunu başkalarına bir tehdit gibi görünmemek için yaparız. Bazen başkalarının bize tehdit olmaması için. Ancak, kendimizi küçük göstererek kendi onurumuzla oynamaktayızdır. Buna bir çeşit kendini istismar etmek bile denebilir. Daha fazla sevilmek için kendimizin çarpık bir parodisini yaşar hale gelebiliriz. Ve içten içe biliriz, bu bize oldukça pahalıya mal olmaktadır. Biz o şapşal değiliz. Duygularımız ve düşüncelerimiz çok daha derindir. Kendi derinliğimizden korkarız. Kendimize güvenmeyiz. Hatta içerilerde bir yerde utanç da vardır. Yapmayın. Siz olun.

Bir başka olumsuz ve aşırı mizah ise alay etmektir. Bu, aslında komik bile değildir. Aşağılamaktır. Yine sadece kendimizi iyi hissedebilmek için yaptığımız bir şey. Ve bu sefer de bir başkasını istismar etmekteyizdir. Amaç popüler olmak mı, kendinden kaçmak mı? Başkalarında alay ettiğimiz o niteliğin kendimizde de olduğunu bilsek ne yapardık? Gerçek mizah acımasız değildir. Gerçek mizah şefkatlidir. Başkalarını küçültürken, bir bakmışız, kendimizi küçültmüşüz.

Maskeler rahatsız eder…

Palyaçonun gerçekte ne hissettiğini bilmeyiz. Yüzündeki makyajla hep aynı ifadeye sahiptir. Şaşkın mı, gülüyor mu, ağlıyor mu? O peruğun, kırmızı burnun ardında ne var? Hoplayan zıplayan eğlenceli biri mi, yoksa kostüm çıktığında tam tersi mi? İşin doğrusu, bilmiyoruz.

Kimsenin iç dünyasını bilmiyoruz. Düşüncelerini bilmiyoruz. Bilemeyiz. Tahmin edebiliriz ama tam olarak bilmemize imkân yok. Ve tahmin ettiğimizde bile o kadar çok yanılıyoruz ki!

Arkadaşlar, sembolün bu bölümü bir uyarı ile geliyor. DÜRÜST OLUN. Kendinize. Çevrenizdekilere… Ve herkesin dürüst olmayabileceğini de görün. Bu da insanlara ait bir kusur. Ne zaman korkarsak, o zaman ortaya bir yalan atılıverir. Yalanın tek sebebi korkudur. Ani karar vermeyin. Biraz bekleyin ve kalbinizdeki mükemmel dürüstlük radarına sorun. Bu doğru mu? Bu sevgi gibi mi?

Gördüğünüz gibi, çok ilginç bir enerjisi var bu güneş tutulmasının. Bu Sabian sembolüyle fikrimce, “aşırıya kaçmayın, dengeli ve ölçülü olun, ortamı yumuşatın, her şey o kadar da kötü değil.” diyor.

(Ayrıca, kısa bir not düşmek istiyorum: İlginçtir, 2016’dan beri aralıklarla palyaço sembolizmi Sabian sembolleriyle karşımıza çıkıyor.  Ve özellikle toplumsal/popüler hayatlarımıza da “herhalde dalga geçiyor olmalılar” dediğimiz olaylar, skandallar ve kişilikler de giriyor. Buna dikkat edin lütfen. Trump, en çok palyaço olarak çiziliyor. Daha başkaları da biraz düşünürseniz aklınıza gelecektir.)

“Chiron, 9 Temmuz’da beş aylık geri yolculuğuna başlarken, terazinin kefeleri öz-şifa,  kendini kabul etme ve öz-sevgiye ağırlık veriyor. Bu sırada zaman zaman birbirimizin yardımına ihtiyacımız olsa da, bunlar düşündüğümüzden daha seyrek olabilir. Yüzyıllarca dinden, ruhanilikten, bilime, siyasete, ekonomiye, sağlığa kadar her şeyi, hatta ne zaman ne giyeceğimizi bile en iyi bildiğini söyleyen “uzmanların” bizi inandırmış olduğunun aksine, bizler çok daha güçlü ve bilgeyiz. Kendi egemenliğimize ve kendi kaderimizi şekillendirme hakkımıza sahip çıkmamızın zamanı geldi. Fakat elbette bunu yapmak büyük bir sorumlulukla gelir. Artık, sıkıntılarımızı başkalarının önüne atıp çözüm talep edemeyiz. Koç’ta gerileyen Chiron, ihtiyacımız olana zaten sahip olduğumuzu onaylar ve biz bu gerçeği kucaklayarak olduğumuz her şeye sahip çıktığımızda şifa oluşur.

Hayatlarımızın her anının sorumluluğunu almak radikal ve dehşet verici bir davranış. Aynı zamanda heyecan verici, özgürleştirici ve tıka basa potansiyelle dolu. Şikâyet yok. Suçlayacak başkası yok. Kendine acıma yok.  Olduğumuz kişinin tamamı olarak sahip olduğumuz gücün bedenlenmiş halinde saf niyet durumu. Ve ay güneşi gölgelerken, keşfederiz, gerçek benlik ne kadar muğlak olabilir! Şartlanmalar, beklentiler, töreler ve kurallar, ailevi emirler, hiç durmayan öz-eleştiriler arasında, gerçek beni nasıl tanıyabiliriz? Ve tutulma tamamlandığında geri dönen güneş ışığı gibi, gölgelerde aydınlanma buluruz, karanlıklarından doğru kazandığımız anlayışımız radikal bağımsız hayatın görkemli ipliklerini örer.”

Yine Sarah Varcas’dan kısa bir alıntı paylaştım. Chiron’un hayatımıza bu dönemde getirdikleri ile ilgili detaylı bilgileri bu bağlantıda bulabilirsiniz. Ve bu tutulma ile Chiron etkisi birbirlerine çok yakın şeyler söylüyorlar.

Sevgili Bilge Baykuşlar, şimdi öneri zamanı:

1. Eğer havada kararsızlık veya akıl karışıklığı varsa, durun. Durun ve bakın.
2. Eğer ilerlemek istiyorsanız, bu eski kırık plak olmasın? Yine durun ve bakın.
3. Eğer geçmiş peşinizi bırakmıyor gibi hissediyorsanız, onunla barışıp arkada bırakmanın, yeni şeylere geçmenin vakti gelmiştir. Durun, bakın ve bırakın gitsin.
4. Abartmayın, aşırıya kaçmayın, kendinizin karikatürü olmayın. Durun ve bakın, kendinize nasıl davranıyorsunuz?
5. Acımasız olmayın. Neye güldüğünüze dikkat edin. Gerçekten komik mi? Durun ve bakın. Başkalarının mutluluğu pahasına gülmek, gülmek değil, zorbalıktır.
6. Neye üzüldüğünüze dikkat edin. Gerçekten gerçek mi? Yoksa mızmızlanan bir çocuk gibi mi davranıyorsunuz? Evet, durun ve bakın! Siz, olgun bir yetişkinsiniz.
7. Ve şimdi, ağır olan şeyleri hafifletmenin, başka açılardan incelemenin vakti geldi. Yani şimdi gerçek mizahı davet edebilirsiniz.

Tam güneş tutulması 2 Temmuz günü saat 22.22 de maksimuma ulaşacak (İst.) ve Güney Amerika’nın ufak bir kısmı ve Pasifik’ten gözlemlenebilecek. Bu bir Kuzey Düğümü Tutulması, yani gerçek hedefi bizi hayat amaçlarımıza ve özgün benliğimize yaklaştıracak yenilikleri getirmektir.

Tutulma tünelinde ilerlerken hepinize hafif, gülümsemeler, beklenmedik şifalar ve aydınlanmalarla dolu günler diliyorum.

©Mor Alev 2019

---

Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın veya moralev@outlook.com adresine yazın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

---

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com