Cennetten Mektuplar #4954 – Bazen birilerini yumruklamak ve bulundukları yerden bir iki basamak aşağı indirmek isteyebilirsiniz

TempestchasersSevgili Bilge Baykuşlar, Venüs Ateş Yolunda ilerlemeye devam ederken ve Uranüs’le büyük kare açı oluşturmuşken, 2014 yılında yayınlamış olduğum bu mesajın tekrar karşımıza çıkmasına şaşırmamalıyız! Kişilere karşı taşıdığımız öfke ne anlama geliyor? Bizi neye yönlendiriyor? Okuyalım…

Tanrı dedi ki;

Gördüğünüz gibi, ne kadar çok insan hayatınızı zorlaştırıyor. Açıkça söylemek gerekirse, başkalarının ne derece zor olup olmadıkları önemli değildir. Önemli olan, sizin içinizde aksayan bir şey vardır.  Elinizde ne kadar kanıt olursa olsun, yine de içinizde dikkatinizi vermeniz gereken bir şey vardır. Birileri, dışınızdaki bam teline bastığında, içinizdeki bam teli de, titrer.

Kendinizi “hata bulucu” olarak adlandırmaktan, pek hoşlanmıyorsunuz. Ancak, hayatınızda sizi memnun eden, kaç tane ‘hatasız’ kişi var? Ve siz, kaç ‘hataya’ takılıp düştünüz?

Siz hayatta ne kadar çabalıyorsanız, başkaları da çabalıyor. Bazen kendinizi, çıkmaz bir sokağa girmiş gibi hissediyorsunuz. Tüm duvarları yıkmak istiyorsunuz. O duvarlar sizin içinize, Sevgililer! Çoktan yıkılması gereken duvarlar, sizin içinizde.

Evet, o sevdiğiniz dostlarınızın da, düşmanlarınızın da, kendi içlerinde aksayan bir şeyler var. Aynı sizin gibi…  Şunu anlamalısınız. Biz burada hatanın kendisini tartışmıyoruz. Biz, sorumluluktan bahsediyoruz. Haydi, sorumluluk olgusuna yeni bir açıdan bakalım. Sadece şu soruya verilecek cevapta yatan sorumluluğu düşünmeye çalışın.

“Yapabileceğim bir şey var mı?” hatta daha da iyisi; “Ne yapabilirim?”

Ben size tüm samimiyetimle, yapabileceğiniz bir şey olduğunu söylüyorum. Ama size göre elbette ki diğerleri, yani şu ‘diğerleri’ dediğiniz diğerleri, davranışlarında ya da anlayışlarında bazı değişiklikler yapabilirler. Öyle değil mi? Kesinlikle yapabilirler ve Siz de yapabilirsiniz. Yapmalısınız! Şu an bizi ilgilendiren sizlersiniz, Sevgililer (diğerleri değil). Değişmek zorunda olan sizlersiniz. Siz, içinizde bir şeyleri değiştirdiğinizde, zorluk dediğiniz tüm yapılandırmalar da değişecektir. Evet, Sevgililer! Karşılaştığınız zorluk her ne olursa olsun, onu nasıl karşıladığınıza dair tavrınızı değiştirin.

Ben size, iddialı bir değişimden söz etmiyorum. Sadece (olaylara) farklı bakmanızdan bahsediyorum. Ben sizin kendinizi, “sadece sahnede yürüyen biri” gibi görmemeniz gerektiğinden bahsediyorum. (olaylarda herhangi bir etkimiz yokmuş gibi; biz hiçbir şey yapmamışız gibi; sadece karşı tarafın hatalı olduğunu düşünmemiz gibi…)  Öyle veya böyle, bu sahnede siz de bir etkendiniz. Dolayısıyla, şayet tahammül sınırlarınızın dışına çıkmışsanız, farklı bakmak zorunda olduğunuz bir şeyler var demektir.

Birisinde çok fazla EGO var ise, o zaman siz EGO’nuzdan bir miktar eksiltmelisiniz. Çünkü EGO’nun haricinde, neyle sinirleneceksiniz? EGO’yu bir kenara çektiğinizde, geriye ne kalıyor? Sadece kemikler. Sadece gerçek. EGO olmazsa, daha doğrusu EGO şişkinliği olmazsa, darılma duygusu da olmaz. Hiç kimse size kendinizi, önemsiz ya da değersiz hissettiremez. Bunu ancak kendi EGO’nuz yapar. EGO’nuz sizi, gücenmiş hissettirmekte, oldukça hızlıdır. Ancak Ruhunuz, kesinlikle gücenme duygunu hissetmez.

Önce kendinize itiraf etmeniz gereken bir şeyler var. Böylece olaylara daha farklı bakacak, daha iyi anlayacaksınız. Siz sakin olursanız, diğerleri de sakin olacaktır. Kime ve neye karşı mücadele ediyorsanız, kendinizle mücadele ediyorsunuz demektir.

Bazen (şişkin EGO’lu) birilerini yumruklamak ve bulundukları yerden bir iki basamak aşağı indirmek isteyebilirsiniz. Bu düşüncenizde haklı olabilirsiniz. Ancak haklı olsanız bile Sevgililer, o zaman sizin içinizde de bir iki basamak aşağı indirilmesi gereken bir şey var demektir. Önce kendi ocağınızın küllerini temizleyin.

Ben size bir aziz olun demiyorum. Ben sizin “silik” birisi olmanızı söylemiyorum. Ben sizin, kendinizi anlamanızı istiyorum. Kendinizi ne kadar fazla anlarsanız, başkalarının hataları da gözünüze o kadar az batacaktır.

Karşınızdakilere bir şans verirseniz, kendinize de bir şans vermiş olursunuz. İşte size bir şans! Tam da şimdi!  Kendinize şimdi bir şans verin. Unutmayın, hayat size ihtiyacınız olduğu kadar çok şans verir.

Başa çıkmakta zorlandığınız birisi, uzaklara gitmişse bile, yine de öfkeniz kursağınızda kalıyor. Belki de o kişi Dünya’yı terk etmiştir ama yine de öfkeniz kursağınızda kalmıştır. Mesele şu ki, bu kez sahneye bir başkası çıkacaktır ve giden kişinin yerini alacaktır.  Çünkü siz hala burada, olduğunuz yerdesiniz. Bu zorlukla henüz baş edemediyseniz, o zaman hala görmeniz ve salıvermeniz gereken çok şey var demektir.

Bu mesajı çeviren Mor Alev Dostuna, kanallığı yapan Gloria Wendroff’a ve elbette Tanrı’ya çok teşekkürler. (heavenletters.org)


Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.


Telif Hakkı© 2018 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2018  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

11 comments

  1. Ben kendi egomu bir-iki basamak aşağı çekince nasıl karşımdakinin egosundan rahatsız olmayacağım. O kısmı nedense anlayamıyorum. O kişinin egosunu mu görmeyeceğim, algılamayacağım ya da o kişi de mi egosunu düşürecek bir iki basamak?

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Melda, yazıda bunun cevabını veriyor: “Önce kendinize itiraf etmeniz gereken bir şeyler var. Böylece olaylara daha farklı bakacak, daha iyi anlayacaksınız. Siz sakin olursanız, diğerleri de sakin olacaktır. Kime ve neye karşı mücadele ediyorsanız, kendinizle mücadele ediyorsunuz demektir.” Yani hayatınız sizin bir yansımanızdır. Sevgiler

      Liked by 3 people

  2. BU yazı bana ilaç gibi geldi tam da beni anlatıyor sürekli sorguluyorum çok büyük kaos yaşıyorum AMA BAŞARACAĞIM

    Liked by 1 kişi

  3. son zamanlarda yazdıklarınıza göre daha öznel farklı bir yazı olmuş ancak; baş ettiğimiz öfkenin neden özellikle dün ve bu gün hortlama gibi karşımıza çıktığından, derininden, bunun bir sınav mı yoksa haftanın günün getirdiği bir enerji olup olmadığından bize kattığından bahsetmemişsiniz.

    Beğen

    1. Sevgili Ece, son iki aydır bunun aşırı arınma dönemi olduğunu çok farklı şekillerde yazıyorum. Dolunay ve yeni ay yazılarına dönüp bakabilirsiniz. “Dönüşümsel Sonbaharda Ateş Yolunda Yürüyüşe Devam!” başlıklı yazıma da bakabilirsiniz, diğerlerine de…
      Hiçbir şey sınav değil. Bu konudaki fikirlerim için eski yazılarıma baş vurabilirsiniz. Birileri bize not vermiyor, vermeyecek. Sadece ilerlerken salıveriyoruz.
      Ve evet, bu yazı öznel çünkü değişim bireyin içinden başlıyor. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerimle

      Beğen

  4. Sizi okumak huzurun ta kendisi… İç dengemi sağlamamda buradaki her kelime her çeviri her emek çok değerli… İyiki varsınız…

    Liked by 1 kişi

  5. Ben daha önceki yazılarınızdan birinde okumuştum. ..şans verme ile ilgili. . pek tercih edilmeyen ama en son yapılacak olanı yapmaya başladım çünkü olmuyor. .O diğerlerinden uzaklaşmaya ,onları hayatımdan çıkarmaya başladım sevgili moralev. Böylesi daha rahat geliyor. .Bir bütün olduğumuz gerçeği beni şaşırtıyor. .Hepimiz bir bütünün ayrı parçalarıyız evet ama kirpi gibi aramızda mesafe tutmak zorundayız yoksa dikenlerimiz birbirimize batar. .. Yanlış mı düşünüyorum, rahatsız olsak da diğerleriyle beraber olmak zorunda mıyız. .Diğerleri ve kendimiz için en hayırlısını dilemek ve uzaklaşmak doğru değil mi. .

    Beğen

    1. Sevgili Hülya, bazen uzaklaşmak kendinize olan sevginizi ve öz-değerinizi ilan etmenizdir. Bundan çekinmeyin. Sevgi bağı ise her zaman devam eder, onu kimse kıramaz. ve uzaktan da sevebiliriz. Sevgilerimle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.