Sevgililer,
Herkesi sevmek istediğiniz halde, dış dünyadaki kaos sevginizin kapsamını kısıtlıyor. Büyük ihtimalle büyük insan gruplarının üzerini çiziyorsunuz çünkü onlar hiç sizin gibi değiller. Belki kendinizi yakın hissettiğinizden farklı bir siyasi partiye dahiller ya da farklı cinsiyet, farklı yaş grubu, farklı cinsel eğilim, farklı dini bağlılık veya farklı ırktanlar.
Bu, sizi kendi temelinizi, kendi ruh davranış ve hareketlerinizi bulmanıza yardımcı olmak için gerçekleşiyor. Ancak bu genel görüş sizin düşünce süreçlerinizi onaylamayan kişileri kabul etmenize yeterli olmadığı için, suçluluk ve korku deneyimliyorsunuz.
Çünkü eğer -bir deyişle- karşı takımdan olanları kabul edemezseniz, 5D ve ötesi olamayacağınıza inanıyorsunuz.
O iç kriz, şu anda inandığınız kadar kahredici değildir. Eğer dilerseniz kendinizi ekip aktivitelerine gömün. En sonunda herkes bir olacak- ama çoğunuz için henüz değil.
Bu, bölücü bir zaman.
Bu hislerin çok ötesine gelişeceksiniz, şu anda çağlar boyu süregelmiş toplumsal öfkeyi arındırıyorsunuz. Öngörüldüğü gibi, 3D güce tutunanlar ne geleceğin ne de çoğunluğunuzun liderleri olmayacaklar, ama şimdi değil. Bu dönem bir süre sonra kendini bitirecek, aynen bir çaydanlık suyun anında kaynamadığı gibi. Belki endişeniz 3D güç ve korkunun hiç bitmiyor gibi görünmesidir. Fakat onlar bir zamanlar yeterince frenleniyordu, bundan dolayı her yaşamınızın her saniyesine dokunmaları gerekmedi. Toplumun kurallarıyla oynadığınız sürece, gücü korkuyla ellerinde tutanların direkt temasından nispeten güvendeydiniz.
O güç oyunları şimdi afişe oluyor ve benliğiniz değiştikçe, o oyunları şok edici şekilde rezil buluyorsunuz. Onların davranışları değiştiği için değil, siz değiştiğiniz için. Siz dünün koyunları değilsiniz, bugünün süper kadınları, süper erkeklerisiniz.
İşte böylece, çağlar boyunca yerleşmiş olan normlara karşı savaşıyorsunuz. Bugün olanlar hep olmuş olanlardan farklı değil. Belki iletişim daha hızlı, bundan dolayı arzuladığınızdan daha fazlasını öğreniyorsunuz fakat davranışlar değişik değil.
Geçmişte olanlar biraz da Noel Babaya inanmak gibiydi. Farkında olmak istediğinizi fark ettiniz ve gerisini de yok saydınız. Ancak gün geldi, “kralın çıplak olduğunu” ve Noel babanın olmadığını bilecek kadar duygusal güce eriştiniz.
Olgunlaşıyorsunuz. 3D ye sıkıca yerleşmiş olanlar bunu yapmayı reddediyorlar. Bundan dolayı, onlar herkesin Noel Babaya inandığı bir zamana dönüş yapıyorlar. Ve kendi bakış açılarını daha da dramatik şekilde kanıtlamak için, bir zamanların standardı olan arka odalarda birbirilerine fısıldamak yerine, kendi doğruluklarını dünyaya haykırıyorlar.
Siz yanlış değilsiniz. Noel Babaya inanlar da yanlış değil. Aradaki fark, sizin onlardan uzaklaşmanızdır ve bu da 3D de kalmak isteyenleri korkutuyor. Bu sanki ebeveynlerinize Noel Babanın gerçek olmadığını söylemeniz ama onların hala gerçekmiş gibi rol yapmayı sürdürmelerine benziyor. Ebeveynleriniz gerçeği söylemediklerini biliyorlar, siz gerçeği söylemediklerini biliyorsunuz ve onların rahatını bozmak istemediğiniz için geçmiş zamanlarda olmuş olduğu gibi davranarak kandırmacaya devam ediyorsunuz.
3D ye derinden yerleşmiş olanları izleyenler, hemfikirmiş gibi yapıyorlar. Ve belki öyleler- sadece bir süreliğine. O takipçilerin büyük çoğunluğu da olgunlaşacak ve anlayacaklar, Noel Baba yok.
Siz, öncüler, korkunun artık ne uygun ne de inanılır olmadığını hiç şüphesiz bildiğinizden ötürü, kalabalığın biraz daha önündesiniz.
O inanç, insanlık ve yeryüzünün tüm varlıkları arasında hızla gelişiyor- 3D korkuyu uzatarak 5D ve ötesine geçmenize yardım edenler dışında.
Kutladığınız günü daha da şenlikli kılmak için ebeveynlerinizin Noel Babayı uydurmuş olması gibi, 3D olanlar yardımcılarınızdır. Fakat, ebeveynlerinizin aksine, derinden 3D ye yerleşmiş olanlar kendi güç ve korku inanç sistemlerinin ötesine gelişmenizi istemiyorlar. Siz geliştiniz, diğerleri de gelişecek.
3D ye sıkı sıkı yerleşmiş olanlar bunu anlamıyorlar ve güçlerini sürdürmek için sonuna kadar mücadele edecekler. Onlar şeytani varlıklar olduğu için değil, fakat onların dönüşüm rolü 3D ötesine geçmek için verilen tüm çabalara karşın, 3D kaleleri tutmaktır. Siz 5D ve ötesine dönüşürken, sebatla 3D olanlar görevlerine derinden bağlılar.
Bu ıvır zıvırla uğraşma zamanı değil. Bu çok daha büyük bütünün içindeki rolünüzü keşfetmenizin zamanı. İşte bundan dolayı, bir zamanlar normal olarak kabul ettiğiniz şeyler tarafından dehşete kapılıyorsunuz.
Bu da bizi başlangıçta konuştuğumuz noktaya getiriyor. Sanki iyi ve kötü arasındaki bir savaştasınız. Gerçek şu ki, sadece 5D rollerinizi daha yeni biraz biraz ifade etmeye başladınız ve savaştığınız o kişiler de kendi rollerini ifade ediyorlar. Hepsi öngörülmüştü.
Kalbinizi, iç benliğinizi takip edin ve çok yakında öfkenizden yükseğe çıkacaksınız. Eğer öfkeli ya da kaygılı değilmiş gibi numara yaparsanız, 3D de her zaman olduğunuz gibi çalışırsınız.
3D kral ve kraliçeleri 5D sevgi pelerini giymiyorlar ve büyük ihtimalle bu yaşamlarında asla giymeyecekler. Neden onların Noel Babaya olan inancınızı sürdürmek için bu kadar özen ve sebatla çalıştıklarını anlayana dek, öfkenizin akmasına izin verin.
Onların davranışları bu geçişe olan sevgiye dairdir. Sadece en zor rol olan “kötü insan” rolünü seçtiler, hem de kötülerin ifşa olduğu ve onlara kulak asılmadığı bir dönemde. Rollerini oynama özgürlüğünü onlara verin çünkü onlar sizi kendi rollerinizi oynamaya teşvik ediyorlar.
O kötüler hakkında öfkeli ya da kinci hissediyorsanız, bu yalnızca çağlar boyu görmezden gelmiş olduğunuz toplumsal marazları arındırma yolunuzdur.
Başka yaşamlarda siz de “kötü insan” rolleri oynadınız. Aradaki fark, o zamanlarda toplumca desteklenmiş olmanızdır. Ve bugünün 3D kötüleri çok da uzun süre desteklenmeyecekler. Hepiniz anladınız ki, Noel Baba yok – ve her gün daha fazla, daha fazla insan bunu anlıyor. Ve öyle de oldu. Âmin.
Brenda Hoffman ve kanallığını yaptığı Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (lifetapestrycreations.com)
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Mor Alev 
Sevgili Moralev,benim bu çatışmayı yaşadığım kişi eşim.Kalbimin sesini dinlediğimde ayrılmak çözüm değil diyor…Kendimi ifade etme zorluğu yaşıyorum ..Hatta sitenizi takip etmeme de çok öfkeleniyor seni hep bu moralev bozdu diyor.Çatışma dediğim; en ufak şeylerde öfke patlamaları yaşıyor ,beni suçluluk psikolojisi ile dolduruyor ..Gerçi eskisi kadar başaramıyor çünkü farkındayım ne yaptığının ,eski enerjiden çıkamıyor..Beni artık sürükleyemiyor istediği gibi çok şükür ki..Ama araftayım ,nasıl davranacağımı bilemiyorum,kendim olamıyorum bencillikle suçlanıyorum,başkası olsa çoktan ilişkimi keserim ama kesemem de.. (Bana yolumda yar olmayan bene anlamayan çoğu kişiyla ilişkimi kestim en son çözüm olarak tabii..)5Dye yükselişimin önünde engel olabilir mi acaba suçlamak da istemiyorum yoruldum da..Bana biraz akıl lütfen..Çok düşündüm bunu sizinle paylaşayım mı diye ,affınıza sığınıyorum.
BeğenBeğen
Sevgili Hülya, yaşadığınız ikilemi anlıyorum. Kolay değil. Ama daha önce de defalarca yazdığım gibi, bazen şu soru her şeyi değiştirir: “Bu duruma nasıl sevgi getirebilirim?” Çünkü sizi bağlayan şey sevgi, yoksa neden ilk aşamada evlilik kararı veresiniz? Sevgiyi hatırlayın ve akmasına izin verin. Burada önemli bir şey daha var: Siz, sizi seviyor musunuz? Karşımızdaki kişi bir şekilde bizi bize yansıtmak zorunda olduğuna göre, siz size ne kadar değer veriyorsunuz, ne kadar saygı duyuyorsunuz? İlişkiler kategorisinde yardımcı olacağına inandığım yöntemler var, kimini yıllar önce yayınlamış olsam da hiçbir şekilde etkinliğini kaybetmemiş yöntemlerdir bunlar. Onları eğer şimdiye kadar demediyseniz, uygulamanızı öneririm. Mor Alev enerjisi kesinlikle ilişkileri yumuşatır ve çözüm yollarını aydınlatır. Mikail ile bağ kesmek inanılmaz bir yöntemdir. Kutsal Anne’yle berraklık çalışması yapabilirsiniz. Acaba eşiniz size neyi yansıtıyor, bu hayat size ne demek istiyor? sorularının cevabını netleştirebilirsiniz.
Suçlayacak bir şey yok, o içinizdeki çok önemli bir parçayı uyandırıyor. Ama, kendinizi suçluyor musunuz? Kendinizle barışabilir misiniz?
Üçüncü bir düşünce de şudur; eşiniz mutlu olsa böyle davranmaz. O neyin yetersizliğini yaşıyor? Biz onun sorununu çözemeyiz ama bunu bilmek ona anlayışla yaklaşmanızı sağlayabilir.
Ve son olarak neden ayrılmayı istemediğinizi anlayın. Neden? Korkudan mı? Kendinize bakamayacağınız endişesi veya yalnızlık korkusundan mı? Yoksa bu ilişkide hala can olduğundan mı? Belki bunların hepsinin birleşimi sizi çift olarak birbirinize yaklaştıracaktır. Bilin ki özgürsünüz ve seçim sizin elinizde. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerle
BeğenLiked by 1 kişi
Sonsuz teşekkürler Moralev, cevabınızı ilk birkaç saat heyecan ve merakla bekledim. ..Sizin okuyup ilgilendiğinizden şüphem olmadı,sonra sizinle empati kurdum ve sizin sıcak ve samimi enerjinizi hissettim, gerçekten…Aslında cevap vermeseniz de üzülmezdim..çünkü varlığınız benim için yeterliydi, Sorumu yazıya dökmek sizinle paylaşmak beni zaten rahatlattı ve yol aramaya başladım. …Üzgün bir anımda açmıştım bloğu ve yazıyı okudum öyle içime işledi ki yazınız ;bir kaç saniyede aklıma takılanları yazdım ve yolladım…Yalnız olmadığımı hissettirdiniz bu iki gün bana ve ben bu şevkle sorunların üstesinden gelebileceğimi anladım.Şimdi de size teşekkür etmek için açmıştım ve yorumunuzu gördüm…Size sonsuz sevgiler gönderiyorum ve sevginizi kabul ediyorum. ..
BeğenLiked by 2 people
Noel baba yok, and there is no spoon diyesim geldi 😄😇💫💖
BeğenLiked by 3 people
Sevgili Mor Alev merhaba. Bir sorum var. Önceki sorumu ne yayınladınız ne de cevap verdiniz, bu beni biraz üzdü. Umarım en kısa zamanda cevap alabilirim. Sorum şu; neden “kötü insan” olmayı seçenler, toplum tarafından destekleniyor? Toplumda hiç mi sevgi yok ya da kötü olani gorebilme yetisi yok? kötüyü destekleme yönünde Toplulukları etkileyen gorunmez bir guc var mı? Aldıkları destekten ötürü mü bu kadar güçlüler? Sevgiler
BeğenBeğen
Sevgili Zehraa, öncelikle soruların nasıl cevaplandığına bakalım, sonra sorunun kendisine geçeriz… Yorum bıraktığınız kutunun üzerinde şöyle der: “Lütfen yorumlarınızı ve sorularınızı buraya yazın. Elimden gelen en kısa zamanda size cevap vermeye çalışacağım. Teşekkürler.” Bu da aynen okunduğu anlama gelir: Elimden gelen en kısa zamanda. Ve bu zaman farklılaşabilir. Sizler, sevgili okuyucular, elinizdeki bir alete bakarak bu blogdaki yazıları okuyorsunuz, ekran aramızdaki araç ama ben bir makine değilim. Sıklıkla karıştırılan şey benim de bir makine olduğum beklentisidir. Cevap vermekte biraz olsun gecikince azar işittiğim olmuştur şimdiye dek. Ve bunu kendinizle ilgili sanırsınız. Size karşı yapılmış bir şey değildir tabii. Ben sanıldığı gibi makine olmadığım gibi hayat akışında elimden geldikçe size cevapları yetiştirmeye çalışan bir bağımsız blog yazarıyım. Her sorunuzun cevabını da bilemem, buna imkan yok. Bazı sorularınız ise böyle ufak bir kutu yerine bir kitap gerektirir. Bazen, hatta çoğunlukla sorunun cevabı zaten blogdadır, yani ufak bir gezinmeyle arşivlerde, anahtar kelimelere tıklamayla veya arama kutusuna aradığınız konuyu yazarak cevaba ulaşabilirsiniz. Bazen de zaten bildiğiniz bir şeyin teyidini almak için yazarsınız. Blog yazarı olmak herkese elinden geldiğince içten bir şekilde kendi doğru cevabını iletmeye çalışmayı da içerir, bunu zaten kabul ediyoruz. Zamanlamaya gelince, bunu ancak vaktim olduğunda yapabilirim. Her anımı bu ekran karşısında geçirsem, sizlere ve kendime ne katkım olabilir? Hayatım nasıl neşe-keyif-coşkuyla ilerler? Gecikme sizinle ilgili değil. Size karşı değil. O yüzden üzülmenizin hiçbir faydası yok. Ancak anlayışlı ve yardımcı olmakta fayda var. Cumartesi akşam yazılmış bir yorum Pazartesi ya da Salı cevaplanabilir. Bu cevabın değerini düşürmez. Size harcanan zamanı ve değeri de küçültmez. Teknik arıza, seyahat, hastalık, cevabı iyi verebilmek için araştırma yapmak, ya da sadece dinlenmek veya aileye vakit ayırmak olasılıklar arasındadır.
“Kötü insanlarla” ilgili sorunuza gelince, aslında cevabı biliyorsunuz. Onları korkularımızla besliyoruz. Dilimizde “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diye bir söyleyiş bile var! Görünmez güç dediğiniz şey korkumuzdur.
Sevgilerimle
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Mor Alev merhaba. Elbette sizin makine olmadığınızı bilir ve beklentimi ona göre tutarım. Yazıya girip başka mesajlar yayınlanıp cevap verildiği ve benim mesajım yayinlanmadigi için sordum. Acaba sorum hoşuma mi gitmedi diye elbette kısisel algılamam bunu. Cevap için teşekkürler. Sevgiler😊
BeğenBeğen
Kısa olanları çok çabuk cevaplayabiliyor ya da onaylayabiliyorum sevgili Zehraa. Diğer sorunuzu cevaplayacak zamanım hala olmadı maalesef. Sevgiler
BeğenBeğen
yazınız hissettiğim hislerin kaleme alınmış halı gerçekten şok oldum süpersiniz çok teşekkür ederim.sonsuz sevgiler..
BeğenLiked by 1 kişi