Sorularınıza Cevaplar IV – Konsey (Mesaj 170)

Andrei Verner ArtSağlık ve Şifa

Bir defa daha önemli bir sorumuz var ve burada şimdi verebileceğimizden çok daha büyük bir cevabı da gerektiriyor.

“Ben sorum kendini yeniden sağlığa kavuşturmakla ilgili. Sağlığa dönüş sürecini hızlandırmak için kişinin yapması gereken en iyi şey nedir? Beslenme seçimleri, egzersiz ve yaşam seçimleri (örneğin kötü alışkanlıkları bırakma gibi) elbette önemli. Ancak, anlıyorum ki en kritik olan şey zihin yapımız. Bir insan kendini daha sağlıklı kılma yolundaki engellerinin ne olduğunu anlamak üzere nasıl kendi içlerinde daha derinlere gitmenin yolunu bulur?”

Burada oldukça derin bir iç görüye dair bir düşünce var. Ve cevabımızı verirken bunu da hesaba alacağız. Eğer şifaya ulaşılacaksa, bedenler – fiziksel ve fiziksel olmayan bedenler – beslenmelidir. Bedenlerinize aldıklarınız bulabildiğiniz en saf ve en besleyici şeyler olmalıdır. Süptil bedenleriniz (Mor Alev: Duygusal, Zihinsel, Ruhsal, Enerji bedenleriniz) de aynı şeye ihtiyaç duyar ancak ona vereceğiniz yakıt tabii ki su ve sebze değildir. Her iki durumda da ilk ihtiyaç duyulan şey, niyetinizdir. Düşündüğünüzü yaratırsınız. Ve en iyi yarattığınız zamanlar, bilinçli olarak niyet ettiğinizdedir. Çabalarınıza yardımcı veya kısıtlayıcı olan diğer bir dizi faktör de vardır. Bunları burada listeleyeceğiz ve eğer ihtiyaç olursa açıklayacağız.

Düşünmediğiniz bir şeyi yaratamazsınız. Bilinçli veya bilinçsiz olarak imkânsız olduğunu düşündüğünüz şeyi yaratamazsınız. Bunu Şimdi bunu biraz daha farklı söyleyeceğiz. YARATAMAYACAĞINIZI düşündüğünüz şeyi yaratamazsınız. Ruhunuzun en yüksek hayrına olmayan bir şeyi yaratamazsınız. Bu son cümle, aslında siz olan sizin, bildiğiniz kendinizden çok daha büyük olduğu gerçeği de kapsanarak anlaşılmalıdır.

Açık olan şey şu ki, ruhunuzun amacının ne olduğu konusunda net olmanız en yüksek yararınızadır. Çoğunuz bize itiraz edecek ve bu konuda hiçbir fikrinizin olmadığını ve bunu nasıl bulacağınızı da bilmediğinizi söyleyeceksiniz. Sevgi ve anlayışla şunu iletebilir miyiz; programlamanıza inanıp onu destekliyorsunuz. Programlamanız kolay ama kolay olan sıklıkla doğru olmayabilir.

Kendinize sorun, hayatta kalmaya mı, gelişmeye mi çalışıyorsunuz? Şimdi sizlere “bir bilen ipucu” verelim. Zekâya sahip hayatın amacı asla hayatta kalmak değildir. Ve amacınız tek bir hayattan çok daha fazlasına yayılır.

Şimdi, en ihtiyaç duyulan olumlu faktörleri sayalım:

En önemlisi, tam, bütün ve şifalanmış olmayı gerçekten hak ettiğinizi bilmenizdir. Bunu ne kadar derinden bilirseniz, o kadar çabuk ve güzel şifalanırsınız. Burada zihinsel onaydan bahsetmiyoruz.

Şunu bilme ihtiyacındasınız, sizi yaratan Kaynak, kolaylıkla sizi yeniden yaratabilir. Gerçekte her yaşadığınız gün, her dakika yeniden yaratılıyorsunuz. Bedeninizin hücreleri sürekli olarak bölünerek çoğalıyorlar. Bu farklı hızlar ve oranlarda oluyor ama her zaman oluyor. Yani, Kaynak zaten sizi yeniliyor. Belki, bu hayatınızda, bu şablon sadece biraz değişti. Bilmeye ihtiyacınız var ki, şifalanamayacak şey yoktur. Sağlığa kavuşmayacak hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey!

Şimdi, sizi şifalandıran şey, evrendeki her şeyi yaratan güçtür, size akan ve sizden akan. Bunu siz yapmıyorsunuz. Şifacınız, doktorunuz yapmıyor. Sadece Kaynak Enerji bunu yapar.

Şimdi, şifacılar, etkin şifacılar bu gerçeği bilirler. Siz nasıl yapılacağını bilmediğinizde sizin için yapabilecekleri tek şeyin, sizin adınıza o şifa enerjisine bağlantı kurmak olduğunu bilirler. Şunu da ekleyelim, nasıl yapacağınızı bilmemeniz durumu da aldandığınız bir hikâyedir. Bizler şifacıları kullanmayın demiyoruz. Sadece ne olduğunu anlayın lütfen. Kaynak, Yaratan, Tanrı, Sevgi Enerjisi, ona ne isim verirseniz verin, daha büyük ihtimalle sizinle bağlantıda olmayı sizden çok daha fazla istiyor. En azından onun asla dikkati dağılmıyor ve yapacağı sizden daha iyi bir şeyi yok. (Mor Alev: Konsey yine mizaha dalıyor, biz nedense kendi bağlantımızı yapmayıveriyoruz, meditasyona üşeniyoruz, duayı unutuyoruz, gelen mesajları görmezden geliyoruz ve en kötüsü bağlantı kurmuş olduğumuz halde zihnimizle eleştiriye girip, bunun geçerli olmadığına kendimizi ikna ediyoruz.)

Yani, kısa tutalım: Tüm olumsuz inançlarınızdan kurtulun. Olumlu inançları ayrılmaz parçanız yapın. Ve yapın. Kendinizi mükemmel, bütün ve tam görün. Düşünce ve imgeleme gücünüzü kudretli bir araç haline getirin. Formu olan her şey (her katı şey), önce bir düşünceydi, bir şablondu, bir kalıptı. Şablonlarınız fiziksel olmayan parçanızda bulunuyor. Fiziksel olmayan parçanız, tüm fiziksel olmayanlar, düşünce ve hislere tepki verir. İşte bu yüzden en güçlü dua “Teşekkür ederim”dir.

Biz sizi Var Olan Her Şey’in bir parçası olarak biliyoruz, fizikselde form bulmuş bir parçası. Biz sizi mükemmel biliyoruz. Siz de bunu içinizde bildiğinizde, ne düşünürseniz onu yaratacaksınız.

Bilin ki şifanız ve gelişiminiz için niyetlerimizi yolluyoruz.

Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)

Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2018 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2018 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

18 comments

  1. Muhteşem❤️, çok teşekkürler😀🙏🙏🙏😀

    iPhone’umdan gönderildi

    Liked by 1 kişi

  2. Merhaba Mor Alev. Evet olumlu düşünmek taraftarıyım. Evet kendimizi şifalandırabiliriz. Sorum şu ki, doğuştan görme engelli ya da kolu yok ya da bacağı.. Bu kişiler kendini nasıl tam ve bütün olarak hayal edebilir? Nasıl şifalanabilir? Ve yaradan neden fiziksel eksikliklerle doğuştan sınava tabi tutar?
    Yıllardır severek takip ediyorum sayenizde çok şeyler değişti bende ruhumda fakat kafamda cevapsız sorular hep var. Umarım beni aydınlatmaya devam edersiniz. Sevgiler😊

    Beğen

    1. Sevgili Zehraa, bu hayatı ve bu bedeni kendimiz seçiyoruz. Çok çeşitli sebepler ve amaçlarla buraya nasıl, nerede, hangi şartlarla geleceğimize karar veriyoruz. Bu bedenlerle hem kendi gelişimize hem de diğerlerininkine katkıda bulunuyoruz. Ve fikrimce bu insanlar içimizdeki müthiş potansiyeli fiziksel olarak diğerleri gibi olmadan da nasıl hayata geçirebileceğimizi sergiliyorlar. Gözleri doğuştan görmeyen ve müthiş manzara resimleri çizen ressamı düşünün. (Gazetede bir süre görmüştüm ama ressamın ismini unuttum.) Renklerin de titreşimden oluştuğunu ve bizlerin de bunu hissedebileceğimizi bize göstermedi mi? Paralimpik Olimpiyatları düşünün, bizlere sınır tanımayan insanları, müthiş sporcuları göstermiyor mu? Bütün bunlar ise iç gücümüzü tanımamızı, insanları bedenlerinin nasıl göründüğüyle ayrıştırmanın yanlış olduğunu anlatmıyor mu? Bana göre bu ruhlar tam anlamıyla büyük öğretmenler. Ve bedenlerini yeniden yaratabilirler mi? Neden olmasın? Bu, büyük bir odaklanma ve inanç istiyor. Ama biz o insanlara neredeyse her an bizden eksik olduklarını hissettirirsek, bu odaklanmanın sürekli olması çok zor. Ama onları tam, bütün ve mükemmel görürsek, bu çok daha kolay. Hepimiz rahimde ilk gelişimizde önce sürüngen devrinden geçiyoruz. Hepimizde aynı amigdala, aynı beyin soğanı var. Yani eğer bir minik kertenkele kuyruğunu yeniden yaratabiliyorsa, bir insan neden yaratamasın? Bu bir sınav değil. Bu acınacak bir durum değil. Bu, aslında gücüne hayran kalınacak bir ruhun fizikselde deneyimlenmesidir. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerle

      Beğen

  3. Teşekkür ederim 🙏 Bu mesaj için Konseye… Bize ulaştıran herkese ve Kaynağın sonsuz şefkatine iyileştirici gücüne…

    Liked by 3 people

  4. Çok teşekkür ederim şifanızı sevgiyle kabul ediyorum:)) Ben şifayı gerçekten hak ediyorum . Sizi çok seviyorum her daim yanımda olduğunuzu biliyorum.:))

    Liked by 2 people

  5. Teşekkür ediyorum.
    Tam da bugünlerde düşündüklerimin cevabını vermişsiniz.
    Teşekkür ediyorum. Teşekkür
    ediyorum.
    🙏🏻🙏🏻🙏🏻

    Liked by 1 kişi

  6. Tam, bütün ve şifalanmış olmayı gerçekten biliyor ve derinden hissediyorum. Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim.

    Liked by 1 kişi

  7. Artık neredeyse zihnimden geçen sorular/cümleler ile Konseyin söyledikleri harfi harfine tutmaya başladı ☺️ Selam ve en derin saygılarımla sevgili Konsey, yine en doğru zamanda yönlendirme geldi❤️

    Liked by 1 kişi

  8. Harikasınız sizi çok seviyorum güzel insanlar ve ruh ailemiz, Bir’ligimiz sağlıklı olsun.
    ‘Teşekkür ederim ‘
    🦄

    Liked by 1 kişi

    1. Hehehe tam yorumu yazdım çıktım ki televizyonda Sia’nın klibinde gökte tanrının belirip ‘you can do this’ dediği kareyle göz göze geldim! 🐴

      Liked by 1 kişi

  9. Ne mutlu burada bir olduğumuz için ve ne mutlu kalbine inanları çoğalırken görmek ❤
    Sevgili Mor yüreğinizden öperim.Ve Sevgili ilahi rehberlerimiz sizlere de teşekkür ederiz ❤

    Liked by 1 kişi

  10. Her bir cümle katman katman bütün bedenlerimden hücrelerime kaydoldu,bazı mesajlar bende bu duyguyu yaratıyor..Teşekkürler Mor alev

    Liked by 1 kişi

  11. Ben asperger sendromlu bir yetişkinim. Bu sebeple imgeleme yapamıyorum ya da tek bir konu üstünde uzun süreler kalamıyorum dikkatim dağılıyor. bu yüzden meditasyon ya da imgeleme ile yaratım benim için çok zor. kısa süreli bir düşünce atışı içimdeki katılaşmış bazı bakış açılarını kırmaya yeter mi sizce?

    Beğen

    1. Sevgili Fulya, çizgisel zaman yok, bunu yüz yıldan uzun süredir biliyoruz. Yani süre önemli değil. Önemli olan odaklanmanızın gücüdür. Zihniniz çok hızlı çalışıyor olabilir. Bu biraz da tren örneği gibi. Sizin treniniz süper hızlı gidiyor ama yine de manzarada bir noktaya odaklanabilirsiniz. Bu daha kısa sürecektir ama o noktayı gözlemleyebilirsiniz, zihin öyle hızlı ki tüm niteliklerini başkalarından çok önce tamamen kaydedebilirsiniz. Önerim, bu sendromu yakanızda bir rozet gibi taşımamanızdır. Yani kendinizi bununla tanımlamayın. Siz bu hızlı teknolojik dünyaya çok daha iyi uyum sağlayabilecek ender kişilerden biri olabilirsiniz. Yine önerim, onun size getirdiği hızlı düşünce, algılama, analiz yeteneklerine eğilip bunları kullanmanızdır, büyük ihtimalle kullanıyorsunuzdur da! Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerimle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.