Güneş Tutulması Aslan’da: Kozmik Güç Kesintisi – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

The Art Of Animation, Sylar113Çıt! Işıklar gitti. Bir sessizleşme… ve yeni bir farkındalık… Sadece bir anlığına, karanlıkta sendeleyerek mum aramadan önce… Gözler çok iyi bildiği eşyaları bile farklı görmeye başlar, renksiz şekiller karanlığın farklı tonlarında ortaya çıkar, mesafeyi ayarlamak için diğer duyulara ihtiyaç vardır. Dokunuş, hisler, duyduklarımız… Gölgeler birleşir, ne gördüğümüzü anlamaya çalışırız. Pür dikkat kesiliriz.

Tutulmalar kozmik elektrik kesintileri gibidir. Güç gitmiştir. Alıştığımız motor sesleri, buzdolabı, klima, televizyon… Arka planda bizi meşgul eden her şey durmuştur. Ve o sessizlikte eğer buna gönüllüysek, karanlığa rağmen görürüz, sessizliğin sesini duyarız, sezeriz ve biliriz.

Tutulmaların bir özelliği de kesintiden sonra enerjinin yepyeni bir güçle ve yeni niteliklerle tekrar dünyaya giriş yapmasıdır. Bu bir voltaj sıçramasıdır, ampullerin yanması, yıllardır çalışan aletlerin bozulması gibi bazı alışkanlıklar, görüşler, tavırlar işe yaramaz hale gelmiştir. Değiştirilmelidirler.

İşte o yüzden tutulmalardan korkulur. Korku, hep yaptığını yapmaya devam etmek için neredeyse cinayeti bile göze alan egonun yaratımıdır. Ego, hayatta kalmamız için yaşantımızın kalitesi ne kadar düşük olursa olsun aynı yere, aynı ilişkilere, aynı işe, aynı alışkanlıklara gömülü kalmamızı tercih eder. Ego, taş devrinde yaşamaya devam etmektedir. Mağaradan uzaklaşma! Orada ne olduğunu bilmiyoruz! Aç da olsan, böğürtlenlerin büyümesini bekle! Ve böylece birkaç kilometre ötede akmakta olan şelaleyi, onu çevreleyen bereketli toprakları, meyveleri kaçırırız. Ve bir gün bir cesur yürek çıkar, egoyu dinlemez ve gider. Yenilik arzusu, çözüm isteği ve merakı korkusuna üstün gelmiştir. Bugün hala daha taş devrinde yaşamıyorsak, bunu egoyu dinlemeyip yola çıkan aslan yüreklilere borçluyuz!

Ve aslan yürekli demişken, bu tutulma güneşin yönettiği Aslan’da gerçekleşiyor. Aslan, ihtişamdır, asalet ve kendini topluluklara ifade etmektir. Bu burçta görülmek isteriz, onurlandırılmak ve alkışlanmak. Kutlamak ve oynamak. Eğer bu burçtaki parçamız iyi çalışmıyorsa, baskıladığı gölgelerini inkâr ediyorsa, o evle ilgili olarak çocuksu, ukala, kibirli ve dikkatleri üzerine çekmek için elinden geleni yapan birisine dönüşürüz.

Güneş tutulmasında ay (bilinçaltı, duygular, halk) azar azar güneşin (bilinç, ego, liderlik) ışığını yemeye başlar, ta ki ortalık kararana kadar. Bilinçli zihnin şalterini indirir ve gölgedekiyle yüz yüze geliriz. Bu bir parçalı tutulma, tam karanlık olmayacak, onun yerine gölgeler daha da uzun, şekiller daha da farklı görünecek. Bu da tutulmanın daha az etkili olduğunu söylemiyor, aksine çarpıtılmış görüntülerin gölgelerini incelememiz için daha fazla alana sahibiz.

swim to freedom - jisookimGüneş tutulmaları çok çeşitli deneyimler getirebilir, iyi, kötü, ortalama… Benliğimizin saklı kalmış yönlerini ortaya çıkaracak olayları tetikleyebilir. Önemli olan karanlıkta oturmaktır ve pür dikkat dinlemek, hissetmek…

Bu tutulmada karanlık ödümüzü patlatabilir. Karanlıkta Plüton’un derinden gelen sesini, eski bir evin zemininin yerleşmesi gibi duyabilirsiniz, bir kapı gıcırtısı, bir pencerenin tıkırtısı… Karanlıkta, sessizlikte… Ya korkunun bizi ele geçirmesine izin vereceğiz ya da onun gerçekte ne olduğunu anlayıp yola devam edeceğiz. Plüton, karanlıkta saklandığı yatağın altından çıkan öcü değil. Kendini gerçeğe adamış bir yeniden doğuş gezegeni ve yeniden doğduğumuzda her zaman eskisinden defalarca daha güçlüyüzdür. Plüton bize kendi gücümüzü iade etmek için buradadır.

Bu tutulmadan bahsederken yedi Zodyak varlığının bir arada geriye gitmekte olduğunu da hatırlamalıyız: Merkür, Mars, Satürn, Uranüs, Neptün, Chiron ve Plüton! Geriye doğru yürümeye çalışın. Ne oluyor? Bisikletin pedallarını geriye çevirin, merdivenden geriye doğru çıkın… Çok az kullandığınız kaslar ve duyularınızın farklı nitelikleri devreye girer. Alışılmadık, yeni, farklı… İşte hayatımız da böyle, içe dönerek bizim için yeni olan kadim bilgileri ortaya çıkarıyoruz, hiç kullanmadığımız kasları çalıştırıyoruz, binlerce yıldır uyuyan gölgeleri uyandırıp onlarla söyleşiyoruz. Dış dünyamız ise bir süredir ters esen rüzgârlarla toza dumana boğuluyor, başımız dönüyor.

Bir de inatçı parçalarımız var. Tutulmanın haritası inatçı sabit burçlarla dolu. “Sabit enerji” aslında yoktur tabii. Gerçekte olan DİRENÇTİR. Boğa, Aslan, Akrep ve Kova. Hepsi değişir, hiçbir şey sabit kalamaz ama direnirler. Belki bu burçlara sabit değil de direnen burçlar demek daha doğrudur. Hepimizin sabit burçlarda parçaları var. Eğer bunalıyorsanız, eğer sizin için bu üçlü tutulma dönemi sıkıntılarla geçiyorsa, bu burçlardaki evlerinize bakın. O evlerin konuları nerede neye direndiğinizi gösterir.

Merkür, geri giderken gevezelik yapmıyor, sadece “şşşş, dinleyin…” diye fısıldıyor. Salıverin dostlar, teslimiyete geçin. Akışa uyum sağladığınızı göreceksiniz.

Jüpiter bu tutulmayla kare açıda, duyguları olduğundan daha büyük görebiliriz, gereğini yapmaya çalışırken abartabiliriz. Tam karşısında fırtınalı evliliğinin diğer başrol oyuncusu Juno. İlişkiler de mercek altına alınıyor. İlişkilerimizi kötü oynanan ve hiç bitmeyen bir pembe diziye çevirebiliriz ya da oturup konuşarak, saygıyla uzlaşmaya varabiliriz. Juno bir karar verip ona bağlı kalmakla, rumuza sadık olmakla ilgilidir. Var mıyız? Yok muyuz? Bunun arası yok. Bunda “arkası yarın” yok.

2018 yılı, bütün bir yıl, dev bir enerji tüneline benzedi, sanki Hadron Çarpıştırıcısındayız. İçimizdeki Tanrı Parçacığını bulana kadar devam ediyoruz.

Ama bir nefes alalım. Şimdi, bu noktada. Derin bir nefes, ciğerler tamamen dolsun,  biraz tutun, sonra ağır, ağır, ağır iyice uzatarak verin… Bir daha… Çünkü bu yolculukta önemli bir ayak da bu tutulmayla sona eriyor. Bu yeni ay bizi bu üçlü tutulma döneminde öğrendiklerimizden alıp inanılmaz şekillerde güncellenmiş yaşam deneyimlerine ve yeni ifadelere götürüyor. Hatta fırlatıyor desek de olur! Geçmişe güle güle, geleceğe merhaba!

Bir Yod (Tanrı Parmağı) ve bir de Thor’un Çekici bulunan bir yıldız haritası işte bunu yapar!

Tutulmanın karanlığında öyle şeyler göreceğiz ki, bir anda gerçekliğimiz değişecek. Bu da kutlamaya değer bir durum! Gerçekleri görmek, duymak, bilmek her zaman yanılgılar içinde yaşamaktan iyidir! Karanlıkta daha iyi duyarız, karanlıkta daha iyi hissederiz. Bir dakikalığına durunca sessizliğin içindeki şablonları algılarız. Mars ve Uranüs sayesinde darmaduman olmuş gibi görünen noktaları, tutulma sayesinde birbirine bağlamaya başlarız. Ve bir resim ortaya çıkar. Olan neden oldu? Peki, şimdi ne yapmalıyım?

Pallas Athena, bilgeliğin dişi savaşçısı, silahla değil zekâsıyla kazanan Tanrıça bu tutulmayla birleşiyor. Bundan önceki iki tutulmanın getirdiği bilgeliği de gün ışığına çıkarıyor. Bu sorulara çok kolay cevap bularak ileriye atılmanız an meselesi.

Anladığımızda hafifleriz. Bildiğimizde çözüm kolaydır. Ve bir mola veririz. Çünkü şifreyi kırdık, öğrendiğimizi öğrendik. Bir nefes daha… Ve bu aynı zamanda kutlama zamanıdır!

Bu tutulmanın Sabian sembolü, bütün bir tutulma döneminin sonunu anlatıyor. Eve giden yolda dinlenme ve biraz da eğlenme vakti geldi! Ne de olsa Aslan’dayız!

“Yüzen Evde Parti”

Claudius Schulze Houseboat, Lisa BeeseBu sembol hem harekete devam etmeye hem de aynı zamanda hayatın keyfini çıkarmaya yetecek canlılığa, imkânlara ve sağlamlığa sahip olduğumuzu söylüyor. Hayat sadece çalışıp didinmekten ibaret değildir, sadece beklemek, hareket etmemek ve tembellik de hayatı geliştirmez. Bizler ne karıncayız, ne de çekirge. Sadece dengeli merkezdeyken ilerleyebilen varlıklarız. Şimdi kutlama, biraz da kendini salıverme zamanı. Rahatlayın, eğlenin. Kendinizi o kadar da ciddiye almayın. Yaratacağınız tatlı anılar sizin yakıtınız, gülümsemeniz ve motivasyonunuz haline gelecek. İlerlediğinizi düşünmediğinizde bile ilerliyorsunuz.

Bu sembol aynı zamanda özgürlüğümüzü anlatır. Evimizi istediğimiz yerde yaratabiliriz. Nerede mutluysak yuvamızı oraya demirlemişizdir.

Sembolün bir başka özelliği de insanların bir araya toplanmış olmasıdır. Birlikte gülen, birlikte dans eden insanlar… Bu da bize bizim gibi düşünen, kendi prensip ve hedeflerimize yakın dostları çevremizde toplamaya başladığımızı ve bunu kutlayacağımızı söylüyor. Hafifleyin. Eğlenceye katılın. Ama abartmayın, kendinizin karikatürü haline gelmeyin. Keyfinize bakın! Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz, zaten seviliyorsunuz!

Bir anlamda bu dünya gezegeni de bir uzay gemisi, bir yüzen ev değil mi? Geçmiş anılar ve dostlar her ne kadar bize bir aidiyet hissi veriyorsa da, yüzen ev dünya bambaşka alanlara doğru taşınıyor, geçmiş soluklaşıyor ve bunu bütün dostlarımızla yapıyoruz, birlikteyiz.

Bu bir Kuzey Düğümü tutulması. Yönümüzü Kuzey Düğümü belirliyor. Sabian sembolü ise;

“İki kadın karşı karşıya: Biri tutucu ve eski moda, diğeri güncel ve genç”

Emotional Photography by Henri Cartier BressonGeleceği bugün düşündüklerimiz ve yaptıklarımızla şekillendiriyoruz. Şimdi tutucu ve eski moda olan bir zamanlar günceldi ve bugünü yarattı. Farklı değer sistemleri, farklı tavırlar… Eski ve yeni arasında bir düello sürüyor. Eskiye ait olanın hangi niteliklerini yanımızda taşımalıyız, yeninin en iyi yönleri neler? Bir senteze ve uzlaşmaya ihtiyaç var. Tutuculuk her zaman ilerlemenin karşısındadır. “Kötü” olduğu için değil, yeninin nasıl bir şey olduğunu bilmemekten gelen korkudan dolayı. Adına karma dediğimiz şey temelinde yıpranmış olanı geride bırakmak ve yeniye uzanmaktır. Kuzey düğümü bizleri içimizdeki tutucu elementlere karşı uyarıyor. Hepimizde birden bire bir yerden fırlayan ve artık geçersiz olan inançlar, önyargılar ve gelenekler var. Onlarla işimiz bitti. Ancak yine eskiden beri değer verilen bazı nitelikler ise evrenseldir, zarafet, kibarlık, saygı, hoşgörü gibi…

İlginçtir, bütün bunlar dişi enerji üzerinden gerçekleşiyor. Yeni kadın kimdir? Yeni dişi nasıl bir enerjidir? İçindeki dişi enerjiyi de kucaklayan yeni erkek kimdir? Bunları düşünmeye, eskiyi (yine!) salıvermeye ve bir sentezle yola devam etmeye çağrılıyoruz.

Özetle;

Arkadaşlar, karanlığa dikkatinizi verin, sessiz kalın ve dinleyin. Gölgeleri inceleyin. Direncinizi tanıyın. Nefesi unutmayın. Ölçülü olun. Neşe-keyif-coşkuyu pusulanız yapın. Yolun sonuna gelmedik ama önemli bir kavşaktayız ve kutlama zamanı tutulmadan hemen sonra! Sonra yine tam yol ileri!

Bu güneş tutulması maksimuma 11 Ağustos Cumartesi saat 12.46’da ulaşacak, Aslan’daki yeni ay ise 12.57’de. (İst.) Bu bir süper yeni ay, yani dünyaya çok yakın ve çok güçlü.

Hepinize harika bir yeni ay ve tutulma dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2018

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

8 comments

  1. Günaydın olsun günler aydın olsun karanlığa da çok şükür aydınlığı getiren 🙂 sevgiler

    Liked by 3 people

  2. keşke gerçekten ışıklar bir an sönse ve kimse panik yapmadan sessizce sessizliğin tadını çıkarsan ve gölgelerin gerçek gölge olduğunu varsayabilsek.. oysa yazıdaki anlamları, fark etmemiz gerekenler falan hepsi daha farklı… bi nefes gerçek bi onu gerçekten alıp bırakabiliyoruz galiba… gerçi bazen o bile yetiyor…içinde hepsini barındırabiliyor

    Liked by 1 kişi

  3. Sevgili Mor Alev,

    Yazılarınızı büyük bir merak ve keyifle okuyorum, takip ediyorum. Çok anlamlı ve öğretici bilgiler için teşekkür ediyor size binlerce kez şükrediyorum. İnternetten uzaklaşıyorum, şikayet orucum hep bozuldu bugün yeniden başladım kararlıyım ve bugün orucum devam ediyor etkisi gün bitmeden bana yansıdı. Yolunuz açık olsun. Sevi* ile..??

    Android için Outlook uygulamasını edinin

    ________________________________

    Liked by 1 kişi

  4. Merhaba, gölge kişilikler ve onları tanıyıp, dönüştürmek için bir kitap öneriniz var mı? Jung’un kitabı yeter mi? Sevgiler.

    Beğen

    1. Sevgili Birnur, burada “gölge kişilikler” değil, içimizdeki gölgelerden yani korkan parçalardan bahsediyoruz. Blogda bu konuda oldukça fazla bilgi var. İsterseniz onlara dönüp bakın veya size yakın gelen diğer kaynaklara uzanın. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  5. 2018 yılı, bütün bir yıl, dev bir enerji tüneline benzedi, sanki Hadron Çarpıştırıcısındayız. İçimizdeki Tanrı Parçacığını bulana kadar devam ediyoruz.

    Bu yoruma bayıldım… sevgiler..

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.