Melekler, Haberler ve Gerçekliğimiz

Unknown artist - world viewArkadaşlar,

Meleklerin bu haftaki mesajı geleneksel kısa hatırlatmalardan biraz daha detaylı bu yazının en sonunda da bir çağrım bulunuyor, onu gözden kaçırmazsanız çok mutlu olurum. Konuya hiç de yabancı değiliz: Olumlu olana odaklanarak yeryüzüne çok daha büyük hizmet etmiş oluyoruz.

Meleklerin mesajının altında Ann Albers da kendi deneyimlerini ve bakış açısını yazmış. Ve söylediği her kelimeye katılıyorum. İzninizle biraz da ben kendi günlük hayatımdan bahsedeceğim. Ben de gün içinde insanlığın karanlık yönüyle oldukça fazla yüz yüze geliyorum, hatta en karanlık yönleriyle, bunun ne demek olduğunu siz anlıyorsunuz sanırım… Kendini yaşamış olduklarından dolayı hiç de iyi hissetmeyen kişilerle çalışıyorum ama onlara kesinlikle kurban diyemem, bu güçlerini azımsamak olur. Neredeyse her gün onların hikâyelerini dinliyorum ve elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum. Gazetelerin üçüncü sayfalarının toplamından çok daha fazla olay duyuyorum ve fiziksel, duygusal, zihinsel travmayla içiçeyim. Bundan genellikle bahsetmem, çünkü hiçbirimiz başımıza gelenlerle tanımlanmamalıyız, önemli olan sonrasıdır. Ama bazen dostlarla sohbet sırasında bir fikrimi söylerim ve şaşırırlar. İşimin çiçekler, böcekler ve kelebekler arasında olduğunu sanan bir sürü insan vardır. Ve sorarlar, “bütün bu bildiklerine rağmen, nasıl böyle olumlu ve umutlu kalıyorsun?” Çünkü bütün o hikâyeler arasında insan içindeki güce ve güzelliğe de şahit oluyorum. İçimizdeki Yaratan ateşine, meleksi benliğimize ve ne olursa olsun yeniden doğma gücüne sahip potansiyelimize hayran kalıyorum.

Odak noktam her zaman ama her zaman mükemmel olduğunuz gerçeğidir. Siz mükemmelsiniz ve aslında karmakarışık ve insafsız görünen dünya da öyle… Şifa da bundan geliyor. Muhteşem potansiyelimize sahip çıkmaktan. O yüzden neye odaklandığımız konusu müthiş önemli. Melekler de aşağıda bunun çağrısını yapıyorlar. İlginç, aynı geçen gün Konsey’in dediği gibi ama bu sefer biraz daha farklı bakış açısından… Bu dönemde pek çok mesaj bu konuya sesleniyor, bu konu gerçekten çok önemli. Öncelikle, Meleklerin bu konudaki önerilerini dinleyelim:

***

Haberlerinizi Seçiyor musunuz?

Sevgili Dostlarımız, sizleri çok seviyoruz.

Size iyi haberlerimiz var! Kendi haberlerinizi seçebilirsiniz! Dünyanın dertlerine, aldatmacalarına, manipülasyonlarına, aç gözlülüğüne, sorunlarına odaklanmayı mı, yoksa… bakışlarınızı her gün, bütün gün gerçekleşmekte olan iyiye çevirmeyi mi seçeceksiniz?

Her sabah kuşlar cıvıldıyor. Her gün birbirine yardımcı olan insanlar var, sessizce ve en sevecen halde işlerini yapan insanlar var. Daha çevre dostu bir gelecek yaratmak için çalışanlar var. Daha sağlıklı yiyecekler yetiştirmeye, daha sağlıklı yemekler üretmeye çalışan insanlar var. İhtiyaçta olanlara koşan insanlar var. Yaşıyorsunuz, nefes alıyorsunuz ve başınızın üzerinde bir çatınız var…

O zaman neden karanlığa dikkatinizi vererek zamanınızı boşa harcayasınız ki?

Bazılarınız bizimle tartışacak. Dış dünyanızın üzerinizde gücü olduğuna derinden programlandınız. Bu neredeyse evrensel olarak kabul edilmiş bir kavram yanılgısıdır.

“Dışarıda” neler olduğu hakkında “farkında” olmanız gerektiğini hissediyorsunuz. Ancak sevgililer, evren bütünüyle ve sadece titreşimsel çalışır. Ve dikkatinizi verdiğiniz şey, her geçen gün daha da fazla yaşayacağınız gerçeklik haline gelir. Odak noktanızı değiştirin, hayatınızı değiştirirsiniz.

Bu kavram çok basit. Fakat beyinleriniz “tetikte olmaya” ve “bilgilendirilmeye” programlandırılmış olduğu için, odağınızı daha olumlu gerçekliklere kaydırmanız biraz zaman ve emek isteyebilir.

Sizi daha mutlu eden düşüncelere çok daha sürekli ve tutarlı şekilde odaklanma beceriniz gelişene dek, küçük adımlarla başlayabilirsiniz. Hayatınızda yolunda giden şeylere, iyi olan şeylere, takdir ettiğiniz, keyifli olan şeylere odaklanın. Sağlığınız, mali durumunuz, zihinsel haliniz ne olursa olsun, her zaman minnet duyulacak bir şey vardır. Her zaman fark edilecek iyi bir şey vardır. Dikkatlerinizi daha fazla ve daha fazla olumlu olana kaydırırken, onu deneyimlemeye başlayacaksınız. Evrenin bolluğuna dikkat ettiğinizde onu deneyimlemeye başlayacaksınız. Sevecen insanlara dikkat ettiğinizde, o insanlardan daha fazla ve daha fazlasını bulacaksınız.

Sizden karanlık ışıkmış gibi rol yapmanızı istemiyoruz. Olumsuz davranışların da kabul edilebilir olduğunu söylemenizi veya hayatınızda bir dakika bile olumsuz davranışlara katlanmanızı söylemiyoruz. Biz en basit haliyle diyoruz ki, “Kimden doğru gelirse gelsin, kötülüğü/karanlığı onurlandırmayın.”

Eğer haberleriniz karanlıksa, kapatın. Eğer birisi öfke kusuyorsa ve oradan uzaklaşamıyorsanız, elinizle yere doğru işaret edin ve toprağın sizden olumsuz enerjiyi çekmesine izin verin. Sonra da bir sözcük bile söylemeden arkanızı dönüp gidin. Eğer banka hesabınızın zorda olması veya bir banka hesabınızın olmaması, sizi perişan edici bir korku içinde bırakıyorsa, bolluk içindeki evrenin kanıtlarını arayın. Bir elma ağacı bütün bir sokağı besleyebilir! İnsanlar her zaman bir şeyleri paylaşırlar. “Ara ve bulacaksın. Kapıyı çalmalısın ki açılsın.”

Gerçekte, “dışarıda olanlar” dünün haberleridir! Kolektif bilincinizin geçmişteki titreşimiyle yaratılmıştır. Bu ölü enerjidir – geçmişte olmuş olanların dışarıda görünen resmidir. Olacak olanlarla hiç ilgisi yoktur. Geleceğinizi ise şu anda, burada ne hissettiğiniz belirler.

Size neşe-keyif-coşku, olumlu hisler verene odaklanmayı seçin. Beğenmediğiniz bir şey gördüğünüzde, bunu ne görmek istediğinizi düşünmeye odaklanarak kullanın. Dünyadaki aldatmacaları, manipülasyonları, aç gözlülüğü sevmiyorsunuz, insanların güvende hissederek dürüst olacağı ve dürüstlükle de yaşayabilecek kadar bolluk içinde olduğu bir dünya düşünün. Kabalık, şiddet ve zulümden hoşnut değilsiniz, insanların birine sevgi ve saygıyla davrandığı bir dünya düşünün. Yokluk hissetmek istemiyorsunuz o zaman bolluk içinde hissetmenin nasıl bir şey olduğuna odaklanın.

“Fantezi” olarak küçümsenen bu şeyler, sizin geleceğe dair planlarınızdır (mavi kopyalarınızdır). Ve sizi o noktaya ulaşmak üzere yönlendirme almaya açar!

Sevgililer, kalplerimizde sadece bir haber kanalı var ve o da her zaman “iyi haberlerdir.” Biz size inanıyoruz. Uyanmış insanların ufacık bir bölümünün bile parlak, aydınlık, mutlu, bolluk içinde ve daha zarif, yumuşak bir geleceğe odaklanması bütün bir dünyayı etkileyecektir.

Şimdiden etkilediniz bile! Saklı kalanlar şifalanmak için açığa çıkıyor. Daha iyi bir dünya yaratmak için tutkuyla gelen çocuklar görüyoruz. Ve biliyoruz ki, şimdi işler nasıl görünürse görünsün, siz ve dünyanız çok daha muazzam, çok daha güzel ışığa evrimleşiyorsunuz.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

***

Sevgili Dostlar, şimdi de Ann Albers’ın notlarından alıntılara geçiyoruz. Ann diyor ki;

“Bana “Titreşimsel Aktivist” diyebilirsiniz. Çoğunlukla “çoktan yaratıma girmiş” gerçekliğe müdahale etmeye çağrılmam. Ama eğer çağrılırsam da, derhal harekete geçerim. Fakat genellikle gerçekliğin sebebini oluşturan enerjiyle çalışmaya yönlendirilirim. Duayla ve sürekli enerjimi gözlemleyerek, kendim ve dünya için en iyiyi yaratabileceğim enerjiye uyumlu olmaya çalışırım.

Bazı günler, “eve” doğru yola çıkmış ve dünyanın güçlü akıntılarına karşı yüzen bir somon balığı gibi hissederim. Bana “Pollyanna”,  “sorumsuz”, “çocuksu”, “gerçeklikle kopuk” diyenlerden de bir sürü itiraz alırım. Bana böyle demeleri beni rahatsız etmiyor. Bu sözler, daha farklı çağrıları olan ve benim de onlar gibi olmam gerektiğini düşünenlerden veya gerçekliğin asıl doğasını anlamayanlardan gelir.

İşin garibi, dünyanın acılarına birinci elden şahit olurum – televizyon seyrederek değil, ofisimde. Her gün tecavüz, kayıp, ihanet ve çoğumuzun asla dayanamayacağı şeyler yaşamış olanlarla el ele tutuşurum ya da yazışırım. Duyduğum bazı hikâyeler televizyondaki haberleri Disney kanalı gibi gösterir. Benim en büyük arzum bu hayranlık uyandırıcı insanların kendilerine ait ve her zaman varolan güzel ışıklarını tanımaları ve onun keyfini çıkarmalarıdır.

Melekler bana önümdeki acı yerine, şifalanmış senaryoya odaklandığımda bütünün hayrına çok daha büyük bir etken olduğumu öğrettiler. Acıyı tanıyıp onaylarım, ona şefkat ve hassaslıkla yaklaşırım ve sonra da meleklerle çoktan şifalanmış gerçekliğe odaklanırız.

(…) Bu, “karanlığı onurlandırmamanın” gücüdür. Eğer, tatsız/fena bir şey kapımızı çalarsa, hayatımızı veya sağlığımızı etkilerse, elbette onu tanımalı, çaresine bakmalı ve o anda ne yapılması gerekiyorsa yapmalıyız. Ancak, bütün bunları yaparken dikkatlerimizi etrafımızdaki ve hayatımızdaki iyi olan parçalara kaydırmamızla, tüm ihtimalleri içeren kuantum gerçeklikteki şifalanmış duruma odaklanmamızla gücümüzü geri alırız.

Aynısı dünya meseleleri için de geçerlidir. Herhangi bir sebepten dolayı haberleri bilmem gerekiyorsa, bu ya kişiseldir ya da bu konuda harekete çağrılıyorumdur – Yaratan ve melekler bana bunu bildirmenin bir yolunu bulurlar. Buna güvenirim…

Aman Tanrım! Tam da son cümleyi yazarken melekler bana çok komik bir şey söylediler! “Ann, ANN (Angel News Network – Melek Haber Ağı) asla seni yolda bırakmadı!” Hala onların kıkırdamalarını duyabiliyorum. Ve bu gerçek de…

İnternet siteleri için yeni AT Data yasaları yürürlüğe girdiğinde, öylesine bir bağlantıya tıkladım ve sitemin yeni yasalara uyması için ne yapmam gerektiğini öğrendim.

Yatakta titrediğimde, bir danışanım başlayan volkanik patlamaları ve depremleri anlattı.

Yıllar önce çift kutuplu bir asteroid dünyaya çok yakından geçerek, yeryüzünün manyetik alanını tamamen bozmak üzereyken, ben ve birkaç diğerleri harekete çağrıldık. Listelerimizdeki herkesten dua istedik. Daha sonra melekler, kolektif olarak dünyayı çok büyük bir kalp acısından ve felaketten korumuş olduğumuzu söylediler. Bazılarınız yıllar önce bu çalışmaya katılmıştınız. Çok teşekkürler! Bu yaşamınızda başardıklarınız listesine “gezegeni kurtarmayı” da ekleyebilirsiniz!

Yani, sosyal medyada dünyanın adaletsizlikleriyle ilgili söylenerek kendini iyi hissetmek toplumca kabul edilebilir bir şey haline gelse de, dünyanın “deliliği” hakkındaki sonu gelmez sohbetler veya kötü haberlerle korkuya veya kahrolma hislerine çekilmek hem zaman hem de enerji kaybıdır. Bütün bunların yerine, ışığın güçlü taraftarları olalım.

Sağlam duralım, çağrıyı duyduğumuzda dünyanın farkında olalım ama aynı zamanda daha iyi, daha şifalanmış bir gerçekliğe de odaklanalım.

Neticede, bulunduğumuz an çoktan yaratıldı. Siz ve ben geleceği yaratıyoruz, dikkatlerimiz ve enerjimizle, tam da şu anda.”

***

Arkadaşlar, Ann Albers’a katılmamak mümkün mü? Peki, nasıl olumluya odaklanacağız?

Şikayet Orucu

“Şikâyet orucu” önermeyi en çok sevdiğim yöntemlerden biridir. 2016 başında hepinizi buna davet etmiştim, eğer hatırlarsanız. Şikâyet bildiğim en verimsiz, en gereksiz alışkanlığımızdır. Sadece şikâyet ettiğimizi büyütür. Çözüme değil, soruna odaklanırız. Çözüm ise eski değil, yeni enerjidedir. Şikâyet eskiyi tekrarlar.

Ve bir de şikâyet orucuna girince görün, ne kadar sıklıkla orucunuzu bozup yeniden başladığınızı! Benim için de öyle oldu. Zorlu bir egzersizdi, ama gerçekten yaşam değiştirici oldu. Aylarca 20 günlük orucu tamamlamaya çalıştım. Hmm, itiraf edeyim, sadece 10 gün kesintisiz yapabildim ama alışkanlıklarım ve bakış açılarım sonsuza kadar değişti! Hepinize öneririm. Şimdi şikâyet benzeri bir düşünce ya da söze başlarken kendimi genellikle başarıyla durduruyorum, daha yumuşak yapıcı eleştiriye geçiyorum ya da hiç geçmiyorum ve çözümler de çok daha çabuk geliyor. O zaman da harekete edip o şeyi değiştiriyorum.

Şikayet orucu son derece basit. 20 gün hiçbir şeyden şikayet etmemeye karar vereceksiniz ve istediğiniz an başlayabilirsiniz, şu an bile! Eğer şikayet ederseniz, ve edeceksiniz, yeniden 20 günün başına dönerek bir daha başlayacaksınız. Bu da beyninizdeki düşünce kalıplarını, tetiklenmeleri ve şartlanmaları tamamen ve sonsuza dek değiştirecek, bu benim size sözüm!

***

Ann Albers’ın önerileri de şöyle;

1. Anda yapmanız gereken neyse yapın ve istediğiniz geleceğe odaklanın.

“Ne zaman hayatınızda bir sorun olursa, ailenizle, sağlığınızla, işinizle, vs. ilgili, o anda derhal o sorunla ilgilenin. Geleceğe bırakmayın. Ne gerekiyorsa yapın. Ama sonra istediğiniz geleceği düşünün. Şifalanmış gerçeklikte olmak nasıl hissettirirdi?

Örneğin, eğer birisi sizi üzerse, tabii ki onlarla konuşabilirsiniz veya sağlıklı yeni sınırlar koyabilirsiniz. Fakat sonra o kişiyle ilgili iç barışınıza ve huzura odaklanın.

Eğer ödeyemediğiniz bir faturanız varsa ve ne yapacağınızı bilmiyorsanız önce faturaları kolaylıkla ödemeye odaklanın, sonra da yönlendirilme hissettiğinizde vakit kaybetmeden harekete geçin.

Bu enerjide lütuflar, yönlendirmeler ve mucizevi yardımlar alırsınız.”

2. Değiştirmek istediğiniz enerjilere katılımcı olmayın.

“Savaşla savaşmak işe yaramaz, böyle yaparsak sadece sözlerle bile olsa, savaş titreşimin bir parçası olmaktan kaçınamayız. İçimizde ve dışımızda huzur ve barışı kabullenmeliyiz.

Açlıkla savaşıp kazanamayız. O titreşim hala daha devam etmektedir. Onun yerine ihtiyacı olanları hem yiyecek hem de sevgiyle beslemeliyiz. Böylece dünyanın gözündeki değerlerini hissederler ve açlık titreşiminin üzerine yükselirler.

Bir siyasi lideri kötülediğimizde veya onunla mücadeleye girdiğimizde ona açlığını çektiği dikkati, enerjiyi vererek onu güçlendiririz. Bunun yerine onun da enerjisinin yükselmesi için dua edebilir ve dünyada görmek istediğimiz şeyleri yapan insanlara odaklanabiliriz.

Kimse asla zorbalıkla, nefretle, ikna ile ya da kandırılarak değişmez. İnsanlar karanlıklarının arzuladıkları ilgi ve sevgiyi vermediğini anladığında değişirler. Diğerlerinin sevecen davranışlarından ilham aldıklarında değişirler. Değişirler çünkü davranışları artık işe yaramamaktadır ve dünya onlardan çok daha iyisini bekler.

Eğer 3D dünyada harekete geçmeye yönlendirilirseniz, “görmeyi istediğiniz değişim olun” ve dünyada ne görmek istiyorsanız onunla ilgili davranışları ve dernekleri güçlendirin – hoşgörü, gerçek, denge, uyum, şefkat yayanları”

3. İyiye odaklanın.

“İyi hissetmediğinizde, daha iyi düşünceler seçin. Yavaşça ama kesinlikle, azar azar gerçekten sizi daha iyi hissettireceğine inandığınız düşünceleri tercih edin.

“Nefret ettiğinizi mi, sevdiğinizi mi düşünmek istersiniz?” diye sorulsa, hepimiz, “sevdiğim şeyleri düşünmek isterim!” derdik.

Ancak, gereğinden çok daha fazla sıklıkla zihin kalbi rehin alır ve şartlandırıldığı şeyleri düşünür. Bu sizin beyniniz. Onu şükran ve takdir duygularını sık sık düşünerek egzersizler yaparak yeniden düzenleyebilirsiniz.

Dünyanın bunaltıcı negatifliğine çekilmek çok kolay olsa da o kadar ÇOK iyi de var ki! Hemen hemen hepimiz hayatlarımızda bir şekilde acı yaşadık ama aynı zamanda etrafımızda çok da iyilikler var.

Ufak ufak (melekler yine gülüyor!), kendimizi “Melek Haber Ağına” ayarlayabilir ve daha iyi, daha parlak bir geleceğe yönlendirilebiliriz.

Hepinizi seviyorum! Her biriniz ve o güzel ışıltılı kalpleriniz birer hazinesiniz!

Ann Albers”

***

Sevgili Dostlar, böylece bu uzun mesajın sonuna geldik ve elimizde pek çok çözüm yolu, ev ödevi ve alıştırma var.

Haftaya 8-8 enerjileri zirve yapacak, hemen ardından güneş tutulması gerçekleşecek Ne dersiniz, bu süre zarfında sadece olumluya odaklansak, şikâyet orucu yapsak ve bu önerileri uygulasak? Ve bunun nasıl bir fark yarattığını hep beraber görsek?

Bırakın doların fiyatını, doğal gazı, kiraları, sınavları, hayat pahalılığını, sadece istediğimiz olumlu geleceğe odaklanalım ve böylece de bir deney yapmış olalım. Acaba neleri nasıl değiştirebileceğiz?

Hep düşünmüş olduğumuzdan çok daha fazla çözüm, ilham ve potansiyeller bizi köşede oturmuş bekliyor. Antenleri onlara çevirelim. Sadece 10 gün! Ve böylece yılın geri kalanını bile değiştirmiş olacağımızdan emin olun!

Ann Albers’a ve Meleklere  bu mesaj için çok teşekkürler. (www.VisionsofHeaven.com)

Enerjilerin çok yoğun olduğu bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, hayatınızı tam potansiyeliyle yaşamak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın ilişki kurabilmek ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2017 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2017 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

28 comments

  1. Günaydın can her düş bütünün hayrına olsun. Etrafımda sıkıntısı olan kişiler var .onlara nasıl yardımcı olurum düşüncesi var.. Benim enerjimde düşüyor. Sevgiler

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Nazende, Meleklerin, Ann Albers’ın ve benim bu yazıda önerdiklerimizi uygulamanız yardımcı olacaktır. Sevgilerimle

      Beğen

  2. “Titreşimsel aktivist “olmaya niyet ediyorum bu niyeti hayatıma geçirmek..Şifa için çalışan herkese hepinize, pembe yeşil çiçekler yağdırıyorum,gülümseyin diye ben de çocuk gibi zıplayıp maskaralık yapıyorum💖💚💖

    Liked by 3 people

  3. Açıkçası eskiden normal insanlar çoğunluktayken şimdilerde deli sayısı daha fazla gibi görünüyor. İnsanlar karşısına çıkan durumlarla mücadele etmeyi, bir üst boyuta geçebilmenin güzelliğini yaşamaktansa depresyon ilaçları kullanmaya başlamışlar. Açıkçası depresyon ilaçları kullananlara baktığımda ruhsal anlamda eskisine göre bile hiç de sağlıklı görünmediklerini söyleyebilirim.Bu görünüm de beni fazlasıyla üzüyor.

    Haberleri izlemiyorum ancak ne kadar kaçsak bile bir yerinden yakalanabiliyoruz. İşte o an yazınızda okuduğum gibi yaratıcı gücün benimle konuştuğunu ve birşeyler paylaştığını görüyorum.

    İçimde iyiye doğru hep bir umut var, hem ülkemiz hem de dünya için. Açıkçası bilemiyorum bu gören gözler için sancılı süreç ne zamana kadar böyle devam edecek ancak sürekli kendimi; madem örnek alacak kimseyi göremiyorsun o zaman sen örnek olmalısın diyerek motive ediyorum. Hem fiziksel, hem maddi hem de manevi. Tutulmaları fırsata çevirerek umarım insanlara daha da iyi örnek olurum. Evrenin enerjisini seviyorum, ona sevgimi gönderiyorum.

    Hep beraber ilerlememiz, hep beraber güzelleşmemiz ve hep beraber dünyaya ya da bizim enerjimizin etkilediği alanlara iyileştirici ışık saçmamız dileğiyle.
    Sevgiyle kalın

    Beğen

    1. Sevgili moralev, benden sonra yazan arkadaşımın yazısını onaylayıp benimkisini hala bekletmen yazımı tekrar gözden geçirmeme sebep verdi. Yanlış anlaşılabileceğim kısımı netleştirmek isterim : Depresyon ilacını kullananlara deli demedim, kurduğum ilk cümlenin sonrasında konuyu açtığım için yanlış anlaşılma yaratmış olabilir tabii ki. Sağlıklı birçok insan depresyon ilacı kullanıyor hiç ihtiyaçları yokken. Anlatmak istediğim konu buydu.

      Yazımı onaylamamanın gerekçesini söyler misin?

      Teşekkürler,

      Sevgiyle kal,

      Beğen

      1. Sevgili İçimdekibilgeruh, yorumunuzun henüz yayınlanmamasının sebebi bir cevap gerektirmesidir. Gün içerisinde tek meşgalem Blog değil, ben de herkes gibi iş, ev, aile ve daha pek çok şeyle uğraşıyorum. O yüzden yorum bölümünde “elimden gelen en kısa zamanda” cevaplayacağım yazar. Elimden gelen en kısa zaman aynen o demektir. Ne zaman vakit bulabilirsem, o zaman. Bazen vaktim vardır ve cevap çabuk yazılır. Bazen çok meşgulümdür, yazılamaz. Benim cevaplamamı gerektirmeyen yorumları ise yine elimden gelen en kısa zamanda yayınlarım. Bu bazen derhal olur, bazen değil. Siz, söz konusu yorumunuzun bir cevap gerektirdiğini zaten biliyorsunuz. Halka açık ve belli prensipleri olan bir bloğa yorum bıraktığınızı da biliyorsunuz. Öyle olduğunda biraz sabır ve anlayış yardımcı olacaktır. Ve ben “gerekçe” istemenizi de bir şekilde kötü niyet aramak olarak algıladım, umarım yanlış hissetmişimdir. Bu bir blog. Her şey sizinle ilgili olmayabilir. Ben hastalanmış olabilirim, internetim kesilmiş olabilir, çarşıya çıkmış olabilirim, seyahat ediyor olabilirim… Daha pek çok sebep olabilir. Yani biraz daha rahat olmakta ve anda kalmakta fayda var.
        Şimdi, depresyonla ilgili ilaç kullananlar hakkında bu yorumda yazdıklarınıza gelelim… Bakın, ben de doktorların başka yöntemlere baş vurmadan depresyonla ilgili çeşitli ilaçları çok çabuk reçeteye yazmasının faydalı olmadığını düşünüyorum. Ancak, bu ilaçları kullananları da yargılamak bize düşmez. Biz bu insanların iç dünyasını bilemeyiz. Neden böyle bir çareye baş vurduklarını bilemeyiz. Size dışarıdan “sağlıklı” görünen kişi içinde fırtınalar yaşıyor olabilir. Yani yukarıda blog için rica etmiş olduğum sevgi, saygı ve anlayışı, yargıdan uzak durmayı şimdi de bu kişilere göstermenizi rica ediyorum. Sevgiler

        Liked by 3 people

        1. Sevgili Moralev,

          Güzel niyetlerle yazdığını hissettiğim yorumun için teşekkürler.

          Liked by 1 kişi

    2. Sevgili İçimdekibilgeruh, deli nedir? Bizler de başkalarına deli gibi görünmüyor muyuz? Herkesin yolu aynı değil. Herkes aynı şeyleri yapacak, aynı hissedecek diye bir şey yok. Dikkatinizi kendinize odaklayın. Başkaları yardım isterse de elbette onlara elinizi uzatın. Ama başkalarına üzülmek, aynı zamanda kendimizi onlardan daha yükseğe koymak olur, ki siz biliyorsunuz hepimiz eşitiz ama aynı değiliz.
      Herkesin bakış açısı da kendisine göre. Örneğin “bu gören gözler için sancılı süreç” demişsiniz, bana öyle de sancılı görünmüyor. Evet, bir takım zorluklar olabilir ama şu anda her zamankinden daha çok ışık, sevgi ve anlayış var insan kalplerinde. Bana göre bu kutlanası bir durum. İşte gördünüz, nasıl farklı bakış açılarımız var. Dileklerinize katılıyorum. Sevgilerimle

      Liked by 2 people

      1. Sevgili Mor Alev,

        Verdiğin cevap için teşekkür ederim, gerçekten de insan olmak çok güzel. Hepimizin aynı olmaması da çok güzel. Farklı tatların, hislerin olması vs. de. Hepimiz zamanımızın bir kısmını “az ya da çok” burada geçiriyoruz. Kendi adıma bu bloğun hem bireysel hem de toplumsal gelişimde, sevgi, sevgiyi hissetme ve güzellikler arayışında, amacında vs. olan insanların yer aldığını düşünerek yazıyorum. Bir kıvılcımın milyonları etkileyebileceği inancıyla yazıyorum.

        Kendi adıma sizinle bakış açılarımızın farklı olmasına sevindim. Aynı olsaydık ne siz ne ben ne de buradakiler daha da gelişebilirdi. Yazarken kalbimden şu kelime geçti : Merhaba

        Güzellikler, sevgi dileklerimle.

        Liked by 1 kişi

        1. Kullandığım Deli kavramı ile ilgili; çocuğunu döven anne babaların çoğalması, tecavüz, taciz, bağırıp çağırmaların artması, eşlerin/çiftlerin birbirini aldatması, insanların nezaketten uzaklaşması, kavga gürültü patırtı sıkıntı çıkartanların sayısının artması olarak tanımlayabilirim. Bunu da toplumun yavaş yavaş “doğal” olarak karşılaması ne yazık ki beni üzen bir durum ve bence tamamen delilik. Sağlıklı bir insan sizce bu gibi durumları doğal karşılayabilir mi? Kimseden “ne üstünüm” ne de “düşüğüm”.

          Gerekçe ile ilgili olarak o anda bende insanlık hali anlam veremediğim için soru olarak sormuştum. Ancak bana “hesap ver” vs. şeklinde hiçbir şekilde kullanmadım. Bazen sizin göremediğinizi ben, benim göremediğimi siz görebilirsiniz. Ama inanın kötü bir duygu yoktu (biraz egom devreye girdi o kadar 🙂

          Güzelliklerle kalın, Sevgiler

          Beğen

          1. Biliyorum sevgili Mor Alev, sizinle aynı şeyleri düşündüğümü belirtmek istemiştim sadece . Sevgiler ………

            Liked by 1 kişi

  4. Öncelikle ben 2013 yılından beri televizyon izlemiyorum ve haberleri takip etmiyorum sadece sosyal medya üzerinden sevdiğim insanları ve onların programlarını takip ederek kendi sınırımı yarattım ve bundan çok mutluyum fakat gelin görün ki o mecralarda bile yani ortak bir ilgi alanı ve sevgide birleşmiş insanların bile kavga etmeye hazır olduğunu görüyorum söylediğiniz birşey her nasıl oluyorsa öyle saptırılıyor ve bambaşka bir yere çekiliyor ki.. geriye çekilip izliyorum..

    Bu öyle bir süreç ki en yakınlarınız ol’duğunz tüm bu şeyleri cahillik ve hayalperestlik vs.. gibi yorumluyor. Son dönemlerde yakınlarım benim yaşıma göre davranmadığımı çocuk gibi hareket ettiğimi söylüyor ve sürekli olarak bir öğüt verme ve kendi başıma bişey halledemezmişim gibi tavırlar.. Yakın arkadaşımın içten içe zevklerimi ve beğenilerimi küçümsemeye başlaması vs.. 34 yaşındayım ve farklı zaman dilimlerinde senelerce başka şehirlerde tek yaşadım bunlar bana edilecek laflar mı? mi? :))

    Bütün bunlar beni kısa süreli de olsa buruyor tabi, ama sonra anlıyorum ki ben de kendimi yargılıyorum aksi halde neden üzüntü versin bu hareket ve söylemler, duygular hemen gelip gitse bile yine de bi uğruyor ama artık beynim sanki duyguları tutamıyor ya da ben olumsuz duygu yaşayamıyorum..

    Son zamanlarda içimde bir enerji patlaması var çok gülüyorum herşey çok komik geliyor napim yani :))

    Son iki senedir Kore dizileri ve müzikleri dinliyorum ve bu insanların bu yüzyıla doğmasını insanlık için bir güzellik olarak görüyorum içinde bulunduğum güzel ruh halinin yarısının sebebi bu adamlar.. bu sebepten de ergen gibi olmakla suçlanıyorum :)) komik geliyor tüm bunlar.. eskiden de klasik müzik ve yabancı müzik dinlediğim için kendimi bir şey sandığım düşünülüyordu :)) Kızacaksınız belki ama hepimizin zaman zaman verdiği olumsuz tepkiler ve geribildirimler bana daha komik gelmeye başladı :))

    Seçimlerden beri en yakınımdaki insanlarda sürekli bir şikayet hali var ben de farkındayım olan bitenin ama etrafıma baktığımda da güzel şeyler oluyor sanki insanlar daha mutlu daha anlayışlı daha şefkatli gibi geliyor bunu ifade ettiğimde beni aymazlıkla suçlanıyorum.. nedenini nasılını açıklayamam ama herkesin yaşadığı başka bir dünya var gerçekten ve bu düşününce akıl almaz bir şey 🙂

    Bütün bu süreçte beni yükseltip farkındalığımı arttıran ve beni şu an ki ben yapan şey Kyron’un gelecekteki insan Wo yazısıydı aslında tüm bu yazılanların nasıl uygulandığını gelecekte yaşayan Wo üzerinden görmek inanılmazdı benim beynime kazındı.. Bir ay Wo’ nun nasıl hareket edeceğini düşündüm ve öyle hareket ettim insan beyni çok accaip bu vesileyle kendimi nasıl eğittiğimi gördüm.

    İçimdeki çoşkuyu ve kısaca yaşadıklarımı paylaşmak istedim. Çenem düştü :)) Seviyorum hepinizi kalp kalp

    Liked by 6 people

  5. Bugünlerde yeni tepkiler vermeye başladım daha önce insanların enerjisine çekiliyordum. Şimdi bu değişiyor sanırım tabi bu bana eskisi gibi davranmaya alışmış yakınlarım için büyük bir problem oldu. Gittiğim yerlerde neden bilmiyorum sadece otururken bile dikkat çekebiliyorum bazen yan yan bana bakan insanlar görüyorum. Kimileri beni çok seviyor kimileri korkulması gereken birşeymişim gibi uzak duruyor. Benim için uzun zamandan beri beklediğim bişey gerçekleşti. Sizinle paylaşmak istedim sevgiler…

    Liked by 2 people

  6. Sevgili Mor Alev çok duygulandığım ve ilham aldığım bu parıltılılı mesajı birkaç kez okuyup kalbimi gülümsettikten sonra ,bu seçim ve egzersizlerle önce kendimize sonra dünyamıza ne büyük katkıda bulunacağımız hissinin muhteşemliğinin keyfini yaşıyorum ❤ Her dibe vuruşumuzda bu yükseliş ve dönüşüm sürecinde yüreğinize ve tüm ilahi rehberlere katkılarınızdan ötürü şükran ve sevgilerimle ❤🌸

    Liked by 2 people

  7. Bu sabah daha bu yazıyı okumadan önceki 1 saat içerisinde, şikayet etmenin saçmalığı farkındalığım oluşmuştu ve bu konu üzerine bir şeyler yazmıştım.
    Sonra bu yazıdaki Şikayet Orucu bölümünü okuyunca 1 kez daha aynı olduğumuzu en derinden hissettim!
    Ayna ayna söyle bana var mı seni benden çok seven bu rüyada?
    Teşekkürler, ışıklı sevgisel titreşimler 💖

    Liked by 1 kişi

  8. Bu oruç konusunu çok beğendim ve hemen başlıyorum. Geleceğe ve olmasını istediklerime de odaklanmak çok keyifli olacak. ❤️❤️❤️

    Liked by 3 people

  9. şikayet orucuna başlıyorum bakalim basaracajmiyim ?
    8 sayısı cocukluktan beri en sevdigim rakam cok garip gelebilir ama cocukken oturup surekli 8 yazardim ve kafamdan gecen dusunce bugun hala aklimda : ne guzel bir sayi donuyoruz dolaniyoruz basladigimiz yere geri donuyoruz.Simdi dusununce biraz felsefi birazda ironik geliyor ve ben hala 8 i cok severim . Hayatimin geri kalaninda ne yapacagimi nasil ikinci yariyi daha iyi oynayacagimi dusundugum su gunlerde 8 8 kapisi bana iyi gelecek biliyorum ve inaniyorum.
    sevgilerimle

    Liked by 3 people

    1. Sizi ❤️ve bu bloga katkısı olan herkesi herşeyi çok ama çok seviyorum!!!!!! Hepiniz iyiki varsınız dostlarım… 🤗🙏

      Liked by 2 people

  10. Siz haklısınız biliyo musunız? Ahh pardon biliyosunuz tabiikide 😄 Her seferinde kötü bişey olcak sanıyorum ama hep iyi birşey oluyo 🙈🙈 Rezil oldum kendime… Hep ben yanılıyorum sizin dediğiniz doğru çıkıyor. İyikide öyle oluyo. Ne tatlı bi insansınız yaa iyiki varsınız. Bide sizi aşırı iyimser olmakla suçluyodum 😄😄 aay bugün kendime gülüyorum sürekli ifşa oldum sonunda. Yakalandııımm 😄✌

    Liked by 1 kişi

  11. Merhaba mor alev maillerim ulaşıyormu acaba size ulaşıyorsa ve cevaplamıyorsanız birdaha yazmayayım sebebi de sizde kalabilir iyi günler dilerim

    Beğen

    1. Sevgili Figen, en son mesajınız 23 Mart 2018 tarihli. Spam dosyasında ise bir mesajınız yok. Sevgiler

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.