Güneş Tutulması Yengeç’te: Su ve Toprak – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Güneş tutulmaları tohumlama anlarıdır, bu alanda yarattığımız hareket ve niyetlerin sonuçları bizleri uzak geleceğe kadar taşıyabilir. Tutulma dönemlerinde ani ve aşırı değişim etkisi yapan olaylar, zirvede deneyimler ve ilginç kader oyunları çok daha fazla göze çarpar. Bilincin gün ışığının önü kapandığında, önce bir güç kesintisi yaşanır, bunu yüksek voltaj akımı takip eder. Ampullerin sönüp yandığını, birden bire daha da çok parladığını düşünün. Eğer, bırakılmayı isteyen şeye teslim olursak, yeni voltaj akımıyla yepyeni güce, benlik hissine, amaç ve berraklığa kavuşuruz. Ancak bu seferki güneş tutulmasında önce Plüton baskısının altında derinlere yolculuk etmeliyiz.

Ay Yengeç’teyken, geçmişe dalmak, son kullanma tarihi çoktan geçmiş fikirlere, teorilere, ilişkilere, korku veya alışkanlıklara sıkı sıkıya tutunmak kolaydır. Buzdolabınızın gerilerinde kalmış bir kutu eski peyniri düşünün, orada bekleyip durur, artık kurumuş, yenilmez hale gelmiştir, onu görürsünüz ve bir türlü atmazsınız, nedense eliniz ona gitmez. Aslında geçmişten kalana tutunmak anlaşılabilir bir şey, çok insani. İyi de olsa, kötü de ailelerimizden gelen şeyler, geçmişimizden kalanlar, rahatlık sınırlarımızı çizdiğimiz şeylerdir. Kendimizi onlara yapışmış buluruz, bırakmaktan korkarız. Oysa gelişmeye devam etmek için bırakmalıyız. Bizi rahat hissettirenlerin dışına adım atıp kendimize en uygun şekilde salıvermeliyiz. Bu, sezgilerinizle yönlendirildiğinizde kolaydır, korkularla değil.

Julie Demboski (juliedemboski.com), bu güneş tutulmasıyla ilgili harika bir benzetme kullanmış, onu sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Böyle suda gerçekleşen bir güneş tutulması, kıyıya yumuşakça ulaşan veya kıyıya vuran azgın bir dalga gibi gelebilir. Her iki durumda da değişim getirir, yavaşça ayaklarınızın altındaki kumu çekebilir ve dengenizi kaybedebilirsiniz. Veya tüm manzarayı tamamen değiştirebilir, bir tsunami gibi, yepyeni bir yerdesinizdir. O zaman, bu tutulmada değişim, beklenen bir şeydir. Ve Plüton tutulmanın tam karşısında, bastığımız toprakla yani yeryüzüyle birleşirken, dünyamızda su ve toprak, duygu ve madde, akış ve statik hallere dikkat etmeliyiz.”

Zamanını geçirmiş olan her şeyin süpürülüp alınacağı bir döneme girdik. Plüton’un ölüm temasını da içerdiğini daha geçen gün konuşmuştuk (bağlantısı burada). Fakat bu ölüm bir durumun tamamen sona ermesi anlamına gelir, yani burada bahsedilen ölüm bir metafordur. Plüton işi yarıda bırakmaz, gözümüzün yaşına bakmaz. Bir şey bittiyse, bitmiştir. Süre tükenmiş, sınav kâğıtları toplanmıştır! Son.

Ve bu aynı zamanda çok güçlü bir yeni başlangıçtır, çünkü derhal yeni bir kapı açılacaktır. Bu sırada güvensiz, kırılgan hissedebilirsiniz. Belki eskiye dönmek de istersiniz. Yapmayın. Geriye döndüğünüzde orada size göre hiçbir şeyin kalmadığını göreceksiniz. İleri, hep ileri gidin.

Ah, evet bu yoğun hissedilen bir tutulma. Yengeç’teki anne kucağına tırmanıp gözlerimizi kapatmak isteyebiliriz. Ancak, Plüton yoğunluğu bizi arkadan ittirir, hep aynı yerde kalsak ne gelişir, ne de evrimleşiriz. O yüzden içimizde gerilerde kalmış olanlar yerine, yeni neşe-keyif-coşkular, yeni rahatlık alanları, yeni ilgiler bulma arzusu doğabilir. O arzuyu takip edin.

Toprakta Büyük Üçgen Açı

İyi haber şu ki, tepetaklak olmamızı, umutsuzluklar ve korkularda kaybolmamızı engelleyecek, aklımızı başımızda tutarak yeni görüşlerimizi, yeni ilgilerimizi ve sonuçta da yenilenmiş hayatımızı topraklayacak harika bir büyük üçgen açıyla bu tutulma destekleniyor.  Uranüs/Juno Boğa’da, Venüs/Ceres Başak’ta, Satürn Oğlak’ta.

Satürn bizi toprağa bağlıyor, kurallar, sadakat, odaklanma sizi tutarlı yapacak. Değişimi (Uranüs) ve anlaşmayı/kontratları/belki de yeni ilişkiyi (Juno) destekleyecek. Bu da sevgi/para/öz-değer (Venüs) konularında en yüksek standartları (Başak) bir araya getirecek. Başak her zaman bir şeyleri iyileştirir, daha iyi yapar, yani bunların hepsi bir yükselmedir.

Ne olursa olsun, ayaklarınız yere basacak. Satürn diyor ki, bütün olanlar hakkında olgun bir yetişkin olarak tepki vermelisiniz. Yengeç çocukluğun burcu olabilir ama acizlik ve beceriksizlik işinize yaramayacaktır. Değişim burada (Plüton ve Uranüs)! Artık değişime karşı değil, onunla çalışmalı ve hayatınıza onu yerleştirmelisiniz.

Takım Çalışması ve Prima Donna

Bu güneş tutulmasında ay ve güneş “Şarkı söyleyen Prima Donna” derecesinde.

Prima Donna, bir operada rol alan başrol oyuncusu kadın anlamına gelir. Fakat bu terim çoğunlukla sanatında mükemmelliğe erişmiş solistler için kullanılır. Eğer opera seviyorsanız, onun önemini bilirsiniz. Zorlu duyguları da notaları da eksiksiz iletmelidir. Bu inanılmaz yetenekli solist kalplerimizi duygularla yükler, bütün ışıklar onu aydınlatırken sanatında bir numaradır ve bizi alır bambaşka bir dünyaya götürür.

Bu sembol bize kontrollü tutkuyu anlatıyor. Tutkusuz, duygusuz bir opera düşünemeyiz. Ama aynı zamanda aşırıya kaçan roller, abartılı hareketler Prima Donnanın kendi karikatürü haline gelmesine sebep olabilir. Denge son derece önemlidir. Ya hazırlık? Bir olimpik atlet gibi her gün çalışılmalı, her notaya hâkim olunmalı, sağlığına, uyku düzenine iyi bakmalı ve disiplinli olmalıdır. Hem de bir başrol oyuncusu atlet gibi arenaya yılda birkaç sefer değil, her gece çıkar.

İşte bu sembol bizden abartmadan tutkulu olmamızı, kapılmadan duygularımızı ve kendimizi ifade etmemizi ve bütün bunları yaparken son derece ölçülü ve disiplinli olmamızı öneriyor. Yani ev ödevimizi yaptıysak, tutkumuza güveniyorsak, çelik gibi sinirlerle sahne bizimdir! Zaman utanma zamanı değil, yeteneğiyle parlama zamanıdır.

Toplumsal açıdan bakarsak, bu sembol bize gözlerimizin önünde melodramlar oynanabileceğini, spot ışıklarının belli bir kişi ya da gruba dönebileceğini ve olanların bir kısmının ya da tamamının da tiyatrodan ibaret olabileceğini anlatıyor.

İşte bu yüzden yol göstermesi için ay ve güneşin tam karşısındaki Plüton ve Dünyanın Sabian sembolüne bakıyoruz: “Bayrak Yarışı”

Bu sembol takım çalışması ve aşamalı ilerlemeyi anlatıyor. Herkes kendi görevini ve zamanlamasının farkında, organizasyon ve ortak hedefe olan inanç çok önemli. Burada olumlu ilişkiler ve uzmanlığa saygı da iş başında.

Ezoterik açıdan bakarsak, bu sembolle yeryüzü yaşamlarımızın tamamının bir bayrak yarışı gibi olduğunu görebiliriz. Ruhun pek çok bedenlenmesi var, bunlar geçmiş yaşamlarımız. Her biri belli bir aşamaya geliyor ve o zaman batonu bir sonraki hayata, bir sonraki bedene ve kişiliğe teslim ediyor. Böyle bakıldığında bütün yaşamların neden tek bir hayata sıkıştırılmadığını da takdir edebiliyoruz. Ne kadar hızlı koştuğunuz da önemli değil, önemli olan hayat koşunuz sırasında andaki misyona odaklanmanız ve onu olabilecek en verimli şekilde yaşamanızdır.

İster günlük hayatımızdaki bir hedefe, isterse ruhumuzun hedefine odaklanalım, buradaki kilit nokta herkesin üzerine düşeni yapmasıdır. Böylece ekip performansı ve dayanışma sizi zafere taşır. Sorumluluğu ne zaman taşıyacağınızı ve ne zaman bir başkasına devredeceğinizi bilirsiniz.

Birbirinin zıddı iki sembol. Biri sahnede tek başına görünüyor, diğeri ise bir grup çalışması. Ama orkestra ya da yan rollerde oynayan sanatçılar görevlerini yerine getirmezse Prima Donna’nın mükemmelliği ne kadar hata örter? Peki, eğer Prima Donna diğer sanatçılara hak ettiği saygıyı göstermezse ne olur?

Arkadaşlar, istediğimiz kadar tutkulu olalım, bir hedefe kilitlenelim, bu enerjiler altında bireysel değil, ortaklaşa çözüme yönlendiriliyoruz. Herkes önemli. Herkes değerli. Bizler sahnede bir yıldız gibi görünebiliriz ama her şey birlikte çalışmaya bağlı. Aksi yöne gittiğimizde muhteşem bir sanat eseri yerine bir kakofoni yaratabiliriz. Plüton ve Dünyanın verdiği mesaj budur.

Geçen gün yayınlamış olduğum “karanlık” konulu yazının altında artık bu konulardan sıkıldığını belirten bir yorum vardı. Evet, katılıyorum. Gölge benlikler, korkular, öfkeler, endişeler, kaybolmuşluklar, umutsuzluklar… Bunlar buzdolabında unuttuğunuz eski ketçaplar, kurumuş peynirler, çürümüş sebzeler,  gazı kaçmış meşrubat şişeleri gibiler… Sağlıksız ve yararsız, sadece yer tutuyorlar. Ve ben de artık bunları yazarken zaman zaman tekrara girdiğimizi biliyorum. Onun yerine Yeni Dünyayı konuşmayı, onunla ilgili tartışmalarımız olmasını çok arzularım. Fakat sıklıkla en temel bilgilere geri dönmeliyiz. Bizler, insanlar sadece tekrarla öğreniyoruz, hayatlarımızdaki tekrarlayan döngülere bir bakın! Peki, ne zaman bu blog bu konuyu bırakacak? Salıverdiğimizde, temizlik tamamlandığında, bırakıp gittiğimizde, dönüştürdüğümüzde. Satürn’ün söylediği gibi, şikâyeti bırakıp sorumluluğu üzerimize aldığımızda. Birer olgun usta olalım ve o yeni dünyayı kurmak için eskisini salalım. İşte o zaman bu platform da değişecek!

Plüton burada, Oğlak’ta. İşini 2024’de bitirene kadar bu tema günlük hayatımızda bizimle. Kolektif arınma en az 2020 ye dek sürecek, bunun daha da uzaması ise bizlere bağlı. Büyük değişim devam ediyor.

Bir sonraki tutulma bundan iki hafta sonra gerçekleşecek olan Ay Tutulması, rekor kıran bir uzunlukta gerçekleşecek ve ona hazırlıklı olmak için bu parçalı güneş tutulmasının enerjilerini en iyi şekilde kullanmamızı öneriyorum.

Güneş tutulması ise maksimuma bu sabah erken saatlerde (06:01 İst.) ulaştı. Evet, bu bir parçalı tutulma, ayın düğümlerine de o kadar yakın değil ama çok çok güçlü. Ve ayın da bir süper ay olduğunu hatırlamakta fayda var! Hepinize harika bir tutulma dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2018

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com