İstiflemek? Vermek?

SevgilileRed Cherryr,

Büyük ihtimalle “hepimiz biriz” deyimiyle küresel bir bağlantı hissedemiyorsunuz. Bu söyleyiş hakkında düşünseniz de, haberleriniz ve bireysel deneyimleriniz bunu hayata geçirmenize yardımcı olmuyor.

“Hepimiz biriz” sözlerini duydunuz ve bu kavramla hemfikirsiniz, buna rağmen böyle bir durumun kendi yaşamınız süresince asla hayata geçemeyeceğine inanıyorsunuz. Herkesi cinsiyet, cinsel eğilim, ırk, din veya inanç konularında hiç düşünmeden kabul etmenizi destekleyen parçaların tek tek ortadan kaldırıldığına inanıyorsunuz.

Yeryüzünün “hepimiz biriz” yapısının yeniden inşa edilmesi ve sağlam bir şekilde tekrar yapılandırılıp ayarlanması gerekiyor. Çünkü bu yapının ilk hali tutarsız ve keyfe tabii idi.

O inanç sağlam bir temel üzerinde yükselseydi, dünyanızdaki güncel öfke ve reddetmeler şu anda varolamazdı. Fakat bir bakarsanız, yapılarınızın çoğu iş göstermelik sözlerden harekete geçince oynak ve tutarsız.

Herkese sevgiyi teşvik etmeyen, bunu tatbik etmeyen bütün diğerlerinin sizden çok farklı olduğuna inanıyorsunuz. Gerçekte, onlar sizin tarafınızdan yaratılan muhaliflerdir, kitlesel olarak sağlam yapılara olan ihtiyacınızı anlamanızı sağlıyorlar.

“Parayı takip et” sözü dünyanızı “hepimiz biriz” den çok daha fazla motive ediyor. Parayı takip etmekteki ilginiz, toplumsal kaygılarınızın bir yan ürünüdür.

Belki diğer ülkelere, ırklara, dinlere, vs. yardım etme ilginizi başkalarıyla konuşuyorsunuz. Ama size milyonlarca dolar verilmesi ile hayatı size çok benzeyen birisine, örneğin yan komşunuza yardım etmeniz arasında bir seçenek tanınsa, hangisini tercih edersiniz? (Mor Alev: Ya milyonlarca dolar verilecek ya da hayat şartları size benzeyen bir kişiye yardım edeceksiniz.) Cevabınızı düşünmek zorunda kaldıysanız, başarının parayla onaylanması ihtiyacının ne kadar derinden içinize işlediğini anlayabilirsiniz.

Bu saptamanın amacı sizi paylamak ya da paranın kötücül olduğunu bildirmek değildir. Tek sebebi, kitlesel olarak emeklerinizi uzunca bir zamandır neye yönlendirdiğinizi göstermektir. Parasal başarı ihtiyacı birbiriyle yakın olma ihtiyacının önüne geçtikçe, insan sevgisi soluklaştı.

Şimdi öfkelendiniz, çünkü mantranız herkes için sevgi. Fakat eğer yiyeceksiz veya barınaksız kalsanız, büyük ihtimalle parasal ihtiyaçlarınız diğerlerine olan sevginizden ağır basardı. Ve eğer, parasal açıdan başarılıysanız, birisi size herkesin birbirini seveceğine söz verseydi sahip olduğunuz tüm parayı vermek ister miydiniz?

Büyük ihtimalle cevabınız, yeryüzünde mali kaynaklara sahip herkesin vereceği para miktarına eşit bağış yapmak olurdu. İşte bu yüzden “hepimiz biriz” kavramının nasıl hayata geçeceğini anlayamıyorsunuz.

O düşüncelerde unuttuğunuz şey şudur; sevginin parasal değeri yoktur. Meteliksiz olmak, aşırı derecede zengin olmaktan daha fazla sevgi dolu değildir. Kişiler, kendilerine uygun olan zenginliği ve kaynakları yaratırlar. (Mor Alev: Kişiler kendi enerjilerine uyumlu olanı yaratırlar.)

Diğerlerini sevmenin kendi hayat tarzınızı ve kişisel ödüllerinizi başkalarına vermek olduğuna inanıyorsunuz.

Bu düşünce, “hepimiz biriz” den, “Sevgimi (kişisel yaşam tarzımı) başkalarıyla paylaşmadan önce kendime bakmalıyım” a geçiş yapmanıza sebep oluyor.

Bu bir 3D inançtır ve 5D ve ötesiyle hiç ilgisi yoktur. Çünkü benzetme yaparsak, 5D ve ötesinde siz kendi balığınızı vermezsiniz, balık tutmayı öğretirsiniz.İşte “hepimiz biriz” demenin gerçek anlamı budur.

Diğerlerinin aynısını yaratma yeteneği olmadığı için kendi yaratımlarınızı vermezsiniz çünkü bu davranış da diğerlerinin kendileri olmasına izin vermek yerine, efendi/hizmetkâr (köle) tipi bir ilişki yaratır. (Mor Alev: Yardım edilen bağımlı kalır, kendini yetersiz ve bir takım şeyleri yapmaya mecbur hisseder)

Şimdi de, parasal ödüllerin başka bir din, ırk, cinsel eğilim, cinsiyet ve vesaireden gelen kişileri kabul etmekle pek de ilgisi olmadığını düşünüyorsunuz. Biz buna katılmıyoruz. Çünkü mali kaynaklara sahip olanların olmayanlarla aynı standartları izlemesi beklenmiyor. Büyük ihtimalle mali açıdan başarılı olup da farklı din, ırk, mezhep, ülke, cinsel seçim, vs. sahip bir sürü insan sayabilirsiniz. Ve bu kişiler, mali açıdan daha başarısız kişilere konulan bariyerleri aşıp geçiyorlar.

Bununla beraber, yan evinizde karşı cinsten ya da farklı cinsel eğilimden, farklı dinden, farklı ırktan birisinin taşınmasının sizin için önemli olmadığı konusunda hala ısrar ediyorsunuz. Büyük olasılıkla bu doğrudur. Ancak bütüne bakıldığında, bir şekilde sizin mali kaynaklarınızı bir şekilde alabilecek, evinizin değerini düşürebilecek ya da sizden duygusal olarak çok fazla şey bekleyebilecek olan sizden farklı kişileri yanınıza kabul etmenin bilgeliğini de sorguluyorsunuz.

5D parçanız “hepimiz biriz” diye haykırıyor. 3D inancınız ise kendinizden daha düşük statüdekilerin sizden bir şeyler kapıp gideceğine inanıyor.

Değişmeye başlıyorsunuz – yavaşça ama yine de değişiyorsunuz. Çünkü sevginin fiyatı yoktur. Birisine balık tutmayı öğretmenin de fiyatı yoktur. Artık efendi/hizmetkâr (köle) yaşam tarzının bir parçası değilsiniz. O model medyanızda ve belki de kişisel yaşamınızda görülmeye devam etse de, gerçekte olduğunuz kişi bu değildir.

3D taraflılığınızı ve önyargılarınızı gözden geçirmenizi ve bilinçli olarak tanımanızı şiddetle öneriyoruz.

Size en çok neşe-keyif-coşkuyla gelen yoldan yeni yapılarınızı yapacak olan inşaatçılar sizsiniz. Bazıları için bu yol, olabilecek her şeyi bilmektir. Diğerleri için balık tutmayı öğretmektir. Ve başkaları içinse protesto etmek ve yeniden inşa etmek istedikleri yapıları alaşağı etmektir.

Görevinizin be olduğunu onun size verdiği neşe-keyif-coşkuyla bileceksiniz. Ne daha azı, ne de daha fazlası.

Herhangi bir yapıyı yeniden inşa etmeden, inançlarınızı ve o inançların parasal ödüllerle ne kadar yakından bağlantıda olduğunu belirlemek için yakından inceleyin.

Parasal yaratımlar diğer yaratımlardan ne daha iyi, ne de daha kötüdür. İşte bu yüzden ne paranızı istiflemenize ne de dağıtmanıza gerek vardır.

Bu yeni 5D ve ötesi varlığınızdan temelini alan kendi seçiminizdir. 3D düşüncelere geri dönmeden karar vermenize imkân tanıyın. Öyle de oldu. Âmin.

Bu mesaj için Brenda Hoffman ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (lifetapestrycreations.com)

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2018 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2018  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

11 comments

  1. Merhaba. Aklıma şu takılıyor: o zaman şu an maddi olarak refah içinde yaşayan hani şu dünyanın belli başlı zenginlerinden olan insanlar o bolluk frekansıyla titreşmeyi başardıkları için mi zenginler? Bu, benim parayla olan ilişkimden kaynaklanan bir soru belki ama bu zengin ailelerin (istisnalar elbette vardır) parayı AMAÇ olarak kullandıkları halde o titreşimde olabileceklerine inanmak bana zor geliyor. Bunun tersini kabullenmekte zorluk çekmiyorum. Yani frekansı oldukça yüksek bir insanın daha gösterişsiz bir hayat yaşamayı seçmesi çğnkü mutluluğun huzurun neşe ve coşkunun karşılığını kendi içinde zaten ifade edebileceğini kolayca kabul ediyorum ama kollektifin hayrına olmayan amaçlar peşinde oldukları halde o para ve gücü elinde tutan azınlığın nasıl o bolluğu çekecek frekansta titreştiğini anlayamıyorum. Sanırım 3D sınırları içinde bir kalıpta düşündüğüm için böyle geliyor ama zihnim bu konuda 3D olduğunu bilsem de durulmuyor.

    Beğen

    1. Sevgili Ke Sa, evet 3D kalıplar içinde düşünüyorsunuz, ama bu bir eksiklik ya da suç değil. Sadece bunun farkına varmamız ve para konusunda ve dolayısıyla da birliktelik bilincine doğru şifalanmamızı sağlamak için verilmiş bir mesaj bu. Ve düşündürüyor, gerçekten sorular ve önyargılar geliyor aklımıza. Bu yönden çok başarılı.
      Evet, onlar parasal bolluk frekansında titreşiyorlar ama bu her şey demek değildir, bir sürü başka şeyin bolluğu frekansında da titreşmiyor olabilirler, bunu bilmiyoruz.
      Sizin aklınızda “kötü” zenginler var, diyelim ki felaketlere yol açan bir uyuşturucu ve silah kaçakçısı. Para ve güç için her şeyi yapıyor. Diyorlar ki, “Herkese sevgiyi teşvik etmeyen, bunu tatbik etmeyen bütün diğerlerinin sizden çok farklı olduğuna inanıyorsunuz. Gerçekte, onlar sizin tarafınızdan yaratılan muhaliflerdir, kitlesel olarak sağlam yapılara olan ihtiyacınızı anlamanızı sağlıyorlar.”
      Bu sırada hiç bilmediğimiz , harika bir maddi bolluk içinde yaşayan, gazetelerde görmediğimiz bir sürü insan da var. Ama aklımız derhal olumsuz olan örneklere çekiliyor. “İyi” olmak için fakir olmaya gerek yok, istediğini istediği zaman yapamayacak olmaya yani maddi özgürlükten yoksun olmaya gerek yok. Paranızla istediğinizi yapın. Ama şunun farkında varın, birliktelik bilincinin önündeki en büyük engellerden biri bu konudaki yanlış inançlarınız, şartlanmalarınız ve kalıplarınızdır.
      Sevgilerimle

      Liked by 4 people

  2. Merhaba,

    Aşağıda bahsettiğiniz olabilecek herşeyi bilmektir yazan kısım için, bu nasıl mümkün olabiliyor? Böyle bir yol mümkün mü?

    Size en çok neşe-keyif-coşkuyla gelen yoldan yeni yapılarınızı yapacak olan inşaatçılar sizsiniz. Bazıları için bu yol, olabilecek her şeyi bilmektir. Diğerleri için balık tutmayı öğretmektir. Ve başkaları içinse protesto etmek ve yeniden inşa etmek istedikleri yapıları alaşağı etmektir.

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Buket,
      Bazılarımız bilgiyi sever, olabilecek her şeyi öğrenmeye çalışır. Okur, araştırır, birden fazla üniversitede okur, öğretmenlik yapar, tezler yayınlar, çeşitli bilim dallarında ilerlemelere imzasını atar… Örnekler çok.
      Sevgiler

      Liked by 1 kişi

    1. Yukarıdaki sorulara vermiş olduğum cevapların yeterince açıklayıcı olduğuna inanıyorum. Başka sorularınız varsa lütfen yazın. Sevgiler

      Beğen

  3. Yani ozetle su mudur? tam da ihtiyacim olani tam da olmasi gereken anda yaratirim, ve SEN de bana ihtiyac duymadan, tam da ihtiyacin olani tam da olmasi gereken zamanda yaratbilirsin. Bizim bagimiz muhtaclik degil, secgi ve BIRLIK ustunedir!

    Gel gor ki, vermezsem suclu, biriktirmezsem endiseli hissetmek resmen islemis. Hele harcarsam dogaya cevreye haksizlik fikri de cabasi:)

    sevgiler!

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Bilge, özetinize tamamen katılıyorum.
      Ancak “harcarsam doğaya çevreye haksızlık” dediğinizi anlayamadım… Kendiniz, çocuklarınız veya başka ihtiyaçlar için herhangi bir hizmet ya da ürün alırken, yani zaten Gaia’nın olan bereketi diğerlerine aktarırken neden çevreye zarar verilsin?
      Ama siz biliyorsunuz, bu yazıyı yayınlamamın tüm gayesi bir gün önce yayınlamış olduğum Değerler, Bolluk, Bereket, Para başlıklı mesajdaki “Bu konuda arındırılma ihtiyacı olan pek çok yanlış düşüncemiz, inancımız ve şartlanmamız var.” fikridir. Ve nasıl da tek tek önyargılar, yanlış fikirler ve değerlerimiz açığa çıkıyor, değil mi?
      Parayla ve bereketle ilgili saplantılarımız (gerçekten saplantı haline gelmişler) birliktelik bilincinin önünde duran en büyük engellerden biri. Biriktirmek, aşırıya kaçtığında yokluk bilincini gösteriyor. Hepsini dağıtmak (vermek) ise suçluluk, yetersizlik duygusundan geliyorsa öz-değer eksikliğini… Ve diyorlar ki, ne isterseniz yapın ama bunlara zorunlu değilsiniz!
      Bereket sonsuz bir akıştır. (Sonsuz işaretini düşünün.) Neye ihtiyacınız varsa nasılsa gelecek, yaratacaksınız, diğerlerine de bunu öğretin. Böylece sizin uygun gördüğünüzü değil, kendi ihtiyaçlarını yaratsınlar. İstiflemeye gelince, akışa sekte vuruyorsunuz, kendinizi emniyette hissetmek için. Oysa zaten güvendesiniz.
      Sevgilerimle

      Liked by 3 people

      1. Aynen Sevgili Mor Alev; 3D kalıplarımız işte hep bu iki uc arasında (suçluluk ve korku, yokluk ve öz-değer eksikliği…)
        Ama kendimize izin verip dinginleşip resme gözlemci olduğumuzda aslında ne kadar eşsiz bir masal var karşımızda.
        Ben belki çalıltığım sektör dolayısı ile, ihtiyaç tüketimi ile heves tüketimi (moda kozmetik güzellik vs vs) arasında buyuk farklar gözlemledim son 10 yılda. Bu da bende baska bir direnc (ve tabii yargı!) olusturdu. Harcamamalıyız, doğaya diğer insanlara zarar vermemeliyiz gibi… Burada temel ihtiyaçlar konusunda kesinlikle sapmalar goruyorum (yargılayan zihnim seciyor) Bir cocugın onlarca oyuncagi bir kadinin tonlarca cantasi olmamalı gibi…Bu yargılardan ve rahatsızlık duygusundan henuz sıyrılmam mumkun degil. Sadece kendime bakıp dengelenmeye merkezlenmeye calisiyorum. Ama yazmışsınız ya sevgi ile ve denge ile aşılmayacak serbest bırakılmayacak sey yok… yasasın yeni baslangıclar ve yasasın bu her daim yapabilme ozgurlugu!

        Liked by 1 kişi

  4. 5-D konusunda kanallik degil de sadece kendi yorumunuzun oldugu aydinlatici bir yazi ihtiyacim olustu. Var mi? Sevgiler…

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.