Gerçek – Konsey (Mesaj 157)

Carrie Shryock - 2015

Gerçekle yüzleşmeniz gerektiği söylendi mi? Ya da gerçeği görmeniz gerektiği? Veya gerçekle olan bağlantınızı kaybettiğiniz? Elbette, bunu size söyleyen kişi kendisinin gerçekle bağlantısının tam olduğunu ve sizin de olmadığını varsayıyor. Haydi, bazılarının hâkim olduklarını düşündükleri bu gerçeklik denilen şeyi araştıralım.

Bir örnek olarak, bir dostunuzla bir mağazada alışveriş yaptığınızı düşünün. Dışarıya, güneş ışığına çıktığınızda, parktaki göletten doğru yürüyen anne ve oğlunu gördünüz. Oğlanın yüzünde ışıldayan bir gülümseme var. Mağazadayken, gerçekliğiniz bunların hiçbirini kapsamıyordu. Gerçekliğinizin ne anneyi ne de oğlunu hiç kapsamaması mümkündür. Şimdi bile, oğlanın onu böylesi heyecanlandıran ne gördüğünü bilmiyorsunuz. Gölette ne olduğunu da bilmiyorsunuz. Siz alışveriş yaparken kaç arabanın geçtiğini bilmiyorsunuz. Parkta kaç sincap yaşadığını ve her birinin nerede olduğunu bilmiyorsunuz. Kısacası, olan gerçeklik hakkında, aşırı derecede kısıtlı bilginiz var.

Daha küçük bir gerçekliğe bakalım. Son birkaç dakikada kaç defa kalbinizin atmasını sağladınız veya attığını fark ettiniz? Son iki dakikada kaç nefes aldınız? Son yediğinizde aldığınız besinlerin sindirilmesini yönetiyor musunuz? Şu anda yaratmakta olduğunuz yeni hücrelerin sağlığından emin misiniz? Hangi eski hücrelerin yerine yenilerin gelmesini seçtiniz?

Gerçekle yüzleşmenizi öneren kişi bunlardan herhangi birini biliyor mu? Sizin için neyin en iyisi olduğu konusunda en ufak fikirleri var mı? Yoksa onların varsayımlarına katılmanızı çünkü kendi inançlarının desteklenerek pekişmesini mi istiyorlar? Çünkü görüyorsunuz değil mi, eğer siz doğruysanız, onlar yanlış olmalılar. Bu hep geçerli değildir, ama onlara öyle görünür.

Siz insanlar, evrendeki tek bilinçli varlıklar olsaydınız bile, ve garanti veriyoruz bu doğru değildir, bütün duyularınızı tek bir “gerçekliğe” yığsanız da, kendi dünyanızı tanımaya başlayamazdınız bile, bırakın güneş sistemini, bir galaksiyi, bir trilyon galaksiyi.

Peki, inançlarınızı neye dayandırmayı isterdiniz? Kendi gerçeğiniz, kendi doğrunuzu, güvenebileceğiniz tek gerçeğin, kendi deneyiminizin ve kalbinizde bilebildiklerinizin olabileceğini öneriyoruz. Beyniniz yanıltılabilir. Ancak, en derin benliğinizle bağlantıda olduğunuzu varsayarsak, kalbiniz yanıltılamaz. Bu, itiraf edelim, oldukça geniş bir varsayım.

Ancak o iç-biliş, bu “büyük uyanışın” ta kendisidir. Bazıları bunun siyasi, toplumsal ya da mali unsurlar hakkında daha büyük bilgiye sahip olmak olduğunu düşünüyorlar. Böyle değildir. Tüm o şeyler değişti ve değişmeye devam ediyorlar. Eğer değişmeyen bir gerçeklik varsa o da değişim olduğudur. Çevrenizdeki her şey geçip gidecektir.

Ne bitmez? Ne geçip gitmez? Önemli olan budur. Çünkü siz onun parçasısınız.

Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)

Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2018 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2018 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

9 comments

  1. Sevgili Mor Alevim, merhabalar…

    Bugünkü yazını okuduğumda gözlerimdeki ışıltıyı görmeni o kadar isterdim ki. Nasıl bir ruh yoldaşlığı yapıyorsun bana, bizlere… Kaç gündür gerçek nedir, gerçeği bilmek istiyorum diyip duruyordum şahsi problemlerimde. Sonra soruyu sor ve evrenden cevabı bekle demeye başladım. Ve o an anladım ki, sorunu sorup bıraktığında cevap ayaklarına geliyor.

    Dün kendimle olan meditasyon çalışmamda “gerçek senin gerçeğindir” diyip durdum, önemli olan senin hissiyatın, senin olaya bakışın, senin yüreğin ve ruhun. Etraftan o kadar çok malesef ki negatif geri bildirimler alıyoruz ki, bazen aklımız karışabiliyor ama dediğiniz gibi karışan sadece akıl ve içimizdeki en derin o benlik, neyin gerçek olduğunu derinden hissediyor, fısıltıyla konuştuğu için kendimize zaman ayırmamız gerekli. Seni çok seviyorum sevgili mor alevim, her gün yazılarını dört gözle bekliyorum, bugün de cevabımı aldım yine senden, hep bizimle ol yürekten sevgilerimle 🙂

    Liked by 8 people

  2. Buradaki tüm yazılar harika ve ilham verici bununla birlikte bu yazı ve içindeki sorular sanki insanları beynine birer projector tutuyormuş da gözünün önündeki perdeyi kaldırıyormuş hissi veriyor. Işığı yaymaya devam yolunuz yolumuz açık olsun

    Sevgilerimle,
    Gülhan

    Liked by 3 people

  3. Mor alev bir sorum var sürekli aklıma takılan cevabı eğer biliyorsan maille de yollayabilirsin çünkü insanların aklına negatif tohumlar atmış gibi hissediyorum olumsuz sorularımda. Neşe- keyif- coşkunun en temel hissiyatımız olması gerektiğini öğrendim buradaki ve başka bir sitedeki BM Metatron mesajlarıyla peki o duyguları ben mesela kötü alışkanlıklarda hissediyorsam misal evliliğimi zora sokacak bebeğimle ilgilenmemi engelleyecek zevklerde neşe buluyorsam istediklerimi yapmayıp kendimi evimde ailemle neşelendirmeye çalışmam sahte bir çabamıdır
    Bir sorum daha var eşyalarda yüzler suretler görüyorum çokça bir anlamı varmıdır psikolojik bir durummudur sizce
    Teşekkürler sevgiler

    Beğen

    1. Sevgili Figen, neşe-keyif-coşkuyu bağımlılıklar (sigara, alışveriş, vs..), sorumsuzluk ve tembellikle bağdaştırıyor olabilir misiniz? Bu bir toplumsal şartlanmadır. Oysa bağımlılık çok daha derin ve tatmin olmamış duygulara karşı kendimizi uyuşturmamız anlamına gelir. Zevk sizin için sorumsuzluksa, zevklerinizin gerçekten zevk olup olmadığına bakılmalı, yoksa bunlar gerçek hayattan kaçmak için oyalanmalar mı? Eşiniz yerine başka şeylerle ilgilenmeyi tercih ediyorsanız, o evlilikte yolunda gitmeyen bir şeyler vardır… Bebeğinizle birlikteyken neşe-keyif-coşku bunun bir parçası değilse, doğum sonrası stres sendromu yaşıyor olabilirsiniz…. Bakın, şu saydığım olasılıklar bile dünyayı kesin çizgilerle ayrılmış siyah ve beyaz göremeyeceğimizi söylüyor. İşimiz sıkıcı, acı içinde yerine getirdiğimiz bir görev olmamalıdır, toplum bize ne derse desin. Gerçek benliğinizi yansıtan bir iş sizin neşe-keyif-coşkunuzdur, sorumluluklar göze batmaz, verimliliğiniz yüksektir, kısacası başarılı olursunuz. Aynı şey ebeveynlik ve evlilik için de geçerlidir. Gerçek siz olduğunuzda en sıradan, en sıkıcı görünen sorumluluklar bile mutluluk kaynağıdır. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

      1. Şu yazdığın son cümlede yaşıyorum ve okuyunca kafamdan yukarıya doğru elektrik yayıldı,varlığının tarifi yok sevgili,değerli,canım MorAlev ..Kalpten gelen onay,mühür,işte tam da bu💖🌷👏

        Liked by 1 kişi

  4. Bir kaç dakika öncesine kadar o kadar üzgünken ve sorular içindeyken, kendi kendime ben mi hatalıyım? Gerçek nedir? neden böyle? sorular sorular… yüreğimden taşan şu an duygu yoğunluğunu tahmin bile edemezsin. Açmamla sayfayı karşımda beliren cevabın yarattığı his…ki genelde hep böyle oluyor ama bugün ki, bambaşkaydı…ne kadar teşekkür etsem az. Her zaman ki gibi tam zamanında. Çok çok seviyorum seni. İyi ki varsın. ❤

    Liked by 1 kişi

  5. “Peki, inançlarınızı neye dayandırmayı isterdiniz? Kendi gerçeğiniz, kendi doğrunuzu, güvenebileceğiniz tek gerçeğin, kendi deneyiminizin ve kalbinizde bilebildiklerinizin olabileceğini öneriyoruz. Beyniniz yanıltılabilir. Ancak, en derin benliğinizle bağlantıda olduğunuzu varsayarsak, kalbiniz yanıltılamaz.” işte bu..o kadar güzel ki… sevgiler mor alevim…

    Liked by 2 people

  6. Hayat… Seçimler yapmışız. Bazen belki biz değişmişiz. Belki karşımızdaki. Belki ikimiz de ama başka şekillerde.  Acı veren gerçeklerden bazıları bundan doğuyor. Hep o seçimi yaptığımız halimizle kalamıyoruz. Bu mümkün değil. Ve keşke hep etrafımizdakilerle senkronize bir şekilde degişsek. Ama olmuyor bazen. Ve belki de budur hayatın istediği, ki biz bu hayat dersini seçtik belki de hatırlamadığımız bir düzlemde. Yani şunu demek istiyorum kendimce, ben içimdekini biliyorum da, bana ve etrafımdakilere acı vereceğim fikri benim de canımı yakıyor. Bu belki de korku dur. Bilmiyorum. Bu bende bir atalet yaratıyor. Kıpırdayamıyorum. Bu da bir sıkışmışlık hissi. Bazen de bir boşvercilik. Hayat böyle nasıl geçer bilemiyorum. Bazen bir şey olsa da, her şey dağılsa diyorum. Ama hayat sanki benim harekete geçmemi bekliyor gibi. Şikayet etmeyi tercih etmiyorum. Bunu bir şekilde benim yarattığımı biliyorum. Ve burda rahat noktalarım var. Ve burda kızımın güzelce büyümesini izlediğim, kocaman ailemi birarada görmekten keyif aldığım zamanlarım var. Ben yokum bazen. Her anında kendimin olduğu bir hayat nasıl yaratabilirim. Henüz bilmiyorum. Benim gerçeğim şimdilik bu. Büyük resmi ne zaman görebileceğimi bilmiyorum. Tek yapabildiğim zaman zaman içime dolan karanlığa gülüp geçmek. Ki bu bazen kolay olmuyor. Olabildiğince kendim olmaya çalışmak. Öfkeye kapılmadan, ki onu sık sık yakalayıp bana ne anlatmaya çalıştığını soruyorum, yaşamaya çalışmak. Gerçeğin kalbimden geçen olduğunu biliyordum kendimi bildim bileli. Bu yine de, bu bedende , işte bu dünyada her şey tamam demek olmuyor. Ve belki de her şekilde her şey tamam.

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.