Uranüs ve Chiron Kritik Derecelerde: Uyanış ve Şifa

Sevgili Dostlar,

Arada sırada astrolojik yazılarda “kritik dereceden” bahsettiğimi görürsünüz. Bu, bir burcun son derecesidir, 29 derece… Ne zaman bir gezegen bir burcun son derecesinden diğerinin ilk derecesine geçse bu fark yaratan bir önem taşır, enerji yoğunlaşır, neredeyse bunaltıcı hale gelir ve bulunduğu burçla ilgili yaratım için son sahneler oynanmaya başlar. Elbette güneş söz konusu olduğunda bu değişim yılda 12 defa yaşanır, ay ise bir ayda 12 burcu gezer. Kişisel yani hızlı ilerleyen gezegenlerde değişim daha olağandır ve etkileri ne kadar önemli olsa da daha hafif hissederiz. Bu dereceler aynı zamanda gündönümleri ve ekinokslarda da önümüze çıkar.

29 derece bir tamamlanma, işi bitirme ve toparlanma enerjisi taşır. Bitmekte olan döngüde göz ardı edilmiş, çözülmemiş her şey bir anda karşınıza çıkabilir ve bu sefer kesin çözümlenmelidir. Bu durum oldukça yoğun, gergin hislere ve durumlara yol açabilir.

Bu tamamlanma ve bitirme enerjisine bir örnek verirsem, diyelim ki bir doğum haritasına bakıyorsunuz ve herhangi bir burcun 29. derecesinde bir gezegen var, bu artık kesinlikle öğrenilmesi gereken bir dersi gösterir, biraz da bütünleme sınavları gibi! Bu ders bitirilip rafa kaldırılmalıdır. Yani bu derece aynı zamanda karmik özellikler gösterir.

Yavaş ilerleyen gezegenlerin bu geçişi yapması çok daha fazla önem taşır ve çok daha büyük kitlesel değişime, kolektif tamamlanmaya, yani topluca verdiğimiz bütünleme sınavına işaret eder.

Şimdi bulunduğumuz duruma bakarsak, Chiron bir süredir Balık’ın son derecelerindeydi ve 17 Nisan’da Koç’a geçiş yaptı. Uranüs ise Boğa’ya geçmeye hazırlanıyor. Yani her ikisi de Balık ve Koç’un son derecesini aktive ettiler. Her iki gezegen de yeni burçlarına geçecek ve geçtikten bir süre sonra geri gitmeye başlayacaklar yani eski burçtaki 29 dereceyi tekrar aktive edecekler, bütünlemenin bütünlemesini yaşayacağız!

Yaralı Şifacı Chiron’un döngüsü 50-51 yıldır, eliptik bir yörüngeye sahip olduğundan bazı burçlarda daha uzun vakit geçirir, en uzun Koç’ta, en kısa Terazi’de kalır. Chiron’un Koç’taki yolculuğu 8 yıl sürecek. Uranüs’ün ise döngüsü 84 yıldır, her burçta yaklaşık 7 sene kalır.

Bu iki gezegenin ilginç bir bağı vardır. Uranüs bireysel ötesi, görünmeyen gezegenlerin birincisidir. Chiron ise son bireysel-sosyal-görünür gezegen olan Satürn ile ilk görünmeyen Uranüs’ün arasındadır. Chiron bir anlamda bizi küçük benlikten yüksek boyutlu benliğe ve kolektife taşıyan ustadır. Bilinenden henüz bilinmeyene doğru yükseliriz.

Mitolojide Chiron bir ustadır, en bilge öğretmen ve en etkili şifacıdır. Yarı at, yarı insan, yarı tanrı, yarı ölümlüdür. Efsaneye göre Hidra’nın kanına batırılmış bir okla yaralanır, insan olan tarafı ölümcül yaralanmıştır ama yarı tanrı olduğu için ölemez. Sonsuza dek sürecek acısına şifa ararken bu deneyimden yola çıkarak muazzam bir şefkat ve bilgeliğe ulaşır. Bu sayede büyük usta, şifacı ve öğretmen olur.

Chiron nereden geçiyorsa, kolektif yaramız da oradadır. Kişisel haritanızda Chiron neredeyse, kişisel yaranızı da orada bulabilirsiniz. Bu yaralar kuşak kuşaktır, örneğin şu anda Chiron geri dönüşünü yaşayacak büyük bir grup var, bu kişiler genellersek 1968-1977 arasında doğmuşlardır. (Ancak ileri geri hareketleri de göz önüne alırsak, en iyisi kendi doğum haritalarındaki konuma bakmaları olacaktır.) Chiron’un Koç’a girmesi sadece Koç konularında kitlesel şifayı değil, bir kuşak insanın da Chiron dönüşünü yaşayıp bilgeleşme yolunda ilerleyecekleri zamanı işaret eder. Yaramız gerçekte bir yük değildir, o bize bir armağandır.

29 Balık’tan yani Zodyak’ın sonu Omega noktasından 0 Koç’a yani Zodyak’ın başlangıcı olan Alfa noktasına geçmek DEVASA bir enerji değişimini gösterir. Eski döngü ölmektedir ve bir yenisi başlamaktadır. 2010-2011 yıllarında Uranüs ileri-geri gidip gelerek bu noktaları aktive etmişti, en sonunda Koç’a yerleştiği gün tarih 11 Mart 2011’di. İşte o gün Fukushima deprem ve tsunamisi gerçekleşti. Burada şok, beklenmedik olaylar (Uranüs) ve okyanusları (Balık tarafından yönetilir) görüyoruz. Ama Chiron, Uranüs gibi çalışmaz. Onun alanı çok daha derin, içten dönüşümler ve şifadır, ses daha kısıktır ama bu etkisi daha az demek değildir.

Chiron, Eylül 2018 – Şubat 2019 arasında gerileyip Balık’a girerek çok önemli kritik dereceyi güçlendirmeye ve şifalandırmaya devam edecek. Balık gölgelerimizi aydınlatmanın tam vakti şimdi.

Bu gölge niteliklere kısaca bakarsak;  Kendini kandırmak, başkalarına yalan söylemek, inkâr, kuruntu, saplantılar, sanrılar, gerçeklerden kaçmak, kurban ya da kendini feda eden rolü oynamak, pasif-agresif psikolojik baskı, bağımlılıklar, kendini türlü şekillerde uyuşturmak, boş hayaller, ruhaniliği yaşamdan kaçmak için kullanmak, dolandırmak, dolandırılmak… Farkındaysanız liste hep olmayan şeylere inanmakla ilgili. İşte bunlara eğilmeliyiz.

Chiron ne kadar içselse, Uranüs o kadar dışsaldır, aktif ve dinamiktir, çünkü şokları ve beklenmedik olayları yönetir. Şimdi Koç’un son derecelerinde ve Boğa’ya geçmeye hazırlanıyor. Son bir defa daha özgür irade, ben olmak ve bağımsızlık konusuna odaklanıyoruz. İsyan, öfke, şiddet de mümkün. Uranüs Mayıs’ta Boğa’ya girecek ama Kasım 2018-Mart 2019 arasında Koç’a geri dönüş yapacak.

Şimdi bu iki güç arasındaki kürelerin dansını görüyorsunuz, değil mi? İşin ilginci bu ikisinin arasında 2009’dan beri bir 30 derecelik açı var, bu açı sayesinde 2021 yılına kadar birlikte çalışacaklar.  Bu dönem uyanış, dönüşüm ve şifa fırsatlarıyla dolu! Bir dönüp bakın 2009 yılından beri neleri şifalandırdığınıza, gördükleriniz sizi şaşırtabilir.

Bir başka ilginç konu ise Türkiye’nin Chiron’unun da Koç’ta olduğu gerçeğidir. Evet, yaralar önümüzdeki yıllarda deşilecek ama bu sefer tam anlamıyla şifalanmak için! Türkiye’nin de bilgeler arasında yer alma vakti çoktan geldi.

Bu sırada diğer bir Türkiye bilgisi daha vermek istiyorum, Türkiye’nin güney ay düğümü de Balık’tadır. Yani yukarıda saydığımız Balık gölgelerini salıvererek Başak kuzey düğümüne doğru yol almamız gerekiyor ve önümüzdeki aylar bu konuda çok büyük fırsatlara sahne olacaktır. Chiron Balık’a girdiğinden beri ne kadar çok dolandırıcılık skandalı yaşandığını, ne kadar sık gerçek ile gerçek olmayan arasındaki çizginin kaybolduğunu ve neye inanacağımızı bilemediğimizi düşünürseniz, Chiron’un bizim dürüstlüğümüzü lekesiz hale getirmek üzere çalıştığını da anlayabiliriz. Elbette bir şey önce göze çarpmalı ki, şifalansın. Bu ülkede berraklık ve gerçeklere adanma zamanı şimdi!

Çok az zaman kaldı. Çok işimiz var. Gelişim ve ilerleme döngüler halinde gelir, her döngüde daha da ilerleriz.

Önümüzdeki günler ve yıllar uyanış (Uranüs) ve şifa (Chiron) fırsatlarıyla dolu. Bizi ve seçimlerimizi, hatta hayatımızı yöneten, kişisel ve kolektif bilinçaltımızdaki acı ve yaraları uyandırılmalı ki onlara şimdiye olandan farklı gözlerle bakarak derslerimizi alabilelim. Mesaj alınıp içselleştirildiğinde ise şefkatle şifa gelmiştir.

Koç’taki Chiron’un enerjisini ve Boğa’daki Uranüs’ü daha sonra konuşacağız. Farkındaysanız o konulara giremedim bile! Şimdi daha çok eski döngüyü bitirmekle ilgileniyoruz.

2018 çok büyük bir sene ve bu sene yaşanan dev enerji değişimini hepimiz her gün gözlemliyoruz. Her birimiz o yepyeni enerji alanında rahatça yürüyebilir, bambaşka frekanslarda yaşayabiliriz, bu emek isteyecek, dürüstlük isteyecek, farkındalık isteyecek ama yapabiliriz, hatta zaman zaman yapıyoruz bile!

©Mor Alev 2018

Uzun Bir Not: Dün bu makaleyi bitirdikten sonra erken genel seçim kararı ilan edildi. Evet, yeni astrolojik yıl yazısında Uranüslü bir ay ve sene yaşayacağız demiştik, yaşıyoruz. Üstüne üstlük dün tam saat 16.59’da güneş ve Uranüs birleşmesi gerçekleşiyordu! Bunların olacağını bilmeden dün makaleye zaten astrolojik açıdan Türkiye’nin yaralarını ve acil şifalanma ihtiyacındaki parçalarını eklemiştim, bunu pek sık yapmam biliyorsunuz. (Haklısınız, tesadüf yok.)

Uranüs ve güneşin aktive ettikleri enerji ise, evet, bildiniz “Kürelerin müziği”!  Kısaca hatırlarsak Uranüs bu noktada bize şu mesajı veriyordu:

“Orijinal, kadim ama bizim için yeni olan kozmik düzene uyumlanmak. Evrensel irade ile hizalanmak. Daha önce hiç yaşamadığımız şekillerde kişisel özgürlüğümüzü ve özgünlüğümüzü ifade etmek. Kendimize özgü benzersiz parçalarımıza yakınlaşırken bizi bağımsız kılacak davranışlar ve yaklaşımlara çağrılmak. Dürtüsel olarak içe dönüp kimliğimizi araştırırken, onun Evrene olan doğal uyumunu tanımak ve maskeler yerine özgün benliğimiz olmak. Bunların sonucunda iç aydınlanmanızın yükselmesi. Ve bütün bu sürecin başında sonunda ya da ortasında bir elektrik şokuyla ego ataletinden, günlük durağanlıktan çıkmak.“

Beklenmedik kararlar, şaşkınlıklar… Bütün bir yıl çok ilginç şeyler olacak. Hiçbir şey kesin değil, önden hiçbir sonuç belli değil. Son anda ne olacağını kesinlikle bilemeyiz, bu Uranüs’ün doğasıdır. Hiçbir şey çantada keklik değildir, hiçbir şeye “oldu” gözüyle bakamazsınız. Her zaman gelişme ve ilerleme payı vardır ve genelde bu sürprizlerle olur.

O yüzden önerim insanların gidip “bütünün hayrı için” en yüksek enerjisini toparlayarak, yüksek frekansla oy vermesidir. Kaydolun, hazırlığınızı yapın ve vatandaşlık görevinizi yerine getirin. Bu seçim büyük bir toplu şifa ve kitlesel uyanış şansı olabilir.

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve hayatınızı tam potansiyeli ile yaşayabilmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com