Yaşadığımız Dönem Üzerine Düşünceler (Nisan 2018)

Flyingmouse365Sevgili Dostlar,

Çılgın Nisan Enerjileri demiştik… “Olay”, “Hadise”, “The Event” demiştik… Ha, ha, ha inanın, daha bir şey görmedik bile! Bugün toplu bir yazı hazırladım, çeviriler, Konsey, Astroloji, arada benim yorumlarım, belki önce dağınık ve uzun gelebilir ama umarım en son Yaratan mesajı sayesinde hepsi yerli yerine oturacak.

Öncelikle Konsey’in geçen hafta yayınladığı ilk mesaja bakalım. Biliyorsunuz, bir “Olay” beklentisi vardı ruhani çevrelerde ve bana göre bu zaten olmakta olan frekans yükselişini anlatıyordu. Ekinoks ve müthiş güçlü bir dolunay derken, bu enerjilerle bir sürü 3D beklentisi olanlar yine hayal kırıklığına uğradı! Yani UFOlar birden bire Sultanahmet Meydanına “sevgili dünyalılar” diye iniş yapmadı, bir anda evrensel gelir ilan edilmedi, savaş alanları açan çiçekler, zıplayan kuzular ve gülen çocuklarla dolmadı, hep beraber filmlerdeki gibi hipnotize olmuş şekilde ışığa doğru yürümedik! Peki, ne oldu? Ne oluyor? Konsey işte bize bunu anlatıyor:

Hiçbir şey olmadı… Yine – Konsey (Mesaj 153)

Ve şimdi, sizin hesaplarınızla Nisan dediğiniz zihin alanına giriş yaptınız. Olan şey budur, biliyorsunuz, sadece bir zihinsel alan. Henüz anlamadığınız bir şeyi anlatmak için “geçen zaman” kavramını kullanıyorsunuz. Bu bir hatadır ama bugün hakkında konuşmak istediğimiz bu hata değildir.

Bu ve diğer kanallar aracılığıyla defalarca rica etmiş olduğumuz halde, yakın geleceğinizde öngörülen bir dizi olabilirliklerin beklentisini tarihlere bağladınız – tarihler, hatırlayın, zihin alanınızda bulunan hayali markörlerdir (işaret levhalarıdır).

Bunu yaptığınızda, pek çokları en sonunda bütün sorunlarını çözecek olan bir şeyin yaklaştığını düşünerek yüksek beklenti haline giriyor. İşte bu noktada yaraya tuz biber ekiliyor. Kolektif alan hala daha “En sonunda kurtarılacağım” düşüncesinden öyle etkileniyor ki, büyüyen, “Tamam, bunu anladık, yapabiliriz, haydi şimdi hep beraber değiştirelim!” enerjisini alaşağı edebiliyor.

Şimdi, bu hiçbir şeyi değiştirmez. Ama bir şekil ve miktarda yükselen frekanslarınızın manyetizmasını (çekim gücünü) düşürür.

Önerimiz, ne kadar hayal kırıklığı, vazgeçme ve depresyon olursa olsun, mümkün olan en çabuk şekilde bunların toparlayabileceğiniz kadar kararlılık, niyet ve olumlu beklentiyle yer değiştirilmesidir. Tüm bu olumlu tavırlar sizin ve kolektifin frekanslarını yükseltir. Bundan evvel defalarca belirtmiş olduğumuz gibi, kendi frekansınızı yükselttiğinizde kolektifinkini de yükseltmemeniz mümkün değildir. Elbette, bunun tam tersi de geçerlidir. İşte bu yüzden başarısızlık beklentisi kaçınılmaz olanın gelişini biraz yavaşlatmaktadır. Şunu pekiştirelim – kaçınılmaz!

Sizden bir defa daha şunu rica etmek istiyoruz, gelmekte olan olaylarla (frekans yükselişleriyle) bir şeyler olup da talihinizin (dışarıdan doğru) tamamen değişeceğine dair kişisel umutlarınızı bu frekans yükselişlerine bağlamayı lütfen durdurun. Bu, durumu paskalya tavşanları ve Noel babalara çeviriyor. (Mor Alev: Enerji frekansı yükselince birden bire hayatının değişeceğini, bir şeylerin onları kurtaracağını uman arkadaşlar var. Yani hiçbir şey yapmadan piyangonun çıkmasını bekleyen adamın fıkrası gibi diyebiliriz buna.) Bunu YAPAN sizsiniz. Ve biz siz derken kolektifinizi kastediyoruz. Lütfen o kurtarılma düşüncelerini bırakın ve ruhani kollarınızı sıvayın, siz de çalışmaya katılın. Titreşimlerinin düşündüğünü yaratan kişiler olun.

Bu defalarca ve defalarca söylendi. “Dünyada görmek istediğiniz değişim olun.” “Man in the mirror”ı (aynadaki adamı) söyleyen Michael Jackson’nınızı dinleyin. Dünyanız sadece sizlerin bir yansımasıdır. Yüzüncü maymun olmayı iş edinin. Belki bugün sadece tek bir maymuna daha ihtiyaç var. O maymun olun! Eğer meditasyona, duaya, niyetler yaratmaya vaktiniz yoksa bol bol gülümseyin! Birilerine azıcık da olsa yardım edin. Şefkat gösterin.

Son olarak şunu söylüyoruz; Yavaşlatabilirsiniz. Hızlandırabilirsiniz. Fakat O GELİYOR. Ve onu getiren sizsiniz.

Astroloji ve Güncel Olaylar

Shaman - artist unknownArkadaşlar, Konsey’in yukarıda bize ilettiği mesaj sanki Oğlak’taki Satürn’ün sesi gibi geliyor, değil mi? Bu sene kaç defa bize “ne ekerseniz, onu biçerseniz” dendi ve harekete, gerçek değişime çağrıldık? “Gökyüzü Raporları – Astroloji ve Enerji Portalları” kategorisinde yayınlamış olduğum son aylardaki yazılara bir bakarsak, hepsinde bu temayı görebilirsiniz. Zodyak’ın hiçbir köşesi yan gelip yatmayı, hiçbir şey yapmamayı, hiçbir şey değiştirmemeyi önermiyor. Aksine astroloji ve enerjiler diyor ki, “Haydi, bir adım atın, değişime doğru biraz bile ilerleseniz yeterli, biz tüm enerjimizle arkanızdayız!” Haydi, üzerimizden bu ölü toprağını atalım!

Venüs ve İlişkiler

Bu hafta Venüs’ü ayın düğümleriyle kare açı yaparken yaşadık. Bir anda geçmiş ve gelecek ilişkiler önümüze çıktı. Bu etki altındayken sevgi sadece bir sözcük. Önemli olan ne yaptığınızdır. Ancak eski kalıplar ve yeni potansiyeller arasında sıkışmış gibi hissediyor olabilirsiniz. Eski ilişki döngü ve yükleriniz ilerleyişinizi aksatıyor olabilir. Geçmişi kesip atma çalışmalarınız ise sizi size bile yabancılaştırabilir. O zaman durun. Bedeninizle bağlantıya geçin. O gerilimi ve blokajı bedeninizin neresinde taşıyorsunuz? Topraklanın. Bu bahsettiğim olasılıktan dolayı bundan on gün önce “Yeryüzü, Kozmos ve İnsan: Bir çakra, salıverme, uyumlanma ve şifa çalışması” mesajını yayınladım. Bugünlerde işaretler ve şifa, bedenimiz ve tabiatta!

Bazen biraz sevilmek ve değer verilmek için neler neler yaparız, ne kadar büyük özverilerde bulunuruz… Diğerlerinin beklentilerini yerine getirme alışkanlığınızı, dürtünüzü salıverin. Özgürlük, kendi neşe-keyif-coşkunuzu takip ettiğinizde gelir. Kalbinizi ısıtan yolu seçin.

Chiron Balık’ın son derecesinde

Ah şu yaralı şifacı, neredeyse şamanik davul sesinin yankılarını bile duyabiliyoruz bu günlerde… 17 Nisan’da Koç’a girmeden bağışıklık sistemimizde, Balık yaralarımızda çalışmayı iyiden iyiye hızlandırdı! Bu geçiş hepimizi derinden etkileyecek. O yüzden sistemlerimiz de eski enerjiye yol verip yenisine kapıyı açarken belli bir karmaşa yaşıyor olabilir. Bu zamanda bedenlerimizde biraz daha fazla rahatsızlık hissedebiliriz. Böyle olunca da sevgili Abraham’a bilgeliğinden faydalanmak üzere ona dönüyoruz ve diyor ki;

“İyi hisseden bir bedenin çok daha keyifli bir fiziksel deneyime yardımcı olduğu oldukça açık olsa da, anlamanızı istediğimiz şey şudur; Odaklanacak keyifli şeyler bulmanız da iyi hisseden bir bedene yol açar.

Ancak, insanların çoğu fiziksel sağlıklarına tepetaklak bir usulde yaklaşıyorlar. Fiziksel rahatsızlık deneyimleyenler, fiziksel durumlarının zihinsel yaklaşımlarını dikte etmelerine izin veriyorlar. Diğer bir deyişle, duyguları fiziksel durumlarına tepki olarak gelişiyor. Acı hissettiklerinde, hayal kırıklığı, öfke, endişe, umutsuzluk veya korku duyguları yaratıyorlar. Duygusal hallerinin iyileşmesi için durumlarının iyileşmesini istiyorlar.

Herhangi bir rahatsızlık ya da fiziksel sağlıktan uzaklaşmak hücresel seviyede başlar. Ancak, hücrelerinizin baskın eğilimi, alışkanlığı ve isteği kuvvetlenmek, gelişmek ve serpilmektir. Her gün, bütün gün hücreleriniz o kadar ince ve fark edilmeyen seviyelerde tekrar tekrar dengelerini bulmaktadırlar ki, çoğu insanın hücresel bedenlerinin gücü ve zekâsından haberi bile yoktur.

İyi hissettiren hedef, düşünce ve nesnelere odaklanmak, bloke edilmemiş hücresel iletişimi sağlayacak en elverişli çevreyi yaratır, bu da fiziksel bedeninizin en üst düzey canlılığına, gelişim ve kuvvetlenmesine yol açar.

The Vortex, Abraham, Esther Hicks (2010)

Gelelim Mars, Plüton, Eris, Uranüs ve Savaş Tamtamlarına…

Plüton hala daha “yenilgiyi kabul eden general” derecesinde, ama dış dünyaya baktığımızda bu sanki daha çok “saçmalayan generale” benzemeye başladı! Herkes kendi istediği olsun istiyor ve bunu başkalarının özgür iradelerine karşın üsteliyor! General kolay kolay yenilgiyi düşünecek gibi görünmüyor. Her yerde her şekilde askeri konular öne çıkıyor, ister alıp silahını çocuğunun okuluna giden veli olsun, ister diğer savaşlar ve mücadeleler… Bunda Koç’u terk etmeye hazırlanan Uranüs’ün de etkisi olduğuna inanıyorum. Uranüs, “ben istiyorum, ne olursa olsun, nasıl olursa olsun, sonuç ne olursa olsun istiyorum!!!” tavrımızı güm diye önümüze koyuyor. Pek çokları “acaba ben bunu neden istiyorum veya gerçekten istiyor muyum?” demiyor. Gözler kör, kulaklar duymuyor, ruhları hırs bürümüş! Yani gerçekten bir çılgınlık, bir hezeyan gözlemliyoruz evlerde, sokaklarda ve dünya sahnesinde. Ve biliyoruz, “ne ekersen onu biçersin” zamanındayız. Bu dönemde her kim öfkeyle kalkarsa bir daha böyle kalkmamaya kesinlikle yemin edecektir. İşte bazen iç değişim böyle ilk bakışta saçmalamamızla ve ortalığı birbirine katmamızla gelir.

erisBundan nasıl bu kadar emin olabiliyorum? Eris etkisi! Palavralara, ego tutsaklığına ve yalanlara hiç tahammülü olmayan Eris yine kendini hatırlatıyor. Eris bizi sezgilerimize de yaklaştıran bir etki yapıyor. Eğer bir şey size tuhaf bir his veriyorsa, onu dinleyin, Eris sizi uyarıyor olabilir. Peki, Eris bu sefer Brexit ya da ABD seçimlerindeki gibi altın elmayı orta yere fırlatacak mı? Bence büyük bir olasılık da budur, ancak böyle kendini egolarımıza dinlettirebiliyor bu dönemde.

Mars, Venüs’le yaptığı üçgen açıda en derin değerlerimizle uyumlu davranmamız gerektiğini hatırlatıyor bize. Hayır, köşeye sıkışmadık. Hayır, o olmayan köşeden çıkmanın tek yolu çatışmak değil. Sadece kendinizi hayatta istediğiniz huzurla uyumlayın, huzurlu davranın. Bir Zen ustası olun ve yolunuza öyle devam edin. Bu boyun eğmek demek değildir, aksine en yumuşak şekilde kendi olmak ve o güçle yola devam etmektir.  Davranışlar kadife gibi yumuşak, içimiz ise çelik gibi güçlü. Bu da çevrenizdekilerin biraz şaşırmasına yol açabilir, “neden bu kadar sakinsin, ve çok garip, neden benim istediğimi yapmıyorsun?” Alışırlar. Siz de yeni kendinize alışın.

Gelmekte olan Tsunami

Bir taraftan bir hortum benzetmesi yapıyoruz… Kaç haftadır sadece güçlenerek dönmeye devam ediyor. Diğer taraftan çok büyük bir dalga daha geliyor ve kullanacağım benzetme bir tsunami oluyor!

Chiron Koç’a 1967 yılından beri, Uranüs ise Boğa’ya 1934’den beri ilk defa girmeye hazırlanıyor. Ne olacağını beklemek yerine, Yüksek Kalplerinizi açın ve onu layık olduğu yere koyun – o yer yaptığınız ve yarattığınız her şeyin merkezindedir. Kendinizi kapattığınız kozadan çıkarın, hani “hiçbir şey olmuyor” dediğiniz, hiçbir adım atmadan beklediğiniz kozadan… Bu hortum ve gelmekte olan tsunami sadece tüm benliklerinizin birleşmesidir. Geçmiş benlikleriniz, gelecek benlikleriniz ve şimdiki benlikleriniz. Ve bu birleşmiş, bütünleşmiş benlik eskiyle aynı titreşimde değil, olması da mümkün değil. Eski, daha düşük titreşimli inançlar, ilişkiler, alışkanlıklar, yaşam yerleriyle ilgili hissettiğiniz rahatsızlıklar sadece size değiştiğinizi bildiriyor. O rahatsızlık yaratan şeyleri ise süpürüp temizlemek, dönüştürüp titreşimini yükseltmek bizlerin elinde, hatta bizlerin görevi.

Yukarıda bahsettiğim tüm açılar bizleri iki haftadır etkiliyor ve etkilemeye devam edecek. Pazartesi günü müthiş bir yeni ayla yeni astrolojik seneye gireceğiz. Uranüs başrolde olacak! Önümüzdeki günlerde bu yeni yılı ve olasılıkları konuşacağız.

Tom Lescher bu hafta, özellikle de bu hafta sonu için aşağıdaki mantrayla meditasyon yapmamız öneriyor:

Nefesim kesildiğinde,

Biliyorum boğuluyorum,

İşte o zaman gücümü toplamalı ve

Kendi gerçeğimi açık seçik ilan etmeliyim.

Sonra da Tom şunları ekliyor;

“Evet, gerçekten de zaman geldi! Çok fazla baskı altındaydık ve düdüklü tencere patlamak üzere! Son zamanlardaki zorluklardan geçerken sorumluluk sahibi ve sebatlı  davrandığınızı hissetmiş olabilirsiniz. Ancak bu hafta sonu gerçekleşecek Yeni Ayla yaptıklarınızın ruh evrimleşmenizle uyumlu olup olmadığı ortaya çıkacak. Bu, tarafsızca hayat durumlarımızı gözden geçirmek, en derin hedef ve arzularımızı düşünmek için harika bir zaman oldu. Şimdi, Merkür gerilemesini bitirirken, doğal olarak açıkça konuşmak, yeniye uzanmak ve kendi kendimize kazdığımız çukurlardan yine kendimizi kurtarmak isteyeceğiz. İşin püf noktası bunu patlayarak, şok ederek, süreç sırasında bir sürü şeyi yıkıp yok ederek değil, zarafetle yapmaktır. Kendiniz ve diğerlerinin ihtiyaçları arasında gerçek bir denge sağlamak… Bol şans!”

Yaratan Mesajı

Nelly Tsenova tulips“Bu noktada artık anladınız, Yeryüzü âleminiz bu muazzam güzellikteki devasa değişimin bir sonraki evresine girdi. Pek çok duygu arınmak üzere geliyor, bitap ve yıpranmış hissedebilirsiniz. Moralinizi yüksek tutun sevgili çocuğum, şimdi verdiğiniz emeğin henüz gelmemiş pek çok evrede size çok yardımı olacak. Bu bilgiyi biliyorsunuz, ama tekrarlamakta fayda var, hem bir hatırlama olarak, hem de bilinçli farkındalığınızın bir parçası olması için…

Kendiniz ve diğerleri için içten gelen, dürüst bir şekilde şefkatinizi ifade edin, şefkatli davranın. Şefkat yoksa gerçek anlayış ve anlama da olamaz.

Nefes alın, verin! Bu geçiş döneminde “bunalmış olmak” günün sözü gibi görünüyor. Bunun farkında olmak en iyisidir, böylece bunaldığınızda yeniden merkeze ve dinginliğe dönebilirsiniz.

Şeffaflıkla çalışın. Varoluşun yeni yollarında ilerledikçe, gerçek olmayanların ardında saklanmak daha da zorlaşacaktır. Gerçek olmayanlar günlük yaşamınızda en göze batan şekillerde kendini belli etmeye başladı ve buna devam edecek. Hayretler verici, değil mi? (Gülümseyerek)

Kibar olun, düşünceli olun… kendinize ve diğerlerine. Günlük yaşamınızda kimle ya da neyle uğraşıyorsanız, uğraşın, kibarlık ihtiyacı zirvede olacak! Bu da şefkatle el ele gider. Kibarlık ve düşünceli olmak, etrafınızda olanları gerçekten dinlediğiniz ve anladığınızı gösterir.

Oynamayı hatırlayın! Şu anda oldukça fazla “ağır sıklet” yük kaldırıyorsunuz ve oyun, stres ve kaygıyı salıvermenin yollarından biridir. Boya kalemleriyle vakit geçirin, dans edin, şarkı söyleyin, müzik dinleyin ya da müzik yapın, oyun parkına gidin. Siz bunu nasıl yapacağınızı biliyorsunuz… OLmaya izin verin ve yeniden çocuksu hissetmenin keyfini çıkarın.

Ve son olarak, dinlenin! Meşgul dünyanızda sessiz zaman ve yer bulmak biraz zor olabilir, ama bu geçiş döneminde duygusal sağlığınız için çok faydalıdır. Ve evet, bulaşıklar ve çamaşırlar bekleyebilir. Sağlığınız ve esenliğiniz çok daha önemli!

Her zamanki gibi, Evren sizin yanınızda ve yolunuzdaki her adımda size yardımcı oluyor, sizi seviyor. – Yaratan

Bu yazıda alıntılamış olduğum Konsey ve Ron Head’e, Jennifer Farley ve Yaratan mesajlarına, Tom Lescher’a ve elbette Abraham ve harika Esther Hicks’e çok teşekkürler.

©Mor Alev 2018

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

 

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. https://moralev.com

14 comments

  1. Ne oluyor,bu sinir ,kuşku,bask,düşük enerji derken yazınız cevapları verdi,dengede kalmak,neşe keyif çoşkuya uyumlanmak seçeneğimi kullanıyorum,yavaşça salıyorum tüm negatif enerjileri ve öylede oldu amin.Teşekkürler Mor Alev.!🙏

    Liked by 1 kişi

  2. Yazdığın herşeyi birebir yaşıyoruz,mesela salı günüannemi ayaklarından ameliyat olması için hastaneye yatırdık doktor bizi bekletip bekletip sonra da günlük kıyafetleriyle gelip”ben en iyisi tek ayağı yapıyım,yaşlandım, korkuyorum “gibi bizi şok edici sözler söyledi,yaşlı başlı anneciğim her zaman eser gürler yay kadınıdır,pamuk gibi ben vazgeçtim dedi,çıktık geldik:)
    Bu günlerde ben kendimde iki şey gözlüyorum birincisi en imkansız anlarda bile derin bir sakinlik,sanki sinirlenmek aşırı bir güç kaybı ya da hasta edici zehir sessizce “peki”diyorum “buyrun ‘..bu birincisi..
    İkincisi çok fazla destek hissediyorum meditasyon yapmaya üşenen biri olarak!!Şöyle bir niyet ettiğin anda içine giriyorsun alıp götürüyor yönlendiriyor ve çok kolaylıkla bütüne akıyor,birlik ve bütünün hayrına ve keyif ve coşkuda olmak da sihirli sözler gibi enerjiyi katlıyor..Ben kendim için bile bunu yapmayı bilmeyen bir insan olarak, yolda yürürken bile önümde yürüyen insanlara “hepimiz biriz”filan diyorum içimden bu çok güzel yada ormanda yürüyüş yaparken bir taraftan da koruyucu meleklerimle konuşurken Ariel in “ben burdayım”diyen sesini duyuyorum,benim için mucizevi şeyler bunlar..
    İşte böyle güzel arkadaşlarım burası benim ruh evim ve bunun için minnettarım MorAlev..Şükrediyorum sonsuz sakinlikte keyif ve çoşkuda ,kolaylık ve güzellikle severek sevilerek bu güzel gezegeni sarıp sarmalamalı..

    Liked by 2 people

  3. Moralev son günlerde bu konu beni bi hayli meşgul ediyor, Bu yeni ay’da yaptıklarımızla ruh evrimleşmemizin uyumlu olup olmadığını nasıl anlayacagız yada anlayabiliriz?

    Beğen

    1. Sevgili Kürşat, fikrimce bunu olaylar, tepkiler ve aydınlanma anları olarak yaşayacağız, Unutmayın, olumlu ve olumsuz hisler hep yol tabelalarımızdır. Olumluya doğru uzandığımızda ruhumuzla aynı titreşimde devam ederiz. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  4. bu hayatta sürekli tekrar eden bir olay veya tanımadigim ama ayni sekilde inaanların karsımda belirmesi veya söyle anlatıyım bir tekrar yasamam özellikle bu dönemde geçmişten gelen ve tasıdıgım bir yükün hala kucagimda oldugunu dusundurup duruyor bana..hatırlamadıgım geçmiş yasamdaki bu figürü veya olayı bilinçin en derininden nasil cikarabilirim.Rüya ile olabilirmi?

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Kedist, rüya ile olması mümkündür ama neden bunu bilinçli olarak yapmıyorsunuz? Meditasyon alışkanlığı edinin. Farkındalığınızı artıracaktır. Böylece o şeyin ne olduğu konusunda da daha farklı bakış açılarıyla birlikte salıvermeniz de kolaylaşacaktır. Ayrıca, lütfen ana menüdeki yöntemler bölümüne bakın, oradaki bir sürü öneriyi bu konuda berraklaşmak için kullanabilirsiniz. Sevgiler

      Liked by 1 kişi

  5. Sevgili Mor Alev çok uzun zamandır kendimde tanı koyamadıklarıma gelen cevaplar dizisi bu yazı kimi zaman kendimde boşluk hissinin derin olduğu… kimi zaman hassaslığın ortaya çıkıp ağlama modunda dolaştığım….Acaba neyi yanlış yapıyorum diye ikileme düştüğüm…Adeta bir topun bir o tarafa bir bu tarafa salınması gibi merkezimde kalabilmek için gayret sarf ettiğim… Ve kimi zaman aşırı yorgun hissettiğim… Çok şükür ki kendimde olanların, normal sürecin içinde olduğumu hatırlatan sizin yazdıklarınız, aktardıklarınız ve buraya yazan diğer arkadaşların yorumları…
    Buraya yazılan yorumların önemi sizin aktardıklarınız benim için önemi büyük çok teşekkür ediyorum.
    Neşeyi keyfi çoğaltmaya huzuru coşkuyla harmanlamaya niyet ediyorum.
    Sevgiler…

    Liked by 3 people

  6. Sanırım bu gelen enerjiler 11. boyut frekansını taşıyor.2+0+1+8=11 dolayısıyla lunar elohim kanalıyla aldığım enerjilerle vücudumda seğirmeler,kaval kemiklerimde ve tüm vücudumda ağrılar,ve cildimde gerilme yanma hisssi ile karışık 3 ya da 4dden kalma junk dnanın dönüşmesini izliyorum.Bir ışık işçisi olarak bu enerjileri hardcore şekilde alıyor ve yaşıyorum.Her ne kadar çalışmasam da evdekiler markete git dediğinde bile nğaa gidemem ben yeağ modunda oluyorum çok ağır bu enerjiler çok ağır.Umuyorum ki 2019da solar enerjiler yoğunlukta olur çünkü bu da baba yılı olabilir diye düşünüyorum sayıların toplamı 12 olacağı için.Böyle olursa 12. boyut Oriona bağlı e ne de olsa hepimiz biriz.addi anlamda da çokı bereketli bir yıl olur bizim için umuyorum ki…

    Beğen

    1. Sevgili Şahin, ben bu enerjilerin tek bir boyutun frekanslarını taşıdığını ve tek bir kaynaktan geldiğini düşünmüyorum. Bu bir evrensel değişim ve samanyolu galaksisinin tamamı evrimleşiyor. Yeni enerji spektrumuna bakarsak bu karma Yaratan enerjisini görebiliriz. Çok çeşitli değişimler yaşıyoruz ve bu konuda katkıda bulunan pek çok varlık ve medeniyet var ve hepsi de adına Yaratan da dediğimiz Kaynağa bağlı. Umarım yakında yükseliş semptomlarınız geçer. Sevgilerimle

      Beğen

  7. Sanırım ben bu herşeyin alt üst olduğu durumu 1.5 2 senedir yaşıyorum.Bazen çözüm yakın gibi geliyor ama birtürlü çıkamadım.Hergin frekans yükselecek diye umudum var.Hayırlısı çıkacağız inşallah.Teşekkürler Mor Alev

    Beğen

    1. Sevgili James, hiç Mor Alev enerjisi kullandınız mı? Bu kördüğüm gibi görünen durumlarda müthiş etkili oluyor. Blogdaki Mor Alev bölümüne tıklayın, bu enerji hakkındaki bilgilere bir bakın. Bence bu size çok yardımcı olacaktır. Sevgilerimle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.