Kutular, Döngüler, Kış Gündönümü, Satürn ve Konsey

Twilight, Alena AenamiSevgili Dostlar, bir süredir Konsey’in mesajlarını yayınlayamamıştım. Aşağıdaki mesaj 1 Aralık’ta geldiğinde ise bunun aslında Satürn’ün Oğlak’a geçişiyle ilgili olduğunu aynı enerjiyi başka türlü anlattığını gördüm. Bu geçişle ilgili detaylı bilgileri okumadıysanız, bir göz atmanızı öneririm. (Bağlantısı burada)

Konsey bize zihinsel bir resim verdiğinde, bir örnekleme yaptığında mutlaka bunu en güzel amaca, en kolay şekilde hizmet etmesi için yapıyor. Aşağıda Konsey’in iki mesajını yayınlıyorum. İkisi de içinde yaşadığımız şartlanmalar, kalıplar ve algılarımızın kısıtlanmasıyla ilgili. İlk mesaj “kutunun” ne olduğunu anlatıyor. İkincisi ise neden “kutuyu yeniden düzenlemenin” tam zamanı olduğunu…

İçinde Yaşadığınız Kutu – Konsey (Mesaj 142)

Bir kutuda yaşadığınızın farkında mısınız? Pek çoklarınıza bu soru şaşırtıcı gelmeyecektir. Pek çoklarınız da şaşırtıcı bulacaktır. Çok çabuk özgür olduğunuza işaret edeceksiniz. Peki, özgürsünüz ama buna göre yaşamamaya şartlandırıldınız.

Bahsettiğimiz kutunun çok çeşitli bileşenlerden oluşan yanları, tabanı ve tavanı bulunuyor. Doğduğunuz gün yapılıp size verilmişti. Ve siz de bunu incelediniz, onayladınız ve durmayan tekrarlarla güçlendirilmesine izin verdiniz.

Bir yeni doğan olarak size verilen kutu aileniz ve toplumunuzun anlaşmalarından ve onayladıklarından yapılmıştı ve küçük bir çocuk olarak öğretildiniz ya da daha doğrusu bir sünger gibi bütün bunları emdiniz. Neleri konuşmanın kurallara uygun olduğunu öğrendiniz. Hangi davranışların kurallara uygun olduğunu öğrendiniz. Size verilen gerçek eğitimden çok, etrafınızdaki tavır, yaklaşım ve örneklerle öğrendiniz. Muhtemelen bunun büyük çoğunluğu yardımcı oldu ve olacak. Yardımcı olmayanlar ise büyük ölçüde bilinçsizdir.

O zamandan beri belki birkaç belki de bir sürü yıllar geçti. Ve size garanti ediyoruz, kutunuzda geçirdiğiniz zaman boyunca kutu güncellendi ve daha da sağlamlaştı. Ve gerçekten, kutunuz çok daha küçüldü.

kutuBu noktada bir kutunun resminin eklenmesini istiyoruz, böylece şimdi söylediklerimizi daha kolayca zihninizde canlandırabilirsiniz.

Neyi seçerseniz seçin, onu düşünmekte özgür olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ve öylesiniz. Ancak düşüncenin parametreleri ve toplumun sohbetleri dikkatle yönetiliyor. Neyin konuşulup tartışılabileceği ve nelerin tartışılamayacağı konusunda kararlar alınıyor. Ve konuşulmaması gerekenlerin ise çizginin dışında, yasaklılar arasında olduğu veya saçma, aptalca ya da “komplo teorisi” olduğu söyleniyor. Tartışılan şeylere taraflar veriliyor, sağ-sol, özgürlükçü – muhafazakâr, doğru-yanlış gibi. Ama bunların hepsi kutunun içinde. Ayrılık teşvik ediliyor. Neden? Çünkü böylece kutunun dışına bakma olasılığınız çok daha düşük. Eğer bölünmüşseniz, yönetilmeniz daha kolay.

Ne giyeceğinizi, nereye gideceğinizi, ne düşüneceğinizi, neye inanacağınızı, ne yiyeceğinizi ve daha bir sürü şeyi öğrendiniz. Düşmanınızın kim olduğunu öğrendiniz. Daha da önemlisi, düşmanlarınız olduğunu öğrendiniz. Bir de şu olasılığı düşünün, eğer sizi bilgilendirecek medyanız olmasaydı, dünyanızdaki bütün diğer insanları sevebilirdiniz. On bin kilometre ötede kulübede yaşayıp da neredeyse sizin değer verdiğiniz hiçbir şeye sahip olmayan şeylere sahip birileri tarafından tehdit altında olduğunuzu hissetmezdiniz.

İstediklerinizden ne kadarına aslında hiç ihtiyacınız olmadığının farkında mısınız? Dikkatle onları istemeye şartlandırıldınız. Genç kuşakların neredeyse hepsi sezgisel olarak ne zaman onlara bir şeyler “pazarlandığını” biliyor. Böyle şeyler hakkında oldukça alaycı ve şüpheci görünüyorlar. Ama onlar da son derece güçlü “isteklere” sahipler.

Zihniniz sadece beyninizin içinde değil. Bunu şimdilerde çoğunluk biliyor. Zihniniz en iyi “bir alan” olarak tarif edilebilir. Siz daha büyük alanların bir parçasısınız. Ailenizin alanı var. Şehrinizin, bölgenizin, ülkenizin ve dünyanızın bir alanı var.

Şimdi, kendi zihninizde yarattığınız kutunun dışına çıkmayı seçerseniz, bu bile oldukça zorlu olabilir. Ailenizin normlarının dışına adım atmak daha da zor, değil mi? Onun ötesinde daha da katı kısıtlamalar var. Yasalar, tabular, cezalar ve toplumdan dışlanma var. Ve şimdi etrafınızdaki dünyaya bakarsanız, kutunun duvarlarını güçlendirmek için yapılan bir sürü şey göreceksiniz. Neden? Çünkü eski kontrol mekanizmaları eski yetkinliklerinin çoğunu kaybediyorlar. Kutunun dışını görmüş olan çok fazla insan var.

Sadece birkaç sene önce mümkün olmayan bir noktaya gelindi. Kutu gerçekte olduğu gibi görülmek üzere. Ve kendi dürüstlüğünüze göre ve kendinize verdiğiniz değer doğrultusunda kişisel kutularınızı yeniden inşa etmek zorunda kalacaksınız. Daha önce hiç yapmak zorunda kalmadığınız seçimler yapmak zorunluluğunu yaşayacaksınız. Onur duyacağınız bir kutuya sahip olun. Ve komşunuzun kendisininkini inşa etmiş olmasından da onur duyun. Ve anlamayanlara yardımcı olun… sadece onlar bunu istediklerinde.

Olduğunuz ışığa en büyük lütuflar diliyoruz. İyi günler.

***

Arkadaşlar, aşağıdaki ikinci mesaj ise 15 Aralık günü yayınlandı. Kış Gündönümü enerjilerinin etkilerini ve güncel enerjiler toplamını kısaca anlatıyor. Kış Gündönümü ile ilgili yayınlamış olduğum yazıda sizlere aktarmadığım bir önemli konu vardı. İzninizle ikinci mesajdan önce ona değinmek istiyorum.

Bu bilgiyi size aktarmamıştım çünkü önemli olan o günün (ve hala daha geçerli olan) arınma enerjisinin gerçekten, tam ve bütün olarak kişisel ve kolektif arınmamıza faydalı olacağını düşündüm. Şimdi söyleyeceklerim ise dikkatleri dağıtabilirdi. Ve kendi kendime içimden “çok ilginç, çok ilginç!” deyip duruyorum.

Belki hatırlarsınız, bundan aylar önce 21 Ağustos Güneş tutulmasına dair yazımda örnek olarak Londra 1666’yı anlatmıştım. (Bağlantısı burada) O zaman bunun aslında günümüzle ne kadar ilgili olabileceğini de düşünmemiştim. Benim için güzel bir örnekti, son zamanlarda okuduğum birkaç tarih kitabı da bu dönemlerde geçiyordu. Tesadüf??? Ah, biliyoruz, tesadüf diye bir şey yok!

İki hafta önce Satürn/Oğlak yazısını yayınladıktan hemen sonra yurtdışındaki bir dostum, “Kış gündönümünde güneşin Satürn’le 0 derece Oğlak’ta birleşmesi ne kadar ender, biliyor musun?” dedi. Bakmamış olduğum bir şey. O Bakmış. Bundan önce bir kış gündönümünde Satürn ve Güneş’in 0 derece Oğlak’ta olduğu tarih Aralık 1664. Yeni bir Satürn döngüsünün başlangıcı.

Hatırlayın, Steven Forrest diyor ki, Satürn’le kuralları yeniden yazarız. O zamanlar yani ortaçağda yeni kural yazmak için, batıl inançlardan kurtulmak için, bilime ve teknolojiye bir başlangıç noktası vermek için kolektifin inanılmaz zorlanması gerekiyordu. Enerji o kadar ağır, o kadar düşüktü, cehalet ve bağnazlık o kadar büyüktü ki neredeyse her şey bir kara büyü, kendi dışımızdaki büyük güçlerin bizim üzerimizde oynaması olarak görülüyordu. İçinde yaşadığımız ufacık kutunun dışında canavarlar, öcüler, Yaratan tarafından dışlanmak, cezalandırılmak, sonsuz acılar ve cehennemin olduğuna inanıyorduk.

Peki, tarihte ne oldu? 1664 Aralığında Satürn Oğlak burcuna geçti, güneşle kış gündönümünde birleşti. 1665 veba salgının geri gelmesi ve neredeyse köylerin, kasabaların, şehirlerin soylarını tüketecek kadar çok can almasıyla geçti. 1666 büyük Londra yangınıyla bir başkentin yerle bir oluşunun tarihi haline geldi. İki yıl. İki yıl boyunca Satürn Oğlak’ta ahlaki, etik ve toplumsal kuralları yerle bir edip yeniden yazmakla meşguldü. Sonunda büyük sancılarla bilimsel düşünceye, gerçek mühendisliğe ve tıp bilimine geçiş yapıldı. Hatırlayın, enerji yoğun, ağır ve çok düşüktü. O yüzden değişim yavaş, çok yavaş gerçekleşiyordu, bu söylediklerim on yıllar aldı.

Şimdi, yine büyük değişim zamanındayız. Size bunun önemini anlatacak sözcük bulamıyorum. Geçenlerde yayınladığım 2024’e kadar olacak astrolojik hareketlere değinen yazımda sizlere büyük resmi biraz olsun sunmaya çalışmıştım.

Peki, 1664 ile 2017 arasındaki fark nedir? Cehalet hala daha var ama çok daha az. Bağnazlık hala daha var ama küçük cepler halinde sadece orada ve şurada, her yerde değil. Okuryazarlık oranı hiç olmadığı kadar yüksek. O zamanlar batıl inançlar ve katı dini kurallarla yönetiliyorduk, şimdi pazarlama teknikleri ve algı yönetimi var ama en azından bize söylenen diş macunu almadığımızda dişsiz, pazarlanan araba markasını kullanmadığımızda sportif, havalı, vs. olmaktan uzak kalacağımıza inanmıyoruz. Ya da bunu orta çağ diliyle anlatırsak, o ürünü kullanmazsak, o partiye oy vermezsek, reklamı yapılan şekilde yaşamazsak eğer, ölünce cehenneme gitmeyeceğimizi biliyoruz. Daha bilinçliyiz. Teknoloji ve bilişim çağındayız, karanlık orta çağda değil. Şimdi enerjiler hafif, hızlı, değişim ise çok çabuk. Tarihteki olayları değerlendirmek için yüzyıllara ihtiyacımız yok.

Yani bundan iki-üç yıl sonra birlikte geri dönüp baktığımızda, her şeyi çok daha bilge bir şekilde anlamlandırıp somut dönüşümü berrakça görebileceğiz. Bu değişim çok başka bir değişim olacak, savaşlara, veba salgınlarına, felaketlere ihtiyacımız kalmadı artık.  Ama bu hal, içinden geçmekte olduğumuz dönemin önemini azaltmıyor. Hatta aşağıda göreceksiniz, bu dönem sadece dünya gezegeni için değil, galaksimiz için de, evrensel açıdan da büyük değişim dönemi ve döngülerin bitişine denk geliyor.

Başlama Zamanı – Konsey (Mesaj 143)

fiona owen art 5Güneş döngünüzde adına gündönümü dediğiniz noktaya yaklaşıyorsunuz. Gezegeninizin bir yarısındakiler buna kış gündönümü, diğerleri ise yaz gündönümü diyecekler. Bu, kürenizin yıldızınıza oranla eksenini eğmesinden kaynaklanıyor. Bu döngüyü zihninizde resmederken her ikisini de içermek iyi bir şey.

Şimdi, dikkatlerinizi varolan diğer döngülere çekmek istiyoruz. Bu döngüler de sizden çok, çok daha önceki dönemlerde yeryüzü medeniyetleri tarafından takip edilmiş ve kaydedilmişti. Bunu bilmek de şu anlama geliyor; sizlerin evrimleşme zincirinin en yüksek noktasında olduğunuz anlayışı bir şekilde yanlıştır. Fakat bir önceki mesajımızda bahsettiğimiz kutulardan biri olan “onaylanmış bilimsel tartışma kutunuzda” böyle sorulara kesinlikle tahammül yoktur.

Bu döngüler halkalar içinde halkalar gibidir. Ve bazılarının birkaç adedi bir uzuna denktir. İşte bu yüzden, neden eski toplumlarınızın bunları kaydedip takip etmek için bu kadar çok çalıştığını sorabilirsiniz.

Sizin için daha da önemlisi, şu anda bu döngülerden birkaçının bitişinin ve yeniden başlangıcının ortak olduğu bir noktaya doğru ilerliyorsunuz. Bunlar solar, galaktik ve daha da büyük döngülerdir. Bu durumun da sonuçları olacaktır.

Bazıları buna bakıp, son geliyor diyebilir. Evet, aynı fikirdeyiz. Ama diyoruz ki aynı zamanda bu bir başlangıç zamanıdır. Şimdi etrafına bakıp berrakça görme zamanıdır. “Ne işe yarıyor? Ne işe yaramıyor? Ne işe asla yaramadı? Ah, bunu ortaya atarken ne düşünüyorduk ki biz?”

Ve bu da son birkaç on yıldır daha fazla ve daha fazla netleşiyor, değil mi? Bu aynı zamanda pek çok alternatifin ortaya çıktığı zamandır. Bazıları bağlarını koparıp kendi sorunlarına kendi çözümlerini buldukça, yeni bir dünya şekillenmekte.

Şimdi, hepinizin bir seçimi var. Ya sürekli negatif gürültü ve görünüşteki kaos tarafından tüketileceksiniz, ya da sizi mücadeleden çekip alacak alternatif yaşama şekilleri arayacaksınız. Bizim hangisini önerdiğimizi siz biliyorsunuz. Alternatif çözümlerinizin en basiti bile bir arada gelişecek ve yeni toplumlarınızı yaratacaktır. Ormanlar böyle büyür. Toplumlar böyle gelişir. Kendinize sorun, “Birisine yardımcı olabilecek ne yapıyorum?” Kendinizi sevdiğiniz şeye kaptırıp dalmanın zamanı şimdidir, geleceği göremezseniz bile onu inşa etmeye şimdi başlayabilirsiniz.

Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)

Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2017 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2017 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

10 comments

  1. Bir süredir, birlikte uyumla çalışacağım kabilemi arıyorum diyip duruyorum:)Bazen yazıları okurken heyecandan mola veriyorum,,
    Sormak istediğim birşey var birkaç senedir gördüğüm simgesel iki işareti tutulma yazısının kenarında yer alan Aslan figüründe gördüm biri “yarısı kesik sonsuzluk işareti gibi(regulus ‘un üzerinde)”?
    Diğeri de ters “Y” gibi Aslan’ın ağzındaki işaret?
    Çok yoğun olduğunuzu biliyorum ama kısa bir bilgi alabilir miyim?
    S E V G İ L E R İ M L E Ç O K TE Ş E K K Ü R L ER V A R L I Ğ I N I Z A 🕉🌷💜

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Şebnem, bahsettiğiniz çok eski bir çizim, birkaç yüzyıllık bile olabilir. Regulus’un üzerindeki yunan alfabesindeki alfa işareti, ağzındaki ise lambda, yine yunan alfabesinden. Bunları lisedeki matematik ve fizik derslerinden de hatırlayabilirsiniz. Benim duyduğuma göre, çok da emin değilim, eski yunan dili ve alfabesi galaktik kökenli. Sevgilerimle

      Liked by 2 people

  2. bazen gözümü kapattığımda içime aktığını hissettiğim kimi zaman kadifemsi kimi zaman ipeksi yumuşacık kırmızılar yeşiller lacivertler altın sarıları bazen gümüş renkler enerji mi eğer öyle ise gerçekten yumuşacıklar huzurlular 🙂

    Liked by 3 people

    1. Sevgili Nuray, benden onaya ihtiyacınız yok. Siz cevabı biliyorsunuz işte. Işık ve renk her zaman enerjidir. Enerji olmayan bir şey yok bu evrende. Enerji ise kısaca sevgidir. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  3. Sevgili mor alev, yayınladığınız andan itibaren konsey mesajını okumaya çalışıyorum. İlk önce birkaç cümle okudum, sonra mola… Sonra yeniden okumayı denedim ve mola… Sonra daha yarıya bile gelmeden ağlama krizleri…
    Çok teşekkürler…Hep teşekkürler…

    Liked by 2 people

  4. Yazdiginiz mesajlari okurken tuylerim diken diken oluyor ve bazen yogunbir duygusallik ya da aglama duygusuna kapiliyorum sanki bu bilgilere acmisim gibi..ama kendimde net bir degisim goremiyorum sanki atladigim bir seyler var, bu hislerle ilgili bur yorumunuz olabilir mi acaba, tesekkur ederim

    Beğen

    1. Sevgili Seçil, salıverin. Sonuç görme, değişim görme arzusunu bile salıverin… Yöntemleri uygulayın, sadece okumayın. Meditasyon alışkanlığı edinin. O zaman anda yaşamaya başlayacaksınız, sonuçları bile bir kenara bırakacaksınız. Ve şimdi çelişki geliyor…… O zaman değişim de gelecek. Fakat bunu sonuç almak için yapmayın. Anın keyfini çıkarmak için yapın. Çünkü yaşadığımız an zaten mükemmel, onu görecek göz istiyor sadece. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  5. Bunlar inanilmaz guzel bilgiler. Sizi buldugum gune sukrediyorum Mor Alev. Kalbimin ve beynimin gozlerini aciyorsunuz her yazinizla, her paylasiminizla. Tesekkurler.

    Liked by 2 people

  6. Sevgili Mor Alev, her iki harika mesaj için de çok teşekkürler! Bahsettiğiniz 1664 yılında Saturn’ün Oğlak burcuna -bir önceki- geçişi ile başlayan değişim ve sonrasında anlattığınız süreç sanki aynı eski filmin yeni teknolojiler, yeni oyuncular ve daha renkli bir şekilde beyaz perdeye uyarlanması gibi! Şu dönemde de değişimler, açılımlar bazen tatlı tatlı bazen de zorla hissettiriyorlar kendilerini.
    Ayrıca Konsey’in her iki mesajı çok güzel bir şekilde birbirini bütünlüyor, sizin yorumunzla birlikte anlam kazanıyor. İçinde yaşadğımız “kutu” nun açılması birbirine bağlı “döngüler” in sadece bir parçasını oluşturuyor. Başka öğretilerden bilmemize rağmen siz bunu astrolojik olarak çok güzel ortaya koyuyorsunuz ; madde düzleminde en küçükten başlarsak Atom – Molekül – Hücre – Canlı – Dünya – Galaksi hepsi birbirinin türevi (yansıması ) birbiriyle uyum içinde ve birbirine bağlı olarak deviniyor, tıpkı mekanik bir saatin çalışması gibi….
    Girdiğimiz Döngü Bütün’ün en yüksek hayrına, sevgiyle en güzel ve en iyi şekilde olsun!

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.