İkizler Dolunayı: Alice Harikalar Diyarında – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Michael Cheval # 47 Magic of Trivial IllusionsSevgili Dostlar, aşağıdakiler yukarıdaysa, bildikleriniz bilmedikleriniz olursa ve sağdakiler solda, soldakiler ortada, ortadakiler tepede, dışarıdakiler içerideyse… Devam edebilirim… 21 Ağustos Güneş tutulmasında Alice gibi tavşan deliğine daldık, arıyoruz, değişiyoruz, çözüyoruz, sonra çözmediğimizi anlıyoruz, bir daha bakıyoruz ve anlamaya çalışıyoruz, değişiyoruz. Bu dönem bir sonraki güneş tutulmasına dek devam edecek, yani 31 Ocak 2018’e kadar…

İşte bu yüzden Siyah Ay etkisini hatırlamakta fayda var. Ağustos’ta demiştik ki:

“Siyah ay geldiğinde (21 Ağustos), evrenin kumaşında bir değişim gelişmektedir, genellikle bu değişim kendini önümüzdeki iki üç yılda geliştirip olgunluğa ulaştıran yeni bir yaşam teması olarak yaratıma sokar. Dikkatimiz yeni ilgilere ya da yeni uğraşılara çekilir. Yeni insanlarla tanışabilir, eskilerinden uzaklaşabiliriz. Bir zamanlar esenliğimiz için çok önemli görünen şeyler, çekiciliğini kaybeder ve bir zamanlar hiç düşünemediğimiz değişikliklerin içimizdeki derin dönüşümün yansıması olduğunu buluruz. Bu hiç de sıradan bir yeni ay değil, hayatımızda yepyeni bir dönemin doğuşudur. Başlarda öngörülmesi, önden bilinmesi zor olan şekillerde gelişecektir, fakat bir yıl kadar sonra kazanılmış bilgelikle başka bir bakış açısından görüldüğünde olanlar mükemmel mantıklı gelecektir. O zaman nerede olup da nereye geldiğimizi ve siyah ayın belirlediği temalarda nereye doğru gittiğimizi görebiliriz.” (Sarah Varcas, bağlantısı burada)

Şimdi en azından neden pek çok şeyin tepetaklak olduğunu anlıyoruz, değil mi? Büyük illüzyondan çıkarken gerçeklerin gerçekliğine inanmak istemiyoruz zaman zaman. İkizler’deki dolunay içimizdeki Alice hissini daha da güçlendirecek, dolunay gerçekleşirken İkizler’in yöneticisi Merkür de geriye gitmeye başlayacak. Bu dönemde iki şey yaşayabiliriz:

  1. Derinden gelen ilham ve umut
  2. Gerçekleri görmekten doğan bir hayal kırıklığı ve belki de öfke

Bana göre bu ikisi el ele gidecek. Bu hafta Mars etkisi çok yüksekti. Önce Eris’le kafa kafaya geldi, bugün (1 Aralık Cuma) Uranüs’le zıt açıda ve bildiğiniz “beklenmediği bekleyin” ifadesini tekrarlamaktan başka bir şey elimden gelmiyor! Bu bir öğrenme ve anlayış geliştirme süreci… Bu yüzden esnekliğinizin sınırlarını genişletin. Beklenmedik gelişmelerde şu sözleri tekrarlamamız ve uygulamamız yardımcı olacaktır:

“Bana olan her şey, bana olmuş olan en iyi şey olma potansiyelini taşıyor.”

Caroline Myss

Büyük Güncelleme ve Resetleme

drink meBu arada, hafta başından itibaren, Satürn ve Merkür ilginç danslarına başladılar, önümüzdeki altı hafta içinde defalarca bir araya gelecekler. Ah evet, ciddi hissedeceğiz, ciddi davranacağız, ciddi konuşacağız, durumları ciddiye alacağız. Satürn ciddiyeti fazla geldiğinde lütfen hatırlayın, mizah pek çok şeyi yumuşatır, gerçeği gösterir ve enerjiyi yükseltir.

Şimdi bu duruma bir de şöyle bakın: İlk buluşma Galaktik Merkezde gerçekleşti, ikincisi de öyle olacak, bu da büyük bir yılsonu resetlenmesi içinde olduğumuzu gösteriyor. Bu fırsatı kullanmak ise bize düşüyor. İlerlememizi neler engelliyor? Neden hala daha bir tırtıl gibi davranıyoruz, düşünüyoruz ve aynada bir tırtıl görüyoruz? Neden hala daha kelebek olmayı bekleme enerjisindeyiz? Bu birleşmeler eğer izin verirsek büyük kozmik güncellemeler ve indirmeleri bize iletebilir. Galaktik Merkezden gelen yüksek bilgilere kendinizi açmaya hazır mısınız?

Dolunayın Yarattığı T Kare Açı

Pazar günü bir süper dolunay yaşayacağız. Ve bu sırada Ay, güneş ve Neptün bir T kare açı ile gökyüzünü taçlandırıyor. İlginç olan bu açının değişken burçların 11 derecelerinde olması. Bu 1 yılının son dolunayı bize üç adet 11 armağan ediyor! Bu sırada Jüpiter de Akrep 11 derecede olacak ve tatlı bir üçgen açı yaratacak.

Sonuç yine Alice etkisi: Akıl karışıklığı ve gerçekleri görmekten doğan hayal kırıklığı hissedebiliriz. Ama bu gökyüzü varlıkları, eski zihin yapılarının, kalıp ve şartlanmalarının (İkizler’deki Ay) ve inançlarının (Yay’daki Güneş) ötesine geçmemize yardımcı olacaktır.

Alice’in macerasını düşünün. O tuhaf dünyada o kadar çok şey öğrendi ki, normal hayata geri dönüş yaptığında hiçbir şeye aynı gözlerle bakmıyordu. Bütün bir değerler dizisi, davranışları ve düşünce şekli tamamen yenilenmişti!

Esaretten Özgürlüğe

“Onayınız olmadan kimse sizi küçük ve daha az değerli hissettiremez”

Eleanor Roosevelt

alice in wonderland 2Bu dolunay, bizi illüzyonun ötesini görmeye çağırıyor. İllüzyon nedir? Güçsüz olduğumuz inancıdır. Bir şeyleri değiştiremeyeceğimiz inancıdır. Kendimizi ufak görme, sevilebilmek için özümüzden, arzularımızdan belki tamamen belki de kısmen vazgeçme zorunluluğunun şartlandırılmasıdır. Tam anlamıyla kendimiz gibi olduğumuzda, kendi arzularımız, düşüncelerimiz ve kendi kurallarımızla yaşadığımızda, sevilmeyeceğimizden, yalnız kalacağımızdan, parasız pulsuz, sefil olacağımızdan korkabiliriz.

Sevgili Dostlar, 2017 gerçek renklerimizle ışıldama senemiz. Yılın bu son haftalarına girerken yıl boyu tanıdığınız gerçek renkleriniz çevrenizle uyum içinde değilse, ışığınızı soluklaştırmaya çalışıyorsanız, isyan kapıda!

Tavşan deliğine daldınız, çıktığınızda gerçek kendiniz oldunuz ve şimdi de dışarısı tepe taklak görünüyor. Özgürlüğünüzü ilan etme cesaretini gösterebilirsiniz. “Artık yeter!” diyebilirsiniz. Çünkü bu dolunay tam da bu sembolde:

“Köle kız, hanımından haklarını talep ediyor.”

Bu sembol, ciddiye alınmak isteyen bir kişiyi anlatıyor. Herkesin olduğu gibi onun da hakları var, yaşam koşullarını iyileştirmek için ihtiyaçlarının duyulmasını “talep” ediyor. Bu hanımı için duyması zor bir şey olabilir, çünkü baskın pozisyondaki insanların herkesin kendi özgürlüğünü istemesini anlaması çok da fazla görülmemiştir. Belki “hanımı” kızla ilgili her şeyin iyi olduğunu sanmaktadır. Belki de “köle kız” bulunduğu durumun değişmesi gerektiğini yeni fark etmiştir ve özgürlük kavramı hayatına yeni girmiştir. Bu sembol, yaşamımızda artık saygısızlığa tahammülümüz olmadığını ve ciddiye alınmak istediğimizi gösterir. Baskı fark etmeden yükselir. Görünüşte sizi yöneten, baskın taraf bunu hissetmez. Ve bir gün, nereden geldiği anlaşılmadan bir duygu patlaması yaşanır. Saygısızlığa tahammül etmeyin. Ayağa kalkın ve haklarınızı savunun. Herkes eşit haklara sahip olmalı. Kanatlarınızı açın ve özgürlüğe uçun, bunu yaparken açık ve dürüst olun. Kazanabilirsiniz. Ezilen olmaktan, kendi gücünü kabul eden ve kullanan olmaya geçiş bu sembolde son derece açık bir şekilde veriliyor. Dürüst ve berrak olduğunuzda görünüşte kazanamasanız bile aslında kazanmışsınızdır!

Önerim Farkındalık:

Bu dolunay oldukça yoğun, hem akıl karıştırıcı, hem aydınlatıcı, Mars ve Uranüs etkisiyle patlayıcı, çarpıcı. Kişisel görüşüme göre özgürlüğe ve öz-değere giden yol farkındalıktan geçiyor. Farkındalık bizi aydınlığa taşır. Çatışan bilgilerin arasında gerçeği yansıtanı böyle buluruz. Farkındalık bizi acele kararlardan, düşünülmemiş olumsuz davranışlardan alıkoyar. İsyanınız ve kendiniz oluşunuz alışılmışın dışında ve olumlu bir enerji taşır. Silahlarınızı kuşanmak zorunda değilsiniz. Hayal kırıklığınızı öfke patlamalarıyla yansıtmaya ihtiyacınız yok. Hatta kendinizi kelimelerle ifade etmeye bile ihtiyacınız yok, özellikle Merkür’ün geri yolculuğunu başlattığı bu ilk günlerde. Zorla kendinizi ve görüşlerinizi başkalarına anlatma ihtiyacınız yok. Size hak vermeleri için diğerlerini ikna etmeye ihtiyacınız yok. Onun yerine ne istiyorsanız, gidin onu yapın. O şey olun. İşin içine farkındalık girdiğinde zarafet de yoldaşınız olacaktır.

Zihniniz fazla mesai yapacak. Bunun ilacı da farkındalıktır. O yüzden her çeşit meditasyonu ve anda kalma egzersizlerini öneririm. Anda ne yapıyorsanız, ona odaklanın. Bin bir çeşit şey düşünmeye başladığınızda, kendinizi durdurun, bir nefesle elinizdekine odaklanın. Farkındalığınız da böylece yükselecektir.

İsterseniz bu dolunayın mantrasını tekrarlayalım:

“Bana olan her şey, bana olmuş olan en iyi şey olma potansiyelini taşıyor.”

Caroline Myss

Dolunay 3 Aralık Pazar günü saat 18.46 da gerçekleşecek (İstanbul)

Hepinize harikalar diyarında harika bir yolculuk dilerim!

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

11 comments

  1. Sizi büyük bir zevkle takip ediyorum. Yasamimin her alanindaa 10 sayisi mevcut.10.10.1958 sabah saat 10 da doğmuşum.10 eylül 1981 evlilik, 10 mayıs 1983 oğlum doğdu, ev aldım kapı numarası 10, 10 temmuzda evin tapusunu aldım.arabamin plakası 10, 10 temmuzda babam vefat etti. Ayrıca Balıkesirli tim plaka numaramız 10. Sizce 10 sayisi benim için bir işaretmidir? Tesekkurler

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Ruhsar, belli ki sizin için özel bir rakam bu. Anlamı için arşivlerdeki yazılara bakabilirsiniz ya da bir numeroloji kitabından çalışabilirsiniz. Sevgilerimle

      Beğen

  2. Öncelikle her yazınız için bulduğunuz bu resimler bir harika, söylemeden geçemeyeceğim. 😊
    Yazının son bölümünde bahsetmiş olduğunuz farkındalık ile ilgili görüşlerinize gönülden katılıyorum. Lakin, öyle kişilerle ve öyle durumlar içinde kaldığınız anlar var ki. Kastettiğim, birinci derece akrabanız mesela. Bu türlüsü çok daha zorlayıcı. Karşısı anlamıyor, değişmiyor, hak zaten vermiyor. Bunun çabasında değilim, olmayacağımda. Ancak, durum çözülmüyor. Olduğu gibi bırakmalı mı kişiyi de durumu da ? Sevgiler 💜

    Liked by 2 people

    1. Sevgili Meriç, bu konudaki önerilerimi “ilişkiler” kategorisindeki yazılarda görebilirsiniz. Sağ sütundaki bütün yazılar başlığının altında veya soldan üçüncü sütunda bunları görebilirsiniz. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  3. Yine harika bir yazi… Tesekkurler Mor Alev… Dolunayi heyecan ve sabirsizlikla bekliyorum.

    Liked by 1 kişi

  4. Sevgili Mor Alev:bende uzun zamandır bu durumdayım! (tırtıl ve kelebek)olgularındayım.Her gün ne sormam gerekiyor,kelebek olduğumu anlamak için diye düşünüyorum ama doğru soru,doğru cevapta gelmiyor,lütfen bana yardımcı olurmusunuz?
    Birde karşıma durmadan çıkan” M”harfi ve M ile başlıyan sözcükler bunun bir anlamı varmı çünkü çok merak ediyorum sanırım Birşey anlatıyor ama ben anlamıyorum,sizin bir fikriniz varsa lütfen paylaşırmısiniz, şimdiden yürekten sevgi ve şükranlarımla!

    Beğen

    1. Sevgili Dünya Yıldız, Bir gün önce yayınlamış olduğum alıntıya bakın lütfen. Cevabınız orada.
      M harfi ile ilgili araştırma yapın, sembollerle ilgili siteler var, onlara bir bakın isterseniz. Ya da doğrudan kendi yüksek benliğinize sorun. Meditasyonunuz sırasında bu soruyu iletin ve dinlemeyi unutmayın. Çünkü çoğu “işaret” sadece size özgü. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

  5. Teşekkür ederim.. Bir önceki yazıda ; Metamorfoz

    “Uyanış bir ‘şey’ değildir. Bir hedef değildir, bir kavram değildir. Erişilen, elde edilen bir durum değildir. Bir metamorfozdur. Eğer tırtıl oluşum halindeki kelebeği düşünseydi ve deseydi ki ‘ve benim sonra kanatlarım ve antenlerim olacak’, asla kelebek olamazdı. Tırtıl dönüşümünde kendi kayboluşunu kabul etmelidir. İhtişamlı kelebek kanatlarını açtığında, tırtıla dair hiçbir şey kalmamıştır.”

    Alejandro Jodorowsky

    Muhteşem..

    Ve dolunay..

    Zorla kendinizi ve görüşlerinizi başkalarına anlatma ihtiyacınız yok. Size hak vermeleri için diğerlerini ikna etmeye ihtiyacınız yok. Onun yerine ne istiyorsanız, gidin onu yapın. O şey olun. İşin içine farkındalık girdiğinde zarafet de yoldaşınız olacaktır.

    Her daim AŞK’la… Sevgiler..

    Liked by 1 kişi

  6. Sevgili Mor Alev, cumadan beridir tüm umutlar , coşku, iyimserlik hepsi çöktü. İnanılmaz bir karamsarlık ve ümitsizlik. Anda kalmak zorlaşıyor. Nefes çalışmaları , ışık olduğumu hatırlatmak hepsi anlamsızlaştı.Ne istediğimi bilmiyor , bir yandan da hiç birşey istemiyorum.
    Yönsüzlük , niye buradayız , niye yaşıyoruz ?
    Şuan yazarken bile boğazım düğüm düğüm .
    Sitedeki yazılar biz ” tutunamayanları ” avutmak için mi ? Arayış içinde olanları..
    Çokları mı böyle düşünüyor, işinde gücünde , hırsları peşinde koşanlar da duraklıyorlar mı?

    Beğen

    1. Sevgili Bluesnice, kendinizce “tutunamayanlar” diye bir grup yaratmışsınız. Ve sizi avutmak için yazdığımdan şüpheleniyorsunuz, neden böyle bir çaba içine gireyim? Ben buna nasıl cevap vereceğimi bile bilmiyorum. Avutmak, yarı gerçekleri veya gerçek olmayanları savunarak telkinlerde bulunmaktır, bir anlamda beyaz da olsa yalan söylemektir. Ve hayır. Burada yalan yok. Duygularınızı değerlendirmeniz, onları birer gösterge olarak kullanmanız bu blogda defalarca kapsanan bir konu. Arşivlere bakabilirsiniz. Duygularınız size bir mesaj veriyor. Asıl mesaj burada değil. Orada. Sizde. Dinleyin ya da dinlemeyin… Duygularınızın bu blogla bir ilgisi yok. Sizinle ilgisi var. Ve bunu çözebilecek kişi de sizsiniz. Bu güce sahipsiniz. Sevgilerimle

      Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.