Yeni Ay Terazi’de: Sizi özgürleştirmeye geldim! – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sevgili Dostlar,

Bugün zihnimde şöyle bir yeni ay yazısı canlandırdım:

“Önümüzdeki 4 hafta boyunca normal, rutin hayat devam edecek. Ne yaşıyorsanız, o değişmeyecek. İşe, okula gideceğiz ve eve döneceğiz, her gün yaptığımız her ne ise, onu yapmayı sürdüreceğiz. İlişkiler aynı, çevre aynı, duygular aynı. Birbiri peşi sıra okuduğunuz kitapların hepsi aynı. Televizyonda seyrettiğiniz programlar aynı, yedikleriniz aynı, konuştuğunuz konular, kullandığınız sözcükler, gördüğünüz insanlar… Hepsi aynı!”

Ve bu düşünceyle birden bire ruhumun inanılmaz derecede sıkıldığını anladım! Değişim olmasaydı, yaşam hikâyelerimizde inişler çıkışlar olmasaydı nasıl ve neden yaşardık? Burayı bir günlüğüne deneyimlemekle bir ömür deneyimlemenin hiçbir farkı olmasaydı dünyaya ne yapmaya gelirdik? Hala daha duygularımız olur muydu? Nasıl büyürdük? Ve tüm bu düşüncelerle değişime şükrettim! Değişen mevsimlere, değişen döngülere, yeni fikirlere, buluşlara, genişleyen evrene, hatta çılgın, yenilikçi Uranüs’e şükrettim!  Bu yeni ay Uranüs’ten çıkma, orası kesin. Ama önce başa dönelim:

Terazi, herhalde en yanlış anlaşılmış burçlardan biridir. Sanat, güzellik, aşk… Olabilecek en yavan ve basmakalıp örnekler verilir. Oysa Terazi bir kavram olan tek burçtur, sembolü ise Zodyak’taki tek nesnedir. Terazi der ki, “ben dengeliyorum”. Bütün o alışılmış yüzeysel, görüntü meraklısı, diplomat, sözde barış elçisi örneklerini bir kenara atalım. Çünkü derinlerde gerçek Terazi’de bambaşka bir güç vardır. Örneğin, Terazi bir öncü burçtur ve aslında cinsiyetsizdir. Burç olarak eril görülür, yöneticisi ise dişi Venüs’tür. Yani Yin ve Yang, dişi ve erkek dengededir.

Yılın ilk altı burcunda kendini geliştiren bireyin dışarıya döndüğü ilk burçtur.  Terazi’nin kozmik aynasında, diğerlerinin gözlerinde kendi yansımamızı görürüz. Artık sadece “ben” yoktur, “ben ve sen, ben ve onlar” vardır. İşte uyum ve denge bu noktada aranmaya başlanır. Evren sürekli olarak bir değişim ve dengeleme sürecindedir. Denge bir defa ayarlanmaz, mütemadiyen hafif salınımlarla dengeye tekrar ve tekrar gelinir, değişim oldukça yeniden entegrasyon, sonra yine denge ve uyum… Çok önemli, bizi hayatta tutan doğal bir süreçtir denge… Terazi işte bu evrensel kanunun Zodyak’taki temsilcisidir. Dengeyi sağlamak için Terazi aydınlık ve karanlık arasında bir ipte yürür. Sanat burada ortaya çıkar. Picasso’nun Guernica’sını düşünün. Aydınlık ve karanlık. Bu sırada bir savaş sahnesiyle verilen barış mesajı. İşte bu ip üzerinde sürekli dengeyi arayan yürüyüş, zarafet taşıdığı kadar kararlılık, beceri ve kas gücü ister. Her türlü ilişki gerçekte bir denge çalışmasıdır. Yansımamız bize ne diyor? Dengede miyiz?

Kurtuluş ve Özgürlük

Bu yeni ay Uranüs’ün tam karşısında gerçekleşiyor. Aklıma “ani uyanışları” anlatan Tarot destesinin Kule kartı geliyor, oradaki yıldırım da Uranüs’ten gelir. Kule yıkılırken sanki felaketler oluyormuş, bir daha asla mutlu olmayacakmışız gibi korkarız ama gerçekler farklıdır. O yıldırım bizi kuleden özgürleştirir, kule bizim hapishanemiz, kalıplarımız, karanlık şartlanmalarımız, kendimize söylediğimiz yalanlardır. Ve böyle olduğunu kule yıkılmadan anlayamayız. Bu bir ceza, bir yanlışlık değildir, yeninin doğuşu için eskinin yok edilmesidir. Uranüs bize kurtuluşumuzu getirmiştir.

Uranüs, 2010 yılından beri Terazi’nin tam karşısındaki Koç’ta. Terzinin yönettiği konulardaki kalıplarımızı ve yanılsamalarımızı tam karşıdan gönderdiği yıldırımlarla yıllardır yerle bir ediyor. İlişkilerle ilgili tüm eski kurallar çatırdıyor. Anlamsız hoşgörüler, özveriler, ilişkinin tüm yükünü taşımak, bize öğretilmiş olduğu için belli şekillerde davranmak, kendi ihtiyaçlarını hafife almak,  sadece bir ilişkinin devam etmesi için özünü ifade etmemek – sevgili Bilge Baykuşlar biliyorsunuz bunları yapmak gün geçtikçe zorlaştı.

Bu yeni ay, bizlerin yaşamı süresince Uranüs’ün doğrudan ve tam karşıdan etkilediği son Terazi yeni ayı olacak. Böylece şu ünlü sözler yankılanıyor kulaklarımda:

“Değişim kaçınılmazdır. Gelişim ise isteğe bağlıdır.”

Ve bu enerji çok güçlü, çok isyankâr, hatta ne yapacağı belli olmayan bir enerji. Bütün ilişkilerde yeni ve hiç ayak basılmamış, hiç keşfedilmemiş bir alana giriyoruz. Uranüs’ün şimşeği çaktıktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamaz. O zaman, son 7 yıldır üzerinde çalıştığımız Terazi temalarına bir daha bakalım çünkü bunların bu ay büyük değişimden geçmesi olasıdır: Adalet, demokrasi, cinsiyet eşitliği, diplomasi, hukuk, tüm ilişkiler (ailevi, romantik, iş, toplumsal, vs.), iş ortaklıkları, sanat, manevi ve maddi değerlerimiz… Yaşamın tamamından bahsediyormuşum gibi gelebilir ve neredeyse öyle!

Terazi’de ne veriyorsak onu alırız, bir başka deyişle ektiğimizi biçeriz. Hayatınızdaki dengesizliklere bir daha bakmanız Uranüs’ün yıldırımları ve gök gürültüleriyle kaçınılmaz olacak. Çünkü Uranüs diyor ki, “Sizi özgürleştirmeye geldim!”

Meşgul Zodyak

Bu arada Zodyak oldukça meşgul. Jüpiter ve Merkür Akrep’te, güven, güvensizlik, gölgeler, kırılganlıklar ve en derin sırlara bir yolculuk yapıyoruz. Plüton yakıcı ve dönüştürücü etkisini bu yeni ayda da merheme katıyor. Satürn, Mars, Lilith, Chiron… hepsi yukarıdaki etkileri destekliyor.

Hatta bu sefer iki sabit etkin görev alıyor: Spica ve Arkturus yeni aya yardımcı açılarda. Spica çok ilginç bir sabit yıldız, enerjisi birbiriyle kaynaşmış Mars ve Venüs gibi diyebiliriz yani büyük denge içerir. Spica’nın getirdiği bereket çok büyüktür, özellikle maddi, fiziksel ihtiyaçlarımızın karşılanması konusunda çalışır. Yardımcı olan dostlar ve uzmanlar getirir. Başak takımyıldızındaki buğday demetinin hemen tepesindeki yıldızdır. Yani aynı zamanda hasatı da anlatır. Ancak burada gelen bir uyarı da vardır, aynı yukarıdaki gibi ektiğimizi biçeriz. Arkturus ise yeni aya Spica’dan da yakın ve aynı Spica gibi bereket, bolluk ve hepsinden önemlisi onurlu bir yaşam getirdiği söylenir.

Çözüm: Büyük Resim

Arkadaşlar, yıldırımlardan bahsettik, yıldırımla gelen şoklar, yıkılan kuleler, ilişkiler, kalıplar, dengeler ve radikal değişim… Evet, çok yoğun bir aya daha adım atarken bütün bu olasılıkları nasıl en iyi değerlendirebiliriz? Nasıl sevgiyi, neşe-keyif-coşkuyu bulabiliriz? Yeni ayın Sabian sembolü bize cevabı veriyor: Büyük resme odaklanın!

Yeni ay, “Berrak gökyüzünde yükseklerde uçan uçak” sembolünde.

Bu sembol Terazi’de ama tam da Uranüs’e layık. Bu semboller 1925’de yeniden yazıldığında uçaklar, uçmak bugünkü gibi olağan değildi. İnsanoğlunun binlerce yıl özlem duyduğu bir teknolojik gelişmeydi ve çok ama çok yeniydi. Bunların hepsi derin uzay varlığı Uranüs’e uygun nitelikler. Burada özellikle üzerinde durulan faktör bağımsız, bağlantısız ve tarafsız bir bakış açısı yakalamaktır. Böylece günlük kopuk olaylar yerine detayların bir araya gelerek oluşturduğu bütünü görebiliriz.

Bu ay yaşadıklarımız bizi şaşırttığında, bizleri kararsız kıldığında ya da bütün her şeyden sebebini bile bilmeden bunaldığımızda yapmamız gereken şey yükselmektir. Yukarıdan bakıldığında durum nasıl görünüyor? Büyük resim ne söylüyor? Hangi yolu seçmelisiniz ve nasıl gelişebilirsiniz?

Yükselmek yerine bir başka benzetme kullanırsam belki daha da açıklayıcı olabilir. Bunaldığınızda, kalıplarınız yıkılırken kırılgan hissettiğinizde geri çekilin. Hemen tepki vermeyin. Bağlarınızı kesin ve tarafsız alana yönelin. Yıldırımlar sadece ateş getirmez, aynı zamanda ortamı aydınlatırlar. Orada bir yerde mutlaka daha önce görmediğiniz bir şeyler fark edeceksiniz. Henüz bilmediğiniz ama belki de hissedip de adlandıramadığınız bir şeyler… İşte o anlarda, biz yüksekten bakarken ya da geri çekilmiş manzarayı seyrederken anlayışımız gelişir. Gerçekleri görürüz. Şüphe yerine bilme hissi gelmiştir. Artık bildiğimize göre özgüvenimiz pekişir. Uranüs de böylece bize verdiği özgürlük sözünü yerine getirmiş olur.

Özetlersek, Terazi ile ilgili her konuda büyük değişimlerin söz konusu olduğu bir döneme giriyoruz. Değişimi tetikleyen ise beklenmedik olaylar ve aydınlanma anları olacaktır. Bütün bunlar olurken yardımsız, yapayalnız değiliz, Zodyak bizi destekliyor. Spica ve Arkturus’la çok olumlu etkiler söz konusu. O yüzden dostlar, bırakın kuleleriniz yıkılsın, zaten hiçbir işe yaramıyorlardı! Çok şükür, değişim kaçınılmaz! Çok şükür, hayatlarımız asla sıkıcı değil!

Bu yeni ay 19 Ekim, Perşembe saat 22.12’de gerçekleşiyor (İstanbul). Hepinize harika gelişim fırsatlarıyla dolu verimli ve özgürleştirici bir dört hafta dilerim.

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

10 comments

  1. Herkese Merhabalar,
    Şu anda yurt dışındayım ve yaşam düzen denge üstüne baya bir hayal kurdum. Düzeni ve ahengi istiyorum (karman çorman istanbul trafiği ile kıyaslayarak) ama sıkıcı robot gibi olmadan gelişim sanat diller teknoloji olacak şekilde… Ve bir sure sonra zihnim yoruldu:)
    Geçenlerde de bir kaç arkadaş hayat gerçekten tamamen sevgide dengelendiğinde sıkıcı bir yer olmasın diye gülüştük.
    Sonra su iç biliş geldi, gelişim sandığın kadar kısır mı ki:) Rekabetin olmadigi paylaşımın olduğu bir büyüme tetiklenemez mi? Bizim bıdık yavrularımız sadece bilinclerini geliştirmek, doğaya uyumlanmak, zihinsel ruhsal bedensel denge icin egitim göremezler mi? Hastalıklar olmasın kazalar olmasın o zaman tıp ne yapar? işte o zaman belki beden evrimi oluşamaz mı?

    Neden olmasın?
    Teşekkürler Mor Alev!!!

    Liked by 2 people

  2. Görüldüğü kadarıyla bireysel ve kolektif yaşamlarımızda kırılma bölgesine giriyoruz 🙂 Son derece güzel ve net yorumlarınız için sonsuz teşekkürler, kalbinize, emeğinize sağlık….

    Liked by 2 people

  3. Giriş gerçekten sıkıcıydı 🙂 …. Beklenen yeniay geldi cok güzel bir paylaşım teşekkürler Mor Alev :*

    Liked by 1 kişi

  4. Yorumlar sanki bana birşeyler anlatmaya çalışıyor 30 eylül doğumluyum eşim bir ay önce evi terketti ocak 28 doğumlu neyapacagimi bilemiyorum bekliyeyimmi tamamen ipleri koparayimmi çok iyi anlaştığımız söylenemez ama 35 yılın alışkanlığı bağımlılık var o bitirme taraftarı acaba astrolojik olarak durumumuz ne yardımcı olabilirseniz sevinirim.

    Beğen

    1. Sevgili Kifayet, maalesef kişisel astroloji ile ilgilenmiyorum. Benim ilgi alanım genel etkiler ve toplumsal evrimleşmemiz. Ancak bu konuyla ilgilenen çok sayıda başka blog ve internet siteleri var. İsterseniz onlarla irtibat kurun. Sevgilerimle

      Beğen

    2. Sevgili Kifayet,

      Naçizane önerim; yazının -özellikle- son iki paragrafını birkaç defa okumanız. Ayrıca bağımlılık, alışkanlık gibi yükselişi engelleyen bağların koparılması/ salıverilmesiyle ilgili harika yazılar var bu blogda. Eminim kendiniz ve bütünün hayrına en iyi kararı vereceksinizdir.

      Sevgiler.

      Liked by 2 people

  5. Merhaba,
    Denge! Bayılıyorum bu söze. Ve değişim! Eskiden korkutan bu sözcük şimdi yazılarını ve kanallıkları okuya okuya, sadece sonsuz güzel olasılıkları çağrıştırıyor. Çünkü artık biliyorum ki bütünün hayrına olmayan birşey yok. Sevgili mor alev ışığını paylaştığın için çook teşekkürler.

    Liked by 3 people

Yorumlar kapatıldı.