Işık Patlaması

Sevgililer,

Kendinizin doğru ve dünyanın yanlış olduğundan mı korkuyorsunuz? Sevecen bir dünya rüyasının asla yaşamınız boyunca gerçekleşemeyeceğinden?

Yalnız değilsiniz. Benzer korkulara sahip milyonlar var.

Bir süre önce öğrendiniz ki, bu yaşamlarında ya da sizden uzun süre korkuda kalmak isteyenler, bunu yapabilmek için diğerlerinin korkularını teşvik etme ihtiyacındalardı. Sizi olduğunuzdan daha eksik hissettirmeye çalışmalılardı. Tüm emekler boşunaymış, her şey kaybedilmiş gibi hissedecektiniz. Büyük ihtimalle şu anda bu duyguları hissediyorsunuz.

Çan Eğrisinde (normal dağılım eğrisi) olduğu gibi, bazıları emeklerinin boşa gitmiş, her şeyin kaybedilmiş olduğu korkusunun dışına çıkmayı başardılar. Onlar, sizin henüz anlamadığınız bir yerden doğru olanları gözlemliyorlar. Bu arada, korkuda ve öfkede kalmayı arzulayanlar diğerleri var – sorunlara bildikleri 3D dünyanın dışında çözüm getirmiyorlar. Fakat büyük çoğunluk, bu sizi de içerebilir, bu yaşamlarında yeryüzüne ışık getirme görevini tamamlayamama korkusundalar.

Gerçekten yalnız değilsiniz. Her gün, korku ve acıdan bıkan milyonlarca yeryüzü varlığı ve diğerleri ışık gemisine tırmanıyorlar. Bu gemiye yeni çıkanlar henüz tam olarak ne aradıklarını bilmeseler de anlayacaklar.

Ve bir de siz varsınız. Tam olarak ne başarmayı arzuladığınızı biliyorsunuz ve onun için yıllardır, belki de on yıllardır çalışıyorsunuz.

İşte bu yüzden neden herkesin kendi ışığına uzanmadığını veya ışığını paylaşmadığını anlayamıyorsunuz. Bu hayranlık uyandırıcı geçişteki rolünü anlayıp ilan edenlerin ilkiydiniz ve çok az kişinin umurundaymış gibi görünen bu meşaleyi taşımaktan (ışığınızı yükseltip çevreyi aydınlatmaktan) yoruldunuz.

Gün be gün ışık arayanların ve bu arada dünyalarını farklı aşamalarda aydınlatanların sayısı yükseldiğinden dolayı, endişeleriniz gerçekçi değildir. Fakat o farklı aşamalar yüzünden, görünüşte hiçbir şeyin değişmediği dış dünyanızda yalnızlığı hissediyorsunuz.

Öfkeli, hayal kırıklığına uğramış ve korkulusunuz. Ya bizlerin ve diğer bir sürü kanalın mesajları yanılsamaysa? Ya orada ve burada bir iki neşe-keyif-coşku anomalisinin olduğu yaşamınız sadece buysa? Hepsinden de fazla, özenle ve gayretle emek verdiğiniz halde geçiş/değişim görevinizde başarısız olmaktan korkuyorsunuz.

Bu doğru değildir çünkü tarafınızdan başlatılan dev memnuniyetsizlik dalgası tam derinlik ve enginliğe ulaşacak ve önünüzdeki birkaç aya akacaktır.

Siz daha kimse böyle bir değişimin olabileceğine bile inanmadan önce bu geçişi başlatacak kadar cesurdunuz. Korkulara rağmen kendinize yeni bir iç dünya yarattınız ve bunu yaparken de içinizde yaptığınız işin bilgeliğini sorgulayanlara da dokundunuz.

Böylece, bir zincirleme reaksiyon başlattınız, aynı bir dinamitin fitilini ateşleyip, alevin (ışığın) yol almasıyla onu bir patlamayla sonuçlandırmak gibi.

Ön safhalarda bulunan sizler dünya çapında kişisel yeryüzü patlamaları yarattınız, bu da Evrenler yarattınız demektir.

Aynı zamanda, Evrenlere dair olan bizler, alevlerinizin sönmemesini ve düşünebileceğinizden çok daha uzağa çok daha hızlı yol almasına yardımcı olduk. O alevler şimdi hiç beklemediğiniz kadar büyüdü ve haftalar içinde hiç beklemediğiniz büyük patlamalar için yeterli.

Beklentilerinizden çok daha fazlasını yaptınız. Bu yalnız olmadığınızı ışıldayarak gösterecek bir çalışmaydı ve öncü geçiş/değişim görevinizi uçan renklerle (büyük başarıyla) tamamladınız. Ve renkler bu değişimin önemli bir parçası.

Yeryüzünün tonları serin maviden sıcak sarıya doğru evrimleşiyor. Bu yeni ışığı kabul etmek istemeyenler veya edemeyenler ya bir yeryüzü ölüm geçişi deneyimleyecekler ya da KÜÇÜK korku ceplerinde kalacaklar. Aynı kokunun baskın olduğu zamanlarda, neşe-keyif-coşkuyu hayatta tutan küçük ceplerin olmuş olduğu gibi.

Belki merak ediyorsunuz, neden korku yeryüzünde kalma ihtiyacında? Korku, yeryüzü hissetme paketinizin bir parçası olsa da, sizin ve değişimin size benzer aşamalarındakiler için artık baskın duygu değildir.

Renk tayfının (spektrumun) tamamının yeni görsellerinizin bir parçası olduğu gibi, aynısı duygularınız için de geçerlidir. Sıcak kahveyi, canlı kırmızı kadar sevmeseniz de size en çok yakışan rengi tercih edebileceğiniz düşüncesiyle mutlu olabilirsiniz. Siz seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Duygular da böyledir. Eğer korkuyu repertuarınızın bir parçası – ufak da olsa da bir parçası – yapmasaydınız, neşe-keyif-coşkuyu anlamakta zorluk çekerdiniz.

Seçme özgürlüğünüze her zaman sahiptiniz ve hep sahip olacaksınız.

Bu zamanda yeryüzünde bulunmak sizin seçiminizdi. Ve korku hislerine devam etmek de sizin seçiminiz. Şimdi hayal kırklığına uğramış haldesiniz – belki öfkelisiniz. Nerede neşe-keyif-coşkunuz? Ne kadar ilerlediğinizi hatırladığınız anda neşe-keyif-coşkunuz içinizde. Bu öyle bir neşe-keyif-coşku ki, bütün dünyada şu anda anlayamayacağınız şekillerde daha fazla ve daha fazla yayılıyor, kıvılcımları ateşleyerek bir ışık dünyası yaratıyor, sadece orada ve şurada bir-iki karanlık köşe kalıyor.

Böyle bir ışık kümelenmesinin (kütlesinin) nasıl hissettireceğini henüz hayalinizde canlandıramıyorsunuz, ama bu sizin gerçekliğiniz olunca anlayacaksınız.

Şimdi mevsimler değişirken bazılarınız ağaçların yapraklarını dökmesini deneyimliyorsunuz, neşe-keyif-coşku baskın olduğunda derin korkunun nasıl hissettirdiğini hatırlayamayacaksınız, yapraklar geri döndüğünde yapraksız ağacın görüntüsünü tam olarak hatırlayamadığınız gibi.

Yalnız değilsiniz – bu her gün daha da fazla gerçek olan bir saptamadır. Sadece global korku derslerinizin sonundasınız. Ve çoğu öğrencide olduğu gibi, bir sonraki bölüme ya da derse geçmek için heyecanlanıyorsunuz. Bundan dolayı bu korku çok yıpratıcı geliyor, korkunuz birkaç ay önce olduğundan çok daha az rahatsız edici olsa bile.

Siz artık sadece birkaç yeryüzü meşalesinden biri değilsiniz. Işığın patlama seviyesine erişmek üzere olduğu dev kalabalığın bir parçasısınız. Öyle de oldu. Âmin.

Bu mesajı ileten Brenda Hoffman ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (www.LifeTapestryCreations.com).

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2017 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2017  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

18 comments

  1. Herkese Merhabalar,
    Nükleer silahlar, birbirine zulmeden ve hatta katleden topluluklar, tüm bu tehdit ve karanlıkta “ben bu dünyaya ait hissetmiyorum” hıçkırıkları doluyor boğazıma. Çok yorgun bitkin ve çaresizken dönüp dönüp yazılarınızı aldığım notları hatırlamaya çalışıyorum. Daha önce de söylemiştim ya; kendi yaratım gücümün neşe keyif ve coşkumun, mikro yaşantımdaki huzurun suçluluğu oluşuyor büyük resimdeki acılara bakınca… Neden onlar bunu çekiyorlar ben bu kada guzellikler deneyimşerken demekten alıkoyamıyorum kendimi.
    Şimdi biraz daha sabır, ve cok kuvvetle neşe keyif cosku vizyonuna odaklanma vakti; daha önceki yazınızda ilettiginiz gibi kurban ve kahraman kimliklerinin ötesine gecip herkesin tekamulune saygı gostererek…

    Liked by 2 people

  2. Buarada Gölge Korkular yazınıza geri döndüm de;
    Buraya gelmeden once hepimiz ışıktayız değil mi? Öyleyse neden ışıktan gelip de korkuyu seçiyoruz? Deneyim evet ama bu soru tam oturmuyor bende:(

    Beğen

    1. Sevgili Bilge, bu geçenlerde sorduğunuz sorunun aynısı. Konuyu zihninizle anlamaya çalışıp analiz ediyorsunuz. Oysa bunu zihniniz her zaman sorun yapacaktır, çünkü insan mantığı ile düşünür ve kısıtlıdır.Siz bu hayatı ve bu dünyayı sevdiğinizde ise böyle bir sorunun geçerliliği kalmaz. Bana “seviyorum ben hayatı ve dünyayı” diye cevap vereceksiniz. Ama yine de siz bir bakın… Oralarda bir yerde bu deneyim çok gereksiz, üzücü, vs diyen birkaç gölge var. Sevgilerimle

      Beğen

      1. Aynen Sevgili Mor Alev,
        Kendi hayatımın güzelliğinden ve kutsanmışlığından bile suçluluk duyabiliyorum ve dünyayı üzücü buluyorum. Dolayısı ile koşulsuz bir sevgi besleyemiyorum. Hele bütünsel baktığımda. Temelinde de dünyayı olduğu gibi kabul edememek yatıyor:(
        Bunu serbest bırakmak ve bütünlemek için en doğru enerjileri deneyimlemeye niyet ediyorum…
        Çok sabırlı ve naziksiniz! En kısa zamanda görüşmek üzere…

        Liked by 1 kişi

  3. Birşey “bana bak” diyor sanki inatla böyle zamanlarda. Herşeyi bırak bana bak. Hiçbirşeye odaklanmama izin vermiyor yakamdan çekiştirip duruyor. Ben biliyorumki ne oluyorsa bu zamanlarda oluyor. İçimizdeki bizi aşağı çeken şeylerin içinden geçmemiz isteniyor ama bu defa ona bakarak.O zaman karanlık köşeler aydınlanıyor farkına vardığımız için değişime uğruyor. Aslında bu güce sahibiz artık içten içede biliyoruz ama yine de o kadar yükselmişken yeniden tepetaklak olmuş gibi hissedip bocalıyoruz işte. “Yine mi yine mi ooovvv Tanrııımmm” demekten kendimizi alamıyoruz 😄 Bende artık sonlardayız diye sayıklarken sizdende teyit geldi sevindim🙏belkide hissetmeye devam edebilmek için bu gel gitlere de ihtiyacımız var haklısınız. Canlı kırmızı kadar sevmesemde sıcak kahvede paletimde duruyor iyiki. Belkide sadece canlı kırmızıyı ne kadar sevdiğimi hatırlatmak için duruyor. Sadece canlı kırmızıya sahip olsaydım onu neyle kıyaslayacaktım ve bu kadar sevdiğimi nasıl anlayacaktım. Bana seçme şansını verdiği için bile sıcak kahve iyiki var. Yine içimi açtınız, sevgiler ❤

    Liked by 2 people

  4. Sevgili Mor Alev,

    Bu yazıyı okurken sevgiyi tüm bedenimde hissettim ve mutluluktan ağladım. Günümü aydınlattığınız için size, Brenda Hoffman ve Işık varlıklara teşekkür ederim. Herkese sevgilerimi gönderiyor ve aydınlık günleri dünyamıza davet ediyorum….

    Liked by 3 people

  5. Evet gerçekten korkuyorum ve ümitsizliğe kapılıyorum ama yazılarınızı okudukça rahatliyorum bu yolculukta yalniz olmadığımi hatırlıyorum teşekkürler mor alev❤

    Liked by 2 people

  6. Sevgili Mor Alev
    Muhteşem güzel bı yazı ile güne başlamak harika.Umut dolu,sevgi dolu ,coşku dolu.Nerelerden nerelere geldik iyi ki de geldik.İyi ki uyandık.İyi ki hep sevildik.Bende 1 haftadır dünyanın renginin değiştiğini hissediyorum.Cok güçlü bı enerji akışı da var.o kadar güzel ki hissettiğim kelimelere dokemiyorum
    Herkese sonsuz teşekkürler
    Sevgilerimle

    Liked by 2 people

  7. Sevgili Mor Alev, genelde yazılarınızı gece geç saatlerde okurum fakat sabah bilgisayarımdaki işlere odaklanmadan önce yazınız açılıverdi. Okumaya başlayınca gözlerim devreden çıktı, kalbimle okumaya başladım, sonuçta yazan da “bir başka ben” di, her cümle tam anlamıyla kalbimde dalgalandı. Evet hakikaten beklemekten yorulduk, yaşadığımız boyut kutuları artık çok dar gelmeye başladı, sabrımız giderek azaldı. Esasında (Olmayan!) dışarıya baktığımızda hep negatifi ve kaosu gördük, bunun daha da kötüye gideceğini düşündük. Bu “dış” görüntü “içimiz”in dengesini bozdu. Ama artık biz bu kutupsal oyunu tersine çevirdik, dengeyi içimizde oluşturmaya başladık! Hepimizin içindeki tohumlar tek tek filizlenmeye başladı Bu içten dışa doğru bir hareket oldu ve etkilerini şu an gözle görmesek de bunun böyle olduğunu biliyoruz.
    Hepimizin bildiği o ünlü sözü ben değiştiriyorum ve “Bir İnsan Aydınlanırsa Tüm Dünya ;Aydınlanır” diyorum:) Bunun böyle olacağını -kırılma dediğimiz bazen hoş olmayan noktalarla birlikte- hepimiz çok yakında göreceğiz. Tek yapmamız gereken kırılma noktaları ne kadar ümitsiz ve acı verici olsa da kendi içimizde dinginliğe dönüp gittiğimiz Yol’a güvenmek, sonuçta herşeyin iyi olacağına inanıp kendi içimizdeki dengeli, sağlam duruşumuzu korumak ve “Ötesi”nin daima Güzel olduğunu bilmek. Zaten de öyle Oldu!
    Yazılarınız ve verdikleriniz inanılmaz değerli! Kalpten teşekkürlerimle…

    Liked by 1 kişi

  8. Sevgili Mor Alev
    Bu uzun zamandan beri beklediğim bir yazıydı. Günlerdir anlamlandıramadığım duyguları yazmak konusunda kararsızdım. Bu yazı için sonsuz şükran ❤ Sana bu yazı ile ilgili kısaca bir rüya yazmak istiyorum.
    Ağustos ayında bir rüya gördüm. Bir projeyi sunuyorum. Frekans adında bir program televizyonda başlayacakmış. Bu program Haziran sonu Temmuz başı yaz tatiline girmiş ve Eylül ayında geri başlayacakmış. Almanya’da çok meşhur olan bir programmış. Bu Frekans adlı programda yüksek miktarlarda para ödeyen kişiler programa davet ediliyormuş ve o kişiler dövülüyormuş. “İnsan niçin para karşılığında kendini dövdürür” diye hayretle izliyorum. Oysa diziyi sunan da benim.
    Eylül başından beri geceleri berbat kabuslar görüyorum ve etrafımda da benim gibi kabusları artan insanlar çoğunlukta. Bu dönemde kendime ait pek çok korkumu ve üzüntümü salmaya çalıştım bir tür detoxtan geçtim. Meditasyona daha çok zaman harcamaya çalıştım. Yani elimden geldiğince frekansa yenilmemeye çalıştım. Hayatımda çok güzel olaylar oldu, gündüzler harika geçti. Şu anda kabuslarım bitmiş gibi. Günlük hayatımda birkaç zorlayıcı oldu bunlara yenilmemeye çalıştım. Tüm bunlara ek olarak bazen enerji diye bir şey olmadığını, tüm bu düşüncelerin yanılsama olduğunu düşünmeye başladım, ciddi bir korku ve yanılmışlık hissiyle başa çıkmaya başladım. Her neyse bir aydır korku frekansı benimleydi ve onunla elimden geldiğince başa çıktım. Bazen kabullendim, bazen sevgiyle kabul ettim, bazen dönüştürdüm. Sıklıkla da kararlarımı verirken “bu sevgi gibi mi” diye sormaya çalıştım. Yaşadıklarımı anlamlandırdığın için teşekkürler, iyi ki varsın.

    Liked by 1 kişi

  9. O kadar zaman geçti ki insanın artık mutlu günlere ulaştığına inanası gelmiyor. Gözünde bir mucize bir hayal olarak kalmıştı. Şimdi gerçekliğe geliyor.
    Who’s laughing now 🙂

    Teşekkürler …

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Lili, blogdaki yöntemlerden herhangi birini denediniz mi? Korku, siz anda kaldığınızda barınamaz çünkü geçmiş ve gelecekle ilgilidir. Ana geri dönün. Meditasyon alışkanlığı edinin. Sevgilerimle

      Beğen

    2. Nefes çalışmaları anda olmayı ve farkındalığın artmasını sağlayan çok iyi tekniklerdir. Ben bizzat deneyimledim tavsiye ederim.

      Liked by 1 kişi

  10. Teşekkürler bu güzel mesaj için. Bazen aklıma gerçekten arzuladığımız aydınlığı görebilecek miyim soruları takılıyor . Sonra ardından güçlü bir ses beni uyandırıyor. Aldanma orda burda dolaşan korkulara merkezde kal, sen inanıyorsan olacak mutlaka diyor. İçimdeki inanç öyle güçlü ve huzurum öyle derin ki biran önce herkes bunu yaşasın istiyorum. Sabırsızım ışığın ve sevginin gücünün heryerde olduğunu görmek için. Yaşadığımız yer itibariyle bu sabırsızlığım sınanıyor diye düşünüyorum bazen. Bu yazı da
    Bir umut oldu bana yine. Tükenmeyen inancıma ışık tuttu. Dileğim bu ışık tüm kalplere ve karanlıklara ulaşsın bu gece ve öyle de oldu ….

    Liked by 1 kişi

  11. Bir haftadır, “ben nerdeyim?”, “bunlar kim?”, “noluyor?” modundayım. Yabancıyım sanki ve olan bitene bir anlam veremiyorum, kalbim sıkıştı!! İnsanın insana yaptığına önceden kızardım fakat şu an algılıyamıyorum ve şaşırmış vaziyetteyim. Hani robotun ayarları bozulur da artık işlev yapamaz hale gelir ya öyle. Önceden bir sorun olursa güzellikle halleder o olayı o an kolaylıkla bırakırdım şimdi tepkimi veriyorum ve bakıyorum karşı taraf işi daha da yokuşa sürüyor mesafe koyuyorum, konuşmamayı tercih ediyorum çünkü şu an tarifi mümkün olmayan bir yerdeyim ve buradan bunu yapabilecek sabrım ve gücüm yok ve artık hiçbir şey yapmamam gerektiğini hissediyorum. Gördüğüm şey olayların ayna olmaktan çıktığı. Neler oluyor??? Ne kendime, ne bir bilgiye hiç bir şeye ulaşamıyorum. Sanki hiç bir şey bilmiyorum ve beş senedir içinde bulunduğum bu sürece çok ters gibi görünen ve görünürde olmayan bir deneyim yaşıyor gibiyim.

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.