Venüs ve Satürn: Sevgide Kararlar – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sevgili Okuyucularım, ben bu kelimeleri yazarken, tam 13 saat önce Venüs Satürn’ün 180 derece karşısındaki yerini aldı. Ve bu tutulma dönemi portalında bir ışık eşiği daha yaratmış oldu. Bu enerji bütün bir haftamızı etkileyecek. Dün kendimi uzun süredir alamadığım bir kararı kolaylıkla ilan ederken bulduğumda, bugün bu büyük etkiyi anlatmanın tam zamanı olduğunu, diğer enerji katmanlarından bahsederken bunu atlamamız gerektiğini anladım.

Venüs ve Satürn karşı karşıyayken, kendi aralarındaki döngünün “dolunayını” yaratmışlardır. (Herhangi bir zıt açı gibi). Birleşmede atılan tohum filiz vermiştir ve yaratım sürecindeki ilk fizikselleşme ortaya çıkar. O zaman ilk tohumun atıldığı, niyetin şekillendiği noktaya bakmalıyız, bu döngünün başına, yani bu iki gücün birleştiği döneme.

2016 Ekim sonu – Kasım başlarında kalbinizden ne geçiyordu? Neler arzuluyordunuz? İçinizden ne niyetler üretiyordunuz? Anımsayın. Siz bütün bunları yaparken, Satürn ve Venüs, Büyük Çekiciyle bir araya gelmişti. Sizler için ufak bir hatırlatma yaparak, birleşme enerjisini anlatan şu kelimeleri o zamanki yeni ay raporundan buraya kopyalıyorum:

 “Bu yeni ayda yani 29 Kasım’a kadar etkisi altında olacağımız enerji yukarıda bahsettiğim yolculuğu özellikle Büyük Çekiciyle hizalanmış olan Satürn – Venüs birleşmesiyle hissettiriyor. Zamanın Efendisi Satürn ve Öz-sevginin Tanrıçası Venüs zamanı büküyor, bizi öz-sevgide bir seyahate çıkarıyor. Kendi uydurduğumuz kurallara kurban ettiğimiz öz-sevgimizi ve gerçeğimizi bulmamız için bir fırsat veriyor. Bulundukları derecenin Sabian sembolü ilginç ve bildiğiniz bir sembol: “Dağsıçanı, dağsıçanı gününde kendi gölgesini arıyor” Sürekli aynı hikâyeyi mi yaşıyorsunuz? Her gününüz aynı mı, ya her işiniz, ya da her aşkınız? Kendinizi bir adım bile ilerleyememiş mi hissediyorsunuz? Döngüler hiç durmadan dönüyor ve içinden çıkamıyor musunuz? Bu, döngülerimizi çok net bir şekilde göreceğimiz bir dönem. Onları içinden geçtiğimiz enerji girdabında bırakmak bizim seçimimiz olmalı, bunu bizim için başkaları yapmayacak. Bugün artık “dün” olmak zorunda değil. Bu hizalanma Yay’da gerçekleştiğinden, hep aynı şeyleri yaşayan ülkeler, toplumlar ve kurumlar da bir öz-sevgi ve özsaygı hesabı yapıp gereklerini bulmaya çağrılıyorlar.”

Evet, bu arayış hakkındaki olumlu-olumsuz tüm beklentilerimiz, dilek ve isteklerimizi ister istemez, bilinçli ya da bilinçsiz Evren’e ilettik. Değerleriniz, sevginiz, ilişkileriniz, bereketiniz ve öz-değerinizle ilgili tüm düşünceleriniz kaydedildi. O zaman tanıştığınız kişileri, yaptığınız şeyleri ve yeni deneyimlerinizi düşünün. Şimdiki “değerler” ve “ilişkiler” hikâyeniz o zaman başladı.

Büyük Çekici’de meydana gelen bu birleşme büyük önem taşıyordu. (Büyük Çekici ile ilgili bilgiler için bahsettiğim eski yazıya göz atabilirsiniz. Bağlantısı burada)Çünkü Büyük Çekici – adı üstünde – bu birleşmeye devasa bir güç kattı!

Venüs’ün yönettiği konulara bir daha bakalım. Doğru, Venüs Aşk Tanrıçası olarak bilinir ama çok daha fazlasını yönetir. Venüs, tüm değerlerimizdir. “Nasıl şeyler bana neşe-keyif-coşku veriyor? Hayatımda en çok arzuladıklarım nelerdir? Benim için en önemli şeyler nelerdir? Bu kişi mi? Bu güzel nesne mi? Ya bu müzik? Ya bu sanat eseri? Ya şu yaşam şekli?”

Büyük Çekici etkisiyle o en çok arzuladıklarımıza dokuz ay boyunca çekildik. Hem de nasıl çekilmek! Bu birleşme nihai gerçeklik burcu Yay’da gerçekleşti, unutmayın.  Yapay olanlar üzerimizden sıyrılıp alındı. Uydurduklarımız, uyum sağlamak için seçtiklerimiz, kat kat giydiğimiz şartlandırılmış arzular, zevkler ve amaçlar Büyük Çekici’nin çekim gücüne dayanamadı, paralandı gitti. Kendi içimizdeki değerlerin gerçeğine her geçen gün daha da yaklaştık. Ve dedik ki, “Tamam, hatalar yapabilirim, acı verebilirim, ben acı çekebilirim. Bunlar insan olmanın bir parçası. Ama ruhumun beni çağırdığı çok daha büyük, çok daha yüksekte bir şey var.” Gerçeği aramaya yoğunlaştık. Bir kadın olmak, bir erkek olmak, yaşamak nedir? Sevgi nedir? Bereket nedir?

Satürn ise yapıdır, o bir çerçeve, bir iskelettir. Şekil verir, kuralları yaratır. Yeni kuralları… İşte şimdi yeni kararlar verme, yeni kuralları koyma, yeni planlar yapma zamanı. Dokuz ay süren araştırmamızın sonunda kararsızlığa kesin bir son. “Hayatımda kimleri istiyorum, kimleri istemiyorum? Ben gerçekten neye değer verdiğimi buldum? Kendimi nelere bağlamayı seçiyorum? Neleri artık kesinlikle bırakıyorum?” Bu, kontrat yapma vakti. Bu, eski kontratları yırtıp atma zamanı. Seçimler burada! Seçin. Arada kalmayın. Seçin!

Nereye gitmek istiyorsunuz? Ne yaşamak, nasıl yaşamak istiyorsunuz? Dışarıdan yönetilmeden, siz seçin. Aslan sezonundayız, birer Kral ve Kraliçe olduğunuzu ve kendiniz için seçim yapabileceğinizi kabul edin. Sadece kendi hayatınıza hükmedebileceğinizi ve bunu en iyi şekilde yapacağınızı anlamanın, içselleştirmenin ve dışa vurmanın sezonu. Kükreyin! Ya da dün Konsey’in dediği gibi “Çiçek açın!” Her biriniz kendine özgü, eşi benzeri olmayan varlıklarsınız. Parmak izi gibi. DNAnız gibi.

Yaşam ortaklarınıza sorun: “Aynı şeylerin mi peşindeyiz? Aynı şeylere mi değer veriyoruz? Aynı arayışta mıyız?” Bu bir kavşak. Burada karşımıza çıkan “zorluk”, ilişkilerimizi temel gerçeğimizi kaybetmeden yaratmak ve sürdürmektir. Dürüstlükle. Özgün benliğimizin de katıldığı ilişkiler kurmak. “İdare etmek” değil, “bir gün değişir” değil, “ben bunda bütünümle varım ya da tamamen yokum!” demek zamanı geldi.

Bu zamanda pek çok anlaşmanın yırtılıp atıldığını, eski müttefiklerin ayrı yollara gittiğini, boşanma kararlarının alındığını görebiliriz. Aynı şekilde, yeni anlaşmalar, yeni kontratlar, yeni müttefikler ve yeni evlilikler de artacaktır. Önemli olan gerçeğimizde yaşamamızdır.

Venüs’ün bu zıt açıdaki Sabian sembolü bize bunun nasıl olabileceği konusunda ipuçları veriyor: “Hasat şenliğinde ambar dansı yapan çiftler” Dokuz aylık arayışın sonunda karar verme aşamasında olmak bile kutlamaya değer!

Hayatın dansında her birey alma-verme dengesiyle kendi yerini bulur. Böylece hem kurallar, hem de kendiliğinden gelen hareketlerle dans doğal akışı sergiler. Bu kozmik dansta yaşam bir fırsatlar, dönüşler, sarılma ve bırakma, ritmik dalgalar toplamıdır. Çiftler değişebilir. Çiftler gruplar haline gelebilir. Zıt kutuplar birlikte yaratabilir. Fakat her dansta gerçek yönetici ruhumuzun şarkısıdır. Ruhunuzun notaları neye uyumlu? İçinizdeki şarkı ne söylüyor?

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com