2017 Yaz Gündönümü: Yeni Yaşam Alanına Giriş

Sevgili Dostlar, Yaz gündönümünde merhaba!

Gündönümleri ve ekinokslar dünyanın ekseninde kritik önem taşıyan köşelerdir. Özellikle gündönümleri birer keskin dönüş ve kırılma noktasıdır. Güneş tam yaz gündönümü anında Yengeç’e giriş yapar ve 0⁰0″ Yengeç’tedir. Aynı şekilde güneş, kış gündönümü anında tam karşıdaki Oğlak’a girer. Her ne kadar burada derin uzay astrolojisinden, dış ve iç gezegenlerden, galaktik merkezlerden bahsedersek bahsedelim, Güneş bizim sistemimizin merkezi ve Zodyak’ın en önemli varlığıdır. Güneş, “ben” dir, gerçek benliğimiz, prana kaynağımız ve içimizdeki Yaratan’ın temsilcisidir. Geçen kış gündönümünde güneşin önemi, gün ışığının taşıdığı mesajlar, solar partiküller ve Kutsal Erkek enerji hakkında konuşmuştuk. (Bağlantısı burada)Kış gündönümünde kuzey yarıkürede Kutsal Erkek enerji (Yang) yeniden yükselmeye başlar. Yaz gündönümünde ise zirveye ulaşır ve sonra yerini yumuşakça Kutsal Dişiye (Yin) bırakmak üzere geri çekilmeye başlar, günler de kısalmaya başlamıştır. İlginçtir ki, Sabian sembolleri de bu kırılma noktalarını, bu önemli karar anlarını, radikal dönüşümü ve yöndeki değişikliğini harika bir şekilde anlatır. Her yaz gündönümü Güneş en parlak enerjisi ve en uzun günüyle şu sembolü aktive eder:

“Gemide denizciler eski bayrağı indirip yenisini direğe çekiyorlar.” Bu sembolle, içimizde gerçekleşmiş olan radikal, temel, hayati derecedeki önemli değişikliği sembolik bir davranışla dışarıya ilan ediyoruz. Bu, dönüşü olmayan noktadır. Bu önemli noktadaki enerjilerle gelişimimiz devam eder.

Ekinoksta dengeleniriz, ilerlemeye daha da hız katarız ve kış gündönümünde bir başka dönüşü olmayan noktaya geliriz. Yaz gündönümünde harekete geçirdiğimiz dinamikler artık toplumsal olana da yansımaya başlar. Yolculuğa bakarsak,

  • önce duygularımız (Yengeç),
  • sonra benliğimiz (Aslan),
  • daha sonra toplum hizmeti anlayışımız ve bedenimiz (Başak),
  • bunu takiben ilişkilerimiz ve adalet anlayışımız (Terazi),
  • felsefemiz, düşünce sistemlerimiz ve inançlarımız (Yay) değişir.

Artık her şeyi belli yapı ve kurumlara uygulama zamanı gelmiştir. Bunun için ya lider olarak ortaya çıkarız ya da yeni anlayışı doğru şekilde yansıtacak liderler aramamız gerekmektedir. İşte o zaman dönüşümün bir yeni noktasına geliriz ve Oğlak’ta kış gündönümü olur. Sabian sembolü “Kabileler topluluğundan güç talep eden Kızılderili Şefi”. Yani değişimi uygulayacak, yayacak, yeni stratejiler geliştirecek bir döngü başlamıştır. Bununla birlikte günler de uzamaya başlar.

Şimdi, biliyoruz ki güneşin derecesi her yaz ve kış gündönümünde aynıdır. Ama enerji her yıl başka bir durumu, bir ana temayı işaret etmektedir. Peki, bu sene bu tema nedir? Bunun için diğer gökyüzü hareketlerine bakarız, güneşin ışığını nasıl yansıtıyorlar? Özellikle yaz gündönümünde ayın bulunduğu yer çok önemlidir, çünkü Yengeç’in yöneticisidir. Bu sene ayın bulunduğu sembol bize çok şey anlatırken büyük bir umut da veriyor:

“Okyanustan yükselen yeni kıta”

Arkadaşlar, bu sembol hakkında yorum yapmama bile gerek yok, değil mi? Bu, kriz döneminden sonra yükselen yeni potansiyeldir. Her şey olup bittiğinde, kaos ve karmaşa yaşanıp da tükendiğinde, artık düşünemediğinizde, eski tamamen dağılıp da onu toplayamadığınızda ne olur? Dane Rudhyar bunu çok güzel anlatıyor: “Zihin boşaltılıp ışık çağrıldığında, bilinç saflaşır. Bilinç, tüm bağlantılardan ve bulaştırılmış lekelerden (düşünce kalıplarından) özgürleştiğinde, olasılıkların sonsuz okyanusunda yeni bir hayat yükselir. Burası bakir alandır. Bu alan, ne için kullanılacak?”

Dane Rudhyar’ın sorusunun cevabını henüz bilmiyoruz. Birkaç ipucu elimizde var ama her şey bizim elimizde. Ne yapmayı seçeceğiz? Biz eski dünyalılar Amerika’yı ya da Avustralya’yı keşfettiğimizde neler yapabilirdik ve ne yaptık? (O yapmış olduklarımızı bir daha yapmayalım 🙂 )

Burada sonsuz potansiyelden ve yepyeni yaşam şekillerinden bahsediliyor. Hayatlarımızda yepyeni bir evreye giriyoruz. Belki yepyeni bir ilişki, belki yepyeni bir şehir ya da ülkeye taşınmak, belki yeni bir iş ya da okul… Orada ne yapacaksanız, çok dikkatli seçmelisiniz çünkü bu muazzam potansiyeli en iyi şekilde kullanmayı istediğinize eminim. Bu sembol sadece umutlarımızı anlatmıyor. Umutlarımızın gerçekleştiğini bize teyit ediyor.

Benim önerim şudur: Sonsuz potansiyelin serbestçe, hiç zorlama olmadan, en doğal haliyle harekete geçmesine izin verin. O çok “gerçekçi” egonuz kontrol faktörü olmasın.

Görünenin arkası

Bu arada birkaç sembol daha dikkatimizi çekiyor.

Merkür, İkizlerin son derecesinde, güneşle birleşmek üzere. Bu son derecelere astrolojide kritik derece denir çünkü çok güçlüdürler. Sembol ise oldukça ilginç, bir de söz konusu bilgi toplamayı seven Merkür olunca:  “Mayolu güzeller plajda sıraya diziliyor” Burada büyük ihtimalle plaj güzeli seçiliyor. Görünüş mü, içerik mi? Her ikisi de güzel olamaz mı? Toplumun belirlediği standartlar nereden geliyor? Peki, bu rekabet nedir? İlk bakışta evet, bu sembolün görüntüsü son derece popülist ve sığ gibi duruyor değil mi? Ama çok güçlü bir şeye işaret ediyor. İkizlerin son derecesi, artık bahar resmen bitti, yaz başlıyor. İnsan bilinci bu sırada birkaç seviye daha olgunlaştı. Karar vakti geldi. Ne seçiyorsunuz? Karar verin ve ona bağlanın, kendinizi adayın.

Mars, “palyaço” derecesinde ve bizi biraz da kendimize bakmaya, kendimizi o kadar da ciddiye almamaya çağırıyor. Mizah, sosyo-kültürel gerçeklikleri değerlendirmekte çok güçlü bir araçtır. Böylece bizleri önyargılardan kurtarır. Ortamı yumuşatır. Mizah sayesinde şartlandırmalardan sıyrılma yolunda ilk adımı atarız. Mizah, gerçekte bizleri ÖZGÜRLEŞTİRİR!

Bu sırada, günlük hayatımızda maskenin ardına saklanan, palyaço gibi ortada dolanan, yapmacık insanlar da görebiliriz, hatta her gün gazete ve televizyonlarda onları görmüyor muyuz? Çünkü bu sembolün bir diğer yüzü de içten olmamakla ilgilidir. Arkadaşlar, unutmayın, Şubat ayında başlayan sirk gösterisi 21 Ağustos’a kadar devam ediyor.

Uranüs, hala daha “hayal kırıklığına uğramış seyirci/dinleyici kitlesi” derecesinde. Sirk ve karnaval iyiden iyiye kabak tadı vermeye başladı.

Satürn, “mış” gibi yapmanın devam ettiğini gösteren “oyuncak atına binmiş tombul çocuk” derecesinde. Gerçek ata binmek için alıştırma mı yapıyoruz? Kendimizi mi kandırıyoruz? Bu davranışımızdan ne bekliyoruz?

Neptün, yine bir başka “mış” gibi yapma derecesinde. “Komutan askerlere tatbikat emri veriyor” Evet, bu askerleri meşgul etmek için bir yol mu? Çatışmaya mı hazırlanıyorlar? Yoksa güç gösterisi mi yapıyorlar? İşin içine Neptün girdiğinde çatışma gerçek olmayabilir. Savaş hazırlıkları bir aldatma, bir blöf olabilir. Buna dikkat edin.

Şifa

Şifa Chiron’da: “Prizmadan geçen ışık, gökkuşağı renklerini oluşturuyor” Kritik önemdeki şey, sizin duruma nasıl baktığınızdır. Başarı ve berraklık için onun parçalarını tanımalısınız ve sonra da hepsinin ortak noktalarını takdir etmelisiniz. Çünkü hepsinin kaynağı aynıdır: Işık!

Bu, aynı zamanda biri nasıl pek çokta görebileceğimizi ve bununla birlikte pek çoğun nasıl birde görülebileceğini de anlatır; nasıl herkesin hem bir ve aynı ve bununla birlikte farklı olduğunu ifade eder.  Eski Mayalıların birbirini selamlama şekli buna harika bir örnektir: In Lak’ech, yani “ben bir başka senim.”

Gün ışığının kırılarak spektrumun tüm renklerine ayrılması, saf ruhun, Yaratan enerjisinin varoluşun tüm yüzlerini ve seviyelerini oluşturmasını anlatır. Bu renkler aynı zamanda çakralara da denk gelir. Gündönümünde güneşin muazzam güzel ışığının gökkuşağı oluşturmasını sadece burada görmüyoruz.

Hedef, sonuç ve kader

Ayın kuzey düğümü, kaderimiz ve hedefimizdir. Kuzey düğüm, “fırtınadan sonraki gökkuşağı” derecesinde ve bize bu gösterinin şimdiden belli sonucunu anlatıyor. İşte burada bize “güvenin” deniliyor. Ruhunuzu dinlemekten, size iyi geleni takip etmekten zarar gelmez, gelmeyecek. Hayatın fırtınaları olabilir, inancımız sınava tabi tutuluyormuş gibi hissedebiliriz ama yağmur damlaları olmasaydı, gökkuşağı da olmazdı. İlahi olan sadece bize bakmıyor, bizler kendimize doğru açıdan baktığımızda ilahi olanı içimizde görüyoruz.  Bu bir söz, bir yemin, bir teyittir.

Gökkuşağı, yeri ve göğü birbirine bağlar.  Aynı ruhani olan gibi onu tutamayız ama oradadır. Onu tam olarak anlayamayız ama heyecanlanırız, içimizi sevinç kaplar. Güneşli günler yakında değil, tam buradadır. Fırtına bitmiştir. Islanmış yapraklar ışıldarken, derin bir nefes alırız ve hayranlıkla gökkuşağına bakmaya devam ederiz. İşaretimiz tam karşımızdadır. En derin benliğimizde cevabımızı almışızdır.

Toparlarsak

Sevgili Dostlar, bakış açımızda düzenlemelere gittiğimizde gerçeği görüyoruz. Nereye, nasıl gittiğimizi biliyoruz. Bir dönemi tamamen bitirip bayrağı topluyoruz ve yeni bayrağı göndere çekiyoruz. Önümüzdeki altı ay yepyeni bir alanda yaşamaya başlayacağız. Önce içimizdeki değişimin farkına varıp bunu ilan ediyoruz, sonra da değişim dışarıya yayılıyor. Bu yeni alanda ne yapacağımız, nasıl yaşayacağımız tamamen bize bağlı. Özgürleşin! Egonun tutturduğu pek çok şeyi ciddiye almak zorunda değilsiniz. Daha esnek ve yumuşak olun. Fırtına geçiyor ve yeni kıta yükseliyor!

Bu yaz gündönümünde o kadar çok ışık ve gökkuşağı var ki, hepinize çakra dengeleme ve arındırma çalışması öneriyorum. Bunun için yoga yapabilir, çakra meditasyonu uygulayabilir ya da güneşe çıkıp onun müthiş güçlü ışığını her çakranızda adım adım hissedebilirsiniz. Hatta Güneş’ten kendinize özel mesaj iletmesini bile isteyebilirsiniz. Sessiz kalın ve dinleyin. Kalbinizi minnetle doldurun. Güneş gibi cömert olun! (Çakralarla ilgili bilgiler burada)

Yaz gündönümü 21 Haziran günü saat 07.24’de gerçekleşti (İstanbul). Enerjiler ise Cumartesi günkü yeni aya kadar bizimle.  Haziran ayı enerjileri hakkında yazılacak daha bir sürü şey var. Onları da elimden gelen en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım ve bu yeni yaşam alanına nasıl adım attığımızı birlikte daha iyi anlayacağız. Hepinize harika bir yaz gündönümü diliyorum!

©2017 Mor Alev

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

15 comments

  1. Sevgili mor alev, bir haftadır aşırı gerginim. Sese aşırı duyarlıyım. Sesizliğe ve yalnız kalmaya ihtiyaç duydum ama olamadı. Bu da beni öfkelendirdi. Herkes farklı deneyimliyor tabi. Ama artık şu yeni olma hali en azından huzur hali gelsin. 9 yıldır hatta 10 çok inişli çıkışlı hayat.

    Beğen

  2. Sevgili Mor Alev,
    Hoşgeldinn. Kendinle yaptığın yolculugun senin ve bütünün en yüksek hayrına olmasını diliyorum.Bize birkez daha bişey öğrettin kendi gücümüzün farkına varmayi.Yoklugunda bunu öğrendik.:)
    Bugün bilmeden ilk kez içimdeki ilahi gücü duyumsadim ve ona hoşgeldin dedim tamda 7.24 civarında.Enerjiker o kadar güçlü ki bazen gerçekten halsiz bırakabiliyor ana çalışıyor .Gerçekten yepyeni bir ben yepyeni bir biz oluyoruz .Eşzamanlı olarak yasadiklarimin bugünkü yazı ile teyidi muhteşem.Cunku egom çoğu zaman hadi oradan diyor sen insansın ama kalbim biliyor Mor Alev kalbim sesleniyor güven bana diyor sen ilahi olanla birsin.ve yazıda çok güzel yazmissiniz egodam bağımsız sonsuz olasılıklar.Bu yazı bana gerçekten çok iyi geldi.Gokkusagi tadında bir yazı olmuş elinize ,yureginize sağlık.Sonsuz teşekkürler
    Yeni dönemin birin ve bütünün en yüksek hayrına olmasını diliyorum
    Sevgiler

    Liked by 1 kişi

  3. Sevgili Mor alev.nedense sonbahara kadar gittiğinizi düşündüm. Ve İnternete bile giresim kalmamıştı. Dönmenize çok sevindim. Bunun bir bağımlılık olduğunu düşünmüyorum. Ama gerçekten çok umut veren ve yaşama bağlayan bir hali var bu sitenin. Herşey için sağolun.

    Liked by 1 kişi

  4. Hoş geldiniz Mor Alev. Yeni yazılarınızı yeniden okuyabilmek çok keyif verici. Sevgiyle var olun. Teşekkürler..

    Liked by 1 kişi

  5. Tesekkurler. Gercekten cok tesekkurler. Belli suredir yazmiyordunuz ve nette olumsuz cok bilgiler dolaniyor bir yandan onlar bir yandan deprem sarsintilari iyice bozulmaya baslamisti piskolijimiz. Sagolun

    Liked by 1 kişi

  6. Yeni bir hayat,yeni bir ev,yeni bir iş bolluk,bereket,aşk ve öylede oldu amin.teşekkürler Mor Alev yeni başlangıçlar tüm insanlık adına ışıkla,adaletle hepimiz adına olsun.🙏

    Liked by 1 kişi

  7. Hoş geldiniz, İntstegram da görünce yaşasın yazı gelmiş deyip hemen açtım okudum. Teşekkürler. Her gün her yönden her şekilde iyiye daha iyiye gitmek üzere, Sevgiler.

    Liked by 1 kişi

  8. Hoşgeldiniz ve teşekkürler. Sıkıntılı ve karmaşık duyguların geçtiğ bir süreçten sonra, iki gün önce yağmurla birlikte çok yoğun bir şükran duygusuna kapıldım ve arkasından bir kez daha orbları gördüm ve bir kaç enerjiyi de fark ettim harika bir deneyimdi. Sonuç olarak pes etmeden ilerlemeye devam etmemiz gerektiğini doğru yolda olduğumuzu gösteren bir güzellik bence. Kendimiz ve bütünün en yüksek hayrına yeni döneme merhaba.

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.