Yeni Enerji Spektrumu – Üçüncü Dalga Haziran’da…

Sevgili Dostlar, şu anda katman katman enerji dalgalarını yaşıyoruz. Kutsal Anne’nin “Sevgi Seli”, “Birlik Seli”ne dönüştü. Astrolojik etkiler bizi, bize ne neşe-keyif-coşku veriyorsa, ona yöneltmek için elinden geleni yapıyor. (Kova-Aslan Ekseni) Büyük bir yara tedavi işlemi de sürüyor. (Satürn-Chiron kare açısı) Kendi gücümüzü, içimizde yatan muhteşem benliği tanımaya devam ediyoruz. (Ateşte Üçgen Açı ve Uranüs-Eris-Venüs isyanıyla) Ve böylece eski parmaklıkları, kafesleri alaşağı etmeyi sürdürüyoruz. (Oğlak’taki Plüton ve Plüton’la açıya giren her gökyüzü varlığı sayesinde) Bu arada tam hız önyargılardan, inançlardan, yanılsama dolu eski çağrışımlar ve kalıplardan arınıyoruz. Bilinçaltımız, hem muazzam nitelikleriyle hem de o kadar da olumlu olmayan parçalarıyla her gün daha da çok öne çıkıyor. Bu zamana ne demeli? Çılgın? Devasa güçlü? Büyük uyanış? İlginç ötesi?

Eğer okumadıysanız, bu dönemde bilinçaltımızda yatan muhteşem potansiyeli tanımak üzere bilinçaltımızla ilgili yazı dizisini mutlaka öneririm. (Bağlantısı burada)

Ancak hepsi bu kadar değil! Ve gerçekten yukarıda bahsettiklerim sadece birer yardımcı enerji katmanı. Gerçekte 2017 Ocak ortasında girişini yaşadığımız “Yeni Enerji Spektrumu” bütün değişimi yaratan ve bizleri yepyeni uçlara taşıyan enerji dalgasıdır fakat bu dalga diğerleri olmasaydı işe yaramazdı, çünkü hazır olamazdık.

Bu enerji Samanyolu’nun da içinde olduğu elmas şeklinde dizilmiş 22 galaksinin birleşerek bir ortak çalışmayla doğrudan, hiçbir aracı olmadan gönderdiği bir akım. Enerji tüm Galaksilerden tam ortadaki “Yaratan Zihni” noktasında sentezleniyor ve oradan da doğrudan Dünyaya geliyor.

Son aylarda bu enerji ve diğer galaksilerden iletişime giren varlıklarla çalışma olanağı buldum. Şimdi bu enerjinin yaptıklarını biraz daha iyi anlıyorum fakat aslında biliyorum, şu anda anladığım bile sadece bu enerjinin ufak bir parçası. Önümüzdeki haftalar, aylar ve yıllarda bu enerjiyi çok daha iyi anlayacağız.

Sınırsız Uyanış

Yeni Enerji Spektrumunun şu anda birincil amacı bizlere sınırsız uyanışın kapısını açmak. İçeriye adım atmamız için bizleri çeşitli yollarla teşvik etmek. Yükseliş, yukarıya doğru çıkmak değil, genişlemek, genişlemek, genişlemek olarak tanımlanabilir. Bunun bir sonu yok. Büyük resmi görmek için biraz daha geçmişe gidelim.

Bundan yaklaşık 100.000 (yüz bin) yıl önce, Afrika’dan Asya ve Avrupa’ya ilk büyük göç başladı. O zaman Neandertal ve Homo sapien cinsler vardı. Bulundukları yerdeki kadere razı olmadılar. İster adına iklim şartları deyin, ister yeni yerler keşfetme arzusu, bu büyük epik macera aslında gördüğünüz gibi çok önceleri başladı. Hepimizin DNA sı bu ilk insanlardan geliyor, hatta tek bir kadına bile bağlanıyor. Arada asimilasyonlar, Neandertalların yok oluşu, DNA değişimleri ve önceleri Galaktik koloni olarak kurulmuş, sonradan yeryüzü insanlarının da bir parçası ve yöneticisi haline geldiği Atlantis medeniyetlerini görüyoruz. Atlantis’in çöküşü insanlığa ve hepimize büyük bir darbe oldu. Bu büyük felaketten kalma acıları, dersleri, korkuları hala daha bilinçaltımızda taşıyabiliyoruz. (Bazıları bunları artık arındırdılar.) Ama işte o zaman bilinen tarih başladı. Ağır, durağan ve çoook yavaaaş ilerleyen, tekrar tekrar benzer hataların yapıldığı bir tarih… Ve çok, çok yoğun, ağır enerjiler. Şimdiki enerjimizle fiziksel olarak bundan sadece 200-300 yıl öncesine bile gitsek, sanırım bizi birer siluet ya da hayalet gibi görürlerdi. Bedensel ve ruhsal titreşimimiz o kadar yükseldi ki, eski duyu organları bütünümüzü algılayamazdı. Dünya da bize çok ağır gelirdi, çünkü yeryüzünün titreşimi de o zamandan beri çok yükseldi (Schumann Rezonansı).

Yüz bin yıl önce sahip olduğumuz DNA’da bir takım kodlar vardı. Henüz kullanılmayan, henüz erişimimiz olmayan kodlar… Örneğin, Arkturusluların hediyesi mantık ve duygusal zekâ kodları, Pleaideslilerden kalp, kardiovasküler sistem, kalp çakrası ve sevgi yeteneği kodları, Andomedalılardan ruhun bilgeliği ile bağlantılı spiritüel teknoloji ve sorun çözme yeteneği kodları ve Siriuslulardan Yaratan’la bağlantıda olmak için kristalin hormon bezleri kodları (özellikle hipofiz ve epifiz)… Bunların bir kısmı zamanla aktive oldu. Bir kısmı hala daha uyuyor. Bir bölümü ise sadece bir ön aktivasyondan geçti. Bu yavaş bir süreçti. Çünkü yeryüzündeki her varlık ve her deneyim önemliydi ve hiçbirini evrimleşme acelesiyle kaybetmek istemediler. Çünkü henüz bedenimiz arzulanan değişiklikleri taşıyacak seviyede değildi. Yani uyanış hep sınırlı oldu.

Dünya sadece büyük bir deneyin gerçekleştiği bir gezegen değil, aynı zamanda büyük bir okuldu. Bu okulda hepimiz üzerimize düşenleri yerine getirdik. Karanlığın en derinlerine indik ve ışığı gördük, bazen ışıkta sanırken kendimizi, karanlıklara yuvarlandık. Ah evet, kimse bizi buraya zorla göndermedi. Bizler gönüllü olduk. Artık bu konuda da kurban psikolojisini bırakmanın vaktidir. Rönesans ve sonrasındaki endüstri devrimiyle bir şeyler değişmeye başladı. Artık vakit yaklaşıyordu. 20. yüzyılda fark, artık gerçekten fark ediliyordu ve büyük devrimler, teknolojik, düşünsel, spiritüel dönüşümler yaşadık, bunun yanında iki dünya savaşı da oldu tabii. Sonra geldik 2000’lere, artık değişim her gün, her saniye olmaya başladı. 2012-2016 yılları bence büyük arınma yıllarıydı. (Evet, arınmaya devam ediyoruz hala ama şimdi içerik çok farklı) Ama ilk göze çarpan şey bir şeylerin oluş ve değişim hızıydı. Çok hızlandık!

Ve bütün bu arınmalar sonucunda geriye kalanlara bakıyoruz, görüntü oldukça sisli, oldukça flu da olsa, yavaş yavaş gerçek kendimizi ilk defa görmeye başladığımızı, şöyle bir ana hatlarımızı seçmeye başladığımızı anlıyoruz. Unuttuğumuz ruhumuzu, gerçek benliğimizi, neden buraya geldiğimizi ufak tefek hatırlıyoruz. Artık Uyanış tam anlamıyla başladı!

Ve böylece artık 22 galaksinin ortak çalışmasıyla Yaratan Zihninden gelen yeni enerji spektrumuna hazırdık.

Arkadaşlar, Yükseliş sadece bizimle, bu dünyayla ya da bu güneş sistemiyle ilgili değil. Bu, bütün bir evreni ilgilendiren bir tetikleme, büyük bir ortak yaratım çalışması söz konusu. O yüzden burada usta olmayan bir tek varlık bile yok! Michael’ın (Baş Melek Mikail) şu sözlerini çok tekrarladım ve yine tekrarlıyorum: “Burada vasıfsız işçi yok!” Bu ne demek? Yedi buçuk milyar insanın hepsi de birer usta demek. Komşu teyzeden, Afrika kıyılarındaki korsana, Kolombiya’da uyuşturucu ticaretinden hapiste yatan mahkûma, Kanada’daki bilim insanına ve Peru’daki şamandan, mahallenizdeki ilkokulun öğretmenine kadar, hepimiz ama hepimiz ustayız ve hazırız!

Artık Yeni Enerji Spektrumu ile SINIRSIZ UYANIŞ enerjisi geliyor. Bu tetiklenmenin sonucunu gerçekten merak ediyorum.

Dalgalar

Bu enerjinin ilk dalgası Ocak ortasında geldi. Hatta ilk farkına vardığım gün 15 Ocak’tı. Derin bir temizlik dalgasıydı. (İlgili bilgiler ilk yazımda) İkinci dalga ise Nisan ortasında geldi, 15-16 Nisan hafta sonunda… Ve ben bunu ilan etmedim çünkü zaten çok anlam yüklenmiş bir hafta sonuydu. Bir tarafta referandum, diğer tarafta paskalya… Ama bu ikinci dalga yeniden doğuşla ilgiliydi. Şimdi üçüncü dalganın Haziran ayında geleceğini biliyorum, tam tarih veremem, sanırım gündönümü civarında olacak. O gün yaklaştıkça daha çok şeyin farkında olacağımızı düşünüyorum.

Bu üçüncü dalga yeni bir katman olarak diğer ikisinin üzerine ekleniyor. Etkilerini konuşursak:

1. Yukarıda bahsettiğimiz sınırsız uyanışın tetiklenmesi en büyük etki

2. Geçmiş yaşamlarımızda yapmış olduğumuz yeminleri çözmek çok daha basit olacak. Örneğin, fakirlik yemini, intikam yemini, “bir daha asla güvenmeyeceğim” ya da “bir daha asla sevmeyeceğim” gibi çok güçlü yeminleri hayat üzerine hayat taşıdığımızı biliyoruz. Şimdi bunları en sonunda tamamen geçersiz kılabiliriz. Bunun için istediğiniz salıverme tekniğini kullanabilirsiniz. Michael ile bağ kesebilir, Mor Alev enerjisini uygulayabilirsiniz.

3. Bir ilginç gelişme de kendini bu dünyaya ait hissetmeyenleriniz için gelecek. Aidiyet hissini tanıyamayan, “bu dünyada benim ne işim var?” diye soranlarınız aranızda pek çok. Biliyorum, sizlerle karşılaşıyorum ve bazen sizlerle çalışma onurunu yaşıyorum. Dostlar, bu enerjiyle size ait beceri, deneyim ve o çok özel nitelikleriniz ortaya çıktıkça, kendi renklerinizle ışıldamaya başladıkça ve bir sürü şey etrafınızda değiştikçe aidiyet hissiniz geri gelecek. Yıldızlara kaçmayı istemek yerine bulunduğunuz anda ve yerde olmaktan keyif alacaksınız. Bu, çok büyük bir değişim.

4. En kadim ruh bilgeliğimizle bağlantıya geçiyoruz. Hepimiz Yaratan’ın kalbinden yaratıldık. Hepimizde sayısız deneyimler, bilgiler ve bilgelik var. Hepimiz aslında her şeyi biliyoruz. Bu enerjiyle en derin bilgeliğimizle olan bağlantımız yeniden kuruluyor.

Baş Melek Metatron

Metatron, bulunduğumuz Samanyolu galaksisindeki melek enerjilerinin dağılımını yöneten, destekleyen devasa bir Baş Melek. Bu projenin, yükselişin en önemli ayaklarında görev alıyor. İnsan diliyle anlatmaya çalışırsam, çünkü kelimeler yeterli değil ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, Yaratan’ın bizim galaksimizin merkezinden gelen yaratıcı enerjisinin yayılmasında Metatron lojistik görev alıyor.

Her galaksinin kendine ait bir Galaktik Merkezi var ve her galakside bu saf enerjinin bütün varlıklara ulaşması ile görevli bir baş melek bulunuyor. Metatron bizim galaksimizin saf Yaratan enerjisinin dağılımı ve her bir atoma, protona ulaşmasıyla görevli.

Şimdi şöyle düşünün, 22 galaksi, her biri de merkezlerindeki Yaratan enerjisiyle besleniyor, bu enerjiler toplanıyor, Baş Melekler tarafından 22 galaksinin tam ortasındaki noktaya yönleniyor. Burası, Yaratanın Zihni ismi de verilen muazzam, şu anda anlayamayacağımız kadar büyük bir enerji bölgesi. Orada Yaratan enerjisi ile birleşiyor ve doğrudan dünyaya gönderiliyor. Bilinen ve bilinmeyen tarihte böyle katlanarak yükseltilmiş bir enerji şimdiye dek yeryüzüne hiç gelmedi. Hatta bu galaksiye geldi mi? Sanırım cevap “hayır”.

Bu zamanda sadece biz değil, bütün Galaktik Ailemiz de güncellemeden geçiyor. Bu enerjileri yeryüzüne demirlemek için Metatron’la çalışabilirsiniz, Galaktik dostlarımızı çağırabilirsiniz ya da doğrudan Gaia ile bağlantıya geçebilirsiniz. Sonuçta Gaia (Dünyanın Ruhu ve Baş Melek) olmasaydı, hiçbirimiz bu evrimleşmeyi yaşayamazdık.

Bu yazıyı bir enerji muhabirinin bildiklerini paylaştığı bir gazete haberi gibi düşünün lütfen. Bu çok heyecan verici, kaotik ve bir o kadar da bizi bize yaklaştıran dönemi biraz daha bilinçli yaşamak üzere gelen bilgileri paylaşıyorum. Daha fazla şey anladıkça, öğrendikçe daha fazla yazacağım.

Ama anladığım en önemli şey şu ki: Her zaman ama her zaman kendi neşe-keyif-coşkunuzda kalmanız şu anda yapabileceğiniz en önemli şeydir. Peki, bu nasıl “yapılır”? Çünkü bu kelimeyi kullandım. Cevap ise çok basit: OLARAK!

Sevgi olun. Sevgi olmaya niyet edin. Neşe-keyif-coşku sevginin harekete geçmiş halidir, sonra da neşe-keyif-coşku olmaya niyet edin. Önce belki bu ruh hali saniyeler sürecek, çünkü alışık değiliz, ama sonra neşe-keyif-coşkunuz dakikalara uzayacak. Yeni bir duygusal kalıp yaratmaya başlayacaksınız.

Farkındalığınızı artırın. Neler size neşe-keyif-coşku veriyor? Nelere biraz daha sevgi ve neşe-keyif-coşku katabilirsiniz? En basit aktivitelerinizde neşe-keyif-coşkuyu görmeye niyetli olun. Hepimiz yemek yiyoruz, su içiyoruz, nefes alıyoruz, bunlarla başlayın.

Şu anda size bu çok uzun bir süreç gibi gelebilir ama gerçekte değil. İşte bakın, 2017’nin ikinci yarısına girmek üzereyiz. Zaman uçup gidiyor, çünkü gerçekte yok. Neşe-keyif-coşkunuzun her daim sürmesi, bütün hücrelerinizde titreşmesi için belki bir-iki ay hisler arasında gidip gelebilirsiniz. Ama gitgide daha iyi hissedeceksiniz, duygusal merdivende yavaş yavaş yükseleceksiniz.

Kaynaktan gelen saf enerji bizlerle. İnanın. Güvendesiniz. Size, bize bakılıyor. Yardım burada. Asla yalnız değilsiniz ve çok seviliyorsunuz.

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

25 comments

    1. Teşekürler moralev makaleyi okudum harikalar yararataçak açıklamalar kafama takılan ben kova burcuyum ve büyük bir yara tedavisi işlemide sürüyor ne yapmam lazım beni aydınlatırsanız çok bahtıyar olurum sevgiyle kalın

      Beğen

  1. İniş çıkış,duygu dalgalanmaları bu döneme ait hislermi bilemiyorum,ama bugünlerde hissettiğim bu.Teşekkürler Mor Alev.!🙏😘

    Liked by 1 kişi

    1. Yılarca acılar içinde yaşadım şu an bile yaşıyorum bu makaleyi sonuna kadar severek okudum çok yeşekürler Moraley bunaçok ihtiyaç cım var🙏❤️

      Liked by 1 kişi

  2. Özellikle 3.madde bana çok iyi geldi:)seninle çalışırken de Siriusu özlediğimi,çocukken onunla konuştuğumu ama sonra unuttuğumu yeniden hatırladığımı görmüştük. 7-8 ay kadar önce, o günden beri onu özlemeye devam ediyor ve “ben sanırım dünyaya ait hissedemeyeceğim”i kabul etmem gerektiğini düşünmeye başlamışken, heyecanlı geldi 3. Madde:)) çok sevgiler, ışık dolu, neşe dolu olsun dünya.

    Liked by 1 kişi

  3. Dün ilk olarak zamanla alakalı bir durum yaşamıştım sanki zaman büküldü iç içe geçti ve bir bütün olarak yani tek düzlem olarak hissetmiştim. Bu yazının da sadece başlığını görmüştüm ve gece inanılmaz belirgin bir enerji hissetmiştim yazıda bundan bahsedeceğinizi düşünmüştüm ama zaman varmış gibi görünüyor 🙂 Ya da dediğimiz gibi zaman olmadığı için ben hissetmeye başladım 🙂
    Sabah uyandığımda da durduk yere sanki 3-5 yıl sonrasında neler istediğime dair soru sorulmuş ve üzerine düşünüyormuş gibi hayalin akışına izin verdim ve izledim. Bunlar bu akımın etkileri midir bilemem ama bu mesajla eş zamanlı gelmesi bir işaret olabilir 😏😏

    Liked by 1 kişi

  4. okudum…bitti….anında ”seni çok seviyorum..Teşekkür ederim” çıktı içimden…teşekkür ederim..sevgimi kalpten yolladım…

    Liked by 1 kişi

  5. iki gün öne “Hayvanlardan Tanrılara Saphiens” kitabını almam, okurken tuhaf bir boşluk hissetmem, biraz önce evinden şikayet eden komşu teyzeye anne eliyle güzelleşir herşey deyişim üzerine bu yazı 🙂 biriz, seviliyoruz, zaman bir illüzyon.. Sevgiler

    Liked by 1 kişi

  6. Sevgili Moralev. Zaman konusunda karmaşa yaşıyorum. Salı günü sanki cumaydı. Çünkü işyerinde 1 haftalık vakit geçirmiştim adeta. Bugün de perşembe gibi geliyor. Aslında salı dündü. Perşembe yarın. Cok karışığım. Zamanla ilgili karmaşam umarım düzelir.

    Beğen

  7. Yine Tam Zamanında. 🎯💜
    Bu paylaşımınızı dünden beri kaç kez sindire sindire okudum bilinmez. Her okuduğumda başka bir bölümün beni kendine çektiğini bilerek. Sanki ‘aracılarla bize indirilmiş’ hissi her yan da. Çok çok çok Teşekkürler Mor Alev. Rengine..Rehberliğine, Kalemine, paylaşımına, paylaştıran okutan Bilinçlere sağlık… 🙏🏻🌈✨✨✨

    Liked by 2 people

    1. Merhaba ,
      Meditasyonla ilgili birseyler araştırırken sayfaniza denk geldim ve melekler ile ilgili yorumlarinizi görünce söylediğiniz şeyleri gerçekten kastederek mi söylüyorsunuz anlamak adına melekler ile ilgili bir kaç yazınıza okudum.
      Bir kaç yıldır arayislarim beni chakra, enerji, astroloji, nefes meditasyon gibi konuları araştırmaya yöneltti, derinlemesine hiç biri hakkında bilgim yok ama enterans şekilde bu konular beni çekiyor ve bir şekilde karşıma çıkıyor. Farkindaligimin arttığını, inanç şeklinin degistini görüyorum. Günlük hayatta etkilerine baktigimda gelecege dair gerçekten ne istediğimi daha net görüyorum ve insanlarin hayatlarının parçası haline getirdiği bazı şeyler ise inanılmaz anlamsız geliyor ve sanal alemde yasiyorlarmis hissiyatını veriyor. Yazınızda 15_16 nisanda 2. Dalganın geldigini belirtmissiniz, ilginc bir tesadüf mart son haftası gelişen bir durum ile 10 nisanda 6 yıllık isimden istifa ettim. Aslında son iki yıldır düşünüp cesaret edemedigim bir durumdu ama içten içte mevcut düzenden yeni ve daha yüksek düzleme geçmem için isimden ayrılmam gerektiğini hep dusunuyordum. Bilmiyorum bahsettiğiniz dalgaların etkisimidir .
      Aslında bu kadar şeyi yazmamın nedeni evet yaşama inanca bakışım son bir kaç yıldır daha farklı astroloji, enerji, chakra bunlara inanıyorum her nekadar bir türlü uygulamaya geciremesemde ancak melekler ve onlar ile iletiseme geçmeniz enerji ile ilgi bir takım mesajlarini iletiyor olmanız açıkçası gerçekten onlarla iletişimde oldugunuzumu kastediyorsunuz emin olamadım ve inanmakta da zorlaniyorum

      Beğen

      1. Sevgili Peril, inanıp inanmamak sizin özel seçiminiz ve buna kimse karışamaz. Size uymayan yazıları okumayın, uyanlara yönelin. Ve bu aslında iyi bir şeydir. Sırf birisi söyledi diye körü körüne inanmamız gerekmiyor. Muhakeme gücümüz var. Beynimiz ve algılarımız var, bunun yanı sıra sezgilerimiz var. Bu seçimi kendimiz yaparak kendimize saygı gösteriyoruz. Bu blog sizi bir şeye inandırmaya çalışmaz, herkese saygılıdır. Karar her zaman size aittir. Sevgilerimle

        Beğen

  8. Merhabalar , sevgili rehber moralev.com,
    Öncelikle iyiki varsınız 🙂 Sizi facebookta takip ettigim Ilker Durmaz beyin sayfası sayesinde, İlker beyin sayfasini da sevgili arkadasim Birgül Irmak’ la bulmuş oldum.
    Daha önce de baska bir yazınıza yazmıştım ama sonradan hangi yazınızdı ve siz bana yanıt yazdınız mı bilemedim, nasıl bulacagımı da bilemedim.Şimdi belki buraya yazdigimi da yaniarsaniz bulavilecek miyim bilemiyorum.Yine de bir seyi de merak ederek sormak ve sonrasinda yazmak istiyorum Sorum ; ilginc bir sekilde Michael adı ile ama Türkce yazılmıs bir messenger notu gordum bir kac ay önce… Ve sanırım şöyle yazıyordu ” merhaba tatlı, umarım bugunlerde daha iyisindir..” garip geldi ve Michael adinda birini tanimiyorum deyip hem sildim hem de engelledim saniyorum…sonradan dusundugumde ve daha cok melekler hakkinda bilgi aldikca sizden ve rahmetli Beki İkala Erikli hanimin ” Meleklerle Yasamak ” kitabini okudukca acaba dedim bana Bas Melek Michael , bu yoldan ulasmaya mi calistı..ve ben simdi anliyor ve hissediyorum…Önceleri anlamaya calisiyordum, bana yabanci gelen pek cok ifadeyi anlamak icin okuyorum. Okudukca fark etmeye basladıkça yasantım daha da iyi olmaya basladı.Ancak engelkeyip silmem Onu kırmıs olmalı, bir daha bana yazmadı…Şimdi bunlari okuyanlar aklimi kacirmıs oldugumu dusunebilirler, olsun..varsin dusunsunler. Size bu konuda da danısmak istedim…Böyle olmus olabilir mi acaba ? Bana Bas Melek Michael ulaşmaya mı çalıştı ?
    Ben de kim oldugunu bilmedigim icin korkup engelledim 😦
    Yazılarınızla aydınlanıyorum.
    Önceleri bu yaşamı bir görevmis gibi yasamaktan yorulmuştum. Bir bitse dedigim çok oldu…Belki da kronik astım hastaligi ile de mücadele etmekten çok yorulnustu bedenim…Ah yazacak cok sey var…Siz ana sayfanizda belirtmissiniz yaz gündönümünde görüsmek üzere diye…Yanitlamazsaniz anlarım… İlker beyin sayfasini izledikce ve sizin bu sayfanizi okudukca cok yol katettim…yukarida belirttiginiz gibi baska bir gezegende yasasam daha mi iyi olurdu bu mümkün mü diye yordum kendimi…
    Uzaktam katilmaya basladigim enerji şifa calışmalarıyla ( hala da katılıyorum 🙂 ) icimdeki sevginin arttigini, yalnız olmadığımı biliyorum.Biz hep birlikte Bütün’ ün parçaları olarak….

    Beğen

    1. Sevgili Tutku, Michael ve tüm diğer melekler, yüksek benliğimiz, bize çok çeşitli şekillerde ulaşırlar. Bazen radyoda bir şarkı, bazen önümüze çıkan bir kitap ya da gazete makalesi, sayısız şekillerde… Ve ne olur, beni gülümsettiniz, melekler küsmez! Kırılmaz! Bunlar insan egosunun alışkanlıklarıdır. Size önerim meditasyon alışkanlığı edinerek doğrudan iletişim için zihninizi sakinleştirmeniz ve sezgilerinize böylece daha fazla güvenmenizdir. Peki, bu mesaj gerçekten BM Michael’dan mı geldi? Yoksa spam miydi? Bunun cevabını ben bilmiyorum, çünkü mesaj sizin. Kalbinize danışmanız hep en iyi yoldur. Kendi sezgilerinize güvenin. Sevgilerimle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.