Dolunay Terazi’de: Büyük Resim ve Kozmik İyimserlik – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sevgili Dostlar, Ay Terazi’den doğru tam karşısındaki Koç’a yerleşmiş Güneşin ışığını gece boyunca yansıtırken bu dolunayda üç temel ve çok yoğun enerjiyle yoğruluyoruz.

  1. Jüpiter-Plüton-Uranüs T Karesine Güneş ve Ay da katılıyor
  2. Venüs, Satürn-Chiron Karesine yeni bir nefes veriyor
  3. Merkür yukarıdaki açıların ve etkilerin en iyi şekilde özümsenmesi için geri giderek hepimizi yavaşlatıyor.

(Ufak bir uyarı: 1 numaralı etkiyi oldukça uzun anlatıyorum. Zamanı kısıtlı olanlar bu detayları atlayıp en sondaki “Kısaca” başlıklı bölüme bakabilirler. Sonra uygun bir zamanda uzun açıklamayı okumanızı da öneririm, çünkü bu bilgiler önümüzdeki yıllarda neler beklememiz gerektiğini de içeriyor.)

Dönüşüm

Bir defa daha dolunay, dönüşümümüz için bütün güçleri bir araya topluyor! Peki, bu kadar çok kullandığımız dönüşüm kelimesi ne anlama geliyor?

Dönüşüm, derin ve radikal değişim sürecidir. Bu süreç sonrasında temeller ve temel kurallar değişmiştir ve eski konfigürasyona ya da eski yapılara hiç benzemeyen bir varlık/oluşum ortaya çıkar. TDK ise kısaca şöyle anlatmış: “Belirli yapı ve özellikler dizisinin, başka bir yapı ve özellikler dizisine dönüşmesi olayı.” İlginç bir şekilde TDK’da şu tanım da bulunuyor: “Bir elementin nüklidinin (atom çekirdeğinde onu belirleyen nitelikler toplamı), nükleer tepkime sonucu, bir başka element nüklidine dönüşmesi.”

Yani, dostlar, yıllardır yaşadığımız ve belki de bundan sonra da yıllarca sürecek olan şey işte budur. Yukarıdakini daha basitleştirirsek atom çekirdeğimize, en temel insan benliğimize kadar değişiyoruz. Bu, görünüşte ufak tefek değişikliklerin olduğu, bir sürelik refah ve esenliğin yaşanıp sonra yeniden başa dönülen bir süreç değil. Bu, hepimizin şimdiye dek yaşamlarımıza, ruhumuzun arzuları ve varoluş şeklimize çözüm getirmemiş olan bütün inanç, kalıp ve alışkanlıkların bırakılıp yenilerini yerleştirme dönemi. Genelde geçmişe bakıp gelecekte ne olacağını tahmin etmeye çalışırız oysa bilinen tarihimizde böyle bir dönüşüm yaşamadık. Onun için sonucun nasıl bir şey olacağı konusunda gözlerimizin önünde pek fazla bir şey canlandıramıyoruz. Sadece bize vereceği hisleri derinden biliyoruz. Ferahlık… Rahatlık… Birlik… Özgürlük… Saygı… Neşe… Keyif… Verimlilik… Dürüstlük… Belki bunlar beklentilerimizi anlatan kelimelerden bazıları.

Plüton-Uranüs-Jüpiter T Kare Açısı

Büyük resme baktığımızda dönüşüm geçen yüzyıl başladı. 21.yüzyıla girdiğimizde hız kazandı. Şu anda yaşamakta olduğumuz evre ise 2008’de Plüton’un Oğlak’a girişiyle başladı. Evet, sağlıklı, mutlu, huzur dolu bir gelecek için bütün mali, güvenlik, yönetim, iş yapma şekillerimiz değişmeliydi, çünkü hepsi amacından sapmıştı. Toplumlara hizmet etmesi ve düzen getirmesi niyetiyle bir araya getirilen kurumlar en sonunda toplumların hizmet ettiği kuruluşlar haline gelmişti. Sonra geldik 2012’ye ve bireyselin özgürlüğü ile esenliği için kurumsalın değişmesi gerektiğini söyleyen devrimci, ilerici Uranüs ve Plüton işbirliği başladı. 7 defa kare açı yaparak sarsıntılarla amaçlarını belirttiler. 2016’da bir boşluk oldu, öncü burçlar yerine değişken burçlar çalıştı, nasıl değiştirdiklerini de hep beraber gördük. Şimdi yeniden öncü burçlara ve Uranüs-Plüton kare açısına döndük.

Arkadaşlar, bundan bahsetmemin sebebi, bu dolunayın bize getirdiği enerjinin evrimleşmiş ve Jüpiter-Güneş-Ay etkisiyle güçlenmiş bir dönüşüm aşaması daha yaratacağı gerçeğidir. Büyük bir tetiklenme söz konusu.

****

Şimdi sözü Plüton ve Uranüs’e bırakıyorum. Sue Lie aracılığıyla bu iki bilinç gökyüzündeki dizilimlerini, görev ve hedeflerini 2014 yılında şöyle anlatmıştı:

Plüton Konuşuyor:

Plüton (Dönüşüm) ve Oğlak (Dünya Devletleri ve Yönetimleri) toprak burçlarında dev değişimleri müjdeleyen işaretlerdir. Hem ben Plüton, hem de Oğlak Burcu sessizce ve arka planda çalışırız. Görünmez bir şekilde işimizi tamamlayana kadar yeniliği kimse fark etmez ve sonra birileri der ki, “Vay, bunu kim yaptı?” Siz kendi olağan hayatınızla meşgulken, ben bilinçaltınızda gömülü olan hayatınızın temellerini adım adım dönüştürüyordum. Aslında, şu anda o temellerde kişisel ve siyasi tarihinizin değişime karşı olan direnç seviyesinde çalışıyorum. Değişime direnmek sadece her halükarda olacak olan şeyi kabul etmeyi zorlaştırır. İşte bu yüzden, sizlerin benim dönüşüm gücümü kucaklamanızı rica ediyorum. Değişim ve dönüşüm arasındaki fark şudur: “Değişim” yaratılan değişikliklere yeni unsurlar katar. Öte yandan, “dönüşüm” yeni bir şey katmaz ama var olan şeyin frekansını yükseltir onu bambaşka hale getirir.

Kişisel ve dünya siyasi tarihinizin temellerinin HİÇ gün yüzüne çıkmamış PEK ÇOK sır ile dolu olduğunu biliyor olabilirsiniz. Diğer bir deyişle, kişisel ve gezegensel siyasi hayatınız “mantar yönetimi” ni temel almaktadır. Çoğu ilkeler ve politikalar “sadece karanlığın hüküm sürdüğü kapalı kapılar ardında” yaratılıyor. Sevgili İnsanoğulları, vermiş olduğunuz kararların ne kadarı kendi bilinçaltı çocukluk sorunlarınızın yattığı “kapalı kapıların” ardındaki eski davranış şablonlarından geliyor?

Sevgili Dünya Liderleri, Ben, Plüton, size devletleri yöneten Oğlak Burcundan konuşuyorum. Bu yüzden, size soruyorum; devlet kararlarınızdan kaçı devletiniz/hükümetiniz yeni kurulduğunda yaratılan prensipler temel alınarak verildi? Varlığınızın temellerini unutup bencil gerekçelerle mi karar almaya başladınız? Bilmeniz gerekir ki, Benim, Plüton’un, sizin bencil insani gerekçeleriniz umurumda değil! Ben temel prensiplerinden düşmüş olan şeyleri dönüştürmek için buradayım ki böylece o şeyler gerçekliğin çok daha yüksek frekanslarında kendilerine yer bulabilsinler. Dönüşüm gücümle gerçek ve doğru temel formatlarınızdan uzaklaştığınız yerleri düzelteceğim ve o resmi yalanlar ve illüzyonlardan uzak bir şekilde kişisel ve yönetimsel hayatınızın daha yüksek frekanslarına göndereceğim. Eğer bu sizin için rahatsızlık yaratıyorsa üzgünüm, ama ben şu anda Oğlak’ta yaşıyorum ve size oradan ulaşıyorum.

Oğlak Burcunun enerji alanında akarken, benim görevim orijinal niyetinden uzaklaşıp başkalaşan şeyleri dönüştürmek ve buraya gelenleri aynen geri göndermektir. Oğlak Burcunun yöneticisi eski karmik dostunuz Satürn’ün “gönderilen enerji geri gelir” kuralını hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Eğer sizler, yeryüzünün insanları ve hükümetleri, gerçekliğin daha yüksek frekanslarına geçmek istiyorsanız ki bu İlahi Plandır, sizi ziyarete gelen kendi enerji alanınızı deneyimlemelisiniz. İşte ancak o zaman Ben, Plüton’a, “yanlış yönlendirilmiş enerji alanlarınızı” gezegensel ve kişisel Kutsal Seviyelere dönüştürmeme yardım edebilirsiniz.

Uranüs Konuşuyor:

Ben Uranüs. Ben İlahi Planınızı temel alarak ani ve beklenmedik değişiklikler yaratırım. Sizinle Koç Burcundan doğru konuşurken, ben Yeni Dünya’nın müjdecisiyim. Ben sizin en yüksek bilinç durumunuzu ve Çok-Boyutlu Benliğinizle olan bağlantınızı bünyemde barındırıyorum. Ben Ateş burcu Koç’ta yaşarken, içinde yaşamak istediğiniz Dünya OLMANIZ için “içinizdeki ateşi” bulmanıza yardımcı olacağım. Büyük Kare Açımız 13 derecede şekillendiği ve her burçta 30 derece bulunduğu için uzak gezegenlerimiz Plüton ve Uranüs, uzun Dünya yılları boyunca şimdiki enerji alanımızla aynı titreşimde kalacaklar. Numerolojiye göre 13, 4 rakamına düşer ve 4 de yeni temeller atmanın rakamıdır. (Mor Alev 2017: Nisan 2014’deki Büyük Kare Açının derecelerini anlatıyor.) Plüton, tüm Dünya yönetimlerini dönüştürmek için Oğlak’ta varlığını sürdürecek. Eşzamanlı olarak, ben, Uranüs, Koç’taki varlığımı insanlık yeni dünyasını yaratırken “değişim ateşini” tutmak üzere sürdüreceğim. Plüton size bilinçaltı ve süper-bilincinizin gerçekliğinizi yarattığını hatırlatıyor. 3 Boyutlu illüzyonun gerçek olarak algılanması bağımlılığını salıvermek, bilinçli zihninizin karşılaştığı bir zorluk. Ben, Uranüs, sizin Yüksek Benliğinizi temsil ettiğim için, size illüzyonu geride bırakmanıza ve yüksek algılarınızın gerçekliğine ve doğruluğuna odaklanmanıza yardımcı olacağım. Bu yüksek algılar size ait Çokboyutlu BENLİĞİNİZİN, bizim Yüksek BENLİĞİMİZLE ve sizin Yüksek BENLİĞİNİZİN kendi fiziksel benliğinizle birleşmesini sağlayacak.

Size hatırlatmak isterim ki sizin dünya aracınız (vücudunuz), Çokboyutlu BENLİĞİNİZİN ifadelerinden sadece birisidir ve form halindeki hayatı deneyimlemek için bir vücut giymektedir. Benim enerji alanıma bağlanarak, fiziksel seviyenin üzerine çıkarak BENLİĞİNİZİN çeşitli ifadeleri ile iletişime girebilmeyi ve söyleşmeyi hatırlayacaksınız. Aranızda her gün daha fazla kişi yüksek varlıklara kanal olmaya ve onlardan mesaj almaya başladı. Size hatırlatırım, bu varlıklar SİZİN kendi ifadelerinizdir. Evet, bu yüksek varlık bir Baş Melek ve/veya yükselmiş, evrimleşmiş bir Galaktik olabilir. Bu bilgiyi kendi “mesaj alma yeteneğinizden” şüphe etmek için KULLANMAYIN, çünkü 3 boyutlu telkinler size SADECE bir insan olduğunuzu öğretti. Onun yerine, lütfen KENDİNİZİN Evrenle BİR olduğunuzu hatırlayın. Siz çok güzel ve engin güce sahip çok boyutlu bir varlıksınız. Fiziksel Dünya gezegeni olarak gördüğünüz yerde BENLİĞİNİZİN sadece küçük bir parçası bir dünya aracını (vücut) giyiyor. Pek çok gezegende, galaksilerde ve boyutlarda sayısız hayatlarınız var.

Ben, Uranüs, pek çok yerde ve gerçeklikte KENDİ enerji alanınızı Işık Vücuda dönüştürdüğünüzü size hatırlatmak için yeni hayatın, yeni başlangıçların baharının ve Zodyak’ın ilk burcu Koç’ta kalacağım. Lütfen, bana ayak uydurun, bana uyumlu kalın, böylece Yükseliş için bir şey öğrenmeniz gerekmediğini size hatırlatabileyim. Gaia’nın gezegensel yardımcıları olarak seçilme onuruna eriştiniz çünkü siz zaten çoktan yükseldiniz. Eğer benimle, Uranüs’le, bağlantıda kalırsanız, çok boyutlu Benliğinizin pek çok yüksek ifadelerini hatırlamanıza yardımcı olacağım.

Plüton, uzun dönemli iç dünyanızı ve dünya hükümetlerini dönüştürme görevini Oğlak’ta sürdürürken, ben de uzun dönemli görevime Koç’ta devam edeceğim. Görevim, sizin zaten aradığınız şey olduğunuzu ve tek ihtiyacınız olan şeyin ise HATIRLAMAK olduğunu size hatırlatmak!

****

Sanırım şimdi olanlar biraz daha açığa kavuşmuş görünüyor, değil mi? Bu kanallıklar için Sue Lie’a tekrar teşekkür ederiz.

2020 yılında Jüpiter-Satürn-Plüton Oğlak’ta birleşecek. Sizce nasıl olacak? Bence toplumsal ve yönetimsel temizliğin son evresine girmiş olacağız, heyecanlı günler yaşayacağımız kesin. Şuna inanın, 2024’de Plüton Kova’ya geçmeden önce bütün bu yukarıda bahsettiğim yapıların hepsi değişecek, tanınmaz hale gelecek ve tam da Plüton tarzı küllerinden yeniden doğacaklar, bu sefer gerçekten tüm dünyaya, sadece insanlığa değil, bütün yaşayan varlıklara hizmet edebilecekleri hale dönüşecekler. Plüton’un 2024’de Kova’ya geçmesi bence gerçek Kova Çağını başlatan hareket olacak.

Günümüzde, Jüpiter de bu karışıma Terazi’den doğru katkıda bulunuyor. Adalet, özellikle de toplumsal adalet öne çıkıyor. Terazi’nin kefeleri dengeyi işaret ediyor. Haksızlıklar, aradan kaytarıp iş yapmak, kendine yontup başkasını açıkta bırakmak gibi davranışlar, yani bir başkasının karşılığını ödediği ama faydalanamadığı avantajlar gerçekten göze batıyor. Jüpiter dokunduğunu büyütür. İçimizdeki adalet arzusu da büyüyor, genişliyor ve çok kapsamlı hale geliyor. Yani sadece kendi hayatlarımızda, ilişkilerimizde değil, herkes için adalet istemeye başlıyoruz.

Ve Jüpiter çok ilginç bir Sabian sembolünde, “Tutuklu iki adam”! Buna ne dersiniz? Dane Rudhyar bu sembol için şunu söylemiş: “Birey ve toplum arasındaki yapıcı ilişkide güvenin kaybolması ve bunun sonuçları”. Ben bu sembolden alınabilecek en büyük dersin, adaletin “adil” şekilde çalışması için hepimizin sorumluluk sahibi olduğu gerçeğini anlamamız olduğunu düşünüyorum. Hepimiz üzerimize düşenleri yerine getirirsek, sorumluluklarımızı onurla taşırsak adil bir dünyada yaşamaz mıyız? Ama iş bireyden başlıyor, yukarıdan zorla kabul ettirilen bir adalet değil, içten gelen ve şefkatle, anlayışla, mertlikle adil davranmaktan gelen adalet…

Bu dolunaya geri dönersek, yukarıdaki enerjilerin gücünü yeniden ve derinden hissedeceğimiz kuşkusuz. Dönüşüm bir günde gerçekleşmiyor, onu da biliyoruz artık. Bu sefer Jüpiter ve Ay Terazi’de birleşerek Uranüs-Plüton Kare açısını geri getirirken, Güneş de Uranüs’le beraber.  Çok ilginç günlere hazır olun!

Ahlak, Etik Kurallar ve Dürüstlük

Gelelim ikinci etkiye… Balık’taki Venüs ve Yaralı Şifacı Chiron, Yay’daki Satürn’e kare açı yapıyor. Biliyoruz, bu bir şifa karesi. Aldanma ve aldatmalarla, yanlış anlamalar, temelsiz hülyalar ve hayal kırıklıklarıyla da çok ilgili. Böyle olunca da ilişkilerimiz öne çıkıyor.  Her türlü ilişkinizi düşünün. Örneğin, işyerinizle olan ilişkiniz, ebeveynleriniz ya da komşularınızla olan ilişkilerinizi. Terazi der ki, diğerleri yoksa ben de yokum. Her zaman her yerde, ister tanıyın ister tanımayın başkaları da vardır, insan yoksa bir hayvan ya da bitki vardır. Mars ve Koç’un tersine Venüs ve Terazi şunu bilir; her zaman hayatımızda ilişkiler olmuştur, olmak zorundadır.

Yay’daki Satürn bizi ilişkilerimizde dürüstlüğe çağırıyor. Dürüstlük de diğer her şey gibi önce kendine karşı dürüst olmakla başlıyor. Yaralar, sıkışmışlıklar, sınırlar, hayaller ve acılar derken bu oldukça stresli bir açı gibi gelse de aslında sembolleri şaşırtıcı derecede harika! Satürn hala daha Süper Galaktik Merkezde. Hem Chiron, hem Venüs sembolleri de ekilenin biçildiği bolluk dolu günlerden bahsediyor. Peki, bu nasıl olacak? Sadeleşin ve duruma süslemeler olmadan bakın. Sade olanda aldanmalar ve aldatmalar yaşayamaz, sadece gerçek olan kalır. Gerçek, dürüstlüğün özüdür.

Merkür’ün söyledikleri

Bir gezegen geri gitmeye başlamadan önce iyice yavaşlar ve durur. Sonra yavaşça geri gitmeye başlar. (Elbette bütün bunlar bizim bakış açımızdan gerçekleşir.) İşte o durduğu ve normalden uzun zaman geçirdiği derece geri yolculuğun ilk büyük mesajını bize verir. Bu derece aktive olmuştur ve önümüzdeki günlerde de etkilerini yaşarız.

Bu sefer Merkür çok ilginç bir derecedeydi: “Genç bir dul, tazelenmiş ve ruhu yasla arınmış şekilde açık mezarın başında diz çöker, sonsuz yaşamın sırlarını almaya hazırdır” Bu çok güçlü bir sembol. Bu bir kalplerin açılması ve salıverme, bırakma, tutunmama zamanıdır. Bazı şeyleri kaybetmiş olabilirsiniz, bir zamanlar kaybettiklerinize hala zihninizde tutunuyor olabilirsiniz. Yasın ve üzüntünün de bir yeri ve zamanı vardır. Ama artık bitti. Bırakın gitsin. Eskiyi gömebilirsiniz. Kaybettiğinizle kendinizi de kaybedemezsiniz.

Burada en büyük zorluk boşluktur. Peki, şimdi ne olacak? Ve doğal sürece kendimizi bıraktığımızda salıverdiğimizin yerine daha yüksek, daha anlamlı, daha evrensel nitelikte olanlar gelmeye başlar.

Arkadaşlar, geçen gün yazdım, bu kadar çok geri giden gezegenin arasında geçmişe tekrar tekrar dönüp bakıyoruz. Aklımıza türlü geçmiş olay, geçmiş yer, geçmiş sevgiler ve dolayısıyla da olumsuz anılar gelebilir. Hatta bu kişi ya da durumların tekrarlarını da yaşayabiliriz.

Dersimizi öğrendik mi? Artık kendimize ve diğerlerine karşı daha farklı davranıyor muyuz? Eski kalıplarımızı, duygularımız ve düşüncelerimizi bıraktık gittiler mi? Bu Merkür gerilemesi büyük bir salıverme ve bırakma dönemi.

Kısaca

Toplumsal ve siyasi çalkantıların devam ettiği çılgın sirk hiç sakinleyecekmiş gibi görünmezken gerilimi hissediyoruz. İşte bu gerilimi yaratıcı benliğimizin yakıtı olarak kullanabiliriz. Gerilim ilham verir, gerilim bizi çözüm bulmaya zorlar ve gerilim dönüştürür, en sonunda yaratır.

Dönüşüm devam ederken sadece durmak bilmeyen sıkıntılı ve zorlu enerjiler içinde yüzmüyoruz. Her zaman Zodyak ve Evren bize yardımcı oluyor. Asla tükenmemize izin vermiyorlar, hatta tükenmememiz için salıvermemiz gerektiğini bize sürekli hatırlatıyorlar. Görüşümce kendimizi yoran, oradan oraya vuran bizleriz. Ne yapıyorsak, kendimiz yapıyoruz, kendimize yapıyoruz. Peki, biraz iyimserliğe ne dersiniz? Biraz da geleceğe keyifle ve umutla bakmaya? İşte bundan dolayı Güneş ve Ayın harika Sabian sembollerini sona sakladım:

Ay, “Çeşmede kuşlara su veren çocuk” derecesinde.

Bu sembol çok sağlıklı bir duruma işaret ediyor. Her şeyin ama her şeyin ötesinde, ruhumuzda masumiyet var, paylaşmak ve yaşarken yaşatmak var. Cömertlik, vericilik ve yüksek idealler var. En derinlerde bir yerde biliyoruz, sade ve masum özümüz biliyor, hayat ve doğa bize her zaman bakacak. Bizden tek istenen Evren’e güvenmemiz ve onun önüne engeller koymamamız.

Güneş, “Gerçekleşmiş bütün arzuların bahçesine açılan kapı”  sembolünde.

Bu sembol, olabilecek en güzel fırsatları ve olasılıkları yanında getirir. Neredeyse dokunacak kadar yakınsınızdır hedeflerinize, ama o adımı atıp bahçe kapısını açmalısınız. Fırsatları değerlendirmelisiniz. Dane Rudhyar bu sembole “Kozmik İyimserlik” anahtar kelimelerini uygun bulmuş.

Dolunay, 11 Nisan sabah saat 09.08’de. (İstanbul)

Dönüşüm gücünün şimdiye kadarki en yüksek kuvvete ulaştığı bu dolunayda bahçenizin kapısını açmanızı ve yeni yaşamınıza adım atmanızı dilerim.

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

7 comments

  1. Teşekkür ederim..Koç kadını olarak gönül bahçemin kapısını açıp, mis gibi çiçeklerin kokusunu almak, heyecanı hissetmek, kelebekleri, bülbülleri, arıları, ağaçları, gülleri, papatyaları, gelincikleri koklamak.. An’a geri döndüm bahçemle. Dünden bu yana gerginim..Başka bir şehirde yaşayan babama bakan ablamın hiçbir şeyi düzenlemeden bir an da oğlunun yanına gitmesi gerektiğini söylemesi, uzaktan babama yardımcı olamayacağım için endişelenmemle, gerilimimin artması.
    Sabah bir anda servis şoförüyle gelişen sert diyolog, Sonra kiracımız ile … Öğlen yemek yerken bir an durdum.. Bu resme tepeden baktım. Olaylar benim elimde değil ve ben onları kontrol altına almaya çalışıyordum.. Yükseldim.. Yükseldim. Salıvermem gerekiyor bu duyguyu. Ben Rabbim’den ilahi sistemden daha mı iyi biliyorum ki kontrol altına almaya çalışıyorum.. Farkındalık geldi. Gönülden bir eyvallah demeye açıyorum kendimi . Şifaya açıyorum kendimi.İlahi akıştayım.. Bu yazı ile birlikte bahçemde buldum kendimi.. Yeniden teşekk
    ür ederim.

    Liked by 1 kişi

  2. …değişim ve yenilenme hayatın kanunlarıdır. Sadece bize mutluluk getirmek için var olan şeyler yüzünden acı çekmektense, onlara alışmak daha iyidir.. ( Paulo Coelho tarafından 16 Nisan 2006 Pazar günü yazılan makaleden alıntıdır.)
    Yazılar, okuduğumuz yazılar.. biz fark etmeden birbirini tamamlayan yazılar. Yada aslında biz fark ettiğimiz için hayatımızda olan yazılar. Ey tanrım; Sana, MorAlev’e, ve özvarlığıma şükrediyorum. İyiki varsınız💚💙

    Liked by 1 kişi

  3. sevgili moralev ,
    uzun ama benimle konusan yazini cok sevdim birgun yuzyuze gelmek dilegiyle …
    sevgiler

    Liked by 1 kişi

  4. sevgili moralev, yarin bahçemde topraği kazıp önüne oturup içine 35 yillik korkularimi endişelerimi kaygılarimi biriktirip devamli katlayip katlayip yerleştirdiğim ne kötü düşünce anı vs varsa koyup üzerini kapatacagim.tesekkur ederim semboller bende çok işe yaradi bu akşam. bakis açını değiştir yaşamın değişsin.herkese dengeli sevgi dolu bir dolunay.. biraz kilo aldirdi iştah açti bende😃

    Liked by 1 kişi

  5. bizde size dönüşüm gücünün şimdiye kadarki en yüksek kuvvete ulaştığı bu dolunayda bahçenizin kapısını açmanızı ve yeni yaşamınıza adım atmanızı dileriz sevgili moralev ))

    sevgiler )

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.