2017’nin getirdikleri: Sezgisel ve Astrolojik Bir Özet (2/2)

pinwheel-spiral2017’nin ilk günlerindeyiz… Hala daha 2016’daymışız gibi geliyor. Bu analizin geçen hafta yayınladığım ilk bölümünde öyle hissedeceğimizden bahsetmiştik, enerji dalgalar halinde gelir ve getirdikleri de bizlerle kalır. Bugün 2017’nin enerjisinde taşıdığı olasılıklara bakmaya devam ediyoruz. Bu yazı yayınlamış olduğum diğer iki analizle değerlendirilirse daha da anlam kazanacaktır. Eğer okumadıysanız bağlantıları burada: (2017’nin getirdikleri: Sezgisel ve Astrolojik Bir Özet (1/2), 2017 Numerolojisi: Bütün Yenilerden Daha Yeni!)

2017 öylesi büyük potansiyeller taşıyan ve hayat değiştirecek enerjiye sahip, o kadar çok farklı yüzleri olan bir yıl ki, tek bir başlık bulmakta zorlanıyorum bu seneyi anlatmak için! Linda Dillon aracılığıyla Yeshua bu seneye “sözlerin yerine getirildiği yıl” diyor, Celia Fenn aracılığıyla Baş Melek Michael (Mikail) “kutsal yeryüzü senesi”, Melek Rehberler “itici güç”, Tom Lescher “büyük illüzyonun sonu” başlıklarını kullanmış, daha başkaları da var… Örneğin ben Pozitif dergisi Aralık sayısında yayınlanan 2017 makalemde “gerçek benliğimiz olma şansı” başlığını kullandım. Bu senenin aslında tek bir teması var, bununla beraber o tema her açıdan hayatlarımızdaki her alanda kendini gösteriyor, bir prizma gibi baktığınız yönün manzarası değişiyor.

Genel olarak süpersonik hızdan ışık hızına geçiş yaptığımız bir seneyi yaşamaya başladık ve her olay, her düşünce, her nefes, her olumlu kullanılmış potansiyel bizi hızla o özlem duyduğumuz alana taşıyor bu sene: GERÇEK renklerimizi tanımaya, kabul etmeye ve gerçek renklerimizle ışıldamaya!

Yaralar, saklanmak ve şifalanmak…

Bu senenin enerjisini belli bir yola oturtan ve bütün bir yıl geçerli olan akımlardan biri bize Satürn ve Yaralı Şifacı Chiron tarafından getiriliyor. Bu iki varlığın arasındaki kare açı ciddi, palavraya kesinlikle toz bırakmayan, spiritüelmiş gibi yapmaktansa her bir evrensel yasayı, erdemi, dürüstlük ve mertlikle hayatımıza uygulamayı hedef seçmiş bir akım yaratıyor. Saklanacak yer kalmadı! Beklettiğiniz, sadece hayalini kurup harekete geçmediğiniz, “olsa iyi olur” dediğiniz ve sonra da her zamanki günlük yaşamınıza tek bir alışkanlığınızı bile değiştirmeden devam ettiğiniz günler geride kaldı. Satürn diyor ki, “Sana hayallerini gerçekleştirmekte yardım edeceğim ama artık sen de onları engelleyen yönlerini, inançlarını salıvermeli ve ev ödevlerini yapmalısın.” Chiron ekliyor, “Şifa istiyorsan, yaralarını saklamaktan, görmezden gelmekten vazgeç! Hiç sona ermeyecekmiş gibi derinlerde süregelen acını tanı ve ona artık ihtiyacın olmadığını idrak et. Böylece sana yardımcı olabilirim.”

Arkadaşlar, Chiron 2016’da kalp açılımımız için Jüpiter’le çalıştı. Bu sene ise, bütün inançlarımızı, sosyal adaleti, önyargılarımızı, hayatı anlama şekillerimizi şifalandırmak için Satürn’le beraber cerrahlık yapıyor. Bu açı yıl boyunca etkisini sürdürürken, özellikle sosyal inançların gerçekle ilgilisi olmayan yönlerinin iyiden iyiye sarsıldığını, gerçeğe dönüşü yaşadığını görebiliriz.

Bu açının tohumları 1966’da atılmıştı. O zamanı düşünün; kadın hakları hareketi, Vietnam Savaşı ve onun tetiklediği barış akımı, soğuk savaş ve ona karşı gelişen hareketler, yeni sanat, yeni müzik, ırkçılıkla mücadele, Arap-İsrail Savaşı… Şimdi, o döngünün sonuna doğru ilerlerken -tam sonlanması için yeniden birleşmeleri gerekiyor, bu da birkaç sene alacak – karşımızda aynı temaların güncellenmiş hallerini görüyoruz. Kadın ve çocuk hakları hala gündemde, özellikle son yıllarda pek çok haberde gördüğümüz gibi bu konudaki toplumsal kalıplarımızı tamamen yıkmaya çağrılıyoruz. Vietnam yerine Suriye, yeni ABD-Rusya gerginliği, göçlerle yeniden ateş alan ırkçı akımlar, ve bunun gibi pek çok örnek… Bu açı içimizdeki ayrımcılığı tamamen temizlememiz için bizleri toplumsal olarak zorluyor. Ayırarak mutlu, sağlıklı ve bereketli olmamızın imkânı yok. Duvarların arasına kendimizi hapsettiğimizde genişlememizin de olasılığı sıfır! 50 yılın birikimi, deneyimi ve dersleriyle bu sene bütün bu alanlarda büyük aşamalar kaydedebilir, yeni paradigmayı en sonunda getirebiliriz. Ama bu sene bizden gerçek hareket bekliyor. Twitter ve facebook hareketi değil, gerçek aktivizm! Buna hazır olun! Artık yedek kulübesindeki günler sona erdi. Şifalanmak istiyorsanız, harekete geçmelisiniz. Satürn somut hareketler demektir.

Galaktik Merkez 2017’de çok aktif!

the-spiral-of-life-the-cosmic-dna-painting-unknownGalaktik Merkez, bizim yuvaya dönüş sinyalimizi ileten kaynak gibi çalışır. Ruhumuzu, evrensel bağlantılarımızı temsil eder. Bize Galaktik İlahi bilgileri indiren merkezdir. 26-27 derece Yay’da, yani özgürlük ve gerçekler burcunda bulunması bir tesadüf değildir. Ruhumuzun özü temel gerçekleri taşır ve gerçekler her zaman özgürleştirir. Satürn, bu sene bu alanda Şubat’tan Mayıs’a kadar vakit geçirecek. Sonra Kasım’da yine burayı ziyaret edip, Plüton ve Jüpiter’le 2020’deki büyük buluşması için Oğlak’a geçecek. O buluşmadan önce yapılması gerekenler var.

Satürn, sadece bizi inançlarımız konusunda arınmaya, harekete çağırmıyor aynı zamanda gerçeği günlük hayatımıza uygulamak üzere yeryüzüne indiriyor. Bu arada (Ha, ha! Satürn hakkında bu kelimeleri yazdığım bir gün olacağını düşünemezdim!) Jüpiter’le birlikte büyük şans getiriyor! Yani Satürn şunu söylüyor: “Harekete geçişiniz, gelecek vizyonunuz için çalışmanız, inanç temizliğiniz boşa çıkmayacak.” Çok çabuk davranışlarımızın meyvelerini almaya başlayacağız. Satürn değişimi bloke eden her şeyi ama her şeyi eritmekten geri durmayacak.

Jüpiter ve Satürn birbirini beslerken değişim daha hızlı, daha da hızlı hissedilecek, görülecek, yaşanacak.

Kişisel Gücümüz

Şubat’ta Mars Koç’a geçtiğinde kişisel gücümüze sahip çıkmak isteyeceğiz. Sınırlamaları Jüpiter-Uranüs zıt açısıyla derinden hissedeceğiz ve bu hapishanenin kapılarını kırmak, duvarlarını yıkmak isteyeceğiz. Dürüst isyanımızdan kaçınırsak, sonuçlarından, değişimden korkarsak ne olur? Yani, isteklerimizi, kendimizi onurlandıran bir yaşam arzumuzu seslendirmezsek ne olur? Bedensel ve psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkmaya başlar. Değişimi, hislerimizi, düşüncelerimizi bloke etmişizdir. Ruhunun gerçek sesini dinlemeyenlerde veya duysa da bu gerçekleri görmezden gelenlerde ani duygu patlamaları, sinir krizleri ve fiziksel rahatsızlıklar görmemiz mümkündür.

Tutulmalar ve Aydan Aya Enerjiler

Bu senenin ay ve güneş tutulmaları bizi bundan 18 yıl önce, 1999 da başlamış olan döngüleri tamamlamaya çağırıyor. Bugün yaşadığımız pek çok durum, hayat şartları, davranış kalıpları o sene serbest bırakıldı. Derinlerdeki korkular devasa bir depremle yeryüzüne çıktı. Korkularımızı tanımadan onları eleyemeyiz, bunu biliyoruz. Şimdi korkuları enine boyuna tanıdığımıza göre, salıverme ve değişme zamanı.

Sabian sembolleri de son derece ilginç! Bir taraftan içimizdeki gücün farkına varırken, diğer taraftan çok ama çok hızlı gelişen olaylar karşısında ne yapacağımızı bilemeyebiliriz ya da tam tersi hiç düşünmeden tepki verebiliriz. Merkezimizde BİR olmalıyız, zihin, kalp ve beden! O zaman düşünceli ve zeki tepkilerle yapıcı davranışlara yönelir, bu “1” senesinin olumlu etkilerini tam potansiyeliyle kullanırız.

Şubat tutulma dönemi oldukça fazla güç gösterisine yol açacak gibi görünüyor. Blöfler, tehditler ve “ben senden güçlüyüm” mesajları ortalıkta gezinecek. Oysa hepimiz güçlüyüz. Hepimiz eşitiz. Hepimiz bu dünyaya verecek çok şeyi olan kendine özgü birer ışık kaynağıyız. Bu gösterilere fazla kendinizi kaptırmamanızı, gerçekliklerini kontrol etmenizi öneririm.

our-earthBu sene yeni iş kurmak, yeni fikirleri uygulamak, yeni ilişkiler, yeni şehirler, yeni ülkeler, yeni politik partiler, yeni teknolojiler, yeni hobiler, aklınıza gelebilecek yeni olan her şeyle ilgilenmek için ideal.  Çünkü, bir yıl boyunca Satürn, Jüpiter, Uranüs, Plüton yenilikleri sadece desteklemiyor, bizi buna zorluyor. Mart ayında başlayacak yeni astrolojik senenin Sabian sembolü de yeniyi destekliyor. “Doğudan gelen rüzgârlarla kurdeleleri uçuşan şapka” sembolü geleceğin getirdiği olumlu olayları müjdeliyor. “İdealler mutlaka gerçekleştirilmeli” hissi her şeye egemen! Doğudan doğan güneşle birlikte otantik benliğimizi onurlandıran değişiklikleri uygulamanın tam zamanı!

Genel olarak, bu sene çılgıncasına hızlı gelişmelerin olduğu aylar yaşayacağız. Arada Mayıs ayı ve Haziran başı biraz nefes alınabilecek bir dönem gibi görünüyor. Yılın geri kalanında hızla ilerlemeye devam edeceğiz. Özellikle Ağustos ve Eylül pek çok hızlı gelişime gebe.

Ağustos ayındaki güneş tutulması 11 Ağustos 1999 tutulmasıyla aynı eksende gerçekleşirken, bu sefer Türkiye’den gözlemlenemeyecek. Sabian sembolü artık biten bir dönemi ve yeni başlangıçları çok güzel anlatıyor: “Okyanus’tan yükselen denizkızı insan formunda yeniden doğmaya hazır” Burada okyanus kolektif bilinçaltımızı işaret ediyor. Sezgiler, arzular ve dürtülerle şekillenen hayaller, gerçek olmaya, bedenlenmeye hazırlanıyor. Bu zamana kadar yaşananlarla ne isteyip istemediğimizi, nasıl istediğimizi, neler yapacağımızı çok daha iyi biliyoruz. Artık bilincimiz ve fiziksel gerçekliğimiz bu yeniden doğuşa hazır. Bu sembol aynı zamanda evrimleşmemizi de anlatıyor. Bir zamanlar sadece bir düşünceydik, belki annelerimizin küçüklüğünde bebekleriyle oynarken içinden dilediği varlıktık.  Onlar bir seçim yaptı. Diledikleri varlığı yeryüzüne getirmeye karar verdi yani harekete geçtiler. Böylece o tohumun atılmasının üzerinden geçen onca yıl sonra bedenlendik, büyüdük, geliştik.

Ekim ayında iyimserlik rüzgârları bizi tazeliyor. Kasım ayı yeniden yoğunluk artıyor, Jüpiter’in Akrep’e girişi genel anlamda enerjileri değiştiriyor. Yılı bitirirken öncü burçlardan sabit burçlara geçiş yaşıyoruz ve 2018 bambaşka ama daha ağır bir yıl olarak 2017’de ektiklerimizin büyümesi için toprağa dönüyor. Satürn de, Uranüs de toprak burçlarına girerken yavaşlamayı, su ve toprağın işbirliğini görebiliriz.

Arkadaşlar, kendi benliğinize sadık kaldığınız sürece enerjiler sizin yanınızda. Bu sene eskiden çıkmanın senesi. Bu sene yepyeniyi kucaklamanın senesi. Yaratıcı kaos hız kesmiyor, aksine gitgide hızlanıyor. Bunda bizim de büyük payımız var.

Bu sene sistemden çıkmaktan korkmayın, hatta sistemden çıkmanın tam vaktidir! 2018’deUranüs Boğa’ya geçtiğinde varlık yönetimi konusunda devasa devrimler serisi yaşayacağımızı söylemeliyim. Kendi işini kurmayı isteyen ve başarısızlık korkusundan neredeyse felç (!) yaşayan beyaz yakalılar, bu sizin kendinize özgü fikirlerinizi en iyi şekilde yaratıma sokabileceğiniz bir yıl. Hatta, Mayıs’tan önce neye adım atacaksanız başlatmanızı öneririm.

2017 önerileri:

moon-cycle-artist-unknownBu sene hakkında neredeyse ufak bir kitap yazmış kadar oldum. Peki, bu enerji katmanları arasında yolumuzu nasıl bulacağız?

  1. Derin uzay yürüyüşüne alışın. Sınırlar yok. Duvarlar yok. Korkuluk, parmaklık da yok!
  2. Gerçeğe saygı duyun. Görmezden gelmeyin. Her zaman kalbinizle gerçeklik kontrolü yapın.
  3. Sürprizler ve şaşkınlıklar, beklenmedik olaylar neredeyse her gün devam edecek. Bunlarla başa çıkmanın en iyi yolu birer bilge baykuş olmaktır. Bunun için yıllardır öğrendiğiniz bütün yöntemleri kullanabilirsiniz. Bu sene, o seminerler, kurslar ve kitaplarda öğrendiğiniz her yoga pozunu, her merkezleme, dengeleme, topraklama, sevgiye dönme yöntemini işleme koymanızın vakti.
  4. Mutlaka bir şekilde isyan edeceksiniz. Zeki, zarif, yapıcı olmaya, isyanınızda kozmik bilince bağlanmaya dikkat edin.
  5. Kalkın! Harekete geçin! “İnşallah, bekliyorum olacak, duacısıyım, vs, vs, vs …” Bu sene bu davranış kalıplarına devam edip değişimi dışarıdan beklerseniz, altınızdaki koltuğun çekildiğini görebilirsiniz. Bu pek de hoş bir durum değil, en azından biraz canınız yanar. Oysa değişim acılı olmak zorunda değil. Dualar kabul ediliyor tabii. Her zaman! Hiç şüphesiz! Ve kabul edildiklerinde karşınıza fırsatlar çıkıyor, yani o fırsatlara adım atmanız, hareket etmeniz gerekiyor.
  6. Kendiniz olun! Eğer kendinizin kim ve ne olduğunu bilmiyorsanız, sadeleşin ve kendinizi tanıyın. Özünüzü tanıdığınızda gurur duyacaksınız.
  7. Mertlik! Bu sene bu kelimeyi çok kullanacağımı biliyorum. Yalanı tanıyın. Kökeninin korku olduğunu bilin. Belli bir prensibe bağlılığınızı ilan edip tam onun tersi davranışlarda bulunmayın. Enerjiler çok kuvvetli. Böyle birbirinin zıttı durumlarla yaratıcı kaosu düpedüz olumsuz kargaşaya çevirebilirsiniz.
  8. Esnek olun. Eski şablonlar kaybolurken derin uzay yürüyüşünde olduğunuzu hatırlayın. Kendinize yeni ışıklı yollar çizin.
  9. BİRleşin! Kendiniz gibi düşünen dostlarla, ailenizle, kendi bedeniniz ve ruhunuzla BİR olun! Birbirinizi destekleyin ama yardımcı olurken yargılamayın.
  10. Korkmayın! Arkadaşlar, bugünlerde bende korku korkusu yaratmanıza az kaldı! 🙂  Korkularınızı sizin için kimse temizleyemez. Gücünüzü tanıyın ve korkuyla yaratmaktan vazgeçin. Blogdaki arınma yöntemlerine bakın, ya da size yakın gelen başka yöntemler uygulayın.
  11. Ve son olarak, ruhani ve kişisel gelişim çabalarınızı, “sevgi temelli” yaşamayı bir uyuşturucu gibi kullanmayın. Evet, kesinlikle sevgi temelli yaşayın! Bu blog bunun dışında bir şeyi asla önermez! Ama dikkat edin, hayat, günlük hayat, yolda yürümek, çalışmak, yemek, hizmet etmek ya da hizmet edilmek, birisinin ayağına yanlışlıkla basmak bile ruhani ve ilahidir. Sevgi temelli yaşamak budur! Gerçeklerden kaçmak, yapılması gerekenleri yapmamak için pek çok yol keşfettik, şimdiye dek  aşırı televizyon, bilgisayar ve telefon, aşırı dinler, dedikodu, aşırı yemek, alkol, ilaç kullanımı, aşırı spor, aşırı alışveriş, aşırı cinsellik ve daha pek çoğunu kullandık. Ama kaçışın sonu yok. İllüzyonu sona erdiriyorum derken, bir başka illüzyon yaratmayın kendinize. Kutsal “Hayır!” kavramından kaçmayın, kaçmak için kendinizi oyalamayın. Bu sene kaçırılmayacak kadar değerli. Kendi değerinizi bilin ve ilan edin. Bunu günlük hayatınıza uygulayın.

Gerçek Renklerimiz

lighting-the-path-to-world-peace-2001-2002-grand-prize-winner-by-13-year-old-hei-man-lau-of-china-hong-kongBu yaratıcı kaosun tek bir amacı var: Gerçek rengimizi açığa çıkarmak ve onunla aydınlanmamızı, çevremizi aydınlatmamızı sağlamak! Toplumların, kurumların, düşünebileceğiniz her şeyin ama her şeyin gerçek renklerini göreceğiz. 2017 bir kristal prizma gibi, kendimize has renklerle bezeli gökkuşaklarımız bizi şaşırtacak, kendimize hayranlık duyacağız.

Böylece bütüne yansıttığımız renklerimizle o toplumları, kurumları, sistemleri en başından yaratabiliriz. Bunun için karşınıza pek çok fırsat çıkacak. Her zamanki gibi nasıl tepki verdiğiniz sizin seçiminiz olacak. Kendi gerçekliğinizi siz yaratacaksınız.

Bu “1” senesinde kendi gerçek renklerimizde uyumu yeniden keşfedebilir ve bunu hayatımıza uygulayabiliriz. Uyum, harmoni, hizalanma…

Uyum demek, her şeyin birbirini desteklediği ve geliştirdiği bir yaşam yaratmak demektir. Zihin ve kalbinizin, iş ve eğlencenizin, fiziksel ve ruhani gerçekliğinizin birbirini geliştirmesini ve birbirine değer katmasını gerektirir. Bunu hem kişisel hayatlarımızda hem de toplumumuzda yaratabiliriz.

Harika bir senede harika ilerlemeler ve yenilikler diliyorum!

©Mor Alev 2017

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve hayatınızı tam potansiyeli ile yaşayabilmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

14 comments

  1. herzamanki gibi harika bir yazı teşekkür ederim.( Daha okumaya başladığım an bir yandanda telefonla arkadaşıma haber verdim yazınızı okuması için.) Yazınızda bahsettiğiniz konulardan bazılarını uyguladığımı, bazılarının bilincinde oldugumu gördüm ve bir yandan da yapmam gerekenler noktasında aydınlandım sayenizde. Yanlız korku noktasında benimde sıkıntım var. Artık meditasyon yapmayı bırakmak zorunda kalmıştım çünkü olumsuz etkilerini ve korktuğumu gördüm. meditasyona iyi uyumlandığımı fakat sonrasındaki sürecte belkide yanlış bişeyler yaptığımı düşünüyorum. ama yazınızı okurken korkularımın üstüne gitmem gerektiğini düşündüm. seviyle kalın.

    Liked by 1 kişi

  2. wohhooooo 🙂 yazınızı okudukça içimde havai fişekler patladı, renk renk güldüm. Teşekkür ederim desteklendiğimi bilmek ne büyük mutluluk.
    Mor Alev sizi seviyorum 🙂

    Liked by 1 kişi

  3. Bugünkü yağmurların güzelliği beni benden alıp götürdü. İçim kıpır kıpır ve sanki ilk defa yağmur görüyormuşçasına pencereden seğrederken hayatı, sizden de yazı bekliyordum açıkçası. İçimdeki kabulleniş sonsuzluğu yaşarken, tamda içime dokunan birşeyler duymayı okumayı konuşmayı istiyordum. Bu yüzden birkaçkere kontrol ettim bloğunuzu, tıpkı mektup bekleyenenin heyecanla posta kutusunu sık sık kontrol etmesi gibi. Gazete alma alışkanlığımı bırakalı çok oldu, sizi takip etmek benim için sanki günlük gazetemi okumak gibi. Yani sevgiden gelen haberleri seçeli çok oldu. Teşekkürler yine açık net ve aydınlatıcı sözleriniz için. Dünyamız sevgiyle dolsun.

    Liked by 1 kişi

  4. Bazen Türkiy’de değil de İzlanda’da mı yaıyorsunuz diye düşünmüyor değilim? Tüm bu sevgi, kelebekler, renkler, Ay, Güneş falan…

    Beğen

    1. Sevgili &

      Bu sözleri öfkelendiğiniz, analizimi beğenmediğiniz için yazdığınızı elbette biliyorum. Benim aptal ya da gerçeklerden uzak olduğumu bildirmek istemiş olabilirsiniz. Kalbim o kadar kolay kırılmaz, hatta sabah erkenden bu yorumunuzu gördüğümde beni güldürdünüz! Çok teşekkür ederim.

      Verdiğiniz örnek çok güzel: İzlanda! İzlanda 2008’deki mali krizden en çok etkilenen ülkeydi. Diğerlerinin aksine onlar bankaların resmen kumar oynamış olduğunu gördü ve batmalarına izin verdi. Yani bankaları halktan aldığı vergilerle hak etmedikleri fonu sağlayarak ayakta tutmak yerine, banka yöneticilerini aldı ve yargıladı. Bunu yapan tek ülke İzlanda’dır. Meclisi dağıttı yeniden seçimlere gitti. Bu arada bankalarda paralarını kaybedenlere yardım etti. Yani halk halkı desteklemiş oldu. Çok çabuk toparlandılar. Şu anda İzlanda yeni anayasasını yazıyor, bunu nasıl yapıyorlar? “Kitle kaynakla” (crowdsourcing), yani anayasa halk tarafından yazılıyor. Bütün bunlar olurken son seçimlerinde seçtikleri başkan, hiç politik hayatı olmamış bir sade vatandaş. Panama Dökümanları geçen yıl ortaya çıktığında, bu skandalla ilgili kişileri de yönetimden alan tek ülkeden bahsediyoruz. Derhal erken seçimlere gittiler. 2016 Ekim sonundaki seçimde öne çıkan bir parti olmadı. Geleneksel politikacılar 5 partili bir koalisyona girmek istedi ama başaramadılar. Hükümeti kurmak için çağırdıkları son parti hangisi dersiniz? Korsan Partisi! Aktivistlerden oluşmuş yepyeni bir parti, çoğunluk ellerinde değil ama yeni bir parti için mucizevi denilebilecek oranda fazla oy aldılar. Şimdi, bu görevi üstleneli bir-iki hafta oldu sanırım, hikaye bizi nereye götürecek merak ediyorum. Bu da bu senenin enerjisini tamamen yansıtıyor. İzlanda’nın müziğe, görsel sanatlara katkısının tartışılmaz olduğunu da biliyorsunuzdur. Evet, İzlanda çok iyi bir örnek. Şiddete baş vurmadan kişilerin kendi güçlerini ellerine aldığı, hatalardan ders alınan bir ülke. Böylece gözlerimizin önünde evrimleşiyorlar. Bize de örnek oluyorlar.

      Bakın, ister beğenin, ister beğenmeyin, enerjilerin gittiği yol belli. Seçim size ait. Blogu beğenmiyorsanız okumayın. Ben buna karışamam. Ama ruhani bir bloğun sevgiden başka bir şeyden bahsetmesine imkan yok. Burası ne siyasi bir blog, ne de bir haber platformu. Öfkenizi incelemeniz, böyle sanal ortamlarda başkalarını incitmeye çalışmak yerine kendinize dönmeniz daha faydalı olabilir. Siz bilirsiniz.

      Sevgilerimle

      Beğen

  5. Sevgili mor alev yazılarınızı büyük bir merakla takip ediyorum çok ta faydalanmaya çalışıyorum hele ki bugün ki paylaşımınız çok iç açıcı yüreğimize su serptiniz adeta sizi seviyoruz mor alev .

    Liked by 1 kişi

  6. Sevgili Mor Alev ve &

    Öyle ya da böyle günüme yine neşe kattınız 🙂
    Demek ki hiçbir söz, eylem ve düşünce boşuna değil 🙂
    sayenizde önemli bir bilgiler edinmiş oldum,

    Liked by 1 kişi

  7. Sevgili Mor Alev , ben sizinle tanıştığım tarihi tam bilmiyorum 4 yıl oldu sanırım.Kayıtlarınızda var dır . (bildirirseniz de çok sevinirim) Benim yeniden hayata dönmemi sağladınız size sonsuz teşekkür ederim bu gün normal bir şekilde hayatıma devam etmemi size borçluyum . Faydalanmak, bilgi sahibi olmak ,kendini yenileyip ,değişmek isteyen çok şey öğreniyor. İstemeyenler okumasın mecbur tutan yok onları . Kucak dolusu sevgilerimle sizi takipteyim.

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.