Televizyon seyretmem… Belgeseller hariç. Birkaç defa “Saniyede 4 bebek” isimli bir belgesele rast geldim. Dünyanın çok çeşitli ülkelerinden doğum hikâyelerini işleyen bu programın içimi tuhaf bir mutlulukla doldurduğunu gördüm. Yaşam mucizesini, bir bebeğin dünyaya geliş macerasını, ebeveynlerin umutları ve korkularını, saf sevgiyi, koruma ve bakma arzusunu net olarak görebileceğiniz bu program her defasında bebeklerin dünyaya gelişi ile taçlanıp sona eriyor. Neden bunu seyretmek bile insanın içinde o güzel duyguları tetikliyor?
Her yeni bebek bir tohum, potansiyel yüklü yeni bir dünya. Ne olacağını bilmiyoruz ama o güzelliği görüyoruz. Masumiyet, henüz şekillenmemiş bir yaşam… Doğum, insanlarda da, hayvanlarda da, bitkilerde de çok güzel, umut yüklü.
Ölüm ise bir tabu. Onun hakkında konuşmak istemiyoruz. O yokmuş gibi davranıyoruz. Bize yaklaştığında, bir sevdiğimizi kaybettiğimizde çok çeşitli tepkiler veriyoruz. Oysa eğer her saniyede 4 bebek dünyaya geliyorsa, her saniyede 1,8 kişi de ölüyor. İnsan zihnimizle bunun ne zaman ya da nerede olacağını bilmiyoruz. Bakış açımıza göre, bazen çok erken, bazen acılı, bazen şiddet dolu ya da bazen içimize en iyi şekilde sinen vedalar yaşıyoruz.
Doğum bir geçişse, ölüm de bir geçiş. Ve hiçbir şey ama hiçbir şey tesadüf değil. Hiçbir şey yanlışlıkla olmuyor. Aldığımız her nefeste ve almadıklarımızda da bu dünyaya hizmet ediyoruz. Geçiş şeklimiz bile bir hizmet.
Bu kısa notu benden Beki Erikli’nin geçiş yapması hakkında yorum isteyen arkadaşlar için yazdım. Onu tanımıyorum, ne bir makalesini, ne de bir kitabını okudum, sebebi yok, öyle rast geldi. Ama biliyorum ki, ölüm de doğum kadar hayatımızın bir parçası. Ve şimdi, her zamandan çok daha fazla, hayatlarımızla elimizden gelenin en iyisini yapma zamanı.
Artık birer bebek değiliz. Ama hala her saniyemiz potansiyel dolu. O saniyeler de birer bebek gibi masum, canlı ve değişken. Neyi seçtiğimiz, neye niyet ettiğimiz çok önemli.
Bu dönemde birer Bilge Baykuş olarak hayata devam etmemiz de çok önemli. Dengelerimizi koruyalım. Sevgide kalalım.
Şu anda herhangi bir şekilde yas süreci yaşayan arkadaşlara sabırlar diliyorum. Koşulsuz Sevgi ve Mor Alev enerjisi sizlerle olsun.
© 2016 Mor Alev
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Sizi çok seviyorum.Mor alevi ilk okudugum adnan beri isiginizi cizginizi.
samimiyetinizi olgunlugunuzu
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler Mor Alev
40 gün önce kardeşim ışığa geçiş yaptı.Çok zor bir süreç yaşadım ve hala da yaşıyorum dengeye gelmeye çalışmak bile bazen çok zor oluyor.Anlamaya çalışıyorum sabrımın çoğalması için sürekli dua ediyorum.Beki İkela Erikli’yi duyunca çok üzüldüm dengem yeniden bozuldu sanki yolu ışık olsun.Allahım bana sabır ve dengede kalma gücü versin.Aslında ölümü konuşmak gerek iyice anlamak için bunun için bana yardımcı olursanız sevinirim.Değerl,i ışık dolu bilgileriniz için teşekkür ederim.Sevgilerimle…
BeğenLiked by 2 people
Beki İkala Erikli dün akşam saldırıya uğramış öldürülmüş çok üzüldüm :((Işıklar içinde uyusun tüm sevenlerinin başı sağolsun:(( Kitaplarını almıştım ve bana çok şeyler kattığına inanıyorum:((
BeğenLiked by 2 people
Günaydın Sevgili Mor Alev,
Yıllardır öğrenme çabası içindeyim; Kendimi öğrenmeye Nil GÜN ile, melekleri öğrenmeye Beki İkala Erikli ile, evreni öğrenmeye de Mor Alev seninle adım attım. Hepsi birbirini tamamlıyor. Parça parça yerine oturuyor. Hepinize minnettarım.
Dün geceden beri geçiş yapmakla ilgili düşünüyorum. Bir başkasının sebep olması gidenin ruhunun istemiş olması mıdır? bunun bir başkası tarafından yapılması adil midir? yapan kişinin yanlış tercihi ya da eylemi bir yerde döngüyü kırmak değil midir.
Evet süreç işliyor, evet tesadüf yok bunu biliyorum. Ama geçiş sebepleriyle ilgili düşündükçe hala anlam veremediğim durumlar var. Belki de henüz aklım ermiyor.
Beki’ye ışık olsun.
Sevgilerimle.
BeğenLiked by 2 people
haberi okurken bazı yorumlarda melek enerjileri ve onlarla çalışmayla ilgili beni endişelendiren yazılar vardı. aklıma ilk gelen siz oldunuz. sizi düşündüm, böyle bir şey nasıl olur ki, olsa mor alev mutlaka yazardı diye. belki benim gibi düşünenler olmuştur..nedense sizden teyit alsam içim rahatlayacakmış gibi hissettim.
ne demek istediğimi anlatamadıysam kusura bakmayın, oldukça seçmeye çalıştım cümlelerimi korku vs yaymasın diye..
teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Ölümü bile doğumla anlatmışsınız umutla ışıkla yani teşekkürler….
BeğenLiked by 1 kişi
Meleklerle yaşamak kitabı ile başladım melekleri öğrenmeye , dün akşam haberi duyduğumda bir an inanamadım , ölüm şekli vb. kitabında anlattığı bazı olaylar aklıma geldi. ışıklar içinde uyu BEKİ İKALA ERİKLİ, ışığın bol olsun. Sevgili mor alev sizi takip etmeye bir kaç gün önce başladım öğrenme sürecim sizinle devam edecek . Sevgiyle kalın , teşekkürler.
BeğenLiked by 2 people
Ne diyor, Mevlana Celaleddin Rumi…
Gözünü açıyorsun DOĞDU diyorlar, gözünü kapatıyorsun ÖLDÜ diyorlar. Bu göz kırpışa ÖMÜR diyorlar…” Mevlana’ nın HAKKA yürüdüğü gün olan 17 ARALIK, “Düğün Gecesi” anlamına gelen ve sevgilisi olan RABBİNE Kavuşma günü olduğu için Şeb-i Arus olarak anılmaktadır.
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Tülay sizin de başınız sağolsun sabırlar diliyorum kardeşinizin de mekanı cennet olsun. Meleklerimle tanışmam sevgili Mor Alev sayesinde bu sayfayla başladı daha sonra Beki hanımın kitaplarıyla daha da güçlendi . Mor Alevden sonra ikinci hocam diyebilirim. Sevgili Mor Alev ve Beki İkala Erikli sizlere sonsuz teşekkür ederim Sizlerle tanıştığım güne binlerce kez şükürler olsun, binlerce kez teşekkür ederim. Sizler karanlıktan aydınlığa ve ışığa çıkardınız beni sizi seviyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim sevgi ve ışıkla kalın..
BeğenLiked by 1 kişi
Bu güzel yazı için teşekkürler! Beki’nin ölüm haberini görünce zihnim inanmak istemedi, şaka olduğunu zannettim, sonrasında içimi bir hüzün kapladı. Sizin muhakkak bu konuda yazacağınızı düşündüm…Beki’nin Meleklerle Yaşamak kitabını okumuş, kendisini bir sohbetinde dinleme fırsatı bulmuştum, güldüğü zaman çevresine ışık saçan çok tatlı bir insandı.
Böyle zamanlarda yaşam çok ağır ve anlamsız geliyor, kendimi yalnız hissediyorum…Sonra bakıyorum ve “nefes alıyorsam yol beni nereye kadar götürecekse götürsün, oyun böyle” diyorum. Evet her seferinde tekrar tekrar bu süreci yaşamak çok zor, fakat Yaratım için “zor” hiçbirşey ifade etmiyor! Milyonlarca yıl bir gezegende üzerinde tozdan giysilerle bir oraya bir buraya koşturmak da Yaratım için zor değil, uzun da değil, siz ve Beki gibi Işık Kuleleri yolumuzu aydınlattıkça…
BeğenLiked by 1 kişi