TEKRAR: Her şey mümkün! (Ve hediye bir frekans uyumlaması)

Arkadaşlar, bu mesajı neredeyse bundan bir yıl önce, 2015 Aralık başında yayınlamıştım. Anlaşılan, her şeyin mümkün olduğunu biraz unutmuşuz. O yüzden bu sabah Blog Hamileri yeniden yayınlamamı istedi.

Hepinize harika bir hafta sonu diliyorum.

Mor Alev

Welcome Milky WayEtrafınızda çok çeşitli şekillerde algıladıklarınız, kendi bilincinizin net bir yansımasıdır. Duvarlardaki resimler, ayağınızın altındaki yer döşemesi, bunların hepsini kabul ettiniz, bunun içinde varsınız ve onların size ait olduğu tepkisini veriyorsunuz. Yaşadığınız yapının ötesindeki şeyler de, sokaklar, ana caddeler ve ana caddelerdeki reklam panoları, yolunuzda karşılaştığınız insanlar da sizin karşılaşmayı onaylama özgürlüğünüzü yaşadığınız, karşılaşmayı seçtiğiniz şeylerdir. Yani, öncelikle ve en önemlisi, gördüğünüz her şeyin öyle ya da böyle sizin hemfikir olmanızla ortaya çıktığını bilirseniz, bilinç olarak özgürleşmenizin önünde duran parçalarınızı da görmeye başlarsınız. Biz diyoruz ki, yaşamınızı nasıl biliyorsanız, bu aslında kendinizi ilişkilendirmeyi seçtiğiniz bilincin farkındalık durumudur. Ve biz yine diyoruz ki, hayatınızın tamamı, kendinizi tanımlama aracı olarak sizin tarafınızdan seçilmiştir.

İşte böylece yeni bir fikre kendinizi hizalayın, “Her şey mümkün!“. Bu fikir, bir zamanlar beden bulmuş, materyal dünyanızda fiziki gerçeklik almış, sağlamca karşınızda duran şeyleri bile, yeni bir varlığa dönüşmek üzere yeniden yaratır.

Bu öğretiye bugün dikkatimizi vermemizin sebebi ise, her birinizi kendi misyonlarınıza, kendi hizalanmanıza çağırmak ve kendinizi şifalandırabileceğinize karar vermenizdir. Böylece gözlerinizin önündeki dünyayı da şifalandırabilirsiniz. Seçtiğiniz yoldan sizi alıkoyan engelleri görmek, bu zamanda kendi yoluna hizalanmak üzere karar vermeyi isteyenler için zorunludur.

Pek çok günler insanları duyuyoruz, geliyorlar ve diyorlar ki, “Biz kimiz?” biz de diyoruz ki “Kim olduğunuzu düşünüyorsunuz?” “Neden buradayım, benim görevim ne?” diyorlar, ve biz de diyoruz ki “Zamanınızı ne yaparak geçirmek istersiniz?” Her biriniz şunu bilmelisiniz ki, kendinizi hizaladığınız şey, onayladığınız, taşıyabileceğinize inandığınız, kendiniz olarak ve kendinize ait ilan ettiğiniz şeylerdir.

Peki, gerçek amacınız nedir? Neden bu enkarnasyona geldiniz? Defalarca söylediğimiz gibi, her bir insanoğlunun gerçek amacı, sizin gerçek amacınız, kendi yüksek doğanıza hizalanmanızdır – buna sevgi bilincine hizalanmak da diyebilirsiniz isterseniz – ve bu hizalanmayı tüm karşılaşmalarınızda, alışverişlerinizde, dünyaya şahit olmanızda, tüm şekillerde sergilemenizdir. Bu görev sadece sizin ya da sadece bu yazıyı okuyanların değildir. Bütün insanoğullarının kim olduklarını bilmeleri ve tüm kardeşlerini de aynı şekilde görmeleri görevleridir. Zamanınızı neler yaparak geçirdiğiniz, nasıl hayatınızı kazandığınız, kendiniz için ilan ettiğiniz şeyler sizlerin seçimidir. Ama, neyi neden seçtiğinizi kendinize sormanızı her zaman destekliyoruz.

…İçinde bulunduğunuz dünya, sizi yöneten kanunlara, riayet ettiğiniz dinlerinize, paylaştığınız tarihinize uygun olarak her biriniz tarafından bireysel ve kolektif şekilde yaratıldı. Ama sizin için, bu âlem için plan, aydınlık ve yeniden yaratım planıdır. Bizler size öğrettikçe kendinize dikkatinizi verdiğinizde, yürüyeceğiniz yeni bir geçit yaratıyoruz, böylece değerinizle, bilmenizle ve özgürlüğünüzle ilerleyeceksiniz.

Bugün sizlerden tek bir şey isteyeceğiz; Kendinizi bağladığınız bu şeyleri seçtiğiniz gerçeğini tanımanızı. Onları gerçek olarak kabul ettiniz çünkü onların sizi korumalarını ya da kendinizi onlar aracılığıyla tanımlayabilmek istediniz. Bunun sorumluluğunu aldığınızda, o şeylerin artık kurbanı değilsiniz, ama onların katılımcısısınız. Ve bir katılımcı, yeni ifadeler, yeni olasılıklar, yeni seçimler gördüğünde fikrini değiştirebilir.

Pek çoğunuz, “Bu benim için çok fazla. Nereden başlayacağım?” diye cevaplıyorsunuz. Dediğimiz gibi, size hediye ettiğimiz yeni olasılık ilanıyla yeniden yaratmak istediğiniz tek bir şey seçin. “Her şey mümkün!” ve ona hizalanın, nasıl hissettiğinize bir bakın. Bunu anında reddedip, terk ederseniz ve sorununuza yeniden sarılırsanız, yeni seçimlerin önünde onu göğsünüze bastırırsanız, hızla seçtiğiniz şeye ne kadar bağlı olduğunuzu göreceksiniz. Bu şeylere tutunanın kendiniz olduğunu anladığınız an, kendinize o şeyleri salıverme izni verdiğiniz andır.

Alışkanlıklar çok çeşitli şekillerde oluşur ve bilinçsiz davranışlar halini alırlar. Yaptığınız o kadar çok şey alışkanlık ki, o şeylerin faydalarını bile sorgulamıyorsunuz. Size öğrettikçe, sizinle adım atıyoruz. Bugün size bir el uzanıyor ve bugün her şey mümkün. Size şimdi yardımcı olurken, şimdiye dek bildiğiniz şeylere olan bakış açınızı ve bağlılığınızı sorgulayacağız. Hayatınızda acı veren bir olay deneyimlediğinizde, gelecek acılardan sizi koruması için onu hafızanızda tutarsınız. Ama böylece acıya hizalanmışsınızdır. Deneyimin sizin öğretmeniniz olmaması gerektiğini söylemiyoruz. Gerçekte, deneyim öğretmeninizdir. Ama size, siz tarihiniz değilsiniz derken, kendinize acı vermeyi reddetmeyi, şimdiye dek kendinizi tanımladığınız şeyi reddetmeyi kastediyoruz. Sizden yeniyi seçmenizi rica ediyoruz. Tarihinizle birlikte, tarihinizden yola çıkarak yarattığınızda, hep bildiğiniz şeyleri yaratırsınız. Ama, tarihinizdeki bu şeylere hizalanıyorsunuz çünkü zorunlu olduğunuza inanıyorsunuz. (Mor Alev: Aşağıda bu öğretinin frekans uyumlamasını veriyorlar. Bunu içinize tam olarak oturduğunu hissedene kadar tekrarlamanızı öneririm.)

Bugün, her şeyin mümkün olduğunu söyleyen bu yeni bilgiye kendi frekansımı uyumluyorum. Bugün, önümdeki her şeyin dönüşümüne, şifalanmakta olduğuna, benliğimin ifadesinde yeni şekillerde beden bulduğuna şahit oluyorum. Her şeyin mümkün olduğunu bilmeyi seçerken, gücümü yeniden kabul ediyorum. Kalıcı olarak bildiğim tüm yapıları yeni bir şekilde algılama yeteneğimi yeniden kabul ediyorum. Hayatımda yeniyi seçerken, kendi özgürlüğüme hizalanıyorum. Bu niyetimi sevgi bilinciyle evrene ilan ediyorum.

Sizlerden bugün ayrılırken, sizi yeni bir düşünceyle bırakmak istiyoruz. Kardeşleriniz hakkında değişme yeteneği olmaması görüşü, kendiniz hakkındaki inancınızın doğrudan yansımasıdır. “Onlar asla değişmezler” bir kibir davranışıdır. Bilmiyorsunuz. “Ben asla değişmem”, gerçeğin ilan edilişidir. Çünkü bunu söylerseniz, asla değişmezsiniz. Ama, onlar asla değişmez derken, onlar için karar veriyorsunuz, oldukları kişiye Yaratan enerjisinin işleyemediğine hükmediyorsunuz. Eğer her şey mümkünse, onların değişimi de mümkündür, ve bütünün dönüşümü de, tüm insanoğlunun dönüşümü de gerçek bir olasılık olarak kabul edilmelidir.

Paul Selig, The Book of Knowing and Worth

Sevgili Dostlar, yukarıdaki yazı Paul Selig’in rehberlerinin yayınladığı ilk üçleme kitabın sonuncusundan alıntıdır. Dün akşam bu bölümü okuduğumda mutlaka sizlerle paylaşmak zorunda olduğumu anladım ve günümün planlarını değiştirdim. Yazının frekansını sizlere tam olarak iletebilmek için çeviri yaparken yardım istedim ve yardımın da geldiğini biliyorum. Çünkü bu çevrilemez denilen tekst, üç saatin sonunda çevrildi. Bu kitap sadece bilgi vermiyor, rehberler aynı zamanda kullandıkları kelimelerin frekansıyla sizi daha yüksek titreşimlere uyumluyorlar. Zihnen söylediklerini anlayın, anlamayın, yine de güncelleniyorsunuz. Bu grup kendileri için “öğretmenlerin öğretmenleri” tanımlamasını yaparken, öğrenmeyi ise asla bırakmadıklarını söylüyorlar. Verdikleri diğer bir bilgi ise aynı Konsey gibi, biz olduklarını, bizim sadece daha genişlemiş ifademiz olduklarını ifade ediyorlar.

Bence Paul’ün rehberleri her şeyin mümkün olduğu düşüncesini derinden kabul etmemizi hatta bu bilgiyi kutlamamızı istiyorlar. İlginç bir durum ise şu; aslında kitabın ana teması yukarıdakinden biraz farklı. Ama rehberler okuyucu sorularını göz önüne aldıklarını ve bu bölümü ekleyerek gidişatta bir parantez açtıklarını söylüyorlar. Fakat bunu daha kitap basılmadan, editöre bile gitmeden, kimse kitabı okumadan yapıyorlar! (Çizgisel zamanın olmadığına dair bir kanıt daha) Bu zamanda bu bölümü okumamın kesinlikle tesadüf olmadığına inanıyorum. Çünkü bu kitap aylardır yavaş yavaş sindirdiğim bilgileri içeriyor, yavaş okunuyor ve son bir aydır da sadece beni bekliyordu. Peki neden şimdi?

İçinizdeki bıkkınlığın farkındayım, hiç değişmez artık dediğiniz durumları yazıyorsunuz bana, umutlarınızı kışın bu en uzun gecelerinin yaşandığı zamanda sanki buza yatırmış gibisiniz. Üzerinizde bir yorgunluk var. Oysa yeni yıl, yeni başlangıçlar çok yakınımızda. Hiç değişmez dediğiniz aile fertleriniz, toplumlar, hatta eviniz, işiniz, dünya, fiziksel yapılar, hepsi değişebilir. Hatta bence değişmek üzere, tam sınırda! Her şey ama her şey mümkün! Yeter ki, siz kendinizi bu frekansa getirin. Tutunduklarınızı, dönüp dolaşıp kendinize anlattığınız hikâyenizi, tarihinizi salıverin. Yanınızda sadece dersler kalsın.

Paul Selig – The Word üçlemesi kesinlikle öncelikle tavsiye ettiğim kitaplardan. Ona ve rehberlerine, “öğretmenlerin öğretmenlerine” çok teşekkür ederim.  

 

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2016 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2016  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

13 comments

  1. O kadar doğru bir zamanda geldi ki bu yazı, evet kesinlikle tesadüf değil. Daha 1 saat önce hayatımdaki kişiyle ilgili değişmez artık diye kendi kendime varsayımlarda bulunduktan 1 saat sonrasında sizin yazınızla karşılaşmış olmam.. ve evet değişim önce kendimizden başlar ve herkes birer yansımamızken, bugün bu yazı bana asıl olarak bunu anlamam gerektiğini ve ilahi akışa her zaman güvenmem gerektiğini hatırlattı. Ve hediye gibi geldi❤️

    Liked by 1 kişi

  2. Sevgili mor alev…okumaya başladıktan hemen sonra 3. Göz chakramda güçlü bir girdap hissettim ama anlam veremedim…yazıya devam edip,kelimelerin frekansıyla titreşiminizi yükseltiyorlar dediğiniz kısmı görünce çok şaşırdım..böylesi bir his ve açılımı daha önce sadece uyumlanma ve aktivasyonlarimda hissetmiştim…çok güzeldi..vesile olan herkese teşekkür ederim…

    Liked by 1 kişi

  3. #wordpeace #türkiyedebarışolsun 🏹💘
    Kesinlikle arkadaşlarıma katılıyorum,her paylaşımınız bu şekilde…Coşkuyla savunduğum bir farkındalık sonrası, veya merakla sorduğum nasıllar öncesi..hatta bilgi akışlarından zihin karışıklığımı dinginleştirerek rehberimsiniz,tam o anda varsınız..
    💚 teşekkürler 🤗

    Liked by 1 kişi

  4. Yaklaşık bir aydır Paul Selig’in kitaplarını okuyorum. İlk önce The Book of Love and Creation ile başlamıştım, fakat içimden bir ses “The Word” ilk kitap olmalı dedi… Doğru söylemiş 🙂 onu okumaya başladım. Evet, haklısınız, bu kitaplar kitaptan öte, okurken uyumlanıyorsunuz…Öncelikle frekansımızı değiştirebildiğimizi ve 15 gün boyunca kendimizi yüksek frekansa uyumlayıp gözlemlememizi söyledikleri uygulama ile birlikte sonrasında gelen diğerleri yolu açıyor ve her biri son derece güçlü etkilere sahipler. Düşe kalka, bata çıka okuyorum 🙂 Tam bunları yazarken bir yandan da Steve Rother’ın Virtual Light Broadcast’ini dinliyordum, şöyle bir cümle çıktı karşıma: “Titreşimimiz yükseldikçe her geçen gün karşımıza daha fazla zorluklar çıkıyor”! Evet maalesef tam da böyle çalışıyor 🙂
    Çok teşekkürler öncelikle size, beni Paul Selig ile tanıştırdığınız için, daha sonra Paul ve Rehberleri’ne bu harika Rehberlik için.

    Liked by 1 kişi

  5. Sevgili Moralev tam 1 yıl olmuş… yazıyı görünce çok şaşırdım, resmi bile dün gibi hatırlıyor olmam , zaman ne kadar hızlıca aktığını birkez daha hatırlattı bana 🙂 özellikle buyuk puntolarla ciktisini alip hergün okumaya çalıştığım öğretinin uyumlamasina bakmayı ihmal etmişim son zamanlarda bu güzel hatırlatma için teşekkür ederim sana ve tüm kollektife… iyiki varsın ❤️

    Liked by 1 kişi

  6. Teşekkür ederim. Sevgili Mor Alev ,5 sayfalık bir temizlik yaptım, ne var yok hepsini saldım sonsuzluğa uğurladım .Kendimi kuş kadar hafif hissediyorum. Kucak dolusu sevgiler…

    Liked by 1 kişi

  7. Ben yazıyı okuduğumdan beridir garip bir frekansa girdim sanırım. Alakası yok gibi gelebilir ama anlatman gerektiğini hissediyorum. Kendi içimizde girdiğimiz iyi kötü ayırma mücadelesinde algımızın ne kadar manipüle olduğunu bugüne kadar 3D dünyada oluşmuş dualitenin ne kadar yerinde fakat o dualite sınırları içerisinde bir taraftan olmanın ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha fark ettim. Aslında olay aynaya bakmak gibi baktığımızda yansımamızı görmemiz gibi ama ters yansımamızı. Evren bilinci ve İlahi bilince ulaşmanın imkânsız olmadığını ve bazı şeyleri gerçekleştirmek için saf bir şekilde istemenin yeterli olabileceğini anlamak ve bunun içimizde zaten var olduğunu tekrar anlamak. Ve gayri ihtiyari 20 Kasımın dönüm noktası olacağını düşünürken 21 in sabahında yayınladığın mesaj bunu tasdikledi. Aslında ben bu yorumu gece yazmaya başladım ama uyuya kaldım, fakat sabah mesajı görünce tamamlamak istedim.
    Hepimize sevgi dolu anlar….

    Liked by 2 people

  8. Günaydın Sevgili Mor Alev, demek bu yazının bir çıktısını alıp başucuma koyduğumdan beri 1 yıl geçmiş. Bazen her gün, bazen arada bir uyanır uyanmaz okuduğum sihirli sözler… Her şey mümkün bunu biliyorum ve yaşıyorum. Şükürler olsun, Binlerce teşekkür size ve tüm rehberlere…

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.