Süper Dolunay Koç’ta: Hani değişim hızla gelsin istemiştiniz ya!?– Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

sydney-riegel-tissu-don-curry-photography

  • Süper Dolunay Uranüs ve Eris’le bir arada
  • Güneş bu üçlünün karşısında
  • 2012-2015 Öncü Burçlarda Kare Açı ve Uranüs-Plüton Kare Açısı kendini hatırlatıyor
  • Mars Plüton’la Oğlak’ta bir arada
  • Merkür Plüton’la tam kare açı yapıyor
  • Venüs Akrep’te Mars ve Plüton’u güçlendiriyor

Sadece yukarıda sıraladığım açılara bakmak bile biraz astroloji bilgisi olan herkesi heyecanlandırır. Bu, kesinlikle şimdiye kadar hakkında yazmakla onurlandığım en güçlü, en dönüştürücü dolunay! Değişim mi istiyordunuz? Hani “hiçbir şey olmuyor” diyordunuz ya, hazırlanın! Hızlandırılmış zaman çizelgesi burada!

Öncelikle bu bir süper ay, yani dünyaya çok yakın. Bu anlamda peş peşe gerçekleşecek 3 süper dolunayın birincisi. Yani zihnimiz, ruhumuz, duygularımız üzerinde çok daha güçlü bir etkisi var. Bu dolunay, 1 Ekim’deki yeni ayda bir araya getirdiğiniz bütün niyetlerinizin toparlandığı, yaratıma girdiği bir gerilim üretiyor. Ama şimdi, gerçekten, daha önce hiç yapmadığımız gibi, söylediklerimizi, istediklerimizi harekete dönüştürme zamanı. Boş laf değil, sadece umup beklemek değil, dua edip cevapları görmezden gelmek değil, kalbimizde yatanlar için cesaretle ayağa kalkıp gerekeni yapmaya çağrılıyoruz.

8-8 Aslan Kapısı ve sonrasında gelen 3 tutulma ve ekinoks şimdiye kadarki en yüksek güncellemeleri sundu. Yeni Ay’da güncellenmiş beden ve zihnimizle yenilenmiş niyetlerimizi geliştirdik. Jüpiter ve Süper Galaktik Merkez, Çekim Gücü Yasasının turbo güçle bu niyetlerin beden bulması için gerekli ortamı yarattı. Yani, bundan 15 gün önce dev bir enerji topunu yuvarlamaya başladık, şimdi çığ gibi büyüdüğünü göreceğiz. Bu dolunayın enerji potansiyeli hayatımızda devrim yaşayabileceğimiz, geçmiş şablonları tamamen kırabileceğimiz ve ilişkilerimizi yepyeni şekillerde yönetebileceğimiz olasılıkları getiriyor. Böylece, kendi gerçeğimizden kaynaklanan, otantik benliğimizi onurlandıran bir hayat sürebiliriz. Burada hayranlık verici bir şans, bir fırsat görüyoruz. Hayatlarımıza ve ilişkilerimize olan yaklaşımımızı bütünüyle değiştirebilir, geçmiş şartlandırılmaların zincirlerini fırlatıp atabiliriz.

Ham Gerçekler ve Duygusal Dürüstlük

Güneş, dengenin, uyumun, uzlaşmanın yurdu Terazi’de, iddialı, özgüvenli, zorlayıcı, dürüst ve cesur Koç’taki Ay’ın karşısında oturuyor. Bu, ilişki eksenidir. Burada diğerlerini memnun etme şartlanmalarımız ile öz-sevgi, uzlaşma ile mücadele uçları arasında bir denge kurmaya çağrılıyoruz.

İşin gerçeği şu ki, kendimizi sevmeden bir başkasını koşulsuz sevmemize olasılık yok. Ancak burada 3 boyutlu egoist ve narsist öz-sevgiden bahsetmiyoruz ki Koç’un en düşük oktavı düşüncesiz, bencil ve kendini beğenmiş davranışlardır.  Bu ay, bizlerin ilişkilerimize tam bir dürüstlük ve duygusal gerçeklik getirmemizi talep ediyor ki bu bazıları için son derece korkutucu olabilir.

Bu noktada bilinçaltınızın işin içine gireceğinden emin olun. Bir şeyler, gizlemek istedikleriniz, ortaya çıkmasında fayda olan gerçekler, istemeden de olsa bir şekilde kendini gösterecektir. Durumu Koç’ta birleşen Ay, Uranüs ve Eris rahat bırakmayacaktır, o yüzden siz dürüstlüğü seçerseniz yanlış anlamaların da önüne geçmiş olursunuz. Dürüstlük her zaman kalp açılımını da getirir, böylece ilişkilerinizde, ister ebeveynleriniz, ister partneriniz ya da iş arkadaşınızla olsun, çok daha fazla sevgi ve kabullenme dolu bir aşamaya girebilirsiniz.

Arkadaşlar, bu eksen bize şunu söylüyor: İlişkilerimiz kendi başlarına birer varlıktır ve onlara da aynı bahçemize bakar gibi bakım yapmalı, beslemeliyiz. Kilit nokta açıkça ihtiyaçlarımızı, hislerimizi paylaşmamız ama bu arada ilişkiye de değer verdiğimizi davranışlarımızla göstermemiz olacaktır. Tam dengeyi bu enerji sayesinde kurabilir, gerçeklerin desteklediği sağlam temeller üzerinde ilişkilerinizi daha da güçlendirebilirsiniz. Anahtar sözcük: Denge!

Güç, Öfke, Denge ve Birliktelik

Mars ve Plüton, Oğlak’ta tam olarak 19 Ekim’de birleşecek, ama bu birlikteliğin gücünü şimdiden hissediyoruz! Özellikle 14 Ekim Cuma’dan bu yana ortamda, enerjilerde büyük bir ham güç var. Bu enerji, işlerimizi tamamlama ve daha önce ilerlemeyi engellemiş engelleri aşma gücümüzü katlayarak artırıyor. Bulunduğunuz andaki en önemli hedefinizi bir düşünün. Yani o kalbinizi hoplatan, gerçekten bütün benliğinizle hissettiğiniz amacınızı… Ve şimdi kendinizi ona adayın. Bu hafta ona odaklanın ve bu amaca doğru ilerlemek üzere ne gerekiyorsa yapın.

Bu birleşmeye bir enerji güncellemesi olarak bakabilirsiniz; keskin, yoğun, direkt ve son derece etkili. Zihnimizin dağılmaya başladığı zaman onu yeniden odaklar, duygularımız ortalığı sise boğmaya başladığında berraklık getirir, yorulmaya başladığımızda enerjimizi yükseltir ve onu büyütür.

justitia-by-tithendarAma bir uyarı da geliyor: Bir araya gelen Mars ve Plüton’un belaya bulaşma olasılığı da vardır. Fakat bu bela, öfke, tartışmalar tam olarak haksız da değildir. Sinirler bozulabilir, güç oyunları ortaya çıkabilir. Bir kişinin hedefi, bir diğerinin mutsuzluğunun sebebi olabilir, işte o yüzden bu zamandaki ilerleyişimiz hassaslık gerektiriyor.

Bir uyarı daha: Merkür de Plüton’la tam kare açıda.  Bu da yoğun enerjilere bir katman daha ekliyor. Olayların temeline inmeyi, gerçeği bulmak için anıları, eski dosyaları yeniden açmayı isteyebiliriz. Derinlere inme, gölgeleri açığa çıkarma isteği, yüzeysel olana tahammül edememe hissi Venüs Akrep’te olunca daha da büyüyor. Bu zamanda ufak tefek günlük konuşmalar yerine, derin ve arındırıcı sohbetlere dönüyoruz. Bunda bir sorun yok ama gördüklerimiz karşısında bir öfke patlaması da yaşanabilir. Hırslanabiliriz. Biz ya da diğerleri zorla kendi görüşlerimizi kabul ettirmeyi isteyebiliriz. Kesin olan bir şey var ki, bu dolunayda duygular iyice yükseliyor. Geçen ay tutulmasında paylaşmış olduğum bir alıntıyı yeniden veriyorum:

 Gloria Steinem: “Gerçekler özgürleştirir.” Steven Greer: “Ama önce öfkeden kudurtur.”

Bir süre daha tam da bu alıntıyı yaşayacağımızdan eminim. Fakat öfke olumlu şekillerde yönlendirilebilir, yapıcı olabilir. Öfkeye ne istediğini sormanız yeterlidir. Böylece kendinizi kaybetmeden verdiği mesajı alıp ilerleyebilirsiniz. (Bu konudaki daha önce de yazmıştım. Bağlantısı burada)

Diğerleri bizim yaratmak istediklerimizden hoşlanmayabilir, onu statüko değişimi, alışılagelmiş hayatlarına bir tehdit olarak algılayabilir. Peki, böyle olduğunda kalbimizin en derinlerindeki arzuları, hedefimizi terk mi etmeliyiz? Elbette hayır! Ama bu kişilerle eğer mümkünse ve eğer gerek varsa diyaloğa girebiliriz. Ne kadar çok insanı yanımızda taşırsak, onların hedeflerini yükseltirsek, onlar da bizleri taşıyacak, bizleri yükseltecektir.

Jüpiter Terazi’deyken, birlikte başardıklarımızın gücü çok daha büyük ve ilişkilerimiz bizi en büyük lütufların beklediği yer. Kendi yolumuzda ilerlerken ilişkilerimizi de onurlandırmalıyız. Evet, bildiniz, burada da anahtar kelime denge!

Uranüs-Eris-Süper Dolunay Birlikte!

salvationEn önemli ve devasa enerjiye geldik! Eris ve Uranüs Haziran sonunda bir araya geldiğinde, – bunlar çok ağır ilerleyen varlıklar, birliktelikleri haftalar sürüyor – en görülür şekilde yaşadığımız iki durum Brexit ve 15 Temmuz olaylarıydı, her ikisi de geleceğimizi değiştirdi. Şimdi, yeniden birleştiklerinde ve aralarına bir süper ay da aldıklarında, fiziksel gerçekliğimizde neler olacak bilmiyorum… Ama size nasıl hissedeceğimizi, nasıl gelişeceğimizi ve bu birlikteliğin bilincimizi nasıl genişleteceğini söyleyebilirim.

Öncelikle, “felaketler olacak” diye bir beklentiye girmeyelim, evren tarafsızdır, uyanmamız, ilerlememiz için ne gerekiyorsa o olur. Ama hiç beklenmedik olaylar olacağını, sürprizler yaşayacağımızı biliyoruz. Bu olaylar, kişisel ya da toplumsal olabilir. Aslına bakarsanız her gün bir sürü sürpriz yaşıyoruz bile! Bazılarımız birden bire terfi ediyor, öyle güzel bir sürpriz oluyor ki! Bazılarımız bir anda hayat arkadaşıyla tanışıyor ve her şey değişiyor, bazılarımız en karamsar anında beklenmedik bir yardım alıyor… Yani beklenmedik olaylar kavramımızı genişletmeliyiz.

Bu enerji altında beklenmediğin amacı bizleri içten değiştirmektir. Bir anda ruhsal, duygusal, zihinsel topoğrafyamız bambaşka olur. En büyük değişim ihtiyacımız ise o eski, saplanıp kaldığımız döngüler ve davranış ve düşünce kalıplarıdır. Bu görkemli enerji, Michael’ın kılıcı gibi o döngüleri, o kalıpları tamamen etkisiz kılıp yok edebilir. Direnmediğimiz zaman rahat ederiz. Direnmediğimiz zaman tek hissettiğimiz büyük bir genişlemedir. Esaret zincirleri kırılmıştır, özgürlüğün hiç bilmediğimiz esintisini hissederiz.

Bu gezegenler Zodyak’ta ne kadar yavaş ilerleseler de aslında her ikisi de geleceğin enerjisini ve hızı temsil ederler.  Eris hep değişim getirir ve bunu hızla yapar, Uranüs çakan şimşek, elektrik ve uyandırıcıdır, teknolojiktir. Bu ikisinin ortak özelliği ise isyankâr ve eksantrik olmalarıdır. Her ikisi de devrimcidir. İster beğenin, ister beğenmeyin, kaç yaşında olursanız olun, ne kadar oturmuş düzeniniz olursa olsun, evrimleşeceğiz, değişeceğiz. Olduğumuz yerde kalmamızın imkânı bulunmuyor. Ve bunu çok hızlı bir şekilde gerçekleştiriyoruz.

Değişim, değişim, değişim… Hızla!

Arkadaşlar, bu yazıyı aklımda tasarlarken, yıldız haritasına ve açılara bakarken sürekli zihnimde ’68 şarkıları çalıyordu.  Aklıma sadece çiçek çocukları değil, Gezi olayları da geldi. Cuma günü ise hiç aklıma gelmezken Bob Dylan’ın şiirleri ve şarkı sözleriyle Nobel Edebiyat Ödülü aldığını öğrendim. Bir şeyler, bilincimize yeniden “eşitlik, kardeşlik, özgürlük” kavramlarını hatırlatıyordu.

(Yukarıda bence en başarılı Dylan uyarlamalarından Guns n’ Roses’dan “Knocking on heaven’s door”, daha yukarıda ise Dylan’ın son albümünden bir parça bulunuyor.)

Sonra fark ettim, aslında bu, geçen yıl sona eren Öncü Burçlardaki Büyük Kare Açının hatırlatıldığı ve yeniden tetiklendiği bir dönem. (Eski okuyucular bu açıyı ve etkilerini gayet iyi bilir, yeni okuyucular ise şu bağlantıya bakabilirler) Bana göre, çok benzer bir ruhla ama çok daha geniş ve olgunlaşmış bir bilinçle dünyanın insanları yeniden bir araya gelebilir. Uyanmak, insanları hep harekete geçirmiştir.  Ve bu dolunaydan daha büyük bir uyandırıcı enerji ben henüz görmedim!

Evet, yeni döneme girdik. Ekim ayının 1 enerjisi çalışıyor. Hızla 2016’yı bitiriyoruz.

Önümüzdeki ay Kasım ayının çifte 1 enerjisini yaşayacağız, 11-11 bence SIFIR NOKTASI ALANInın başlangıcı olacak. Yerçekimsiz bölgede gibi hissedebiliriz kendimizi ama bu alan yeni yıla ve enerjilere hazırlanmamız için şart. 12-12 kapısından ve gündönümü enerjilerinden de geçtiğimizde, 2017’nin yepyeni başlangıçlarına, “1” senesinin enerjilerine hazır olacağız.

davide-%ef%bb%bf-bonazziMichael (Baş Melek Mikail), bu sonbaharın sonunda hepimizin, bütün insanlığın birbirimize çok yakın bir bilinç düzeyine yükseleceğini söylemişti. Bunu söylediğinde sanırım Temmuzdu ve ben “mümkün olabilir mi, nasıl olabilir?” gibi şüpheleri aklımdan geçiriyordum. Şimdi, “belki de olabilir” diyorum. Önümüzde, şimdiye dek yaşanmış en skandallı, en tuhaf ABD başkanlık seçimleri var, eski monarşilerin baş değiştirdiği ülkeler var, yeni teknolojiler, Wikileaks ve benzerleri çalışmaya devam ediyor, dünyanın her yerinde çözüme odaklı, sürekli çözüm üreten insanlar var. Neden olmasın?

Bu Süper Dolunay, Uranüs ve Eris harika bir Sabian sembolünde: “Açık bir pencereden içeriye esen rüzgârla bolluk simgesi boynuz haline gelen tül perde”:Olasılıklar, zengin hayal gücünün getirdiği yaratıcılık, fırsat kapıları, zenginlik, bolluk, bereketi anlatan bu sembol, ister istemez içeriye giren değişim rüzgârlarını anlatıyor bu sefer. Bu açı bildiğiniz gibi uzun süredir aktif. Bu dönemde direncimize bağlı olarak, bütün bu lütufları kabul edebiliriz. “Direncimize bağlı olarak” dedim çünkü bazılarımız lütufların belli şekillerde olmasını istiyor, o yüzden daha da büyük fırsatlar, ödüller ve bolluğa “hayır” diyor. Gelene direnmeyin arkadaşlar. Minnet duyun.

Bu dolunay, cesur yürekler için. Bu dolunay sınırları yok etmek için. Bu dolunay dengeyle ilerlemek için. Bu dolunay hız isteyenler, değişim isteyenler ve bundan korkmayanlar için!

İşte bu yüzden bu ay USTALIĞIN ayı. Her birimiz ustalığımızı ortaya koymaya ve ustalıkla yaratıcı kaosun tam ortasında manevraya çağrılıyoruz.

(İlgili bilgiler yeni ay yazısında)

Süper Dolunayın enerji girişi 14 Ekim Cuma başladı, dolunay 16 Ekim saat 07.23 de gerçekleşiyor (İstanbul), enerji dalgası hafta sonuna kadar hissedilecek. Bu süper dolunayın etkileri ise bir ömür boyu bizimle kalabilecek şekilde önemli ve muazzam!

Hepinize harika bir dolunay dönemi diliyorum.

©2016 Mor Alev

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

9 comments

  1. Sevgili sevgililer;
    Gerçekleşiyor. Herşey evet ama herşey gerçekleşiyor, burdan umut isteyen kalplere sesleniyorum. Gerçekliliğimizi bulalım sevgi ile sadece odaklanın. Moralev daha önce belirtmişti gerçekten istediğiniz nedir. İstekleriniz gerçekten kalbinizden geçen şeyler mi yoksa öğrendiğimiz şeyler mi? Şüpheyi ve korkuyu silelim. Yahut o duyguların hakim olması durumunda neleri kaçırdığımızı görelim. Ve üzülmeyin aslında birşeyi kaçırmazsınız sadece daha iyi görüp kavramamız içindir herşey. Kenetlenme çok önemlidir. Sevdiğiniz herşeye kenetlenin sevgiyle evet sevgiyle. Sevginin sahtesi olur diye bir söylem duydum bir arkadaşımdan, hayır sevginin sahtesi ve taklidi olamaz sevgi sevgidir ve o en yüce duygudur. Ve varlığımızın teminatıdır. Sadece o istediğiniz kanala frekansa geçmek ve uyumlanmak için kendinizi Yükseltin. Dinlediğiniz müzikle yaptığınız iş ile aileniz ile çocuklarınız ile inandıklarınız ile ayrıştıran çağrılara kulak asmayın. Herşey gereklidir evrende ve hiçbirşey sebepsiz değildir ve olaylara değil ardındaki gerçeklere bakın. Allah hiç bir şeyi yoktan sebepsiz varetmediği gibi hiçbir kötülüğüde varetmemiştir. Sadece kendisi gibi irade sahibi varlıklara yani bizlere kendisini anlamamız için bir fırsat vermiştir ve onu kötüye kullanmanın nasıl bir his olduğunu anlamamız için. Bazı insanlar bazen melekler gibi olmak ister şöyle derler ” keşke bizlerde onlar gibi iradesiz olsak ve iyilik için hizmet etsek” . İşin güzel yanı şudur melekler gibi saf masum ve iyilik üzerine yaşayabiliriz. Bizler bu kudrete sahibiz. Vazgeçersek gerçekleşmez. Vazgeçmeyin asla pes etmeyin. Allah bizimle biz onunla beraberiz.
    Korkmayın üzülmeyin hüzünlenmeyin endişeye kapılmayın Allah bizimle beraber biz onumla beraberiz.
    Sevgiyle kalın.

    Liked by 1 kişi

  2. Sevgili mor alev,artik eskisi gibi değilim ve değiliz!çok uğraştık,anlamaya,anlamlandirmaya,arinmaya,dinlenmeye,birakmaya,yenilenmeye,yardim almaya ve vermeye..kendi hayatim içinden şimdi görebildiğim,icimde ve disimda Bir’lik ve denge dileğim ve bunu o kadar derin bir bağla hissediyorum ki!yardımı olan rehberlik eden tüm enerjilere,insanlara,gorduren gözlere,bildiren ruhuma ve tim rehberlerin(yere düşen yapraktan,ucan kelebeğe,dogadan aldığım tüm derslerine,sukurlerime…..)tesekkur ederim! Sayımız cogalsin!tüm dünyayı sarsın!😘❤️🙏

    Liked by 1 kişi

  3. Dün gün batımında arabayla eve dönerken hayretle bağırdım .Ay ın etrafındaki KESK’in çizgiyi bu yaşıma kadar hiç görmemiştim. Çok etkilendim . Hücrelerim ürperdi diyebilirim.Dakikalarca konuşamadan baktım . Beni çok etkiledi bu defaki dolunay, üzerine sizin yazdıklarınızı okumak belli bilgiyi almak.Artık harekete geçmek gerek , kapımız çalınıyor durmak yok. Mor Alev bu bilinci verdiğin için teşekkürler, çok teşekkürler, iyi ki VARSINIZ .

    Liked by 1 kişi

  4. Bu gece gördüğüm rüyanın tabiri bu yazı olsa gerek. Rüyamda çok değer verdiğim bir kişinin bana, çok sabrettigimi ama buna değecek cok guzel gelismelerin olacagini ifade etmesinin ardından çok neşeli bir şekilde uyandım ve telefonumda bugünkü yazınızı gördüm ve mutluluğum katlandı. Sanki rüyamın tabiri gibiydi. Güzel yazınız için sonsuz teşekkürler Mor Alev 😇 😇 😇

    Liked by 1 kişi

  5. Akşam eve dönerken arabanın camından koskocaman bir Dolunay’ın bana baktığını gördüm! O kadar parlak ve güçlü bakıyordu ki birşeyler söylemek istiyordu besbelli. Ben de sordum kendisine acaba neler anlatmak istiyorsun?..Cevabı sizin yazınız ile geldi!
    68 devrimi benim de günlerdir hep aklımdaydı, her nekadar 1987 Uyumlu Birleşme ile birşeyler netleşmiş olsa da bugüne kadar gelen uyanış dalgasının o zaman başladığına, ve yavaş fakat güçlü ve uzun soluklu etkisi olduğuna inanıyorum.
    Özveriyle hazırladğınız bu güzel yazı, mesajlarınız ve Bob Dylan’ın harika şarkıları için de ayrıca teşekkürler ❤

    Liked by 1 kişi

  6. Dolaylı olarak diğer yazılarda görsem de, soruma direkt cevap olan yazıları dün buldum ve okudum. Ne kadar şanslıyım.
    https://moralev.com/2015/01/13/konsey-kimlerden-olusuyor-konsey-mesaj-15/
    https://moralev.com/2015/03/30/neden-daha-fazla-bekleyesiniz-ki-konsey-mesaj-23/
    Konseyin görüntüsü, hafızamda ya da rüya hatıralarımda yok ya da hatırlamıyorum. Ancak çok uzun bir süre, özellikle 2012 ve 2013 seneleri boyunca, duyduklarımın konsey konuşmaları olduğunu şimdi bu iki yazıyla örtüştüğünden çıkarıyorum. Eski iletişim tekniklerimizdeki araya karışan telefon hattı gibi hissediyordum kendimi. Bu gündüz uyanıkken ya da yatağa uyku için henüz uzanmışken oluyordu. Birileri, birileri hakkında konuşuyor, tartışıyordu sürekli. Biraz da utanarak, sizi duyuyorum sizi duyuyorum diyordum. Onlar devam ediyordu. Bahis konusu olan kişiler hakkında da hiçbir fikrim yoktu. Bazen görüntüleri de gelmesine rağmen, -bebeğini emziren bir lohusa anne, acil toplantısına yetişmekte olan bir işadamı, evinin penceresinden sokağı izleyen bir yaşlı teyze-, hiçbiri tanıdık değildi. Sonra zamanla bu duyduklarım ve gördüklerim kesildi. Sonra konseyden mi bilmiyorum, ben kendimden biliyordum, kişisel, bana özel cümleler gelmeye başladı.
    Yazılar arasında sırasız hoplarken, bir yazınız beni çok etkiledi, içindeki bilgiler de.
    https://moralev.com/2014/11/13/11-11-fiziksel-etkiler-ve-cok-onemli-bir-cagri-mor-alev-seans-notlari/
    2013 sonlarından itibaren özellikle gözlerimi kapadığımda, renkli-hareketli dumanlar olarak tanımladığım görüntüler görmeye başladım. Halen de devam ediyor. Bunlar bazen, rengarenk, içine çeken ya da içinden gelen girdaplara dönüşüyor. Sesler, cümleler, görüntüler… Paylaşacağım kimse yoktu. Düzenli tıbbi kontrolden geçtim, fiziksel ya da psikolojik sapma sebebi de yoktu. Ben de bir yandan, fizik biyoloji matematik ne olursa bilimsel dayanaklar aramaya başladım. Bir yandan da, kim bunlar, ne bunlar, uzaylılar mı, ele mi geçirildim, ele mi geçiriliyoruz gibi dayanaksız ve nasılsa korku da içermeyen sorularımı susturmak adına dualar okudum. Ve araştırmalarımın sonunda bir gün, bu görüntülerin ne olduğunu buldum: Matematikçilerin deyişiyle Torus. Ya da farklı alanlarda Torus Akımı, Torus Akışı olarak adlandırılan örüntüler. Gerçi sonra bir cümle aldım: ”Gördüklerin gözlerin açıkken gördüklerinden farklı değil, sadece görüntü, takip etme”. Ve şimdi 14 Kasım 2014 tarihli yazınızda karşımda yine: Torus.
    O günlerden bu yana günlük hayatımda ”biz” yerine özellikle sık sık kullanmayı seçtiğim ve özenle severek coşkuyla söylediğim ”Hepimiz” sözcüğü var bir de. Ve yine bu yazınızda diyorsunuz ki;

    –“Bu mesajı bize kim veriyor?” diye sorduğumda “Hepimiz” diye bir cevap geliyor. “Hepimiz” e yukarıda bahsettiğim bütün ışık varlıkları dahil.–

    Hepimizi seviyorum. Güzel mutlu hayırlı dengeli bir dolunay dilerim.

    Öğretileri araştırıp inceleyip ilgilenmeme rağmen kendimden öğrenmeyi tercih ettim. Amerika’yı tekrar tekrar keşfetmek gibi olsa da memnunum yolumdan. Takip ya da teyit değilse de, yolların kesiştiğini, aynı zirveye vardığını küçük rastlantılarla görmek büyük sevinç veriyor. Yalnızlıktan vazgeçmeden (çünkü çok seviyorum) yalnızlığı paylaşmak gibi. Sanırım kendimizi yönetirken, ek bir çaba sarfetmeden bir yan ürün olarak eşzamanlılığı da yönetiyoruz. İçimde büyük coşku ve heyecan var. Ve aynı anda ağır bir durgunluk. İkisini bir arada ilk defa deneyimliyorum. Ve tüm bu yıllar boyunca illüzyondaki suretimi ve çevresini dağıttığımın karıştırdığımın farkındayım, bu coşku, heyecan ve tutkuyla da toparlayabileceğimin. Ve okudukça okuyasım, paylaştıkça paylaşasım, yazdıkça yazasım var. Hepimizin yolu açık ve sevgi olsun. İyi ki şimdi ve buradayız. Sevgi ve Teşekkürlerimle,
    Dün ilk defa okuduğum bu yazıları da paylaşmam gerek.
    https://moralev.com/2015/05/27/gercek-dunya-kelebek-ayi/
    https://moralev.com/2014/11/17/gaiadan-bir-mesaj-mor-alev-seans-notlari/

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.