Yaratım, Güven ve Drama Bağımlılığı

Morning at Hippie Beach - Singleton Hippie ArtNeye güveniyorsunuz? – Taryn Crimi aracılığıyla Melek Rehberler

Merhaba ve hoş geldiniz, bizler sizlerin Melek Rehberleriniziz. Bugün dikkatlerinizi güven konusuna çekmek istiyoruz. Görüyorsunuz, aranızda pek çokları şüphe, korku ve endişe dönemleri deneyimliyorsunuz ve tepkiniz genellikle onu salıverme arzusu. Ama nasıl?

Bugünün konusuna o yüzden “neye güveniyorsunuz” başlığını koyuyoruz. Sizlere özellikle şunu işaret etmek istiyoruz, her zaman güveniyorsunuz ve bu yüzden her zaman yaratıma giriyorsunuz. Gerçekte, güvenmediğiniz tek bir an bile yok.

Bizlerin en sık olarak aldığı cevap, nasıl sürekli güveniyorum ve hala daha şüphe, korkular ve endişeler deneyimliyorum? Ahhhhh, ve buna biz de şöyle cevap veriyoruz, çünkü tercih etmediğiniz şeylerin yaratımına güveniyorsunuz. Bunu sindirmek için bir dakikalığına zaman tanıyın.

Korku içinde hissettiğinizde, bunun sebebi tercih etmediğiniz deneyime güveninizi vermenizden kaynaklanıyor, sonra da bu deneyimin gerçekleşeceğinden korkuyorsunuz. Korku hissettiğinizde, bu durum, yaratmak istemediğiniz bir şeyin yaratımına duyduğunuz güveni açıkça ortaya koyar.

İşte bu yüzden, GÜVENİNİZİ ve odaklanmanızı kendiniz için yaratmayı tercih ettiğiniz şeye yönlendirmek üzere sizleri teşvik etmek istiyoruz. Güveninizi tercih ettiğinize verdiğinizde, artık korku ya da endişe dolu hissetmezsiniz. Çünkü deneyimlemeyi istediğiniz şeye güveniyorsunuz.

Görüyor musunuz? Tercih ettiklerinizi yaratmak, tercih etmediklerinizi yaratmaktan daha zor değil. O zaman, neden zorluklarla dolu bir şeyi yaratmak, keyifli bir şeyi yaratmaktan daha kolaymış gibi hissettiriyor? Buna da şöyle cevap vereceğiz: Çünkü onun gerçekleşmesinden korkarak, istemediğinize büyük bir dikkatle odaklanıyorsunuz.

Eğer, tüm dikkatinizi olmasını tercih ettiğiniz şeye odaklarsanız, bir o kadar kolay şekilde keyifli yaratımlarınız olur. Evren tarafsızdır. Kötü yaratımları kötü insanlara, iyi yaratımları onlara en çok layık olanlara getirmez. O bir aynadır. Sadece dikkatinizi odaklamayı seçtiğiniz şeyi yansıtır.

Her biriniz yaratımda son derece beceriklisiniz, aslında, her dakika yaratıyorsunuz. Güveninizi yaratmak istediğinize verin ve artık korku dolu hissetmeyeceksiniz, artık şüphe duymayacaksınız. İşte şüpheyi böyle elersiniz. Güvenmeyi bilmediğinizden değil, her zaman bir şeylere güveniyorsunuz. Yaratmayı tercih ettiğiniz şeye güveninizi vermeyi hatırlamalısınız.

Bu çok basit gelebilir, çünkü öyle! Bu kadar zor olmak zorunda değil! Hayat kolay olabilir, bol eş-zamanlılıklarla, zevkle ve coşkuyla dolu olabilir. Çok güçlü yaratıcılarsınız. Dışarıya ne veriyorsanız, aynen onu alıyorsunuz.

Kendiniz için yaratmayı arzuladığınıza güvenin ve korkular dağılacaktır. Dünyanızda bizim çok uygun bulduğumuz bir sözünüz var: “Rüyalarınızı besleyerek, korkularınızı aç bırakın.” Hayallerinizi odaklanarak besleyin, niyetinizle besleyin ve yaratımda olduklarına dair güveninizle besleyin. İşte şimdi size soruyoruz, neye güveniyorsunuz?

Umarız bu mesajı yardımcı buldunuz ve bir şekilde sizlere hizmet edebildik.

Sevgi ve Işıkla, bizler sizlerin Melek Rehberleriniz.

Melek Rehberlere ve aracılık eden Taryn Crimi’ye çok teşekkürler. Çevirisi Mor Alev tarafından yapılmıştır. (www.Angelic-Guides.com)

Korkuların sebepleri ve onların ötesine geçmek

Sevgili Dostlar, bu konuda blogda bir tarama yaptım ve defalarca yaratım, olumlu olana odaklanma ve korkularımız hakkında yazdığımı buldum. Hatta 2014 de yine Melek Rehberlerin başka bir yazısına şu notu düşmüşüm:

“Zaman zaman “Geleceğe Dönüş” ya da “Kişisel Danışmanlık” çalışması yaptığımda ve ziyaretçilerim hayatlarında en çok istedikleri şeyleri gerçekleştirdiklerini gördüklerinde, ilk tepkileri “Ama bu benim hayalim” demek oluyor. Bu da ortaya çok ilginç bir sonuç çıkarıyor: Pek çoğumuz hayallerimizi gerçekleştirebileceğimize inanmıyoruz! Ve hatta o hayallere, arzu ve tutkulara sanki gereksiz birer Hollywood filmiymiş gibi davranıyoruz! Hayallerini gerçekleştirmek konusunda çoğunlukla büyük bir dirençle karşılaşıyorum. Hayallerimize inanmazsak, nasıl mutlu, başarılı ve huzurlu hissedeceğiz? Nasıl yeni, parlak, adil, sevgi dolu bir dünya yaratacağız?

Çok şükrediyorum ki, birlikte çalışmış olduğum ve aynen yukarıdaki yorumu yapan çok sayıda insan bana geri dönüp, “Evet, pek inanmadım, ama verilen tavsiyelere uydum, şimdi o gördüklerimin hepsi ve hatta daha iyisi oldu!” diyor. Bazen zamanlamada şaşırdığımızı, ve hayallerin çok daha çabuk gerçekleştiğini görüyoruz. Lütfen hayallerinize inanın, o yolda adımlar atın… Sonuçlar sizi yeni tutku ve hayallere götürecek, ve daha sonra daha da yenilerine… Böylece çok zevkli, çok verimli bir yaratıcı yola girmiş olacaksınız.”

Oysa, çoğumuz hayallerimize güvenmemeyi tercih ediyoruz. Bunun sebepleri ve çözümleri hakkında da şu makaleler özellikle öne çıkıyor:

Ayrıca, yaşadığımız ve özellikle de önümüzdeki aylarda yaşayacağımız son derece hızlı günler için bir başka yazımı da, yaratımınıza ve hayallerinizi gerçekleştirmenizde belki yardımcı olur düşüncesiyle ekliyorum:

Drama Bağımlılığı

Michael's swordİlgi alanım gereği hayatın her köşesinden gelen kişilerle karşılaştığımı sanırım tahmin ediyorsunuz ve onlarla kalpten kalbe bir bağ kuruyoruz, hatta birbirimizde kendimizi görüyoruz. Bu sayede pek çok şey de öğreniyorum. Geçen gün çok ilginç bir seans yaşadım. Melek Rehberlerin yukarıdaki kelimeleriyle anlatırsam, ziyaretçim olumlu olabilecek hiçbir şeye ve çalışmamıza da güvenmeyen ve sadece olumsuz bir sisteme güvenen, kendini bu sistemin içinde güçsüz hisseden bir kişiydi. (Onu suçlayabilir miyiz? Bazen hepimiz doğru olmasa da böyle hissetmiyor muyuz?) Benim insan benliğim, ya da küçük benliğim de diyebiliriz, merak etmeye başladı: “Bu kişi neden burada? Bu çalışma, bu kadar güvenden uzak bir ortamda olmamalı, yapmamız gereken her şeyi yapıyor muyuz? Bu devasa dirence karşı nasıl enerjiyi yükseltebiliriz? Nasıl daha fazla yardımcı olabilirim? Seansın başarılı olmasını istiyorum ama nasıl?” gibi sorular zihnimde dönüyordu, yani o sırada ben de kendi şüphelerimi yaşamaya başladım diyebilirsiniz. Ama o anda Michael (Baş Melek Mikail) bir şeye işaret etti, bundan daha önce de kısaca bahsetmişti ama bu sefer sanki tam olarak zamanı gelmiş gibiydi, enerjisi kelimelerle ifade edemeyeceğim derecede güçlüydü. Bu çok önemli bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum, hatta yukarıdaki mesaja tamamlayıcı olarak da uygulayabilirsiniz:

Göbek deliğimizin tam üzerindeki çakra (çakra yazılarımdan bilirsiniz solar pleksus değil, göbek çakrası) duygusal sağlık ve duygusal farkındalığımızın yaşadığı yerdir. Burası, dolayısıyla bağımlılıkların da bulunduğu çakradır. Yaratımımıza engel olan, başımızı sürekli dramlarla belaya sokan durumumuza Michael “drama bağımlılığı” ismini verdi. Bu bana tam bir aydınlanma yaşattı!

Yani bizler bir şeylerin yumuşak, kolay, keyifli vs. olmamasına binlerce yıl öyle alıştık ki, bu durum bizde bağımlılık yarattı. Televizyon dizilerini, macera ya da duygusal romanları düşünün, her zaman en güzel günde bile bir sorun çıkar, birileri bir şeyleri bozar ya da kader araya girer. Ya da seyretmeye alıştığımız filmleri düşünün, beklenmedik anda beklenmedik sorunları çözmeye çalışır kahramanlar, kan revan içinde kalır, binalar patlar, vs., bizler de hayatı böyle görüyoruz. Hatta ancak böyle olursa, zorluklar yaşayıp onları atlatırsak, belki -sadece belki- en sonunda iyi şeylere layık olacağımıza inanıyoruz. Bu kısaca “drama bağımlılığı” ya da biraz daha ötesi “yunan trajedisi bağımlılığı”dır.

Bu yaratmış olduğumuz, öyle devasa bir negatif bağ ki, hayatımızın her yönünü etkiliyor. Yani, sağlıktan, ilişkilere, işimizden, ev hayatımıza, en ufak ayrıntılara kadar kendimize zorluklar ve dramlar yaratıyoruz. Michael kocaman ışık kılıcıyla göbek çakrasından uzanan bu bağı kesti ama önceden defalarca izin istedi ve tam bir “evet” alana kadar da bekledi. Çünkü en büyük direncimiz orada yatıyor. Dramdan kurtulmayı, yaşama ve evrene güvenmeyi gerçekten istiyor muyuz?

Cevabınız kesin bir “evet!” ise, Michael’ın yardımıyla drama bağımlılığınızı kesmenizi hepinize öneriyorum. Hatta hayatlar boyu geçirdiğimiz beyin yıkama işlemlerinden sonra, bence bu bağı uzunca bir süre her gün kesmeliyiz. Çünkü her bağımlılık gibi bu da zaman zaman tekrarlayacaktır, ta ki tam olarak sistemimizden çıkana dek. Umarım bu yöntemi faydalı bulursunuz. (Michael’la bağ kesmek için buraya tıklayın.)

Hepinize dramlardan uzak, mutlu, sakin ve olumlu yaratımınızın zirve yaptığı bir hafta diliyorum.

©2016 Mor Alev

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

12 comments

  1. Sevgili Mor Alev,

    Uzun zamandır sahip olduğum ruh hali, bana sorunlarımı kompleksleştirme ve neresinden başlayacağımı bilememe karışıklığını yaşatıyordu.

    Her sabah olduğu gibi bu sabah da merakla blogunuza girdim ve bu yazıyla karşılaştığımda, içimden derin bir ‘oh!’ çektim. Sanırım bu yazı bu denli arap saçına dönmüş iç dünyamı temizlemem için epeydir aradığım başlangıç noktasını bana veriyor.

    Ben bizimle paylaştığınız her kelime için teşekkür ediyorum. Karşılaşmamız bir tesadüf olmadığı gibi, bence önemli bir misyonu da içeriyor.

    Işık daima yanınıza olsun!

    Beğen

  2. Bir gün bir yazınızda, kendi kendimize basitçe uygulayabileceğimiz (elbetteki sizinle olan gibi olamaz ama) ‘Geleceğe Dönüş’ metoduna yer verebilir misiniz? ya da daha önce yazdıysanız linklerini paylaşabilir misiniz?

    Beğen

    1. Sevgili Melek, hayallerinize güvenmek de geleceğe dönüş gibidir. Meditasyon yapın, niyetlerinizi netçe ortaya koyun ve fırsatlar ortaya çıktığında harekete geçin. Sevgilerimle

      Beğen

  3. Sevgili, Mor Alev, gece uyumadan Bas Melek Mikaili çağrip, bizimle gece boyu çalişarak , drama bağimlilimizi kesmesini isteyebilirmiyiz? Çok teşekkürler,sevgilerimle :)))

    Beğen

  4. Çok teşekkür ederim Sevgili Mor Alev ve Melek Rehberlerimiz Sevgili Başmelek Mikail, ilk kez ofiste oturduğum halde bağ kesme gerçekleştirdim, dediğiniz gibi her yerde yapılabilir, yeter ki isteyelim, sadece akan göz yaşlarımı saklamakta biraz zorlandım diyebilirim 🙂 o yüzden yalnız olduğumuz yerlerde yapmak daha konforlu 🙂

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.