Sevgili Dostlar, genelde günün yazısı sabah meditasyonumda şekillenir. O gün ne yayınlanması gerekiyorsa, gün doğarken netleşir. Bir gün önce hazırlanmış olan yazı genelde bir kenara saklanır, zamanını beklemeye başlar ve yeniden yazmaya başlarım. Bu sabah da öyle oldu.
Altı aydır aynı konudayız: Özgür irade. Çok farklı şekillerde bu konuyu işliyoruz. Peki, özgür irade bu sabah neden öne çıkıyor? Çünkü özgür iradeyi kullanma şeklimiz ve kullanıp kullanmamayı seçmemiz bütünüyle kendimize verdiğimiz değerin, öz-değerimizin yansıması. Dün ve ay tutulması yazılarında konuştuğumuz gibi bu dönemde öz-değere ve dolayısıyla özgür iradeye büyük ölçüde odaklanacağız. Kendi iplerimizi kendi elimize alana dek, kendi benliğimizin değerini tam olarak kabul edene dek bu enerjiler bizi bırakmayacak.
İşte o yüzden bugün bu mesajda sizlerle iki eski yazıdan alıntıları paylaşmam gerekiyor (ya da Blog Hamileri tarafından isteniyor).
1- Eylül 2015’de Özgürlük ve Özgür İrade konusunda yarı-kanallıkla oluşturduğum makaleden hatırlatmalar:
Yaratan bizi özgür yarattı, biz özgür olmayı seçtik, bu gezegen bir özgür irade gezegeni, burada doğmayı biz istedik, hayat planlarımızı bizden başkası yapmadı. Yani başından sonuna, her detayıyla özgürüz.
Bence Eylül ayı, kendimizi bağladığımız yapılar, düşünce ve inanç sistemlerinden kurtulma arzusunun içimizde git gide yükseldiği bir ay olacak. Zincirleri kırmak, ruhumuzun aslını kabul etmek ve bu yolda önümüze kendi kendimizin koyduğu engelleri bir bir alaşağı etmek isteyeceğiz.
Her birimiz birer usta, birer meleğiz. Özellikle bu yaşamımızda, bildiklerimizi tümüyle hatırlamak, Gaia’nın yükselişini fiziksel olarak yaşamak ve bu arada Yaratan’ın kendisini deneyimlemesi için buradayız. Bunun için bizlere her türlü olanak sağlanıyor ya da şöyle diyelim: Biz en baştan bu konuda başarılı olabilmek için her türlü yeteneği yanımızda getirdik. Buna kendimiz için seçmiş olduğumuz rehberler, enerji rengimiz/frekansımız, meleklerimiz, öne çıkan çok boyutlu benliklerimiz, Galaktik deneyimlerimiz, yeryüzündeki yaşamlarımızdan öğrendiklerimiz ve Yüksek (Öz) Benliğimizle olan yakın ilişkimiz de dâhil.
Peki, bizi geride tutan şey nedir? Özgür olduğumuza inanmıyoruz. Kendi değerimize inanmıyoruz. Yaratan’ın bir parçası olarak birer yaratıcı olduğumuza inanmıyoruz.
Eylül enerjileri bize özgür iradesi olan varlıklar olduğumuzu hatırlatacak. Bunu bazıları bilinçli olarak hatırlayacak, bazıları ise “içimde isimlendiremediğim bir boşluk, bir arzu var” diyebilir ya da tamamen isyana yönlenebilir. Her zaman olduğu gibi, ne kadarına hazırsak o kadar güncelleneceğiz. Bu tarz yazıları okuyan sizler, hepiniz olanların farkındasınız… Bu inanılmaz değişim dönemini gerçek özgürlüğe adım olarak görmeniz önemli olmasa bu mesajı yazmaya yönlendirileceğimi sanmıyorum.
Özgürlük, özgür irade, özgür düşünce, özgür seçim ve bağımsızlık nedir? Bütün bu özgürlük tanımlarının başında “sorumluluğu kabul etmek” geliyor. Hayatınızdaki her şeyin, her detayın yaratıcısının siz olduğunuzu kalpten kabul etmek zor gelebilir. “Bu aileyi ben yaratmadım. Bu hastalığı ben yaratmadım. Ben böyle istemedim..” ya da “Başka şansım yoktu. Bu okulda okumayı, bu şehirde yaşamayı, bu evliliği…. (ekleyin ekleyebildiğiniz kadar) ben istemedim ama zorundaydım”. ”Hayır” diyebilirdiniz, diğer seçeneklere bakabilirdiniz. Bu şansınız her zaman vardı. Büyük ihtimalle korktunuz, çekindiniz, yaşamınızın otoritesini başkalarının ellerine emanet ettiniz, kendinize kurban rolünü seçtiniz ve şimdi de sonuçtan memnun değilsiniz.
Ama bu yazı yaşamınızda mutlu olmadığınız her konu hakkında kendinizi suçlamanız için yazılmıyor. Bu yazı önünüzde çok daha yeni ufuklar görebilme ihtiyacınız olduğu ve bunu başarmak için gerekli gücün zaten içinizde olduğunu hatırlatmak için yazılıyor.
Özellikle son dört yıldır adım adım yükselen enerjiler eski inanç, eskimiş bilgiler, şartlandırılmalar, suçluluk duyguları, yargılamalardan arınmak, onları salıvermek için idealdi. Şu anda bu arınma iyice tırmanmış durumda. Yaptığınız her seçimde, verdiğiniz her tepkide sevgiyi seçebilir ve arınmanızı güçlendirebilirsiniz. Böylece kendi özgür iradenizi de ilan etmiş olursunuz.
Kabul ettiğimiz her kavram yaşamımızda yerini alıyor. Burada seçim kabul edip etmemekte. Örneğin,“şimdiki gençler saygısız” diyenler hep saygısız gençlerle karşılaşıyor. Bu kavramı kabul ettikleri için gerçeklikleri onlarla doluyor. “Şimdiki çocuklar bizden çok daha ileri, her biri birer dahi, içten gelen bilgelikleri ve inanılmaz isabetli saptamaları var” diyenler ise o muhteşem çocukları hayatlarına dâhil ettikleri için sıklıkla onlarla karşılaşmaya başlıyor. Bu basit örneği lütfen yaşamınızda bir deneyin. Bir egzersiz olarak insanların içindeki ilahi güzelliği görmeyi niyet edin. Bu kavrama inanın, kabul edin, yaşantınıza katın ve sokağa çıkın. Böylece kendinizle birlikte karşılaştığınız herkesin enerjisini de yükseltmiş olursunuz. Sonuçlar inanılmaz olacaktır.
Sonra adım adım ilerleyin. Hep kalbinize danışın. Nasıl hissediyorsunuz? Çok basit. Olumlu mu, olumsuz mu? Yukarıda söylediğim gibi aslında hepiniz birer usta, birer meleksiniz. Kalbiniz bu gerçeği hatırlamanıza yardımcı olacaktır. “……. seçimimden memnun değilim, ne seçmeliyim?” Ya da “şahit olduğum ……. olayı beni rahatsız etti, kalbimde bununla ilgili ne yatıyor, kalbim bana ne diyor, beni nasıl bir harekete davet ediyor?” Arkadaşlar, özgürlük, tek tek bu seçimleri yapmanın ta kendisi!
Özgürlüğünüze özel yaşamınızda, iş hayatınızda, sosyal yaşamınızda, toplumsal ve hatta global yaşamınızda sahip çıkın. Eylül enerjileri tamamen arkanızda. Sosyal şartlandırılmalar, ana akım medya, filmler, diziler, kitaplarca davranış kalıplarımızı şekillendiren ve hatta binlerce yıldır gerçek ruhumuzu ezip bastıran yargı ve önyargıları tam şu anda bu yazıyı okurken tamamen güçsüz kılabilir ve yaşamınızdan silebilirsiniz. Sadece niyet edin ve teşekkürlerle salıverin.
Şu anda ülkemizde, komşu ülkelerde ve hatta dünyanın tamamında büyük bir kaos ve kargaşa yaşanmakta. Bunu hepimiz bekliyorduk. Michael (Baş Melek Mikail), Konsey, Arkturuslular, diğer baş melekler ve astroloji bize bütün bunların olacağını çok önceden haber verdiler. Bu blogda defalarca değişimin kaosla geldiği de yazıldı, bazen benim ellerim kullanıldı, bazen diğer kanalların mesajları.
Bulunduğumuz an özgür iradenizi kullanmanın tam zamanı! Şartlandırılmış zihniniz değil, kalbiniz ne diyorsa onu yapın. “Özgürlüğümü seçiyorum, sevgiyi seçiyorum ve kalbimi dinleyerek onun söylediği yönde 3 boyutlu dünyada somut adımlar atıyorum” diyebilirsiniz. Ya da sizlere öğretilmiş olduğu gibi hareketsizliği, duymamayı, görmemeyi seçersiniz, belki de karamsarlığı seçersiniz, bedeninizi, ruhunuzu negatif düşünceye teslim edersiniz. Hepsi ama hepsi sizin seçiminiz, sizin sorumluluğunuz. Belki yüzüncü defa yazıyorum ama tekrarlamakta fayda var: 2015 sorumluluğumuzu idrak etmenin ve sorumluluğu üzerimize almanın yılı. Özgürlük öylesine gelmiyor, yanında ayrılmaz yol arkadaşı sorumluluk da var. Ve özgürlükten kaçabiliriz ama sorumluluktan asla!
2- Konseyin Haziran 2015’de bizlerle paylaştığı özgür irade konusundaki mesajı:
Eğer izin verirseniz bugün biraz özgür iradeyi anlatmak istiyoruz. Şöyle bir görüş var ki, Yaratan tarafından buyurulan nihai hedefiniz “birlik” (birliktelik bilinci/ bütün olmak/Yaratan’a dönmek) olduğuna göre, özgür irade yoktur. Bir başka görüşe göre de, bunun anlamı bireyin yaşadığı anda canı ne isterse yapabileceğidir.
Her ikisi de doğrudur, yani nihai hedef Yaratan’la bir olmaktır ve sonuçlarına hiç önem vermeden istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. İlk seçenekte burası ile orası arasında, çok büyük miktarlarda kararlar vereceksiniz. İkincisinde, aslında gerçekten seçimlerinizin sonuçları olduğunu görebilirsiniz, bazıları iyi, bazıları da o kadar harika olmayan.
Aynı zamanda, “Bir” olmanızın şimdiye dek öğrendiğiniz ve deneyimlediğiniz her şeyi unutmanız demek olmadığının da farkında olun. Bunun ne amacı olurdu ki?
Görüyor musunuz, yukarıdakilerin her biri farklı seviyelerde dersler öğrenmeyi içeriyor? Eğer kişi iç bilmesini ve yönlendirilmesini çok uzun süre görmezden gelirse, adına zor dersler dediğiniz durumlardan öğrenmesi gerekiyor. Kişinin verdiği ya da vermekten sakındığı kararlar da öğrenmeye yol açıyor. O derslerin iyi ya da kötü olduğunu düşünmesi tamamen kişisel bakış açısıyla ilgilidir. Hayatınızı yaşayıp da geriye dönüp baktığınızda diyeceksiniz ki “hepsi iyiydi”. Ocağın sıcak olduğunu bilmek iyi bir şey değil midir?
Bazıları İlahi İradenin her şeyi yönettiğini söyler ve bu da gerçekten özgür iradeye sahip olmamanız demektir. Size bunu şöyle açıklayacağız: Kendi gerçek ilahi benliğinizle uyumlu olduğunuzda, sizin iradeniz ilahi iradedir. Arada görülen fark sadece görünüyor, çünkü sizler kendinizi ayrı olarak görüyorsunuz ve bu bir illüzyondur. Sıklıkla size söylendiği gibi, Yaratan’dan ayrı olarak var olmanız ne mümkündür, ne de ondan ayrısınız. Bu aynı zamanda “Tanrı her şeydir” ve bunun gibi sözlerle de ifade edilir. Ve bu harfiyen doğrudur. Hatta çok iyi bir mantığı vardır. Var olan her şey Tanrı’dır. Siz de var olandan yapıldınız. Böylece Tanrı’nın bütününü oluşturan parçalardan birisiniz.
Şimdi, bu reddedilemez şekilde doğru olduğuna göre, sizin iradenizin de İlahi İradenin bir parçası olduğu apaçık görünmüyor mu? Bizim bahsettiğimiz irade ile inatçılığı karıştırmayın. Etrafınızda sağduyu o kadar sık görülemeyebilir, ama iç bilmeniz, sizin ve diğerleri için en iyi olanın ne olduğu konusundaki yönlendirmeyi yapan bilme hissi, sizi yanlış yollara sevk etmeyecektir.
Bunlar bildiğiniz şeyler. Bu size doğruymuş gibi geliyorsa, bunu zaten bildiğiniz içindir. Eğer bir şey bu kategoriye uyuyorsa, asla yeni değildir. Evrensel ve ebedidir. Ama zaman zaman biz sizlere biraz hatırlatma yapabiliriz.
Yani, özgürce özgür iradenizi kullanın. Bu, buraya yapmaya geldiğiniz şeylerden biridir. Farkındaysanız, biz, konseydekiler, size rehberlik ederken, size hizmet ederken, asla ne yapmanız gerektiğini söylemeyiz. Biz sizlerin hayatlarına hizmet ediyoruz. Biz öğütleriz, biz bazen söylenebiliriz, bazen dürteriz. Bazen biz son derece kararlıyızdır. Ancak, hayatlarınızdaki kararlar, size ait olmalı. Çünkü öğrenmek o noktada gerçekleşir. Ve her deneyim öğrenmeyi yanında getirir, onun için yanlış yapıp yapmadığınız konusunda o kadar çok endişelenmeyin. Elinizden gelenin en iyisini yaptığınız biliniyor. Azminiz bizde büyük hayranlık uyandırıyor.
Buradaki pek çokları orada bulundular. Yaşadıklarınızı anlamak için deneyimlerden gelen bilgilere ihtiyaç vardır. Sizin şartlarınızı anlıyoruz. Ancak, sadece seçilmiş derslerinizde size yardımcı olabiliyoruz. Bir zaman gelecek, geriye bakıp bunun için şükredeceksiniz. Ve bizler aranızdan bir kaçının “Aynen” dediğini duyuyoruz. (Mor Alev: İronik bir şekilde) Ancak şunu da biliyoruz ki, siz her zaman devam etmeye devam edeceksiniz.
***
Bu haftaki Venüs-Chiron birleşmesinde değersizlikle ilgili ne kadar yanlış bildiğimiz olgu, ne kadar yanlış inancımız, düşüncemiz ve alışkanlığımız varsa ortaya çıkacak. Peki, neden şimdi? Birinci cevap: Çünkü hazırız! İkinci cevap: Uranüs-Eris birleşmesi bizleri hiç bilmediğimiz bir alana taşıyacak. Mayıs-Haziran’a kadar vaktimiz var. Bu yeni alanda her bir seçimimizi kendi özgür irademizle ve özümüze olan saygı ve sevgimizle yapmamız hem dünyanın geleceği, hem de kişisel geleceğimiz açısından çok önemli!
Lütfen bu konuda biraz düşünün, günlük ufak tefek seçimlerinizi de gözden geçirin. Hangileri sizin gerçek değerinizi yansıtıyor? Hangileri bir zamanlar egonuza yerleştirilmiş alışkanlıklar? Her zamanki gibi önce bebek adımlarıyla başlıyoruz, sonra koşar adım giderken birden bire büyük bir zıplama yaşıyoruz. Haydi öz-değer ve özgürlüğe doğru yola çıkıyoruz!
©Mor Alev 2016
Yukarıdaki Konsey mesajı için Ron Head’e teşekkürler. (ronahead.com)
Not Tekrarı: Arkadaşlar, sanırım bu tutulma dönemi pek çoğunuzun içinde bir şeyleri tetikledi. Yağmur gibi email yağıyor sizlerden. Hepsini sırayla cevaplayacağım ama biraz zaman alacak. Sabrınızı rica ediyorum.
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Merhaba.Uzunca zamandır gelecek kaygısı yaşıyorum mesela tanıdığım bi insan (medyumda denilebilir aslında sayılmaz ama o konularda gelişmiş birisi ve güvendiğim bir insan) ilerideki mesleğimi söyledi yani kendi deneyiminden gördüğünü bende o an öyle bir meslekte bulunmayı düşünmüyordum ama o öyle söyleyince sanki o yöne itiliyormuş gibi hissediyorum yani eğer mesleği isteyerek yapsam bile aslında gerçekten istediğim için değilde o söylediği için sevecekmişim yapacakmışım gibi geliyor sanki yönlendirilmiş hissettim ve evleneceğim kişinin kahverengi gözlü olduğunu söyledi sonradan o kişiyle ilgili evlilik göremedim dedi bu söylediklerinin yanında sürekli gelecek değişebilir senin elinde de dedi ama yinede içime huzursuzluk doğdu.Yani yaşadıklarım güzel giderken bir anda şüphelere düşmeye başladım eğer şuan bitecekse olumsuz biterse diye.Söylediği sırada yeşil gözlü bir sevgilim vardı.Bu anlattıklarım size çok saçma gelebilir belki ama ciddi anlamda kaygılar yaşadığım dönemler oldu.Şu anda onlardan birisi eğer geleceğim hazırsa yaşamama gerek yok gibi düşünüyorum sürekli yanlış olduğunu bildiğim halde beynimde sürekli bu düşünceler kaynıyor.Anı yaşayamıyorum uzunca zamandır.Aklım sürekli olumsuz ihtimallere gidiyor.Eğer bitecekse güzel şeyler yaşamamın ne anlamı var diye saçma bi düşünce dönüp dolanıyor kafamda.Ne yapacağımı nasıl düşüneceğimi nasıl kararlar alacağımı bilemiyorum.Nasıl daha iyi hissedebilirim bilemiyorum.
Bu arada bloğunuzu çok beğeniyorum sürekli takip etmesemde ara ara canım bir anda girmek istiyor her girdiğimde de o günlerde aklıma takılan birşeylerle ilgili mesajlar oluyor sanki benim için özel hazırlanmış gibi hissediyorum gerçekten başarılı bir blog başarılarınızın devamının gelmesi dileklerimle..
BeğenBeğen
Sevgili Sarıbenek, ben geleceğimizi kendimizin yarattığına inanıyorum. Falcılık, medyumluk vs, bizlere sadece paralel gerçekliklerimizden birini gösteriyor. Geçmiş ya da gelecek yerine olduğunuz yere dönün. Blogun tamamını takip etseniz bu endişelerinizin yersiz olduğunu görürsünüz. Endişelerinizi yönetmek üzere salıverme çalışmaları öneririm. Sevgilerimle
BeğenBeğen
Merhaba Sevgili Mor Alev,
Harika paylaşımların için çok teşekkürler, özgür irade konusunda bir sorum var. Biz kendi irademizle seçimlerimizi yaparken başkalarının alanlarına girmediğimizden nasıl emin oluyoruz? bu mekanizma nasıl işliyor? Hiç anlaşamadığımız insanlarla ilişkilerimizde özgür irademizi ve yeni seçimlerimizi kullanmaya başladıkça ilişkiler iyileşiyor ancak burada o kişinin de değişimini tetikliyoruz. O kişinin bu değişimi onun iradesi ve farkındalığı dışında mı gerçekleşiyor?
BeğenBeğen
Sevgili Melek, gücümüzü başkalarını değiştirmek niyetiyle kullanmadığımızda değişim doğal ve evrensel kurallara uygun olarak geliyor. Kişinin değişimi asla onun iradesi dışında gerçekleşemez, kimi işaretleri görür ve değişmemek için inat eder, kimi işaretleri görür ve değişimi başlatır. Biz sadece kendimizden sorumluyuz. Onlar da kendilerinden. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerimle
BeğenBeğen