Arkturus Grup Mesajı: Zorlu kişisel derslerin sona erdiği nokta gelmek üzere – Marilyn Raffaele

Healer by Betty HatchettDeğerli Sevgililer,

Yükseliş yolculuğunuzla ilgili sizleri bilgilendirmek ve yüreklendirmek üzere, hepinizi sevgiyle selamlıyoruz.  Çoğunuza göre hiçbir şey olmuyormuş gibi görünse de, her şey plana uygun ilerlemektedir. Yeniye uyum sağlarken, aynı zamanda eski ve bitmiş olan her şeyin salıverilme ve arınma işlemi, insan bedeni için zaman ve enerji gerektirir. Ve bu da genellikle enerji düşüklüğü, yorgunluk ve halsizlik şeklinde tezahür eder. Bu süreci, çok daha fazla dinlenerek geçirin.

Bir birey evrimleşmeye karar vermişse, kaç sene ya da kaç ömür önce bu kararı almış olursa olsun,  karar verdiği o an “trenin istasyondan hareket ettiği” andır. Çoğunuz, henüz tamamlamadığınız üçüncü boyutsal derslerinizi tamamlamak ve “mezun” olabilmek için,  güçlü yükseliş enerjileri barındıran bu dönemde yeryüzünde olmayı, özellikle seçtiniz.

Bazılarınızın bu yaşamında bu kadar acı ve zor deneyimler geçirmesinin nedeni budur. Şunu bilin ki, ilahi rehberlerinize ve öğretmenlerinize “haydi bana yolu göster” dediğiniz ve gerçeği ciddi bir şekilde aramaya başladığınız anda, spiritüel anlamda tamamen “uyanmanız” için gerekli olan, ama henüz deneyimlemediğiniz tüm derslerin karşınıza çıkmasına izin vermiş olursunuz.

Size en çok acı vermiş olan deneyimlerinizi,  şimdiki gelişmiş farkındalığınızla, tekrar gözden geçirin ve kendinize şu soruyu sorun; “Ben bu deneyimden ne öğrendim?” Bir bakmışsınız, size en zor zamanları yaşatmış olan kişilere dua ve teşekkür ediyorsunuz. Çünkü Yaşanan bu tür deneyimler, kişinin kendi inanç sistemini yeniden gözden geçirmesi için, onu zorlamaya hizmet ederler. Tabii ki kişinin söz konusu durumla ilgili inançlarını ve kavramlarını salıvermeye hazır olması ve bunu istemesi gerekir. 

Ruhsal olarak gelişebilmeniz için gerekli olduğuna inandığınız gelenekleri, ritüelleri veya eylemleri bırakmanın artık zamanı gelmiştir. Bu tür şeylerin aslında hiçbir gücü yoktur. Sadece sizin onlara olan inancınız, harici olan bu şeylere güç verir. Çünkü esas güç sizin içinizdedir.

Yükseliş yolculuğunun ilk başlarında bu tür “yardımcı gereçler” önemlidir ve derin bir farkındalığa geçilmesini sağlayan bir köprü vazifesi görürler. Ancak kişi bir kez, bütün gücün kendi içinde olduğu bilincine eriştiğinde, bu tür yardımcı gereçlere ihtiyacı kalmayacaktır. Çünkü bu tür gereçler, artık amacını tamamlamışlardır.

Eğer bu tür şeyler yapmaktan hoşlanıyorsanız, yapmayın demiyoruz. Sembolik olarak mum yakmak, enerjilerinden dolayı kristallerle çalışmak, şifa verici özelliklerinden dolayı kokulu yağlar kullanmak gibi bazı şeyleri uygulamak, sizin için canlandırıcı ve uyarıcı olabilir. Ya da İlahi söylemek, şamanların yaptığı gibi davul çalmak, dans etmek vs. vs. gibi ritüelleri istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Ancak bunların hiçbirinin sizi, zaten olduğunuzdan daha tam ve bütün yapamayacağını bilerek yapın.   

Gerçeği arayan birçok samimi öğrencinin, toplumun tespit ettiği bir takım “spiritüellik kavramlarına” göre “mükemmel” olabilmek için, hala daha mücadele verdiğini görüyoruz. Sonra da bu kriterleri layıkıyla yerine getiremediklerinden dolayı, kendilerinin başarısız olduğuna inandıklarını da biliyoruz.

Toplumsal spiritüellik kavramlarının büyük bir çoğunluğu, sadece sözde “uzmanlar” tarafından spiritüel sayılan bazı şeylerin değil, aslında var olan her şeyin spiritüel olduğunu bile anlamayan bir dünyayı temsil eder. 

İnsanoğlunun tespit ettiği “mükemmellik standardına” erişmek için mücadele vermenin hiçbir anlamı ya da faydası yoktur. Gerçeği idrak etme yolunda ilerledikçe,  zaten doğanız gereği mükemmel ve bütün olduğunuzu anlayacaksınız. İnsanoğlunun (uyanmamış) bilinci, genelde bunu anlayamaz. Bundan dolayı da zıtlık ve ayrımcılık içeren sayısız yaşam karelerini, gayet başarılı bir şekilde tezahür ettirir.

Başkalarını koşulsuz olarak sevebilmeniz, sadece kendinizi her şekilde koşulsuz olarak sevmenizle mümkündür. Dünya’da yaygın bir yanlış inanış vardır. “Sevgiye, daima “sevme, beğenme” duygusu eşlik eder. Aksi takdirde sevgi olmaz” diye… Sonra da bu inanç doğrultusunda aşağılık ya da rezil bir şey yapan birisini gördüğünüz de; “Bu kişi için (koşulsuz)sevgi hissedemem. O halde spiritüel anlamda başarısızım demektir” diye düşünürsünüz.

Birisinin tam bir pislik gibi davrandığını keşfetmek, kötü bir şey değildir. Hatta pislik gibi davranan kişinin kendiniz olduğunu bile keşfetmiş olabilirsiniz.  Gözlem yeteneğiniz, spiritüel olarak geliştikçe kaybolmaz. Ancak bu yeteneğinizi “suçlama” ile birlikte kullanmamanız gerekir. Çünkü samimi ve suçlamadan uzak bir şekilde gözlem yapmak ve sonrasında olayı/konuyu incelenmek, evrimleşmeniz için güçlü bir araç teşkil eder.

Koşulsuz Sevgiyi yaşamak, herkesi evinize davet edeceksiniz, onlarla dost olmaya çalışacaksınız veya olacaksınız ya da onların her şeyini onaylayacaksınız demek değildir. Sadece, kendiniz de dâhil olmak üzere, yaşayan her canlının içinde İlahi bir Kıvılcım olduğunu idrak etmek demektir. O canlılar, her ne kadar size henüz “uyanmamış” gibi görünseler bile…

Hayır, Sevgililer! Koşulsuz Sevgiye, illa ki “sevme, beğeni” duygusu eşlik edecek diye bir şey yoktur. (Her ne kadar onun bir parçası olsa da) Koşulsuz Sevgi, aksi gibi görünse de tüm yaşam çekirdeğinin (tüm canlıların özünün)  Kutsal, İlahi olduğunu idrak etmiş bir bilinç seviyesinin doğal halidir. Koşulsuz Sevgi, ayrımcılık bilincini (Tanrıdan ve diğer her şeyden ayrı olunduğuna inanan bilinç) sergileyen her türlü negatif davranış şeklini algılayan bir bilinç durumudur.

Gelişmiş bir bilinç, eğer kişi spiritüel olarak büyüme aşamasındaysa, o kişinin toplumdan uzak vakit geçirmeye veya farkındalık seviyesine göre kendisini eğitmeye ihtiyaç duyduğunu anlar (anlayış gösterir.) Koşulsuz Sevgi, asla birilerine “paspas” olmanız anlamına gelmez. Ya da fiziksel, duygusal, zihinsel olarak zararlı olabilecek bazı durumlardan uzaklaşmanıza engel değildir. Koşulsuz Sevgi, içsel olarak yönlendirildiğiniz en uygun davranışı sergilerken (oradan uzaklaşmak, kalmak, aracı olmak vs.) o sırada durum nasıl görünürse görünsün, bu durumun içindeki gerçekliği idrak etme işlemidir.

Hata yapma veya başarısızlık diye bir şey yoktur. Sadece öğrenecek ve ders çıkaracak deneyimler vardır. Eğer her zaman her şey mükemmel olsaydı, o halde nasıl öğrenecektiniz? Sizler evrim ve gelişim yolunuz olarak, özellikle üçüncü boyutun enerjisini seçtiniz.  Çünkü “zıtlık ve ayrımcılık” boyutu, size birçok zorlayıcı ve öğretici fırsatlar sunmaktadır. “Dünyevi okuldan” mezun olan bir ruh, diğerleri için güçlü bir rehber olacaktır.

Artık gelişmek için ihtiyacınız kalmadığından dolayı, sizi oldukça zorlayan kişisel derslerin sona erdiği bir nokta (zaman dilimi) gelmek üzeredir. Böylece yaşamınız, çok daha kolaylaşacaktır. Birçoğunuz, yükseliş yolculuğunuzun bu noktasına ulaştınız bile, ya da hızla ulaşmak üzeresiniz. Ayrıca harici rehberler aramak yerine, içsel olarak (öz benliğiniz tarafından) yönlendirilmiş olmanızın hazzına varmaya başladınız.

Spiritüel öğrencilerin çoğu, bir yerde takılı kaldıklarında veya eski alışkanlıklarına geri döndüklerinde, hala daha kendilerini başarısız hissetmeye devam ediyor. Oysa kendinizi sevmek, karşı koymamayı ve kabullenmeyi içerir. Ne zaman kendinizi sevimsiz bir şey söylerken veya yaparken buluyorsanız, sadece kendinize şunu söyleyin; “İşte bu ilginç bir deneyimdi… Evet, bunu daha iyi halledebilirdim.” Eğer gerekiyorsa, o ‘hatayı’ daha sonra telafi edersiniz. Ama yukarıdaki cümleyi söyledikten sonra kendinizi toparlayın ve yolunuza devam edin. Çünkü ders alınmış demektir.

Her şey, ancak sizin yüklediğiniz kadar güce sahiptir. Hiçbir insani söz veya davranış, İlahi Gerçekliği değiştiremez. Hala daha, hangi inançlara, meselelere, eğilimlere, kavramlara, geleneklere, yasalara tutunduğunuzu incelemek için kendinize zaman ayırın.

Eğer bir öğrenci kendisini toplumun “kahramanları ve azizleri” ile karşılaştırmaya başlarsa, onun öz sevgiyi öğrenme işlemi, sık sık bloke olur. Hiç kimse bir diğerinin iç dünyasını, verdiği mücadeleleri ya da gerçekte kim olduğunu asla bilemez. Sizin başkaları hakkında bildikleriniz sadece, o dönemde  “büyüklük” olarak hangi kavramlar moda ise, o kavramların kıstas alındığı önyargılı görüşünüzdür.

Ünlü olmak, genellikle bazı gerekli hayat derslerini öğrenmek amacıyla doğum öncesi seçilmiş yaşam planının bir parçasıdır. Ve diğerlerinden daha iyi olmakla hiçbir alakası yoktur. Aslında hiç kimse bir diğerinden daha kutsal, daha iyi, daha mübarek ve daha yetenekli vs. değildir. Çünkü herkes ve her şey BİR’dir ve BİR’den yaratılmıştır.

BİR, kendisini sonsuz çeşit ve şekillerde tezahür ettirir. Ancak yaşamlar boyunca yaşanan deneyimler sayesinde herkes belli şeyleri çok daha iyi yapar olmuştur. “Mucize çocuklar” diye bir şey gerçekten yoktur. Bu genç yetenekler, sadece birçok ömrü aynı şeyi yaparak geçirmişlerdir, o kadar. Hepinizin, size gayet kolay gelen ama başkalarına göre yapılması zor olan bazı yetenekleriniz vardır. Çünkü siz onları, önceki yaşamlarınızda da yapmıştınız.

Yaptığı işte çok iyi olan herkes, şu an bulunduğu seviyeye gelebilmek için ömürler harcamıştır. Bu durum, sadece bir sanata, dansa, bir oyuna, bir şarkıya, ya da bilimle ilgi bir şeye merak sarmayla başlar. Sonraki yaşamlarda daha fazla bilgi ve teknik öğrenmenin peşine düşülür. O dönem için en iyi olan şey araştırılır, keşfedilir ve uygulanır.  Her yeni yaşamda, geçmiş yaşamda öğrenilenin üzerine biraz daha fazlası eklenir. Böylece “mucize veya dahi çocuk” doğmuş olur. Hepiniz eriştiğiniz bilinç durumunuzu, her yeniden doğuşunuzda yanınızda getiriyorsunuz.

Şu anda her kim ve ne iseniz, bunu kabullenmeyi ve onurlandırmayı öğrenmelisiniz.  Kim ve ne olduğunun tam olarak farkında olmayanlar, farkında oldukları kadarını kabullenip onurlandırmalıdır. Sizlerden sadece, yüksek farkındalığınızla yaşamanız bekleniyor. Ve böyle yaşadıkça, çok daha fazlası bahşedilecektir. Sezgilerinize güvenmeyi öğrendikçe, bir şeylerin ne zaman daha bir sevgi dolu yapılması veya söylenmesi gerektiğini, anında fark ettiğinizi göreceksiniz.

Bu dönemde insanoğlunun yeryüzünde karşılaştığı tüm soruların cevabı, Sevgidir. Büyük ya da küçük olsun, aşılamaz gibi görünen her sorun, Sevgi ile çözülebilir. Ruhsallığın tüm yollarını ve yöntemlerini sizlere gösteren spiritüel öğretmenlerin (ilahi veya yüksek varlıkların) Sevgi konusuyla ilgili sizi neden sürekli uyardıklarını, belki artık anlamışsınızdır.

Çevre kirliliği, savaş, her çeşit yetersizlik, eksiklik veya sınırlamalar, asla Sevgi enerjisinden (yani Birliğin enerjisinden) yaratılamaz. Bu gerçeği ne kadar çok insan benimserse, eski paradigmalar da o kadar ışık alacak (aydınlanacak) ve yenisi ile değişecektir.

Bu yoğun dönemde, Gaia’ya ve üzerinde yaşayan sakinlerine yardım eden siz cesur kardeşlerimize sevgilerimizi gönderiyoruz.

Bizler Arktruslular Grubuyuz.

***

Sevgili Dostlar, işte her bir cümlesinde bir dünya bilgelik barındıran bir Arkturus mesajı daha… Neredeyse tamamını kalın harflerle, hatta altı çizili olarak yayınlamamak için kendimi dizginlemem gerekti. Burada anlatılan her kavrama gönülden katılıyorum.

Bu mesaj aynı zamanda tertemiz enerjisiyle ve özenle seçilmiş kelimeleriyle mükemmel kanallığa da eksiksiz bir örnek. Bunu özellikle söylüyorum, çünkü son zamanlarda kanallıkla iletilen mesajlar oldukça çoğaldı. Gelişen yeteneklerle birlikte pek çok yeni kanal da ortaya çıktı. Gelen mesajların bazıları gerçek kanallık ve muhteşem, bazıları ise hala daha üçüncü boyutun tortularını taşıyor. Her zaman (sadece kanallıkla iletilmiş bilgileri değil, her çeşit) mesajı okurken ve dinlerken kalbinizdeki “gerçekler radarına” baş vurmanızı öneririm. Özellikle bu çeşit kanallıkla iletilen mesajlar hiçbir zaman, hiçbir şekilde önyargı taşımazlar, korku ve ayrımcılık içermez, felaket haberciliği yapmaz, içinizde panik uyandırmaz ve durumları, kişileri, deneyimleri iyi-kötü gibi zıtlıklarla anlatmazlar. Bunun çok basit bir sebebi var: Beş ve üzeri boyutlarda bu kavramlar bulunmuyor!

Yine gerçek kanallıkla gelen otantik mesajlar bir konunun etrafında dönüp, bir sürü “sofistike” kelimeyi bir araya getirip sonuçta kalabalık kelimeler topluluğu ile hiçbir şey söylememek gibi bir durum yaratmazlar. Bazen çok güçlü mesajlar gelir ve onların ana fikri bizi uyandırmaktır ama onlar da kesinlikle sevgi temellidir ve sizleri korkutmazlar, içinizde olumlu hisler uyandırıp, bir şeyleri tetiklerler.

Arkadaşlar, gerçek kanal kendini sürekli kontrol eder, enerjisini berrak, şu üç boyutlu dünyadaki yaşam görüşünü tarafsız tutmaya çalışır. İçindeki duygulara, gelen mesajın temizliğine özen gösterir. Bütün bunlar benim sürekli olarak kendi kanallığım ve kişisel gelişimimde de önde tuttuğum konulardır. Kanallar da hepimiz gibi insan ve bazen onların da bir süre sessizliğe büründüğünü görürsünüz. Bunun sebebi dinlenmek (bu yorucu bir iş), arınmak ve kendini bir sonraki enerji oktavına hazırlamaktır. Sonuçta, gerçek mesajlar size faydalı bilgiler, ferah bir nefes verir ve gerçeği duyduğunuzu hissedip aydınlanma yolunda bir adım daha attığınızı içten bilirsiniz.

Türkçede çok yaygın olan çevirilere gelince, ben elimden geldiğince bu konuda seçici davranıyorum. Eğer bir mesaj ruhuma sesleniyorsa, kalbimin gerçeklik radarında ışıl ışıl parlıyorsa bu blogda yerini buluyor. Ben çeviri yaparken mutlaka mesajı gönderen varlığın enerjisine bağlanmayı rica ediyorum ve bunu hissetmeyi bekliyorum. Sonra çeviri su gibi akıyor. Çevirmenin de bir şekilde kanal olduğuna kalpten inanıyorum. Çünkü mesaj kendine özgü enerjiyi başka dildeki okuyuculara iletirken aynı titreşimi taşımak ister. Yoksa, mesaj içeriği ne olursa olsun, yukarıda bahsettiğimiz gibi kelimeler yığınına döner. Blogumuzun yerleşik çevirmeni Mor Alev Dostu bir kanalda aramak isteyebileceğiniz her türlü meziyete ve titizliğe sahip. Sizlerin bir çırpıda okuduğu mesajlara o oldukça fazla zaman, emek ve enerji harcıyor. İşte o yüzden onun çevirdiği mesajlar sizler tarafından çok okunuyor. Buradan Mor Alev Dostuna çevirileri ve tertemiz enerjisi için çok teşekkür ediyoruz.

Biraz uzun bir dipnot olsa da bu görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Ne de olsa Neptün-Satürn kare açısını yaşadığımız bu yılda “gerçek nedir?” konusu çok vaktimizi alacak ve bu sırada gerçek olmayan pek çok şey de göreceğiz. Kalbinizin “gerçeklik radarı” ise daha önce defalarca paylaştığım Michael’ın “Bu sevgi gibi mi?” sorusuyla çalışır. Bu soruyu sorun ve doğruyu bulun. Bu blogda, başka bloglarda, okuduğunuz gazete, seyrettiğiniz haberlerde, ilişkilerinizde… kalbiniz size ne diyor?

Bu arada son bir not eklemek istiyorum: Teknik sorunlar hala devam ediyor. Mesaj ve yorumlarınıza kesintilerle ve oldukça geç cevap verebiliyorum. Özür dilerim.

Arkturuslulara, Marilyn’e ve çeviriyi yapan Mor Alev Dostuna çok teşekkürler. (www.onenessofall.com)

Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2016 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2016 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

15 comments

  1. sevgili Mor Alev çok teşekkürler paylaşımlarınız için.ben çok istediğim bir ilişkiyi kaybettim,korkularım yüzünden.şimdi bu korkular üzerinde çalışıyorum ve yine de acı çekiyorum,sevdiğimden ayrıldığım için.şimdi melekler yardımıyla şifa vermelimiyim bu ilişkiye ,karşımdaki bitirmişken?yoksa olduğu gibi kabul edip önüme mi bakmalıyım.yani beklentiyi tamamen keserek.kaderime böyle bir emek vermelimiyim,yoksa serbest bırakmam daha mı doğru bilmiyorum.ne dersiniz,hakkımda en hayırlı olanı nasıl görebilirim ?

    Beğen

  2. Tek Kelimeyle Kusursuz…Söyleyecek başka bir kelime bulamıyorum.Yada uzun uzun övgüler sıralamaya gerek duymuyorum.Bu yazıya yakışan tek kelime KUSURSUZ….Emeği geçen herkese sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum❤️❤️🌹

    Liked by 1 kişi

  3. Merhabalar,
    Gece saat 3’te uyandigimda aradigim cevap olarak gelen cok guzel bir mesaj.
    Cok tessekurler size ve ceviriyi yapan mor alev dostuna.
    Sevgiler

    Liked by 1 kişi

  4. Bu güzel mesajın her satırı, her cümlesi gerçekten önemli ve spiritüellik etrafında dönen konu ve kavramlara çok güzel ışık tutuyor. Okuyunca bazı bilgilerimizin de biraz bulanık olduğunu görebiliyoruz, ve netlik kendiliğinden ortaya çıkıyor. Çok faydalı ve çok güzel bir yazı! Arkturuslular’a ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

    Liked by 1 kişi

  5. Bu yazı zihnimdeki bazı soru işaretlerini açıklayan ve farkındalığmı arttıran bir yazı.Bunları okumamıza vesile olduğunuz için sonsuz teşekkürler.Şimdi burda olmak bize verilmiş bir armağandır.Şükürler olsun.

    Liked by 1 kişi

  6. Yavaş yavaş büyük bir tat alarak okudum….sanki tamamlanmış bir tabloda son fırça darbeleri vuruluyor…gönlünüze ve ellerinize sağlık..

    Liked by 1 kişi

  7. Hepimizin zaman zaman kendini içinde bulduğu ruh hallerine o kadar güzel, net, duru bir yanıt ki sanki okurken içine akıp enerjini titreştiriyor ve yükseltiyor. Okuyanı onaylayıp sarıp sarmalıyor. Emeği geçen herkese sonsuz minnettarlığımı sunuyorum

    Liked by 1 kişi

  8. Evet bazı hatırlatıcılar bedende kayıtlı pasif bilgileri, uyandırabildikleri güç oranında aktif hale geçirebilir. Koşulsuz sevgi, hiçbir çıkar beklemeden, ön yargısız, halk tabiriyle günahıyla sevabıyla kabullenmek anlamındadır. Tüm bireyleri böyle düşünen bir toplumun bilinç ve frekans düzeyinin yüksekliğini, oluşturdukları sinerjinin kalitesini ve gücünü düşünün bir kez. Kantite az ama kalite yüksek bir mini toplumun bile karşılıklı saygı ve sevgi ile oluşturup paylaşacağı bir yüksek enerji sayesinde ulaşabileceği yüksek bilinç hali deneyimi muhteşem olur. YAZININ TAMAMI İÇİN 3B TİYATROSUNUN SENARYO METNİ KAPSAMI YETERSİZ KALIR. Teşekkürler.

    Beğen

  9. Sevgili Moralev, yazılarınızı takip etmekten büyük keyif alıyorum. Her zaman ki gibi son iki yazınız tam zamanında tam isabet konular oldu benim için 😊 size ve emekleri geçen herkese kalben teşekkür ediyorum. Sadece yazıları takip eden biriyim ama geçenlerde yaptığınız yenilikleri görünce hem memnun oldum hem de içimden şöyle bir duygu geçti: keşke o uzun mesitasyonlar bu yeni yapılanma içinde seslendirilerek yüklense 😒☺️ Sevgilerimle 💜💚

    Beğen

    1. Sevgili Banu, benim verdiğim meditasyonlar sadece yol gösterici, yani harfiyen yerine getirmek zorunda değilsiniz. Bu konuda kalbinizin ve üçüncü gözünüzün sizi yönlendirmesine izin verin. Aslında kayıtlı meditasyonlarda da bu sıklıkla olan bir şeydir. Dileğinize gelince, kaynaklar izin verirse elbette bunu da gerçekleştiririz. Kayıt yapmak için teknolojik imkanlar ve zaman gerekiyor. 20 dakikalık bir meditasyon kaydı bile saatler sürüyor. Sevgilerimle

      Beğen

  10. Teşekkürler sana herşey için, yazdığın gün okudum , bugün de yazılara bakarken içimden bir ses yine okumam gerektiğini söyledi sanki . 1-2 gündür ne yapmam gerektiği hakkında bir işaret bir fikir arıyorum ve kendi düşüncelerimin içinde yorulmuşum resmen , şu an çok iyi geldi , aradığım cevap kendi içimde … içimdeki bilgede… sakince gelecek cevapları bekliyorum … teşekkür ediyorum ♥

    Liked by 1 kişi

  11. Gecenin 3’ünde en yakın arkadaşım gelip beni teselli etse, ancak bu kadar rahatlayıp umut dolardım. Öyle bir zamanda okudum ki, umut oldunuz. Teşekkürler:)

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.