Cennetten Mektuplar #5546– Korkularınızı Kırın, Kalbinizi Değil…

Christine Stalder - Hearts & BirdsArkadaşlar, Yaratan gerçekten şu ünlü korkularımızdan sıyrılmayı seçmemizi rica ediyor. Bunu yaparken de özgür irademize saygı duyuyor. Ama bu Onu açık ve net bir şekilde bu konuyu irdelemekten alıkoymuyor.

Gerçekten bu zamanda bu dünyaya hoplaya zıplaya gelirken kolumuzun altına sıkıştırdığımız özgür irademize çok daha dikkatli gözlerle bakmalıyız. Neyi seçiyoruz? Yaratan bile bizim seçme hakkımıza büyük bir saygıyla yaklaşırken biz kendi irademize ve başkalarının seçme hakkına ne kadar saygı duyuyoruz? Korkmasak neleri seçerdik? Örneğin, drama bağımlılığımızdan vaz geçer miydik? Bu çok düşündürücü bir mesaj… Dün meleklerin önerdiği gibi bir nefes alın ve size hizmet etmeyen korkuları salıverin, bir bardak berrak tazeleyici su ile sevgiyi için ve bu mesajı öyle okuyun. Gerçekler bildiğimizden, bize öğretilenden çok farklı! 

Bu mesajı çeviren Mor Alev Dostuna ve ileten Gloria Wendroff’a çok teşekkür ederiz. Orijinalini http://heavenletters.org/ da bulabilirsiniz.

Tanrı dedi ki;

Kalbinizin burkulmasına, parçalanmasına, kırılmasına alışmış olabilirsiniz. Kalp kırıklığı ve kederin, hayatın vazgeçilmezi olduğunu düşünebilirsiniz. Ayakta kalmanın ve devam etmenin tek yolu, sadece kırık bir kalple mümkün olabildiğini sanabilirsiniz. Hayatınız boyunca, o kadar çok şey sizden alınmış, koparılmış, yok edilmiş ki… öyle değil mi?

Tüm Dünya’da, hatta duygusal romanlarda bile, yaşadığınız bu acı ve ızdırabı tanımlayan bir kelime kullanılmaktadır. Ve bu kelime “dram”dır. Hepiniz, bir “trajedi” oyununda oynuyor gibisiniz.

Peki, sizin için yarattığım ve bahşettiğim bu Dünya’daki mevcudiyetiniz hakkında, böyle olumsuz mu düşünmek zorundasınız?

Bu “üç günlük” Dünya’da dostlarınızın ya da arkadaşlarınızın Cennete gitmiş olması ve onların özlemleriyle baş başa kalmanız ve onların geri gelmesini istemeniz ve geride kalmış olmanın üstesinden gelmenin çok zor olduğunu düşünmeniz, tam bir trajedidir.

Sevdiklerinizin vaktinden önce ölümünü düşünmek ve ölümden sonra onların yasını tutmak, sizin için korkunç bir olay, öyle değil mi? Ya da Dünya’daki herkesin gelip geçici olduğunu, göz açıp kapayıncaya kadar, pat diye bir anda gideceğini ve bir daha asla Dünya’ya gelmeyeceğini düşünmek… ?

Hâlbuki bunların hepsi, sadece dünyevi bir görüştür. Gerçek, çok farklıdır. Esas gerçek, sevdiklerinizle tek tek yeniden buluşacak olmanızdır. Cennette, tamamen onların yanında olacaksınız ve onları, kendi eşsiz ışıklarından tanıyacaksınız.

Eğer sevdiklerinizin tamamen yok olduklarını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü siz, Cennette bir araya gelen Birliğin bir parçasısınız. Cennet olgusu, bir bilinç durumudur ve sizin hayallerinizin çok ötesindedir. Hepiniz “İlahi Bilinçten” geldiniz. Ancak bunun hazzını ve keyfini hatırlamanız, şimdilik çok zordur. Aslında bir zamanlar bundan ne kadar keyif aldığınızı (içsel olarak) biliyorsunuz. Fakat bu keyfi, “gerçek” diye tutunduğunuz kavramlardan dolayı, şu anki yaşamınıza taşıyamıyorsunuz. Çünkü o kavramların, sizin öncelikleriniz olduğunu sanıyorsunuz. Oysa tutunduğunuz ve uyum sağladığınız o kavramlar, çoğu zaman size fayda getirmiyor.

Hayatınızı acı ve ızdırap çekerek geçiriyorsanız, o zaman kaybetmeye mahkûmsunuz demektir. Ve bunun sorumlusu sadece sizsiniz, başka kimse değil. Bu durum, kendi korkularınızdan kaynaklanıyor. Bir sürü korkularınız var ve hayatınıza daha fazlasını da nakşetmeye devam ediyorsunuz. Korkunun ağında tutsaksınız. Korkuya kucak açıyorsunuz. Korkunun kucağında oturuyorsunuz. Korkularınıza sığınıyor ve kendinizi onlara teslim ediyorsunuz. Ağlayıp, sızlanmanıza şaşmamalı…

İçinizde bir korku beliriyor ve siz de hemen kendinizi o korkuya kaptırıyorsunuz. Ve anında, nasıl bir tehlikede olabileceğinize dair en kötü ihtimalleri düşünüyorsunuz. Oysa zamanınızı, olabilecek bir sürü güzel şeyleri düşünerek harcayın. Tüm arzularınızın gerçekleşeceğine inanın ve bunun tadını çıkarın.

Öncelikle şuna karar verin; Hangisinin yanında yer alıyorsunuz? Korkunun yanında mı, yoksa mutluluğun yanında mı? Hangisini seçiyorsunuz? Hangisine daha fazla zaman harcıyorsunuz?

Ah değerli Sevgililer, neyin hesabını yapıyorsunuz? Neye bel bağlıyorsunuz? Neyi önceden planlıyorsunuz?

Hepinizin “kırmak” istediğiniz alışkanlıklarınız var. İşte size güzel bir slogan; Korkularınızı kırın, kalplerinizi değil!”

Korkularınızı açığa çıkarın. Onları hayatınızdan tek tek ayıklayın. Korkularınız uğruna, gerçekten hayatınızın tek bir gününü bile heba etmenize değmez. Oysa siz onlara adeta bayılıyorsunuz. Hatta korkularınızı “şımarttığınız” bile söylenebilir. Size önerim şudur; Bırakın korkularınız susuz kalıp, kurusunlar. Hepsini elinizin tersiyle bir kenara itin. Yapabileceğiniz bir sürü güzel uğraşlar var.

Kumdan kaleler yapın. Saksıda çiçek yetiştirin. İster bir köpek, ister bir kedi ya da istediğiniz bir evcil hayvan besleyin. “Sorun” diye bir kavramı, zihninizden uzaklaştırın.

Korkunun yüzüne bu kadar çok bakacağınıza, Gökyüzüne bakın. Bırakın Benim Işığım sizi yıkasın. Yüzünüzü Güneşe çevirin, onunla uyanın. Korkulu rüyalarınızı yok sayın. Korku, kan emici sineklere benzer. Korku tarafından “ısırılmak” sonra da sıkıntı yaşamak zorunda değilsiniz. Bilincinizi yükseltin. Yükseklere çıkın!

***

Bu dönemde hayatınızın her yönünde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizin rehberliğini almak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2016 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2016  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

8 comments

  1. daha dün akşam içimde yersiz bana ait olmayan karanlık bir korkunun içinde olduğumu hissettim birkaç gündür anlam veremediğim bu korkunun ya da kuruntular içinde çoğalıp giden bu korkuların benim enerjimi emdiğini gördüm
    ister istemez insan kendisinden başını kaldırıp etrafına şöyle bir baktığında endişelenmeden yapamıyor.Televizyonu açtığınızda ,bir gazeteye baktığınızda….vb
    sonra kendi kendime kormuyorum, korkmuyorum dedim
    bu korkularlarla ilgili meleklerden yardım istedim. Onlarda sizin yazınızı gönderdi
    Korkularımın çözümü için bencilce şeyler isteyemedim şimdi sırası değil herkes iyi olmalı herkes güvende
    herkes yaşam yolunda mutlu olmalı… böyle bir şart koşmakla iyi yapmıyorum belki ama herkes mutlu olursa bende mutlu olurum diye düşünüyorum yoksa tam
    tersini mi düşünmem gerek ben mutlu olursam……??????her ikisi de duruma göre mümkün
    doğru olan bu
    Beni duyduğunuz için size çok teşekkür ediyor
    Tüm meleklerin hepimizi karamsarlıklardan, olumsuzluklardan, yanlış kararlardan
    doğan ve beslenen korkulardan uzak tutması için yardıma çağırıyorum
    yaradanın sonsuz eli hepimizin üzerinde olsun ve güvende olalım yaradanın sonsuz ışığı aydınlatsın düşüncelerimizi ve kalbimizi korkularımız yok olsun
    bizi öyle bir çembere alsın ki kumdan kalelerimizin üfürükçüleri nefessiz kalsın,boğulsun böyle bir dilek kötümüdür??
    korkuyla büyüyen her şey sonra korkutuyorsa korkutan şeyden korkmamak
    bir aşamamıdır????

    Çok teşekkür ediyorum
    keşfedilen tüm güzellikler bizim için en güzel keşif herhalde mor alev

    .

    Beğen

  2. Merhaba moralev’ciğim
    Çoook güzel bir yazı yine hücrelerimle ve ruhumla hissederek okudum .sonsuz tşk ler.
    Ve bloğunuzun bu yeni haline bayıldım.mesajların altında tüm yazıları görebilmek çok güzel .çünkü malesef ben ancak mobil olarak girebiliorum bloğunuza.
    Sonsuz başarılar ve şükranlarİmla sevgilerimi sunuyorum size💕💖💖💖

    Beğen

    1. Çok teşekkür ederim sevgili Medussa. Cep telefonundan da internet görüntüsüne de ulaşabilirsiniz. Bunun için sayfanın en altına gidin ve “View Full Site” bağlantısına tıklayın. Sevgilerimle

      Beğen

  3. Sevgili Mor Alev Blogun 1000 sayfalık kitap haline dönüştüğünü söyleyen yazınıza rastladım. Bu kitabı nasıl temin edebilirim? Okuduğum bir yazıyı tekrar okumak istdiğimde blogda bulamıyorum. Kitap, harika bir çözüm olurdu bu sorunuma. Çok ilginç, küçük “tesadüfler” yaşıyorum. Egom bunların normal ve sıradan tesadüfler olduğunu söylüyor. Ama ben öyle olmadığını biliyorum. Bir gün önce oğlumla bir bardak su içerken aldığım hazzı ve mutluluğu paylaştım. Hatta ona bir bardak su içerken benim kadar haz duyan varmı acaba diye sorduğumda o da bana ‘ben varım’ dedi. Hatta suyu o kadar seviyormuş ki susamasa bile, sevdiği için içiyormuş. Birbirimizle su içerken hissettiklerimizi paylaştık. Ertesi gün sizin bir bardak, su ve hava ile ilgili yazınızı okumak ne ilginç bir “tesadüf” değil mi? Bu arada oğlum henüz 13 yaşında, ama onun yaşlı bir ruh olduğunu biliyorum. Hergün yüzlerce mail okuduğunuzu ve cevaplamaya çalıştığınızı biliyorum. Bu yüzden yorum ya da maillerle sizi gereksiz meşgul etmek istemiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum. Yazılarınız kalbime dokunuyor. Sizi seviyorum.

    Samsung Mobile tarafından gönderildi.

    Beğen

    1. Sevgili Nilgül, bu mecaz bir benzetme. Kitap yayınlamadım. Aradığınız yazıları sağ üst köşedeki arama kutusunu, tepedeki “seçme yazılar” bölümünü, sağ sütundaki “bütün yazılar” başlığı altındaki kategorileri, onun altındaki arşivi ve takvim şeklindeki “tarihe göre yazılar” bölümünü kullanarak bulabilirsiniz. Tepedeki “yöntemler” bağlantısına tıkladığınızda ise meleklerle ilgili bilgiler karşınıza çıkacaktır. Bu arada sağ sütunda aşağılara doğru en popüler yazı etiketlerinin yani anahtar kelimelerin olduğu bir bulut var. Ona da tıklayabilirsiniz. En altta ise “en fazla okunan 10 yazı” listesi bulunuyor. Ön sayfada ise son 20 yazıyı özetler halinde görebilirsiniz. Yani bu blogda aradığınızı bulmanın oldukça fazla yolu var. Bunları denemenizi öneririm. Ben de size sevgilerimi ve teşekkürlerimi gönderiyorum.

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.