BİR olmak, Birlik – Konsey (Mesaj 51)

Charley Harper - IllustrationBirlik konusuyla ilgili daha önce de sohbet etmiştik. Bu konuyu bugün tekrar ele almak istiyoruz. Peki, konuşmamız bittiğinde Birliğin ne demek olduğunu anlamış olacak mısınız? Acaba bu konuyu tam olarak hiç anlayabilecek misiniz? Sohbetimize başlamadan önce şunu söylememize izin verin. Sizin öğrenme süreciniz, aynen bizimki gibi, asla sona ermeyecektir. Çünkü bir şeylerin değişimi ve gelişimi, asla durmaz. Ama bizler öğrenmeye meraklı varlıklarız, öyle değil mi? Öyleyse, bakalım üzerinde düşünmeniz için size yeni bir şey (ya da iki şey) sunabilecek miyiz?

“Herkesin bir olduğu ve her şeyin Bir’in bir parçası olduğu” söylemini sık sık duydunuz. Büyük bir çoğunluğunuz bu Birlik kavramını, “Varolan Her şey” olarak adlandırmaya başladınız. Bu iyi bir şeydir. Hatta çok iyi bir şeydir. Ancak yine de büyük bir çoğunluğunuz, Bir olmanın ne anlama gelebileceğini düşünmek için pek fazla zaman harcamıyorsunuz. Yani Birlik olgusunun sizin ne/kim olduğunuzu algılama şeklinizi, çevrenizdeki kişilerle olan ilişkinizi, etrafınızda gördüğünüz şeyleri fark etme ve anlama biçiminizi nasıl değiştirdiğini düşünmüyorsunuz. Acaba bu Birlik kavramı “Siz ve siz olmayan” kişiler/şeyler arasındaki “ayrım çizgisini” biraz yerinden oynatır mı? Daha da iyisi, o ayrım çizgisini tamamen ortadan kaldırır mı?

Esas düşünülmesi gereken şey şudur; Eğer herkes ve her şey Bir ise, o zaman herhangi bir şey ya da herhangi birisi arasında hiçbir ayrım çizgisi olamaz. Eğer herkes ve her şey sizin Özünüz ise, o zaman “başkası/diğeri” diye bir şey yoktur. “Ben, Var Olan Her Şeyim!” Yükselmiş ustaların söylediği bu sözü daha önce duymuş muydunuz?

Bunun sizin için yeni bir bilgi olmadığını varsayalım. Ama çoğunuz için, öyle değil. (Yani çoğunuz için bu yeni bir bilgi). Şu andan itibaren yapmanızı istediğimiz tek şey, etrafınızdaki her şeyi “kendinizin bir uzantısı” olarak görmeye ve kendinizin, daha önce kim/ne olduğunu sandığınızdan çok daha fazlası olduğunu, gerçekten hissetmeye ve idrak etmeye başlamanızdır.

Bu “uyanış sürecinde” yol aldıkça, bu durumun birçoğunuz için gerçekleşmeye başladığını biliyoruz. Ve bu devam edecek. Böyle bir değişikliği hissetmiş olanlar için bu öyle yeni bir duygudur ki, kafanız karışır ve neler olup bittiğini o anda ya da o birkaç dakika içerisinde kavrayamazsınız. Ancak bu süre birkaç dakika sürmüşse, o zaman durumu sadece daha net anlamış ve bunun sizi iyi hissettirdiğini öğrenmiş olursunuz.

Birçok kişi, kendilerine “yabancı” gelen bir bilinçle (tanımadığı bir kişiyle) Bir olduğunu hissetmiştir. Bu kişilerin sayısının artmasına izin verin. Sadece izin verin. Bir zamanlar (emeklerken), etrafınızdaki birçok kişinin iki ayak üzerinde yürüdüğünü görmüş olmanıza rağmen, iki ayak üzerinde yürümek size oldukça “yabancı” gelmişti, öyle değil mi? Dolayısıyla sadece şunu hatırlayın! “Ben, Var Olan Her Şeyim! Herkes ve her şey Birdir.”

Bunun nasıl bir duygu olduğunu gerçekten bilirseniz, o zaman herkese ve her şeye karşı çok farklı bir tutum sergilersiniz. Eğer karşınızdaki kişinin aslında siz olduğunuzu gerçekten idrak ederseniz, büyük olasılıkla o kişiye daha iyi davranırsınız. Davranmaz mısınız? Şayet “ayrı, farklı, başka olma” gibi yanlış fikirler insan bilincinin bir parçası olmasaydı, Dünyanızdaki sorunların çoğu tamamen yok olurdu.

Ancak Birlik olgusunu gitgide daha fazla insan hatırlamaya başladıkça, Dünya’da meydana gelecek olan büyük değişim süreci de gitgide yaklaşacaktır. “Hatırlamaya başladıkça” dedik, çünkü her biriniz ömrünüzün birinde veya diğerinde bu tür şeyleri bilen ve uygulayan bir kültürün bir parçası oldunuz.

Şimdi, favori temalarımızdan bir diğerini daha tekrar edeceğiz. Her şey bir olduğuna göre, sadece kendi bilincinizi değiştirip, “Var Olan Her Şeyi” değiştirmemeniz hiçbir şekilde mümkün değildir. (Yani, siz değişirken, var olan her şeyin değişmemesi mümkün değildir.) Var olan her şeye ve herkese yararlı olmadan çevrenizle veya komşularınızla Bir olduğunuz duygusunu hissedemezsiniz.

“Önce kendinizi sevin!” cümlesini de sık sık duymuşsunuzdur. Ancak bu cümlenin içerisinden “önce” kelimesini rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Bunun nedenini bir düşünün. Çünkü, madem herkes ve her şey Bir’dir, o zaman ortalıkta sevmekle başlayacağınız sizden başka hiç kimse yoktur da, ondan. Bu durumda, kendinizle ilgili hissettiklerinizin aynısını herkese ve her şeye karşı da hissedersiniz. Eğer kendinizi sevmezseniz, başkalarını da sevmezsiniz. Sevemezsiniz! Belki şimdilik kendinizi “seviyormuş” gibi yapabilirsiniz ve bu da iyi bir başlangıç olacaktır. Ancak eninde sonunda kendinizi sevmek mecburiyetinde olduğunuzu, öğrenmek zorunda kalacaksınız. Bu âlemde, hepimizden oluşan sadece tek bir kişi vardır. Sadece tek bir kişi.

Bu arada bu cümle, zaman ve mekân diye bir şeyin olmadığının idrak edilebilmesi için farklı bir açı daha sergilemiyor mu? Herkes ve her şey siz olduğunuza göre, herkes şu anda bulunduğunuz yerde demektir. Yani şimdi ve burada…

İşte yine her zamanki sorun tekrar ortaya çıktı, öyle değil mi? Kafanızdaki “ayrımcılık” fikirlerine dayalı olan orada/burada, şimdi/sonra, sen/ben sorunu.

Eğer size bu konular hakkında birkaç dakika düşünmenizi sağlayacak kadar bilgi verebildiysek, o zaman bu mesajımızı burada sonlandırmak istiyoruz. Daha sonra tekrar huzurunuzda olacağız. Her zaman, üzerinde düşünülecek farklı bir fikir ya da bulmacaya eklenecek bir başka yap-boz parçası vardır. İyi günler.

Bu mesaj için Konsey’e ve Ron Head’e  ve çevirisi için Mor Alev Dostuna çok teşekkür ederiz. (ronahead.com)

Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2016 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir. Copyright © 2016 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

5 comments

  1. Olduuuu!.!.!!!….. 😀 😀 Kolay mı? Kolay! Zor mu? Zor!…. Neleri hallettik, hadi iş başına…. Ne demiştiniz?

    Şimdi Başla
    Yarın değil
    Hava daha iyi olduğunda değil
    İlham bulduğunda değil
    Sevgilini geri aldığında değil
    Tatil bittiğinde değil
    Burcun mükemmel gün dediğinde değil
    Falcı söylediğinde değil
    Paran olduğunda değil
    Söylediklerini duyacak daha fazla insan olduğunda değil…
    ŞİMDİ BAŞLA!

    Anonim

    Beğen

  2. Bu iş çok zor ama Sevgili Mor Alev , o kadar insanı katledenler , adını yazmak istemediğim her gün tv de izliyoruz bunlar, bana bilerek zarar verenler çevremdeler bunlarla görüşmek zorunda kalıyorum. Daha önceki affetme ,salıverme çalışmalarından okuduğum mesajlardan dolayı ve bunlarla bir olduğumuzu sindirmek çok zor . Nasıl olacak ?:((

    Beğen

  3. Merhaba Mor Alev,
    Aklıma takılan bir şey oldu. Belki son günlerin iyi geçmemiş olması kafamı karıştırıyor ancak konuyu daha iyi anlamak için senden yardım rica ediyorum. Bugünkü yazında yer alan aşağıdaki cümle;
    “Bunun nasıl bir duygu olduğunu gerçekten bilirseniz, o zaman herkese ve her şeye karşı çok farklı bir tutum sergilersiniz. Eğer karşınızdaki kişinin aslında siz olduğunuzu gerçekten idrak ederseniz, büyük olasılıkla o kişiye daha iyi davranırsınız.” . Bunu annenin çocuğuna duyduğu sonsuz ve sınırsız anlayış gibi yorumlamak mı gerekir? Öyle olsa bile aklıma şu düşünce geliyor; karşındaki insan sana bile isteye kötülük yapıyor iken sen kendini onun yerine koyup ” olsun bu benim, biz bir bütünüz ve kendi kendime yaptığım kötülüğü affedebilirim ” demek mi gerek?
    Bu noktada kafam çok karıştı, sığ veya basit düşünüyor da olabilirim ancak iyi bir örnek olursa anlayabileceğime inanıyorum
    Sevgilerimle Bilge

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.