Barış ve huzur…

Paris Peace

Şiddetin temel zayıflığı aşağıya doğru bir spiral olmasında yatar, yok etmeye çalıştığı şeye yol açar. Kötülüğü azaltacağına onun katlanmasını sağlar. Şiddet aracılığıyla yalancıyı öldürebilirsiniz ama yalanı öldüremezsiniz, gerçeği de ortaya çıkaramazsınız. Nefret edeni öldürürsünüz ama nefreti öldüremezsiniz. Gerçekte, şiddet nefreti artırır. Ve bu böyle devam eder. Şiddete karşılık şiddete dönmek, şiddeti katlar, zaten yıldızsız gecenin daha da karanlık olmasına yol açar.

Karanlık karanlığı kovamaz; bunu sadece ışık yapar. Nefret nefreti kovamaz, bunu sadece sevgi başarır.

Dr. Martin Luther King, Jr

Ankara, Türkiye’nin tamamı, Beyrut, Kudüs, Afganistan, Mısır, Nijerya, Sudan, Suriye, Irak ve şimdi de yeniden Paris… Daha da sayabilirim. Kalplerimiz tüm yeryüzü kardeşlerimizle beraber. Ama, ARTIK YETER!

Dünün enerjisine gelince, 13 sayısının uğursuzluğu masalına kanmayalım. 13 Kutsal Katı temsil eder ve binlerce yıldır da karanlık olanlar bu gerçeği kolektif zihinden silmeye çalışmıştır. Sabian sembolüne bakarsak, Güneş 22⁰ Akrep’teydi: “Avcılar yaban kazlarına ateş ediyorlar” Büyük enerji değişimlerinde (şu anda olduğu gibi), enerjide boşluklar gelişebilir. Bunu muhafız değişimine benzetebilirsiniz. Karanlık bu boşlukları yayılmak için kullanmayı sever. Dün olumsuz bir gelişme olabileceği aklıma geldi mi? Evet. Bunu paylaştım mı? Hayır. Çünkü bu lanetli bir derece değil, madalyonun aydınlık yüzü de var. Bizler Bilge Baykuşlar olarak her zaman aydınlığa dönmeyi tercih ediyoruz. Ve, yalnız değiliz, sizce kaç milyar insan huzurla hayatını yaşamak istiyor? Kaç milyar insan çocuklarını sevgiyle büyütüp, güneşi yüzünde hissedip coşkuyla yaratmak istiyor? Kaç milyar insan karnı tok, güven içinde günü bitirip gece huzurla başını yastığa koymak istiyor? Bizler çoğunluktayız! İşte bu yüzden, ARTIK YETER!

Tibet’te bir deyiş var, “Trajedi, bir güç kaynağı olarak kullanılmalıdır”. Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, deneyim ne kadar acılı olursa olsun, eğer umudumuzu kaybedersek, işte asıl felaket budur

Dalai Lama XIV

Baş Melek Michael (Mikail) bizleri bu sene başında birer barış portalı olmaya çağırmıştı. O çağrıdan alıntılar yapıyorum:

Archangel MichaelBulunduğunuz alemde, benim görevim ve amacım dahilinde bugün buraya geldim. Evet, bir defa daha, – ama hiç bu kadar büyük bir güçle ve içten bir şekilde istememiştim- bir defa daha, her birinizden ve Gaia üzerindeki herkesten, sevgili Işık İşçilerinden, sevgili Işık Tutanlardan, her birinizden, şu anda dünyada barışı yaratmanızı ve bunu benimle beraber yaratmanızı istiyorum.

Barışın bu gezegen için şart olduğu, barışı gezegene demirlemek gereği ve barışın diğer her şey için temel oluşturduğu hakkında hiç sonu gelmeyen konuşmalar, tartışmalar oldu, elbette, bu ebedi bir konu.

Sevgili dostlarım, bunu inanılmaz bir ivedilik ve ısrarla rica ediyorum. Benim görevim ve amacım sizinle birlikte barışı yaratmak! Ben sadece savaşın olmamasından bahsetmiyorum… Barış neşedir, coşkudur. Barış sevgidir. Barış uyum, denge ve gerçektir. Aynı zamanda barış, Yeni Dünyayı bir nebze bile negatif müdahale, korku, endişe, uyumsuzluk olmadan yaratma yeteneğidir.

Ve buraya gelmemin sebeplerinden biri de her birinizle bir kutsal ortaklığımın olması. Dostlarım, müttefiklerim, hepinizle olan kutsal ortaklığıma dayanarak sizden yardım istiyorum. Bu yardım isteğimi kendi kalbimden sizlerin kalbine iletiyorum.

Bir inanış var ve ben o inanışı tam şu anda silmek istiyorum: Siz yeryüzünde barışı demirlemenin, deneyimlemenin ve yaşamanın uzun sürede gerçekleşeceğine inanıyorsunuz. Kutsal Anne “Yeni Zaman” ı ilan etti. (Mor Alev: Yani zaman çok hızlandı, tamamen dağılmak üzere) Bu, şu demektir, sevgili dostlarım: Sizler artık evrimleşmenizde öyle bir noktaya geldiniz ki, zaman içinde uçabilir, zamanı esnetebilir ya da kısaltabilirsiniz. Yani, Dünya Barışı on yıllar ve hatta yıllar alan bir girişim olmak zorunda değildir.

Sizin sevgili kardeşiniz olarak, sizin bu girişimde ortağınız olarak ve Gaia adına, size yardım eden Galaktikler, sizi asla yalnız bırakmayan Sevgi Konseyinin tamamı adına, sizlerden barış portalları olmanızı, barış çığırtkanları olmanızı, barışı barındıranlar olmanızı rica ediyorum. Şu anda, içinizde ve dışınızda beden bulmuş barış olmanızı istiyorum.

Kendinizi bir portal, bir enerji kapısı olarak düşünün. Çünkü aslında her biriniz birer portalsınız ve böylece yumuşak meltemin içinizden esip geçmesine izin veriyorsunuz. Bu bir kasırga değil, bir fırtına değil, yumuşak, mavi bir barış esintisi. Bu esinti içinizden geçtikçe sizin enerjinizle kaynaşacak ve sizin şu andaki barış ve huzur kararınızı içine alacak.

Hepiniz, ve kesinlikle bizler de, beklemekten bıktık. Bir Baş Meleğin ya da Ustanın beklemekten bıkacağı noktaya gelebileceğini düşünmüyorsunuz. Binlerce, milyonlarca yıl geçiyor ve bizler hala daha bekliyoruz, barışı, sevgiyi tutuyoruz ve sizlere gönderiyoruz.

Pek çoğunuzun barış ve huzurun neye benzediği, tadının, kokusunun, verdiği hissin nasıl olduğu konusunda gerçek, özgün ve otantik bir hatıranız yok. Tatlı Gaia’nın üzerinde barışın gerçekten hüküm sürdüğü zamanların üzerinden o kadar uzun zaman geçti. Bizler burada savaş, kenarda köşede kavgalar, aile içi şiddet, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı ve kurumsal şiddetin hiç olmadığı zamanlardan bahsediyoruz.

Ben bugün sizlerden ne kadar büyük bir şey istediğimi biliyorum. Ama biliyorum ki dostlarım, sizler de bizlerin olduğu kadar hazırsınız. Ve hazırsınız, sadece doğuştan gelen barış ve huzur hakkınızı istemeye değil, aynı zamanda huzur ve barış için birer çapa olup onu dünyaya demirlemeye hazırsınız.

Nefesinizle içinize barışı çekin ve dışarıya sevginizi, neşenizi, dengenizi ve uyumunuzu verin. Bu ilahi nitelikleri sizlere Kutsal Anne’nin kendisi verdi. Onlar sizin varlığınızın vazgeçilmez parçaları. Haydi, o nitelikler artık çalışmaya başlasın!

Durumu biraz daha geniş bir çerçeve ile açıklamama izin verin. Benim görevim – ve pek çok kardeşim de aynını söyleyecektir-, görevim kalplerde, zihinlerde, varlıklarda, bu evrenin özünde ve bunu çoklu evrene ve tüm evrenleri içeren omni-evrene de genişletiyorum, karanlığın yok edilmesidir. Şimdi, fark edersiniz ki, ben “karanlık” kelimesini kullanmaktan genellikle kaçınırım. Çünkü, “karanlık” o kadar çok çeşitli anlamla yüklü ve bu gezegende o kadar çok yüksek voltaj taşıyor ki, sizlerin açısından anlamlı muhakeme yerine yargılamayı açığa çıkarıyor.

Bu gerçekten devasa bir girişim. Kolektif karanlık, insanların kalplerinde fısıldaşan karanlık ve gezegende var olan karanlık geçmiş şiddet ve savaşların bir sonucudur.

Yani, benim karanlığı yok etmek görevim sadece barış getirmekten ve Yükseliş’ten çok daha büyük bir görev. Ama bunun sonucunda barış ve Yükseliş geliyor mu? Evet. İşte bu yüzden “esinti” benzetmesini kullanmam bir tesadüf değil. İçinizden esmesini istediğim meltem ya da esinti aslında benim nefesim, benim enerjim, benim üflememdir.

Sizin göreviniz şu anda işlemde olan bütün değişkenleri anlamak değil, o bizim işimiz. Ama sizler ayırıp kategorize etmeyi seviyorsunuz. Biz diyoruz ki, her şey birbirine bağlı. Bütün ipler insanların “yeter!” demesine bağlı. “Ben daha farklı şekillerde yaratmayı, bana geleni kabul etmeyi ve vermeyi seçiyorum. Çünkü eski yaptıklarım işe yaramadı!”

Birkaç sert, kontrolcü ruh var ve bunlar son derece güçlü bir illüzyon yarattılar ama sevgililer, siz bunu zaten gördünüz, kral çıplak!

Sizler frekans açısından hazırsınız!”

Michael’ın nefesiyle enerji çalışması:

Aslında bu çok basit bir çalışma. Biraz Sevgi Seline benziyor. Bunu her gün ve aklımıza geldikçe yapmamızı, aklımızdan geçirmemizi rica ediyor Michael. İlk yaptığınızda aşağıdaki kurallara uyun, Michael’ın nefesini hissedin. Sonra gün içinde ondan sizi nefesiyle tekrar tekrar barış ve huzur frekansına getirmesini isteyin, ve o frekansı çevrenize dağıtmayı niyet edin.Budha - triflame

    • Bacaklarınız hafif aralık sağlamca yere basmış şekilde ayakta durun. Mümkünse baş dönmesine karşı yanınızda tutunacak masa ya da sandalye gibi bir yer olsun. Ellerinizi bir araya getirin ve parmak uçlarınız birbirine değsin, avuçlarınız değil, tam kalbinizin üzerinde tutun elinizi. Kendinizi yukarıda bahsettiğimiz “Yeter!” enerjisine getirin.
    • Dilinizi damağınıza vurarak bir klik sesi çıkarın. Bu ilk sesle kutsal kalbinize gidiyorsunuz. Kalbinizin içine yerleşin ve güzelliğini görün.
    • Hazır hissettiğinizde ikinci bir klik sesi çıkarın. Baş melek Gabriel (Cebrail)     gelecek ve onunla birlikte kalbinizin içindeki altın spiral merdivenden yukarı uçmaya başlayın. Gabriel sizi sarmalayacak ve kendinizi bir sevgi kapsülündeymiş gibi hissedeceksiniz.
    • Üçüncü ve son defa klik sesi çıkardığınızda 13. Oktava, Yaratan’ın hem dişi hem de erkek yönlerinin bir arada olduğu kata varmış olacaksınız. Kendinizi Kutsal Anne’nin, Kutsal Baba’nın ya da her ikisinin birden kucağına ulaşmış hissedeceksiniz. Burası Tanrı’nın kalbi. Şimdiye kadar hiç hissetmediğiniz bir sevgi, rahatlama ve derin bir mutluluk hissedeceksiniz
    • Kalbinizdeki üçlü alevin parlak ve canlı bir şekilde yandığını görün. Bu üçlü alev pembe, mavi ve altın rengidir.
    • Şimdi Michael size önden doğru üflemeye başladı. Onun mavi nefesinin üçlü alevinizi iyice canlandırdığını görün. Önden doğru gelen bu ılık ve yumuşak esinti bütün bir enerji alanınızı yıkasın, temizlesin. Esintiyi hissedin.
    • Michael’ın nefesi önden giriyor ve sırtınızdan çıkıyor, ve bütün dünyada esmeye devam ediyor.
    • Şimdi, o nefesi bütün bir dünyaya gönderin. Bulunduğunuz yerden başlayarak kalbiniz, üçüncü gözünüz ve avuç içlerinizden doğru onun mavi enerjisini büyüyerek bütün dünyaya yayıldığını görün.
    • Bunun getirdiği hisleri hissedin. Bu durumda kalabilir ve yarattığınız değişimi görebilirsiniz.
    • Hazır hissettiğinizde Michael, Öz Benliğiniz ve size yardımcı olan bütün Işık varlıklarına teşekkür edin. Kendinizi Gaia’ya demirleyin yani topraklanın ve güne devam edin.

Mor Alev

Bu yazıda bölümleri verilen Michael mesajının tam transkriptine counciloflove.com dan ulaşabilirsiniz. İngilizce telif hakkı Linda Dillon’a aittir. Türkçe’ye Mor Alev tarafından çevrilmiştir.

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. https://moralev.com/

8 comments

  1. Fiziksel olarak kocaman korku ,endişe ,kaygı sarmalları içinde sadece yaşamaya çalıştığımız bir gerçeklik var. Benliğimizi yitirmiş kaybolmuş ruhumuzu yeniden keşfetmek hayata huzur içinde güvenle gülümseyerek bakmak biraz zor olsa da
    bunu denemek hiç bir şey kaybettirmez insana .Teşekkürler Mikail Seninleyiz sevgiyleyiz demek asla yormuyor insanı bunu söylemek aksine ilk insanın kendisiyle barışmasını sağlıyor
    kALBİMDE RUHUMDA ZİHNİMDE BEDENİMDE hissettiğim ışığınız için çok teşekkür ederim
    pusulasını kaybetmiş ya da kaybettirilmiş olan
    tüm hissedilişlerin pozitif bir frekans içinde olmalarını diliyorum sonsuz sevgi ve yegane sonsuz ışık sahibi yüce yaradanın
    çoğu zaman ruhsuz gezen bedenimize ışıkla yıkanmış ruhlar ve pozitif enerjiler vermesini diliyorum
    nede olsa güneş bile yaşam için var oluyor Mor alevde bizim için var emeklerine enerjilerine teşekkür ediyorum

    Beğen

  2. Merhaba moralev dünyada bukadar iyiliği isteyen iyi insan barış taraftarı insan varken nasıl olurda karanlık ve kötülük üstün geliyor anlamıyorum 😡😡😡😡

    Beğen

    1. Sevgili Medussa, karanlık ve kötülüğün üstün geldiğini de nereden çıkardınız? Sanırım Michael’ın mesajını bir de gönül gözünüzle okusanız size yardımcı olacaktır. Sevgilerimle

      Beğen

  3. Merhaba. Öncelikle yazı için teşekkürler. Bizi izleyen varlıkların da bıkmış olması beni şaşırttı böyle bir şey beklemiyorum ama bu durum beni ilk defa onları samimi bulmamı sağladı. Dediğiniz gibi her şey aslında herkesin istemesine bağlı. İstedikten sonra yapılamayacak bir şey yok, ancak mesele istetebilmekte. Ya da isteği uyandırabilmekte. Anladığım kadarıyla melekler konseyi eninde sonunda istemenin ve mutlak değişimin kaçınılmaz olduğunu tam olarak “biliyor” değil mi? Yani bütün bu çabaların iyinin zaferiyle sonuçlanacağı kaçınılmaz bir gerçek?

    Bir de bir başka sorum bir kaç sert, kontrolcü ruh ve onların yarattığı illüzyonla ilgili. Bunu derken neyi kastettiğinizi çok merak ettim biraz daha açabilir misiniz?

    Sevgi ve saygılarımla.

    Beğen

    1. Sevgili Yuppiesuicide, o sözleri ben söylemedim, Michael söyledi. İsterseniz cevabı onun kendinden isteyebilirsiniz. Yarın sabahki meditasyonunuzda sorun. Benim için cevap çözümü şiddet, kontrol ve baskıda arayanlardır. Sevgilerimle

      Beğen

  4. Sevgili Mor Alev,
    öncelikle her şey için teşekkürler 🙂
    Bu Melek heykeli nerdedir? Beni çok etkiledi ama internette Micheal’ın resimleri içinde yok.
    sevgiler

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.