Tetrad’ın Son Kan Dolunayı ve Süper Ay Tutulması: Her Şey Bize “Yükseliyorsunuz!” Diyor – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Lunar eclipseSevgili Okuyucularım, bugünkü yazım sanırım bu çok önemli dolunay hakkında okuduğunuz ne ilk ne de son yorum olacaktır. Ben de bu konuda yazıp yazmamayı düşündüm ama sonra “Sabian sembolleri olmasa nerede olurduk?” diye yazmaya karar verdim. (28 Eylül Pazartesi , Süper Dolunay -İst 05.50, Kan Dolunayı, Ay Tutulması – maksimum tutulma anı İst 05.57)

Bu sembollere bundan iki ay önce ilk detaylı bakışımda semboller topluluğu bana son derece ruhani, bizi ileriye doğru ittiren, hatta yükselten enerjiler demetini işaret ediyordu. Sadece Ay ve Güneş değil, Merkür, Venüs, Kuzey Düğümü, Jüpiter, Mars, Lilith, Juno… Hepsi birden büyük bir hikâye anlatıyor.

Ama önce en kısa şekliyle neden bu ay tutulmasının son zamanların en önemli, en en en….. (İnanın bu gökyüzü olayının gücünün, etkisinin, öneminin büyüklüğünü anlatacak kelime bulamıyorum. Boşluklar sadece kalbimizdeki bilme hissiyle dolacak.) olduğu konusunu konuşalım.

Son 2000 yılda sadece 7 tetrad oldu. (Tetrad peş peşe 4 kan dolunayı, ay tutulmasına verilen isimdir) Her bir tetradla insanlık tarihinde dönüm noktası olan olaylar yaşandı. Birkaç örnek verirsem; MS 162-163: Romalıların gerçekleştirdiği Yahudi ve Hıristiyan katliamı, 1493-94: Amerika’nın keşfi, 1949-50: Arap-İsrail Savaşı ve İsrail’in kuruluşu, 1967-68: Toplum bilincinde değişim, savaş karşıtlığı, çiçek çocukları, Feminizmin yükselişi. (Daha fazla bilgi için internette bir tarama yapmanız ve ciddi, güvenilir kaynaklara bakmanız yeterli)

Bu sefer, sadece bir kan dolunayı yaşamıyoruz aynı zamanda X Dalgası da denilen Gamma Işının en güçlü şekilde yeryüzüne giriş yaptığı zamanı yaşıyoruz. Gamma Işını 3600 yıldan beri ilk defa dünyamıza ulaşıyor. Üstüne üstlük bu bir süper dolunay, yılın en büyük süper dolunayı, ay normalden %14 daha büyük görünecek. Yani bence etkiler defalarca daha güçlü.

Genel olarak bu enerjilerle ilgili beklentilerimi “Eylül’ün enerji fırtınası” yazımda, enerjilerle ilgili ilk izlenimlerimi ise “Özgür Düşünce, Özgür İrade, Bağımsızlık ve diğer notlar” mesajında vermiştim. Bu ay tutulması enerjilerinin daha önce paylaştıklarımla uyumlu olduğunu göreceksiniz. Haydi, artık uzatmadan astrolojiye dönelim:

İlişkiler ama hangi ilişkiler?

Tetradın her kan dolunayı ve dolayısıyla ay tutulması Terazi-Koç ekseninde gerçekleşti. Eğer uzun süredir blogun okuyucuysanız her seferinde bu eksenin ilişkilerimiz üzerinde çalıştığını, ilişkilerimizde dengeyi getirmek üzere bilinç yüklemesi yaptığını konuşmuştuk. Bu son tutulma yine aynı konuya yoğunlaşıyor. İlişkiler dediğimizde ilk akıllara gelen romantik ilişkiler oluyor, oysa hayatımızdaki her şeyle ilişkimiz var. İşimizle ve iş arkadaşlarımızla, parayla, bedenimizle, yiyecekle, çevreyle, tabiatla, komşularımızla ve şimdi gitgide bakışımızı yükseltirsek, toplumlarla, ülkeler ve üzerinde yaşadığımız yeryüzünün tamamıyla bir ilişkimiz var. Bütün bu ilişkiler olmadan biz olamayız, hatta hayatta kalamayız. Ben bu son Terazi-Koç tutulmasının ilişkilerin her yönünü ve bütününü ele aldığını ve değişimi bu noktaya yoğunlaştıracağına inanıyorum. Yani ilişkilerde küresel bir değişim! Peki, bu nasıl gerçekleşecek? Önce kendi kendimizle olan ilişkimizi dengelediğimizde.

Her zaman ay tutulmalarına bir parça da olsa şifalandırıcı kriz vardır. Bu aslında hayatımızda olumlu olmayan şeyleri göz önüne çıkarttığı ve gerçeği tüm çıplaklığı ile görebildiğimiz için yadsıyamadığımız, kaçamadığımız, halının alına süpürüp de yokmuş gibi yapamadığımız için “şifalandırıcı kriz”dir. Bu kriz kaçırılmayacak bir fırsattır. Fırsatı değerlendirmek içinse çözüm odaklı davranmak (ilgili yazım bu bağlantıda) ve bize bu zamanda sunulan enerjilerde 5D çözümlere uzanmak (ilgili mesaj bu bağlantıda) benim düşünceme göre yapabileceğimiz en iyi şey.

Ay tutulması dönemlerinde ne istediğimiz veya neye ihtiyacımız olduğu konusunda neredeyse bir aciliyet hissederiz. Bu ay tutulması ise bir dönemin kesinlikle bittiği ve bir yenisinin başladığını işaret ediyor. Arkadaşlar, bu yazıyı ay tutulmasından bir hafta, ya da bir ay sonra da yayınlayabilirdim. Çünkü bu enerjilerin önümüzdeki 6-12 ayı belirlediğine inanıyorum. Bu zaman için “Başlangıcın Sonu” kelimelerini kullanmıştım ve üzerinden tam bir ay geçti, bu konudaki inancım daha da güçlendi.

Koç “ben” le ilgilidir, “benim hayatım”, benim isteklerim”, “benim yolum”. Terazi ise “diğerleri” ile ilgilidir, “birlikte olmak”, “birlikte çözmek”, “paylaşmak”, “uzlaşmak”, “adalet”. Bu tutulma öz-sevgi ve tarafların kendi ihtiyaçlarını giderirken birbirlerini dinleyip karşı tarafın da ihtiyaçlarına eğildikleri, dengeli, sağlıklı ilişkileri çağırıyor. İlişkiler, etrafımızdaki her şeyle olan ilişkilerimiz, sadece ve sadece denge olduğunda sağlıklı ve verimli olabilir. Eşler ya da dostlar arası ilişkiler, işveren-işçi, devlet-halk, doktor-hasta, satıcı-alıcı, insanoğlu-tabiat, aklınıza gelebilecek her türlü ilişkiye bakabilir ve nerede dengeye ihtiyaç duyulduğunu bu dönemde rahatlıkla görebilirsiniz. Arkadaşlar, ilişkilerdeki dengesizlikleri uzun uzun anlattım ama bu kriz ilacıyla geliyor. Bu dönemde uzun süredir sizleri rahatsız eden durumları, çözülmez gibi görünen sorunları çözmeniz çok mümkün.

Yükselişimiz önce kendimizle olan ilişkimizin derinliği ve dengesine, sonra da dışımızda gördüğümüz ama aslında bizimle bir bütün olan varlıklar ve deneyimlerle olan ilişkimizin dengelerinin olması gereken noktaya ulaşmasına bağlı. Bu noktada Sabian sembolleri bize pek çok ipucu veriyor.

Ay 5⁰ Koç’ta: “Kanatlı beyaz bir üçgen”

triangle wings eyeBu sembol, son derece ruhani bir özelliğe sahip. Üçgen her zaman dengedeki kadın-erkek (feminen-maskülen ya da dişil-eril) enerjiyi ve bu birlikteliğin meyvelerini temsil eder. Bu meyve bazen çocuklardır, bazen bir yuva, bazen de iki enerjinin dengede olduğunda yarattığımız her türlü şeye işaret edebilir, tıpkı ay ve güneşin bu dünyada dengeli bir doğanın yaratılmasındaki katkıları gibi.

Kanatlara bakarsak, süregelen kısıtlamalardan kurtuluşumuzu, yeni bir varoluş şeklini, kişisel ve kolektif açıdan engelleri aşıp yükseldiğimizi gösteriyor. Bir düşünün, içimizdeki ve yeryüzündeki kadın erkek enerjileri dengeye ulaştırdığımızda nasıl büyük bir rahatlama ve bununla yepyeni bir yaşam tarzı yaratabiliriz!

Güneş 5⁰ Terazi’de: “Bir adam, öğrencilerine Yeni Dünya’nın kurulabileceği temelleri içeren gerçek “iç” bilgileri öğretiyor.”

Bu sembol de yeni bir varoluş şekline işaret ediyor. Gerçek, saf, manipüle edilmemiş bilginin kalplerimizden zihinlerimize aktığı bir zamanı düşünün. Belki bu bilgiler tamamen sezgilerimizle bize ulaşıyor, ya da deneyimlerimizi başka gözlerle görüp aslında neler öğrendiğimizi anlıyoruz. Her halükarda, eğer öğrenci olmayı, hayatı anlamayı istiyorsanız, bilgilerin hepsi burada ve ulaşılabilir. Ben hepimizin hem öğrenci, hem de öğretmen olduğuna inanıyorum. Sadece bildiklerimiz hatırlamayı istememiz ve o bilgilerin nasıl geleceği, ne olacağı konusunda bir sınırlama koymamamız yeterli olacaktır.

Peki, semboldeki “Yeni Dünya” da nedir? Hepimiz biliyoruz ki, bu dünya böyle devam etmeyecek, büyük bir dönüş noktasındayız. Bunu herkes hissediyor. Savaşlara, göçlere, fakirliğe, iklim değişimine ve daha pek çok soruna bir çözüm bulmalıyız. Einstein “sorunlar onları yarattığınız zihin yapısıyla çözülemez” demiş. Zihin yapımızı değiştirdiğimizde, saldırgan ataerkil davranış şekillerinden, dengeye ve iç-bilgeliğimize doğru yönlendiğimizde bütün bu sorunları çözeceğimizden eminim. Kişisel olarak, bu zamanda meditasyonlarınızın son derece verimli geçeceğine, sezgilerinizin güçleneceğine ve neredeyse diğer boyutlardan “bilgi” indireceğinize eminim.

Merkür 10⁰ Terazi’de: “Bir kayık tehlikeli sulardan geçerek güvenliğe ulaşıyor”.

Ah evet, Merkür geri gidiyor ama inanın ben bunu sadece bize yardım olarak görüyorum. Ve bu sembol de bize hayatın zor zamanlarının artık bitmek üzere olduğunu ve rahatlığa, güvenliğe kavuşmamızın an meselesi olduğunu söylüyor. Fırtınadan sonraki sessizlik, şifa bulmak, kurtuluş hissi, bir derin nefes alıp etrafınıza bakarak şükretmek bu sembolün taşıdığı enerjiler arasında.

Juno ve Lilith:

Bu iki astrolojik varlık da bu tutulmada önemli rol üstleniyor. Lilith reddedilmiş kadınlığı temsil ederken, Juno mitolojide Jüpiter’in eşidir ve evliliği simgeler. Her ikisi de Terazi’deki güneşe eşlik ediyor. Her ikisi de yükselen dişi enerjiyi, kutsal kadın ve erkeğin dengelenmesini anlatıyor. Semboller yine çok ruhani. Juno yine yukarıdaki 5⁰ Terazi’de, yeni dünyanın temellerinin atılabileceği iç bilgeliğin öğrenilmesini destekliyor. Lilith ise 4⁰ Terazi’de bize bir sonraki kuşağı hatırlatıyor: “Genç insanlar kamp ateşinin etrafında ruhani bir toplantı yapıyorlar”. Gençler, yeni dünyaya zaten hazırlar ve belki onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Plüton 13⁰ Oğlak’ta: “Varlığın temel gerçekleri hakkında meditasyon yapan ateş-sever”

Bu sembol merkezinizi bulmayı, başarılı odaklanma ve meditasyonu temsil eder. Ve bunun sayesinde bir konu içinizdeki tutkunun ateşini yakacaktır. Kendinizi adayacak, ilginizi çok çekecek bir ya da birkaç konu bilincinize yerleşebilir. Aynı zamanda öyle bir deneyim yaşayabilirsiniz ki, toptan bir yeni başlangıç yaratabilirsiniz. Unutmayın Plüton, derin psikolojiyi, büyük para, büyük güç ve değişimi temsil eder.

Neptün 8⁰ Balık’ta: “Borazan öttüren kız”

Bu sembolün diğer adı “kalk borusu” da olabilirdi. Uyanış, insanların toplanması, bilincin uyanışı, sizin etrafınızdakileri gerçeğe uyandırmanız bu sembole dair anahtar kelimeler. Neptün rüyalar, hayaller, ruhani hayat, mistikler ve açıklanamayan olaylar ile sezgileri temsil ettiğine göre, uyanış bu yollardan herhangi biriyle yaşanabilir.

Chiron 19⁰ Balık’ta: “Bir usta çıraklarına bilgi veriyor”

Bu sembol “yüksek” bilginin ve bilgeliğin aktarılmasını anlatır. Eğer bir konuyu öğrenmek arzusundaysak, her zaman doğru öğretmen, usta, hoca karşımıza çıkar. Chiron, yaralı şifacı olarak, kendimize anlattığımız hikâyelerin şifalanması konusunda bize bilgiler verecektir.

Ama daha bitmedi! Son olarak:

Kuzey Düğümü 2⁰ Terazi’de: “Altıncı Irkın ışığı yedinciye dönüştürülüyor”

Painting the universeKuzey düğümü her zaman hedefimizi, gittiğimiz yeri, kaderimizi gösterir. Güney geçmiş, kuzey ise gelecektir. Bu sembol yepyeni biz düzenin gelişiyle başlayan yepyeni yaşam koşullarını anlatıyor. “Dönüşüm” kelimesini özellikle önemli buluyorum. İşe yaramayan, topluma ve kişisel varlığımıza hizmet etmeyen her şey “yok edilmiyor” ama daha iyi versiyonuna “dönüştürülüyor”. Bu, özellikle Baş Melek Uriel’in bize verdiği geçen günkü mesajla uyumlu. (Bağlantısı burada) Evrimleşmek, yok etmek demek değildir, bir tırtıl kelebeğe dönüştüğünde yok olmaz. Şu anda en iyi niteliklerimizi yanımızda tutmalı ve gölgelerimizi ışığımızla aydınlatarak dönüştürmeliyiz.

Şimdi Terazi’deki bütün hareketin Süper Galaktik Merkezle tek tek hizalandığını söylesem ve bütün bu enerjilerin fazlasıyla güçlü olduğunu, düşündüğümüz her şeyi yaratabilme gücümüzün defalarca katlandığını da eklesem ne dersiniz? (Bu konudaki detaylı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.)

Özetle:

Sembollerin tamamı bu Kan Dolunayının, tetradın sonunun büyük bir aydınlanmayı müjdelediğini söylüyor. Yaşanan aydınlanma kişilerin hayata ve dünyamıza çok farklı bakmalarına sebep olacak. Her şeyle olan ilişkilerimiz, ister eşimiz, ister okulumuz, ister işimiz ya da başka milletlerle olan ilişkilerimiz, bu yeni aydınlanmaya göre değişecek. Lütfen bana “ne zaman?” diye sormayın. Önce kişisel bakış açılarımız, sonra davranış kalıplarımız ve inançlarımız değişecek, kökten değişim sadece kişiler değiştiğinde gelir. Bu ne kadar süre alacak bilmiyorum, çünkü bu cevap bize bağlı.

Ruhunuzun değişimini kucakladığınızda, çok önemli özgür iradenizi de kucaklamış olursunuz ve değişimi SİZ getirirsiniz. Ben bu sembollerde olumsuz hiçbir yan göremediğim gibi yeryüzünde cenneti yaratabileceğimizden tekrar tekrar emin oluyorum.

Kalplerinizi açın, meditasyon yapın, içinizdeki kadın ve erkeği sevin, dengeye önem verin, size nasıl sevgi ve saygıyla davranılmasını istiyorsanız, siz de sadece insanlara değil, tüm varlıklara öyle davranın. Ve lütfen cesur olun! O ufacık adımı atın, gerisi zaten gelecek.

Bütün semboller “yükseliyorsunuz!” diye haykırırken, hepinize harika bir Kan Dolunayı ve Ay Tutulması diliyorum.

©Mor Alev 2015

Not: Emaillerinize ve yorumlarınıza gecikmelerle cevap verebiliyorum, blogda da paylaşımlar bu dönemde oldukça seyrek bir şekilde devam edecek. Ekim ayında normal yayınlara döneceğiz.

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

12 comments

  1. Beklediğim yazı :)) Bu kadar şeyin üst üste gelmesi tesadüf olamaz.

    Beğen

  2. İçinde adeta ordan oraya savrulduğum,pozitif ve negatif uçlar arasında gidip geldiğim bu yoğun enerjide,-her zamanki mükemmel rehberliğinizle- yol göstericim olduğunuz için binlerce kez teşekkürler sevgili Mor Alev…iyi ki varsınız,iyi ki ay tutulmasına dair bu muhteşem yorumlarınızdan bizleri mahrum bırakmadınız…Sonsuz sevgiler….

    Beğen

  3. Sevgili mor alev,hatalarımızla ya da seçimlerimizle sevdiklerimizi istemeden de olsa zor durumlara sokmuşsak ve telafi için uygun çözümü bir türlü göremiyorsak da kendini suçlamayı ve endişeyi bırakıp “salıvermek” mümkün mü gerçekten ve çözümü aciliyet içeren 3d sorunlarda bile işe yarar mı bunu başarmak…Üstelik etrafındaki herkes seni bencillik,sorumsuzluk,kadir bilmezlikle etiketler,yargılar ve suçlarken…
    “Bu sorun, bu şey, bu iş, vs bütünün en yüksek hayrına sonuçlansın ve benim gerçek değerimi yansıtsın” cümlenizi tekrarlıyorum sürekli iyi de geliyor. Tutulma çözülemez görüneni çözmem için yeniden önüme getirdi belliki ,ama öyle köklü ve kronik bir soruna parmak basıyor ki bu durum yanıtları görmekte gerçekten çok zorlanıyorum:((

    Beğen

    1. Sevgili Nisan, acaba geri çekilseniz, çabalayıp deli gibi çözmeye çalıştığınız düğümü bir de başka gözlerle ve açılardan bakmaya niyet etseniz nasıl olurdu? 3D sorunların hiçbiri 3D düşünerek çözülmüyor artık. Bunu biliyorum. Başkalarının sizi suçlamasına takmayacaksınız, bu beyhude. Kimse kimsenin içinde ne olduğunu bilemediği için kimse kimseyi yargılayamaz. Burada önemli olan sizin kendinizi yargılamanız, çünkü hatalarınızdan bahsediyorsunuz. Siz kendinizi suçlu görürken, başkalarının farklı görmesini nasıl bekleyebilirsiniz? Davranışlarınız doğru olmayabilir ama ruhunuz ve niyetiniz temiz diye tahmin ediyorum. Michael’ı çağırın, bağları kesin ve yeni bir başlangıca niyet edin. Bu konuyu bir kenara koyun azıcık, durumu düzeltecek fırsatlar karşınıza çıkacaktır. Akıntıya karşı değil, akıntıyla yol alırsak, yani o fırsatı beklersek, sorunlar daha kolay çözümleniyor. İşte o zaman sevdiklerinize onlara ne kadar çok değer verdiğinizi gösterebilirsiniz. Ama lütfen önce kendinizi sevin. Sevgilerimle

      Beğen

      1. Çok teşekkürler,dünden beri Michael’le eterik bağları kesme çalışması yapıyorum:))
        Krizin içindeki fırsatı görmeye niyetliyim bu defa
        .Bu arada bedenimde tutulmadan bir süre önce başlayan garip belirtiler tavan yaptı, özellikle baygınlık derecesinde bir uyku hali ,başıma balyoz yemişimcesine bir ağırlık, sersemlik,kas ağrıları,uyuşmalar gibi.Uyanabilmek ve uyanık kalabilmek için kendimi çok zorlamam gerekiyor.Yeni enerjilere bedenimin hazırlıksız yakalandığını ve uyum sağlamakta güçlük çektiğini düşünüyorum.Ve uyku süresince çok net, bazen tedirgin edici rüyalar görüyorum.İçimde bir kabuk gibi bedenimi geride bırakmak üzere olduğum,artık bu ağır yüke ihtiyacım kalmadığı, bahsettiğim 3d sorunların da son bir temizlik ve kökten bir çözüm için önüme tekrar geldiği gibi tuhaf bir his var.Bu duygu beni hiç korkutmuyor,ama gerçekten yükselen enerjilerle bağlantılı olabilir mi yoksa zihinsel yanılsamalar mı merak ediyorum.Tekrar teşekkürle,sevgiler….

        Beğen

  4. sevgili mor alev,

    gama ışınları hakkında internette yaptığım okumalar hiç hoş değil. felaket senaryoları bile yazırmış. x dalgasını nasıl değerlendirmelyim bilemedim.

    Beğen

    1. Sevgili Neli, X Dalgası Eylül başından beri geliyor, 28 Eylül’de zirve yaptı. Bir ayda oluşan olaylarda normalin üzerinde bir katliam, dünyanın sonu, devasa bir doğal afet vs olmadı. Aynı şeyleri Aralık 2012 den önce de söylemişlerdi. O zaman da bir şey olmadı. Neden tatlı canınızı felaket tellallarının söyledikleriyle sıkıyorsunuz? Neden değerli vaktinizi bunlara harcıyorsunuz? Diyelim ki dünyanın sonu gelecek,ki gelmeyecek!, o zaman benim kişisel tercihim sevdiklerimle, yapmayı sevdiğim şeylerle ve bu harika tabiatla olabildiği kadar çok vakit geçirmek olur. Neden felaket daha olmadan felaket olma olasılığı için endişe edeyim? Ama tabii ki bir şey olmadı ve olmayacak. Ben bu konuda 29 Ağustos tarihinde yazmıştım. Belki gözünüzden kaçmıştır. Bağlantısı aşağıda:
      https://moralev.com/2015/08/27/yasadigimiz-donem-uzerine-dusunceler-eylul-2015-eylulun-enerji-firtinasi-baslangicin-sonu/
      Size mutlu ve endişesiz günler dilerim. Sevgilerimle

      Beğen

      1. Çok tatlısınız teşekkür ederim. Benim eylül fırtınası sahiden şiddetli geçti ve hala da bitmedi. Belki şaha kalkan korkularım da endişelenmeme sebep oldu.:) Ama sizi yeniden aramızda sıkça görecek olmamız iyiye işaret.:) Tekrar teşekkürler. Sevgiyle kalın.

        Beğen

Yorumlar kapatıldı.