Ekinoks, Uranüs-Plüton, Gündönümü, Yeni Ay, 8-8-8 derken… Biz ne yapıyoruz? Rüya mı görüyoruz? Belki de o baş dönmeleri yalnızca beslenme yetersizliğindendir, ne enerji yüklemesi? Sadece daha farklı bir şeylerin olmasını istediğimiz için modern bir 1001 gece masalına mı inanıyoruz? Hayatımızda gerçek değişiklikler yapıyor muyuz? Belki kendiliğinden yükseliriz. Ya da küflenip yok oluruz. Ne dersiniz?
Bunca yıldır öğrendiklerimizi uygulamazsak, bütün bunları öğrenmenin hiçbir anlamı yok. O zaman bulunduğumuz noktayla ilgili olarak şikâyet etmenin de pek bir anlamı yok, bizler hareketsizliğimizle ve alışkanlıklarımızla o noktayı sürekli olarak yaşantımızda tutuyoruz.
Haziran’dan beri sürekli olarak kendimi hayatın ilerideki aşamaları hakkında büyük kararlar verecek durumlarda buluyorum. Doğrusunu isterseniz, önce bunlar bana sıradan ve hayatın önünüze her zaman yaptığı gibi fırlattığı hafif zorluk, ufak tefek meydan okumalar gibi geldi. Yani 3D yaşam alışkanlığım devam ediyordu. Ben de her günü bir diğeri gibi yaşamaya devam edip etmeme konusunda arada kaldım. Ya verdiğim kararlar doğru değilse? Ya kendimi ve daha birçok kişiyi, özellikle de yakınlarımı olumsuz etkileyecek bir duruma doğru koşuyorsam?
Yaşam durağanken, kendince keyifli ve belli bir rutin tutturmuşken, yeniye doğru zıplama yapmak kolay değil. Biraz canınız sıkılsa da, biraz yenilik isteseniz de, aynı koltukta oturmak, aynı televizyon dizilerini seyretmek, çocukluğunuzdan beri içtiğiniz çorbanın hep aynı olan tadını almak insana belli bir emniyet hissi veriyor. Bunu çok iyi anlıyorum. Fakat bizler yetişkiniz, kanatlarımızı hafifçe kıpırdattığımızda bile etrafımızdaki onlarca kişiyi ve onlara bağlı diğer onlarcayı, böylece de yüzlerce hatta binlercesini etkileme şansımız var. Peki, o zaman nasıl karar vermeliyiz?
Burada ve diğer çalışmalarımda çok sık yaptığım şey, kendi hayat tecrübelerimin içine dalarak örnekler bulmaya çalışmaktır. Hepimiz insanoğlu kıyafetinde olduğumuza göre mutlaka bir yerlerde bir benzerlik vardır. Son dönemin çok hareketli arınma, yönlenme ve yönlendirilme deneyimlerini burada paylaşmam gerektiğine inanıyorum.
Bence her şey öz-değer kavramınızla başlıyor. Kendinize biçtiğiniz değer yaşam şartlarınızı, ilişkilerinizi ve hatta sağlığınızı bile belirliyor. Paha biçilemez değerde bir varlık olduğunuzu hissettiğinizde, enerjik olarak kendinizi paha biçilemez deneyimlere açıyorsunuz.
Salıvermek, Serbest Bırakmak
Yukarıda bahsettiğim değişiklikler ve sözde terslikler birden bire belirmeye başlayınca, ilk etapta kendi rahatlık alanımda pek de kıpırdamak istemesem de, sanırım artık alışkanlık haline geldiğinden “Neler oluyor? Bu beni nereye götürüyor?” diye sordum. Çünkü, biliyorum ki bu ufak tefek ya da büyük rahatsızlıklar her zaman ama her zaman bambaşka şeylerin habercileridir. Hemen cevap almadım tabii. Ama fazla da takılmadım, yani sorunun cevabını umutsuzca beklemedim. Sadece “İyi, tamam, şimdilik bilmiyoruz, sonra ortaya çıkar” dedim. Yani SALIVERDİM.
Son üç yıldan beri merak ettiğim, tutunduğum, sevdiğim o kadar çok şeyi salıverdim ki, kendim bile inanamıyorum. Peki, ne oldu? Sorularımın büyük kısmı salıverdiğim anda cevaplandı, son yıllarda sevdiğim şeyler daha da güzelleşmiş şekilde döndü ve tutunduğum gereksizlikler gittiği için yerlerine yepyeni durumlar oluşmaya başladı. O yepyeni durumlara zaman zaman ego benliğim direnç göstermek istedi elbette, ama bir şekilde anlaşmaya gittik. O noktada biraz sabır, biraz da muhakeme yeteneği devreye giriyor.
Niyet, Amaç, Dilek
Durum egoya ne kadar umutsuz, imkânsız, zor görünürse görünsün, eğer siz “Bu sorun, bu şey, bu iş, vs bütünün en yüksek hayrına sonuçlansın ve benim gerçek değerimi yansıtsın” diye niyet ediyorsanız ertesi günü her şey kendiliğinden çözülüyor. Bunu bir değil, iki değil, defalarca yaşadım! Burada son derece 3D olaylardan bahsediyorum, elle tutulur, gözle görülür şeylerden. NİYET SON DERECE ÖNEMLİ! Eğer günümüz sihrini, büyüsünü arıyorsanız, bizim hokus pokusumuz kesinlikle niyet etmek, salıvermek ve… diğer aşamalar da aşağıda:
Elbette her şey niyetle son bulmuyor. Aklınıza belki aynı gün, belki de biraz daha sonra inanılmaz güzel bir çözüm geliyor. Ve o çözüm işe yarıyor! Hatta her şey daha da iyi oluyor. Aklınıza gelenleri uygulayın lütfen! İşte bu adım çoğu kişi tarafından uygulanmıyor. Sanırım “Olmaz öyle şey”, “Daha önce kimse yapmadı”, “Tahminimce X kişi bunu istemez”, “Korkuyorum” ve bunun gibi pek çok önyargı akıllardan geçiyor ve o güzel çözüm gözünüzün önünden kayıp gidiyor.
Ben özellikle kalbimi olasılıklara açtım. Her durumda meditasyon alışkanlığım sayesinde son derece sakin kafayla ve huzurla bir sonraki adımın ortaya çıkmasını bekledim. “Bekledim” derken de “ne olacak, nasıl olacak?” diye beklemedim, gidip diğer işlerimle ilgilendim. (Arkadaşlar, burada küçük bir not düşüp, sadece bir taşınmanın getirdiği lojistik zorluklardan bahsetmediğimi söylemek isterim.)
Belirsizliği Kucaklamak ve İnanç
Temmuz’da Mars Yengeç’teyken her şey bir durup, bir başlıyordu… Mars Yengeç’in yüzmeyi çok sevdiği çamurlu sularda resmen bata çıka giderken her şey yavaşlıyordu. Ama ne yapalım? Demek ki öğrenmemiz gereken şeyler var. Bunlardan biri de belirsizliğe alışmak, hatta onu kucaklamak.
Ben eminim, hepiniz, hepimiz, tanıdığımız, tanımadığımız herkes böyle değişimlerden geçiyor! Ve bizlerden beklenen yeni alanlara, enerjilere ve yeni yaşamlara doğru yol alırken pozitif inancımızı korumak. Böyle olunca da belirsizlik sorun olmaktan çıkıyor, hatta (belki bir gün) oyun haline geliyor.
Dinlemek (Meditasyon), Adım atmak, hareket etmek
“Benim sorumluluklarım var! Benim ödemem gereken faturalar, beslemem gereken evlatlarım var! Ben belirsizliği kucaklayamam!” diyorsanız, size şöyle cevap vermek isterim: Herkesin var. Bu gemide hep birlikteyiz. Gittiğimiz yerin bizi nelerle karşılayacağını bilmiyoruz ama o yer kesinlikle yalnızlık, sefalet, yas, pişmanlık, suçluluk içermiyor. Orası 5D. Ve bence şu anda 5Dyi 3Dnin içinde yaşamak mümkün. Lütfen dinleyin evreni, hayatı ve size insanlar aracılığıyla gelen teklifleri… Onlar sizi 5D ye götürmeye çalışıyorlar.
Bu aşamada, yani inançla beklemek ve çözümleri bulmak arasında, adım adım harekete geçmek en iyi yol. Her gün bir ya da birkaç küçük adım. Her seferinde de bunun doğruluğunu kalbinize sorun. Hep olumlu ya da olumsuz his olarak cevap alacaksınız. Böylece bir hataya yer kalmayacak.
Bu arada sevdiklerinizin yorumları ve endişeleri ile de karşılaşacaksınız. Onları sakinleştirmek sizin işiniz. Pek kolay olmasa da yumuşak bir şekilde onları teskin edebilirsiniz. En azından kararlarınıza saygı göstermelerini rica edebilirsiniz. Sonuçta hayat sizin, sorumluluk sizin. Solar pleksus çakranıza uzanın, gücünüzü ve hayatınız hakkındaki karar verme hakkını kendinizde tutun. Böyle zamanlarda melek enerjileri ve Mor Alev enerjisi gerçekten işe yarıyor. Sizin aldığınız sonuçlar mutlaka onların da önünü açacak, enerjilerini yükseltecektir çünkü örnek oluyorsunuz.
Sevgili Bilge Baykuşlar, yukarıda uzun uzun anlattığım süreci siz aslında çok iyi biliyorsunuz ama uygulamada nedense saplandığımız yerler var. Kendi örneğimi o yüzden sizlerle paylaşıyorum, belki sizleri cesaretlendirir. (Bu formül yüzyıllardır biliniyor, en açık şekilde ilk defa Napoleon Hill tarafından 1937 yılında “Think and grow rich” kitabında açık bir şekilde halka iletilmişti, hepiniz “Secret” film ve kitabını hatırlarsınız.)
Peki, ben bu uygulamanın, yöntemin tamamını 100% çözdüm mü? Tabii ki hayır! Egoyla kavga da ediyorum, teşekkür de. Binlerce yıllık alışkanlıkları bırakmak o kadar kolay değil. Ama YAPILABİLİR! Ve ben bunu tam bir yeni alışkanlık haline getirmeye kararlıyım.
Öz-değer ile akışta kalmak
Şimdi yukarıda bahsettiğim öz-değer konusuna geri dönüyorum. Öz-değeriniz konusunda açık ve net bir fikriniz olmalı. Daha doğrusu kendinizin Yaratan’ın paha biçilmez bir parçası olduğuna dair karar vermelisiniz. İşte o zaman bu eşsiz kalbinize, harika benliğinize en iyi şekilde davranmaya başlarsınız. Sadece kendinize mi, diğer varlıkları da aynı kefeye koymaya başlarsınız, böylece adına “akışta kalmak” dediğimiz durum yaşamınıza yerleşmeye başlar. Niyetleriniz özünüze uygun olur. Kibar ve şefkatli davranışlar mücadelenin yerini alır ve 3Dde 5D yaşamı mümkün kılarsınız.
Alışılagelmiş şekilde “akışa” parmaklarımızın ucunu biraz daldırmak ya da dizlere kadar girmek yetmiyor, içine kendinizi bıraktığınızda neler olduğuna inanamayacaksınız! İçinden geçtiğimiz enerji portalları sadece biz onları kullandığımızda işe yarıyor. 8-8-8 Aslan Kapısı hala açık, kapandığını söyleyenler de var ama ben hemfikir değilim, çünkü her gün hissediyorum.
Bu akışa girin, onunla ve öz-değerinizle çalışın. Salıverin, niyet edin, yine salıverin, inanın, belirsizliklerden korkmayın, dinleyin, adım atın, hareket edin, devam edin, gerekirse tekrarlayın.
Ve düzenli meditasyonunuzu asla ihmal etmeyin, o beyninizin, ruhunuzun günlük vitamini.
Şimdiye dek yaşanmış olan en güçlü Eylül ayına girmek üzereyiz. Önümüzdeki sonbaharı enerjik olarak hep hatırlayacağımıza inanıyorum. Bu davranış değişikliklerine ihtiyacımız var. Dün Konsey’in mükemmel şekilde anlattıklarına umarım iyi bir ek yazabilmişimdir. Çünkü adına “terslik” diyebileceğimiz pek çok şey sonunda çok güzel sürprizlere dönüşme potansiyeline sahip.
©Mor Alev 2015
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com
Binlerce kez tesekkurler: )))
BeğenBeğen
Merhaba,
Öncelikle bilgilerinizi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Bu siteyi bir arkadaşım aracılığı ile keşfettim. Düzenli olarak takip etmesem de ne zaman bir kafa karışıklığım olsa buradaki yazıyı okuduğumda cevabımı buldum. Bu yazı da onlardan biri. Ben size bu noktada bu sefer danışmak istedim. Konu biraz kariyerle ilgili ancak bir şekilde bana yardımcı olbileceğinize inanıyorum. Kısaca durumdan söz etmek isterim; Üniversiteden mezun olmadan önce bir kafede çalışmaya başladım ve inanılmaz keyif aldım ancak mezun olunca sistemin gerektirdiği şekilde o zamanlar oldukça hırslı bir insan olduğumdan da bölümümün gerektirdiği bür işte çalışmaya başladım ve Eskişehir’den İstanbul’a taşındım. 1,5 sene boyunca iki farklı ajansta çalıştım ve bir anda ben buraya ait değilim diyerek ayrıldım. 1 sene işsizliğin ardından tamamen denk gelerek 1 kafede çalışmaya başladım 6 ay boyunca işte inanılmaz keyifle çalıştım, çok sevdim ve çok sevildim ancak patronumla birebirde anlaşamadığımız için ayrıldım bir yandan da ailemin daha normal üniversite mezunu bir insanın çalışması gereken işte çalışmamın etkisi de oldu. Direkt söylemediler ama hissettim. Ardından kurumsal bir şirketre çalışmaya başladım 3 aydır çalışıyorum ancak hayatımın en mutsuz işi olabilir. Bu süreçlerin hepsinde işsizliğim garsonluk yapmam ve şuanki işimin beni bir yöne götüreceğine inandım. Burada çalışırken 4 farklı kafeden iş teklifi aldım, önce hayat beni sınıyor ne kadar sabırlı olabileceğim ne kadar dayanabileceğim siye ölçüyor o yüzden bu teklifler bir ilüzyon olarak düşündüm ancak sonra işte o kadar mutsuzdum ki ailem bile farkındaydı, babamla konuştum, babam artık senin hayatın sen yaşayacaksın ben tabi kurumsalda çalışmanı isterim ancak sen yaşayacaksın diyerek bir nevi izin verdi, bu noktada bir kafeyle görüştüm, kararında emin ol bize dön dediler, ben emin oldum döndüm ancak tam umudumu kestiğimde anladım benim burada kalmam gerekiyor desiğim noktada bana olumlu olarak döndüler. Burada olmak istemediğimi biliyorum ama bir şey beni geriyor. Sanırım gelecek kaygısı. İleri de ne yapacağım korkusu. Bu noktada sizlere danışmak istedim. Emin olabilmem için ne yapmam gerekiyor? İçimdeki korkuyu ve gelecek kaygısını nasıl giderebilirim? Desteğiniz benim için çok önemli. İlginiz için şimdiden teşekkür ederim. Kolaylıklar ve iyi bir hafta sonu dilerim.
BeğenBeğen
Sevgili Ebru, altına yorum bıraktığınız yazı, “belirsizliği kucaklayın” ve “dinleyin” diyor. Aslında sorduğunuz soruların hepsinin cevabı yukarıda. Korkuları ve kaygıları salıvermek için ücretsiz melek enerjileri sayfasında pek çok yöntemin bağlantıları bulunmakta. Onlarla çalışın. Düzenli meditasyon yapın. Sabahları 5-10 dakika meditasyon hayatınızı çok olumlu yerlere taşıyacaktır. Sevgilerimle
BeğenBeğen
Milyonlarca yıllık yaşamımda, bu kadar net bu kadar açık,anlamak istemeyene dahi anlatabilen,unutulmaz efsane bir mesaj okumadım.Başmeleklerden, meleklerden konseyden gelen mesajların çok çok üzerinde farkındalık kazandım.Teşekkürler Moralev.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim Serdar.
BeğenBeğen
Su son bir kac gunde yasadiklarimin daha iyi bir aciklamasini bulamazdim… inanilmaz. Iyi ki varsiniz…
BeğenBeğen
Teşekkürlerimle
BeğenBeğen
sevgili mor alev:) merhaba şu an yazını okuduğumda yaşadıklarımı, duygularımı o kadar güzel kaleme almışsın ki okurken gözlerimden akan yaşları tutamadım! gerçekten öylesine güçlü şifa veriyorsun ki kelimeler yetersiz kalıyor! çok ama çok teşekkürler…
BeğenBeğen
Tevhide’ciğim, umarım iyisindir. Hepimiz aynı yollardan ama farklı görüntülerde geçiyoruz. Sana ve ailene en derin sevgilerimi yolluyorum. Ben teşekkür ederim.
BeğenBeğen
İnanmıyorum kolay para kazanmanın yolu 2 günlük tha kursu nu denedim kitap alp okusaydım daha mantıklı lı yazık paralara???
BeğenBeğen
Sevgili Süheyla, Ben bahsettiğiniz kursu hiç duymadım. Ama inanın isminde “kolay para kazanmanın yolu” olan hiç bir kursu tavsiye de etmezdim. Çünkü konu para değil Konu hiçbir zaman para olmadı. Para sadece içinde şükran ve sevgi barındıran bir enerji. Lütfen bunu herkes anlasın. Konu özünü dinlemek, özdeğer, özsevgi, özsaygı, özgüvenle yürümektir. Bunlar işin temelini oluşturur. Ücretsiz melek enerjileri sayfamdaki Bereket Rehberi ile çalışmanızı öneririm. Sevgilerimle…
BeğenBeğen
BEN SİLDİM. BUNU GÖRMEMİŞİM. “Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com” SEVGİLERİMLE.
BeğenBeğen
Sevgili Goldenbell, niyetiniz negatif değildi, benim okuyacak vaktim olmamıştı.. Keşke silmeseydiniz.
Sevgilerimle
BeğenBeğen
Çok, çok güzel bir yazı sevgili Mor Alev, yüzlerce sayfalık bir kitaptan daha derin! Dediğiniz gibi aynı yollardan değişik giysilerle geçiyoruz! Şu son iki ay da benim için daha önce hiç olmadığı jadar bir bırakma, salıverme ve gerçek değerimi takdir etme dönemi oldu, hala da aynı şekilde devam ediyor. Çok güzel olmasına rağmen atmayı istediğim adımlar ve salıverme arasında gidip geliyorum. ibre sürekli salıverme/bırakma yönüne sapıyor. Yine de biliyorum ki adımlar atılacağı zaman atılacak, 5B’de adım atabilmenin ön koşulu galiba tamamen bırakmak! Sevgiyle, neşeyle kalın!..
BeğenBeğen
Çok teşekkürler Behçet. Hemfikiriz, bırakmak bence de ilk koşul olarak ortaya çıkıyor. Sevgilerimle
BeğenBeğen
Bu yazı harika.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim. Son 45 gündür bağırsak problemi çekiyorum, neden bu sorun var diye takıntı halinde düşünmeye başladım. Sonra birden olması gereken oluyor bırak olsun nasılsa düzelir diye takıntılı düşüncemi bırakmaya karar verdim. Bundan sonra yıllardır kullandığım mide koruyucu (yan etkilerinden biri bağırsak sorunları) bıraktım! Kendi kendimi tedavi edebilirim, yediklerime dikkat edebilirim dedim, şimdi yediklerime daha bir özen gösteriyorum, çok şükür yavaş yavaş düzelme oluyor, artık o çok sıkıntılı günler yok, her şey yolunda…
BeğenBeğen