Bulunduğumuz Zaman Üzerine Düşünceler (3) – Peki değişim nasıl bedenlenecek?

Car washSevgili Dostlar, kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ay Tutulması enerjileri size nasıl davranıyor?

Şubat ortasından beri gittikçe tırmanan enerjilerde sanki oto yıkama makinesinde girmiş gibiydik. Her yandan enerjiler bizi yıkarken fırçalandık, tam bitti galiba derken bir posta daha deterjan üzerimize püskürtüldü, bir defa daha yıkanmaya başladık. Henüz bitmedi. Hala üstümüzden başımızdan sular damlıyor. Ama şimdi hafif programa başladık. Yani, biraz daha yumuşak şekilde arınmaya devam. Ve hemen arkasından entegrasyon dönemi gelecek.

Son bir ayda çoklukla gördüğüm şey, hepimizin egolarının çığlık çığlığa yönetimi yeniden eline geçirme çabasıydı. Her çeşit insanla çalıştım. Sizlerden her çeşit email aldım. Kimileri açık açık imdat çağrısıydı, kimileri gözlerimi yaşartan harika teşekkür notlarıydı, bazıları inanılmaz aydınlatıcı, kimileri de blogu tehdit eden, ya da her şeyde negatif eleştiri fırsatı arayan eski enerjilerdi. Egolar, bütün dünyada son bir çırpınıştalar. Gazete başlıkları, şahit olduğumuz günlük olaylar ve hatta kendi iç diyaloğumuz bunu çok iyi yansıttı ve yansıtıyor.

Oysa egolarımızı öldürmüyoruz. Bu konuda son derece açık olmalı ve bu mesajı egoya iletmeliyiz. Ego bizlerin temel parçalarından biridir. Birliktelik bilincini yaşarken aynı zamanda birer birey olmamızı ve evrene kendimize has, orijinal katkımızı yapabilmemizi sağlayacak olan şey egomuzdur.

Adına entegrasyon dediğim süreç de dalgalar halinde yaşanacak. Yani muhteşem hissettiğiniz ve her şeyin yerli yerine oturduğu günler, arada pek bir şey olmayan günlerle biraz mola ve yeniden içinizdeki değişime şahit olmak, egoyla mücadele ve son olarak tam özümseme aşamaları bu dalgaların birer parçası olarak yaşanacak. Bu döngüyü gerektiği kadar çok sayıda tekrarlayarak Mart ayının getirdiği çoklu değişikliklerin bazen tek tek, bazen de gruplar halinde üçüncü boyutta bedenlenmesi sürecin bir sonraki aşaması olacak.

Boşluk Hissi

Myrtos beach, Kefalonia , GreeceEntegrasyon size tuhaf duygular yaşatabilir. Böyle büyük arınmaların arkasından bir boşluk hissi oluşabilir, pek çoğumuz o boşluğu doldurma çabasına girebiliriz. Bunu yapmamaya çalışın. Boşluğun huzurunu yaşayın. Boşluk, egonun hiç hoşuna gitmez ve sizleri şüpheye sürükleyebilir. Aşırı uyarıcılar devrinde, televizyonlar, reklam panoları, akıllı telefonlar, trafik, yüksek ses ve hayatına pek çok şeyi aynı anda sıkıştırmak zorunda olduğu inancı, bizleri boşluğun iyi bir şey olmadığı konusunda ikna etmiştir. Oysa boşluk, çok tatlı bir deneyim olabilir. Arındınız, üzerinizden pek çok farklı yük gitti ve şimdi o hafifliğin keyfini çıkarın.

Boşluk size garip gelse de, düşüncelerinize sahip çıkmaya çalışın. Düşünceleriniz, diğer bir deyimle ego benliğiniz, derhal boşluğu eskisine benzer şeylerle doldurmaya çalışacaktır. Direnmeyin ama kulak da asmayın. Negatif düşünce spiraline girmeyin, girseniz de kendinizi yarı yolda yakalayabilir ve yeniden yukarıya çekebilirsiniz. Bunun en kolay yolu farklı bir şeye odaklanmaktır, buna anlık farkındalık meditasyonları da diyebiliriz.

Bu zamanda tabiatın kendisi en iyi, en sadık, en sevgi dolu yardımcınızdır. Sizi toprak, su, hava ve ateşle bir araya getirecek aktiviteler yardımcı olacaktır. Açık havada meditasyon, bitki yetiştirmek, çeşitli açık hava sporları, evcil hayvanlarla ilgilenmek, hatta taze sebze ve meyvelerle hazırlayacağınız yiyecekler bile topraklanmanın ta kendisidir. Biri diğerinden daha az ya da çok etkili değildir. Ailenize hazırlayacağınız, ürünlere tamamen odaklanarak sevgiyle bir araya getireceğiniz enfes bir sebze yemeği, salata ya da meyve tabağı hem tabiata olan şükranınızın bedenlenmiş şeklidir, hem de sizi dengeler. İnanılmaz şifalı olduğunu da söylememe gerek yok herhalde!

Demek istediğim, doğayı hissetmek ve topraklanmak zor bir şey değildir; Tabiat kendisi gibidir, törenlere ihtiyacı yoktur ve sizi ne olursa olsun sever. İlginizi tabiata yönelttiğiniz anda size mutluluk vermeye başlar ve dengenizi geri kazanırsınız.

Özümüze Dönmek

Bu arınmayla hepimiz özümüze dönme yolunda büyük bir adım attık. Özümüze dönmek, benim anlayışımda Yüksek ya da Öz Benlik diyebileceğimiz çok boyutlu benliğimizin, içimizdeki bilgeliğin bu vücutta bedenlenmesine izin vermektir.

Boşluğun tadını çıkardınız, tabiatın da yardımıyla dengelerinizi korudunuz ve şimdi ilginç şeyler fark etmeye başladınız. Entegrasyonun bu aşamasında, o boşluk güzel şeylerle dolmaya başlayacak. Öz benliğinizle birleştikçe algılarınız birkaç oktav birden genişleyecek. Örneğin tatlar, kokular, sesler ve görüntüler hakkındaki seçimleriniz değişecek. Bunun yanında çok boyutlu enerjileri de algılamaya başlayacaksınız, ya da bu enerjilerin algılarınızdaki yeri geçmişe göre katlarca artacak.

Yeni Alışkanlıklar, Yeni İlgiler

unknown sculptureBelli yiyeceklerden uzaklaşırken, başkalarına doğru yönelebilirsiniz. Özünüz daha hafif ve sağlıklı beslenmeyi isteyecektir. Önce sizi dürtüsel olarak yönlendirecek, onu dinlemediğiniz takdirde bedeniniz ağır ve doğal olmayan yiyecek ve içeceklere karşı tepkiler verecektir. Bu konuda bedeninizi kesinlikle dinlemenizi öneririm. Global olarak büyük bir beslenme devrimi yaşayacağımıza inanıyorum.

Durup dururken, şimdiye dek hiç ilgilenmediğiniz konulara karşı merakınız artabilir. Bu merakı takip edin. Yeni ilgi alanları, size yeni dostlar, yeni bilgiler ve yeni hayat amaçları sunmak için dikkatinizi çekmeye çalışabilir.

Bu ilgi alanlarının ne olduğunun önemi yok. Yani birden bire istatistiğe ilginiz artarsa, o konuyu yeterince havalı olmadığı gerekçesiyle bir kenara atmayın. Araştırın. Toplumsal şartlanmaları, sizlerden ailelerinizin, dostlarınızın beklentilerini ve ego temelli başarı kavramını çöpe atın. Siz buraya siz olmak için geldiniz. Kendi özel enerji imzanız var. Kimileri psikoloji sever, kimileri matematik, bazıları beden öğretmenliği yaptığında hayatının en mutlu anlarını yaşar, bazıları denizde tam olarak kendisidir ve buna göre bir yaşam tarzı seçer. İşte bu seçimlerde büyük değişim göreceğiz!

“Kendimi tanıyamıyorum, ben kimim?” diyebilirsiniz. Ve bu doğrudur. Ancak, bunu yaşadığınızda egolarınız yine araya girmeye çalışabilir. Yeni algı ve ilgilerinizi inkar etmeniz için uğraşabilir. Yeni sizi tanımaya zaman tanıyın. Çok hoş sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.

Meslek ve İş Değişimi

İş hayatlarımız, mesleklerimiz büyük bir değişimden geçecek. Kendinizi para kazandığınız iş ile tanımlıyorsanız bu size zor gelebilir. Yani, “ben uluslararası bir şirkette üst düzey yöneticiyim ve bu yüzden çok değerliyim” gibi inanışlarınız varsa, asıl önemli olanın bu etiket olmadığını, toplumda ne yaparsanız yapın çok değerli olduğunuzu ve çok sevildiğinizi hatırlamanız gerekebilir. Bu da, egolarınızı tekrar tekrar toplumsal şartlanmaların önemli olmadığına ikna etmekten geçer. Ama içinizdeki bilgeliğe bu aşamadan sonra direnemeyeceğinize inanıyorum.

Arkadaşlar, muhasebeciler çiftçi, çiftçiler ressam, ressamlar siyasetçi, siyasetçiler bisikletçi, bisikletçiler muhasebeci olmaya karar verebilir. Biliyorum, biliyorum sanki aşırı örnekler verdim gibi görünüyor ama bu konuda büyük bir hareketlenme olacak. Şirketlerdeki çalışan değişimine inanamayacaksınız. Herkes kendi özüne ses verebilmek için çok farklı yönlere gidebilir. Eğer siz zaten özünüze uygun bir işte çalışıyorsanız, tebrik ederim. Yaptığınız ne ise, çok daha çabuk ve sağlıklı bir şekilde ilerleyeceksiniz.

İlişkiler

İlişkilerde yaprak dökümü devam edecek ama bu sefer yalnızlık uzun süreli olmayacak. Enerjinizin uyuşmadığı arkadaşlar hayatınızdan kendiliğinden uzaklaşırken, kendinizi tam olarak tanımadığınız ama yakın hissettiğiniz ortamlarda bulacaksınız. Bu hisse değer verin. Çünkü bu hissin size söylemek istediği şey şudur: “Burası senin enerjine daha uygun. Burası senin ruh halini daha iyi yansıtıyor. Burası senin gibi ruhları bulabileceğin yer”

Ben birbirine uygun olmayan çiftlerin ve zorlayarak yürüyen özel ilişkilerin “ya yenile ya da terk et” evresine geçen seneden beri girdiğine inanıyorum. Bu size acılı gelebilir ama ben bu konuda tarafsızım. Yanlış ilişkilerin, parasız kalmak korkusuyla, inat uğruna, ya da gelenekler yüzünden devam ettirilen evliliklerin verdiği hasarları yaptığım işte çok görüyorum. Evlatlar “keşke ebeveynlerim boşansaydı” diyor, hem kadınlar hem de erkekler geride bıraktıkları yıllara pişmanlıkla bakıyor, öyle negatif şablonlar yerleşiyor ki, karma temizlemeye geldiğimiz bu son üç boyutlu hayatta daha da fazla karma yaratıyoruz. Burada “herkes boşanacak” demiyorum. Kesinlikle öyle bir şey yok. Ama size uygun olmayan ilişkinizi temizlemeniz, arındırmanız ve yenilemeniz gerekiyor diyorum. İlişkilerde dürüstlükten çok bahsettik. Bu sene dürüstlük eşliğinde, Mars ve Venüs’ün de desteği ile ilişkilerinizde denge sağlayabilir ve sorunlarınızın üstesinden gelebilirsiniz. Bu yılın en büyük görevlerinden biri de en yakın ilişkilerimizden başlayarak eşitlik ve özgürlüğü sağlamak olacak.

Bir ilişkide iki farklı ruh vardır. Eğer o ruhların birbiriyle işi bitmişse, yani hayat kontratlarındaki anlaşma dâhilinde alınması gereken dersler alınıp, yeni ufuklara doğru yola çıkmak gerekiyorsa, bu durum da engellenemeyecek. Bu özel ilişkilerin yerine yeni ilişkiler ve durumlar çok çabuk ortaya çıkacak. Bu yıl ruh ailenizle yeniden bir araya geldiğiniz özel bir zaman ve önümüzdeki senelere de bu durum yayılacak. Ne kadar çabuk iç bilgeliğinizi dinlerseniz, o kadar çabuk yolunuzu bulursunuz.

Büyük Göç

Quint Buchholz (German, 1957) ~ The Flying ChildHepimiz ait olduğumuz yere doğru yola çıkacağız. Bu, bazı insanlar için iş değiştirme, bazıları içinse ev, semt, şehir, ülke ve hatta kıta değiştirme bile olabilir.

Satürn boşu boşuna Yay’a geçmedi. Yay burcunun bir özelliği de seyahat ve göçleri yönetmesidir. Bu devasa değişimden geçip kendi öz benliğimiz haline geldikçe bulunduğumuz ev, şehir ya da ülke bize bir iki beden küçük gelebilir. Hepimiz, bütün dünyaya saçılacağız. Buraya sadece doğup, büyüyüp, çocuk yapıp ölmeye gelmedik. Her birimizin kendine has görevleri var ve bu görevler dâhilinde yer değişikliği çok olası görünüyor. Kendimizi geldiğimiz ırk ya da ülkeyle tanımlamak yerine, dünyalı olarak görmek ve gittiğimiz her yere kendimizi götürdüğümüzü kabul etmek işleri kolaylaştıracaktır. Taşınan ya da taşınmaya karar veren dostlar, değişim hepinize iyi gelecek.

Evet, böylece şimdilik Mart ayı enerjilerinin etkileri hakkındaki beklentilerimi sizlere iletmiş oldum. Hepimizin büyük değişimden etkilendiğini, gezegenimizdeki bütün temel sistemlerin değiştiğini hatırlayalım. Yeni ilgi alanlarınız, yetenekleriniz ve dostlarınızla pırıltılı bir hayata hoş geldiniz! Bu arada, boşluğun keyfini çıkartmayı da unutmayın…

©Mor Alev 2015

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

20 comments

  1. sevgili moralev
    pes diyorum:) başka da bir şey diyemiyorum
    istatistiğe ilgi ha
    bu kadar mı nokta atışı olur
    işyerinden de ayrıldım-bana hiç bir şey vermiyordu
    beklemedeyim
    bakalım neler olacak
    yorum için teşekkürler tam bana göre olmuş

    Beğen

  2. Çok teşekkürler. Yureginize ve Emeklerinize sağlık. Günlük mailleri okudukça neler olduğunu bildikce rahatliyorum. Bu aralar en ugrastigim sey egom. Onunla barışık kardeşçe tasansya uğraşıyorum. İşyerimden ayrıldım. Yeni iş arayisindayim. ÖnceÖnceliklerinime özen gösteriyorum. Herkese heeseye huzurlu bereketli şifalı ışık ve sevgi dolu günler diliyorum. Hep birlikte sevgi yolunda en güzele ulaşmaya. .. sevgiler.

    Beğen

  3. Ben de bu değişimden etkileniyorum, 1 martta ev değiştirdik, başta pek istemesem de şimdi iyi ki taşınmışız diyorum, demek ki bu değişiklik gerekliymiş…teşekkürler, herşeyin hayırlısı olsun

    Beğen

  4. Bende cok tesekur ediyorum, bende isimi deistirmeyi coktan karar aldim ve bununla ilgili adimlar yapiyorum, ve aile olarak baska bir ulkeye tasinmak var onumuzde, esim zaten su an yeni br ev aramakta ailemiz icin ve hersey artik doguru zamanlamaya kalmis birsey, sukurler olsun, sukurler olsun, sukurler olsun, Sizi seviyorum Mor Alev, Yureginize ve Emeklerinize saglik: ))))))))

    Beğen

  5. Ne diyeyim, içimimi okudun demek geliyor, hatta fal baktırmışımda ”aaa hepsi tuttu” hissiyle 2 kez okudum.
    TEŞEKKÜR VE TAKDİRLERİMİ SUNUYORUM
    SEVGİLER

    Beğen

  6. Sevgili Mor Alev gözlerimde yaşlarla okudum bir yandan kahkaha attım bir yandan ağladım. Senin benim hayatımda ifade etttiğin durumu şimdilik kelimelere dökemiyorum ama çok büyük kesinlikle. Ben dah dün uzaktan eğitim psikoloji araştırıyordum. Tarih mezunuyum. Hiç alakam yok psikoloji ile ama öyle işte. Bulunduğum yerden bu zamanda olmaktan öyle mutluyum ki. Ben kendimi yapayalnız savrulmuş bu dünya üzerinde artık amacım ne diye sormaktan yorulmuşken senin blogun beni alıp nerelere taşıdı. Mucize değilse bu ne❤️ bu sıralar aklımda hep Saint Germaine ve sen varsın ve tabii meleklerim. Tanrım hepinizi çok seviyorum. Özümü bulmama yardım ediyorsunuz. Işığınız beni içine aldı bir kere. Şükürler olsun🙏 Mor Alev sen benim mucizemsin. Hep hayatımda ol. Seni ve bütün Meleklerimi, Yükselmiş Ustaları, Galaktikleri, Konseyimi( henüz çok bilmesemde) çok seviyorum. Gerçek Ben’imi çok seviyorum. Ve çoooooooook heyecanlıyım. Sanki yeniden doğuyorum. Ya da kendimi doğuruyorum. Şükürler olsun🙏 sevgiyle kal güzel dostum💝

    Beğen

  7. Ben neden olduğum yerde sayyorum bende değişen hiç birşey yok:((

    Beğen

  8. Sevgili Mor Alev,

    Burada yazan diğer insanlar gibi benim de içimi okudun bu yazınla.. Hatta dün yazmışsın bu yazıyı, hiç haberim olmadan spinning’i çok sevdiğim için acaba o alana mı yönelsem Mühendislik hayatını bırakıp diyip workshop’lar araştırdım bu sabah ve ardından yazını okuyunca tek kelimeyle şok oldum 🙂

    Muhteşemsin! Ve bir an içimde şu istek uyandı, neden Mor Alev bir toplantı, söyleşi organize etmiyor? Bunu söylemem istendi sanırım şu anda.. Evet Mor Alev, lütfen bir organizasyon yap, hep beraber keyifli sohbetler ederek birbirimizi daha yakından tanıyalım.. Toplu meditasyonlar gerçekleştirelim, ışık saçalım Evren’e …

    Sevgilerimle,
    Banu

    Beğen

  9. Başka bir kıtaya yolculuk yapmadan az bir süre evvel bu satırları okumuş olduğumu umuyorum…Hizamı kontrol etmemi sağladın.Teşekkür ederim.

    Beğen

  10. sevgili mor alev ,yazdıkların tam anlamıyla kalbime,ruhuma dokundu.Mesleğini yıllardır bırakmak isteyen ama başka ne iş yapabileceğini bir türlü kestiremediği için olduğu yerde çakılı kalan,
    kendini ilişki ve iş bağlantıları nedeniyle hiç sevmediği büyük şehir hayatına mahkum hisseden,gitmeye kalksa tek başına nereye gidebileceğini bir türlü netleştiremeyen,
    maddi ve duygusal kaygılarla hatta bedensel kaygılarla çok özlediği doğaya bir türlü kavuşamayan benim gibilere özel tavsiyelerin var mı?
    bir avukat hiçbir tecrübesi olmadan ve yalnız başına kırlara göçüp çiftçilik yapabilir mi sence gerçekten hem de ailesini karşına almak uğruna?ya da faturalarını bile zar zor öderken dünyanın güzelliklerini keşfe çıkabilir mi sırt çantasıyla?Nasıllara bir cevap bulmanın daha kolay yolları var mı,kalbim yepyeni başlangıçlar yapmalısın her anlamda,bu gittiğin yol yol değil diyor çok uzun zamandır ama nerden başlayabileceğimi göstermiyor bir türlü.Nasıllara takılmadan istemek yeterli mi gerçekten?Biraz depresif oldu sorularım belki ama yolumu aydınlatacak ışığa öylesine hasretim ki…bütün paylaşımların için kalpten teşekkürler.

    Beğen

    1. Sevgili Nisan, neden olmasın? Neden karşınıza bir sürü engel koyuyorsunuz? Neden iç bilgeliğinize danışıp bir yol çizmiyorsunuz? Neden çözüm yerine soruna odaklanıyorsunuz? Bu soruları avukat olmak isteyen bir çiftçi de yazsa aynı cevabı verirdim. Öncelikle, bunun gerçekten iç bilgeliğinizin arzusu ve sizin için bir çağrı olup olmadığını kontrol edin. Meditasyon bunun için en iyi yoldur. Eğer cevap “evet” ise, ilk adımı araştırma yaparak atın, sonrası da adım adım kendini gösterecektir. Sizi onaylamayacağını düşündüğünüz kişiler, sizleri seviyorlar ve onlara sevgilerini yapıcı şekilde göstermelerini beklediğinizi iletebilirsiniz. Bu dünyada doğru meslek, yanlış meslek, aşağılanacak tek bir hizmet yok. Hepimiz birbirimize katkıda bulunmak için buradayız. Endişe ve korkularınızı salıverin. Onlara ihtiyacınız yok. Sevgilerimle

      Beğen

  11. Size ne kadar teşekkür etsem, hangi kelimeleri kullansam bilemiyorum. Gerçekten bir ruha şifa üflediğinizi bilmenizi isterim 🙂 Anlamlandıramadığım bir çok şeyi anlamamı sağladınız. Çok Teşekkürler. Sevgilerimle…

    Beğen

  12. Reblogged this on dilekcantimur's Blog and commented:
    Tam olarak Boşluk Hissi kısmındayım. Evet, tam olarak Kalbimin o Hakikat sesini duymaya başladığımdan beri hayatımda bir çok köklü değişimler yaptım. 6 yıllık ilişkim birden bire bir düğümün kendiliğinden çözülmesi gibi çözüldü ve ipler ayrıldı. Kendimin bizzat aşk olduğumu hissedebildim böylece. Kendime döndüm içime baktım, kendime baktım, kalbime kulak verdim. Neticede Hakikaten birini sevmenin ne olduğunu, ilk önce ne olmadığını deneyimleyerek elbette… İnandığım düşündüğüm hissettiğim bir çok seyin Zannetmek (öyle sanmak) olduğunu farkettim. Ben zannettiklerimden temizlendikçe doğrular kendiliğinden yerleşiyor gibiydi bilincime. Yani bir ilizyondan uyanıp gerçeği görmeye başlamak gibi. İçime yolculuğum devam etti ve oradaki ses bana (ne cürretle bilinmez) Sen Dünyayı Kurtaracaksın diyordu. Ben Dünyayı Kurtarıcam diye tekrar ettim ben de. O anlarda kalbim çok yoğun bir sevgiyle doluyor ve ben bu duygunun şiddetiyle ağlıyordum. Mutluluk gözyaşı döküyordum. Sanki o an zaten kurtarmıştım dünyayı ve şükrediyordum 🙂 Allah’ım Teşekkür ederim diyip duruyordum. Sonra bu duyguya hizmet etmek için ne yapabilirim diye düşündüm elbette. neyi aşkla yaparım ben diye sordum. Çünkü zorda kaldığımda şimdi Sevgi Ne Yapardı diye sormayı öğrenmiştim. Cevaplar hızla geliyordu yakalamk ve tutmak gerekiyordu. İlk önce mevcut durumuma baktım elbette. Yaptığım iş beni ve varoluş amacımı yansıtıyor muydu? Yaptığım iş bu Dünyaya verebileceğim en iyi şey miydi ? Yaptığım işten haz alıyor muydum? Absolutely Not ! Kesinlikle Hayır ! Öyleyse 1 sn daha orada durmamın hiç bir mantıklı açıklaması olamazdı (ne maaşı, ne sigortası, ne sabitliği, ne statüsü) Ne gözümde ne de gönlümde bunların hiç birinin bir değeri kalmamıştı . Bana ait değildi yaptığım işe ait şeylerin hiç biri ve eğer Ben Evrene Kendime Özgü (benim aslıma ait), bireysel katkımı sağlamaya niyet ettiysem ki öyle görünüyordu o zaman işte bu Sonsuzluğa yansıtmak istediğim resmime uymayan şeyleri yaşamımdan çıkartmalıydım. Ve de Öyle Yaptım ! 🙂 Hayatımda aldığım 2. en muhteşem karardı 🙂

    Şimdi Evdeyim evet… ve Zihnimin beni hiç rahat bırakmadığı doğrudur. Bu yazıda okuduğuma göre rahat bırakmayan ego imiş. Alışık değilmiş durmaya. Ben de 2 gün önce bir arkadaşıma şöyle söylemiştim. “İşten çıkmış olmaktan mutluyum. Kafama hiç bir şey takmıyorum. Ve tam da bu yüzden, bu boşluktaki halim beni huzursuz ediyor. Huzursuz olduğum için kendi kendime sorumluluklar yaratmaya çalışıyorum, o sorumlulukları da bu nedenle yaratmaya Çabaladığım için yani içimden geldiği için değil de kıçımdan uydurduğum için yapasım gelmiyo, hiç birini gerçekleştiremiyorum. Kendime sorumluluk yaratıp onu gerçekleştiremediğim için yine kendi kendime kızıyorum. Böyle saçma bir ruh halindeyim demiştim. Saçma olmadığını bu güze yazıyı okuyunca öğrendim. Taşlar havada birbirlerine çarpar vaziyette dururken şimdi hepsi yerli yerine oturdu. Doğal bir süreçteyim. Ve dikkat etmem gereken tek şey Negatif düşünce spiraline girmemekmiş ki ara ara sürekli giriyordum ever. Ve Dilek sakin ol diyip kendimi çıkartıyordum. Veya hemen hoop bir meditasyonla yine kendime geliyordum. Aslında bu yazıyı da 10 dk. nefes ve 20 dk. dengeleme sonunda karşılaştım. Niyetime uygun deneyimler yasasına BAYILIYORUM ! 🙂

    Bunlar benim deneyimlerim ve beni etkileyen kısım kocaman yazının sadece 3 paragraflık kısmıydı. Sizlere de farklı konulardan dokunup, farkındalığınızı artırarark takılıp kaldığınız bir konuyu netleştirebilir ve yolunuza güvenle rahatlıkla devam etmenize vesile olabilir diye paylaşıyorum.

    Benim için zaman Tanrısal Boyutuma her zamankinden çok gitme zamanı. Öğrendiklerimi teker teker deneyimleme zamanı 🙂 Huzurlu bir zihinden büyük fikirler doğarmış. Her şey beni heycanlandırıyor. Çünkü artık Bilmekten veya İnanmaktan çok ötedeyim… artık Yaşıyorum !

    Beğen

  13. Geri bildirim: dilekcantimur's Blog

Yorumlar kapatıldı.