8-8 Aslan Kapısı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sevgili Dostlar, Yarın Aslan Kapısı’nın zirve yaptığı gün olacak. Bu platformu uzun süredir okuyanlar bilirler, 8-8 enerji girişi benim çok önem verdiğim bir portal. Geçen sene Aslan Kapısını şöyle tanıtmıştım:

Aslan Kapısı: Adına ‘Aslan Kapısı’ ya da ‘Stargate’ denilen kavram yaklaşık iki haftalık bir vorteksin (ya da portalın) açıldığı ve Galaktik merkezden çok yoğun bir ışık dalgasının dünyaya geldiği dönemi ifade eder. Bu ‘dalga’ dünyanın bir sonraki gezegen senesinde (ya da güneş etrafındaki tam bir dönüşünde) gerçekleşecek olan evrimleşmenin ışık kodlarını taşır. Sirius yıldız sistemi Dünyanın evrimleşmesiyle çok yakın çalıştı ve olabilecek her fırsatta dünyaya yardım etti. Sirius Atlantis’in batışıyla tamamen yok olan tüm eski medeniyetlerden sonra eski Mısır medeniyetinin kurulmasına yardımcı oldu. Giza’daki piramit kompleksini kurarak sözü geçen ışık dalgasının her yıl Dünya tarafından alınmasını ve tüm gezegene dağıtılmasını sağladılar. Ancak Giza Stargate kapandıktan sonra Siriuslular her ne kadar yardımcı olmaya çalıştılarsa da Dünya bu ışık kodlarını tam alamadı ve böylece Dünyanın evrimleşmesi yavaşladı ve hatta geriledi. Ancak son 10 yıldır Dünya yeniden 5 Boyuta yükseldi ve Galaksinin yeniden tam üyesi oldu. Bu yıldan (2013) itibaren gönderilen ışık kodları eksiksiz ve direkt olarak dünya tarafından alınacak. Buna yine Sirius Yıldızı aracı olacak

Elbette giriş yapan enerjinin görevleri her yıl aynı olmuyor. Geçen yılki enerji girişi “Global Uyanış” a hizmet ederken, bu sene daha kişisel değişimler yaşayacağız. Bunu da gökyüzündeki yıldızların diziliminden anlıyoruz.

Özellikle beynimizin ve hücrelerimizin çalışma şeklinde farklılıkların meydana geleceği öngörüler arasında. Şu anki düşünme yetimizdeki en önemli eksiklik beyin loblarının adeta bağımsız parçalarmış gibi çalışmasındadır. Yani, örnek verecek olursam, bir izlenim alırken onun hem matematiksel değerlerini, hem de sezgilerimizle algıladığımız enerjik değerlerini birlikte değerlendirmiyoruz. Bunlar farklı iki bilgi olarak beynimize giriş yapıyor ve bilginin yarısını kabul ederken (matematiksel), diğer yarısını (enerjik, sezgisel) çoğunlukla göz ardı ediyoruz. Oysa her iki bilgi de aynı şekilde önemli ve çıkardığımız sonuca her iki farklı bilginin de katkıda bulunması gerekiyor. Arkadaşlar, “meditasyon yapın” diye hepinize yalvarmamın sebeplerinden biri de budur. Meditasyon yapan kişilerde beynin sağ ve sol lobları birlikte çalışır, arada daha önce olmayan nörolojik bağlantılar kurulur, bu günlük hayatımıza kadar uzanır. Bahsettiğim gelişim bilimsel olarak kanıtlanmış gerçektir. Sonuçta her iki tarafı da dengeli çalışan beyinle daha isabetli kararlar alıp, çok daha olumlu, yapıcı ve yaratıcı tepkiler verirsiniz. O yüzden meditasyon çoğu başarılı ve tanınmış iş insanının vaz geçilmez alışkanlığıdır.

Aslan Kapısı enerji girişi eksiksiz tüm insanlığa etki edecek ve beynimizin sağ ve sol yarılarının birlikte çalışmaya başlamasında yardımcı olacak. Bu elbette bir günde olacak bir değişim değil, yoksa hepimiz düşer bayılırdık. Onun yerine yumuşak geçişler yaşayacağız. Ama bence en önemli ve en gözle görülür değişim (ve bu kısım çabuk olacak) günlerdir hakkında yazdığım YENİ BENLİĞİMİZ, KARAKTERİMİZ, KİŞİLİĞİMİZ olacak. Kendinizi bilgisayar gibi düşünün. İçeriye giriş yapan veriyi daha farklı analiz etmeye başlayınca ister istemez tepkiler de değişecek, bu da dışarıya kesinlikle yansıyacak bir karakter değişimine yol açacak. Bakış açınız eğer bir benzetme yaparsak birden bire 180 dereceden 360 a genişleyecek. O zaman olayları ve kavramları her yönüyle görmeye başlayacağız.

Ben az, öz, saf ve anlaşılır yazmayı seviyorum. Bu konuda yazılmış olan kaynaklara baktığım zaman “Ruhumuzun ve benliğimizin parçaları birleşecek”, “Yeryüzü İnsanı DNA’sında değişiklikler olacak”, “Sevgi bütün dünyayı süpürecek”, “Sevgi (bazıları “mesih bilinci” diyor ama kelimenin anlamı sevgidir) bilinci gelecek” vs., gibi aslında son derece yerinde ama yine de soyut betimlemeler görüyorum. Bence bunların hepsi olacak.

Çünkü aldığı datayı doğru değerlendiren bir beyin sevginin kesinlikle tek gerçek olduğunu görür. İntikam, kıskançlık, kin, öfke, vs. , duyguların hiç bir yaratıcı gücü olmadığını ve hayatındaki hiçbir şeyi çözümlemediğini bilir – “anlar” demiyorum, burada doğal olarak “içten bilme” duygusundan bahsediyorum. Bu kişiler hayatlarında başka şeyler seçmeye başlar. Hareketleri ister istemez daha düşünceli ve sevecen olur. Hiç aklınıza gelmeyecek kişiler bile birer sevgi yumağına dönüşebilir. Beynin ve kalbin birlikte çalışması mucizesidir bu! Ve ben işte bu duruma YOĞUN SEVGİ SELİ diyorum! Kutsal Anne’nin verdiği söz devam ediyor arkadaşlar. Ve bunu tam bir evrimleşme olarak tanımlayabiliriz.

Lütfen bir düşünün bu enerji portalının hayatımızda yaratabileceği değişimi… Barış: Evet! Huzur: Evet! Birbirine gösteriş yapmak yerine yaratıcı çözümler bulmak için harcanan kaynaklar: Evet, evet! Çok daha büyük, etkili, hızlı teknolojik ve tıbbi buluşlar: Evet, evet, evet!

Şimdi bu iki haftalık yoğun enerji girişinden kısa dönemde neler beklememiz gerektiğinden bahsedelim.

1. Bu dönemde Uranüs’ün geri gitmesi şaşırtıcı değil. Bu konudaki yazımı okumadıysanız tavsiye ederim. Sarah Varcas’ın dediği gibi yeni bilgilere ulaşacağız ve bazen çok sevinip bazen de şoka girebiliriz. Bunun sebebi yeni edindiğimiz genişlemiş bakış açımızla çok daha fazla bilgi kabul edip değerlendirebilme yeteneğimiz olacaktır. Durumu atlatmanın en kolay yolu yeni bilgilere direnmemektir. Muhakeme yeteneğiniz büyük bir gelişim göstereceği için de kimsenin fikrini hemen kabul etmeyin. Oturun, düşünün, değerlendirin ve kendi fikirlerinizi kendiniz yaratın.
2. Egolar bir süredir olduğu gibi yine krize girecektir. Yeni benliğiniz, beyin fonksiyonlarınız ve düşünce şeklinizden dolayı kendisinin öldürüleceğini zanneden ego, bence kesinlikle hepimize büyük oyunlar oynayacaktır. Öfke, alınganlık, karamsar düşünceler egonun oynamayı en sevdiği kartlardır. Halbuki bizler egoya veda etmiyoruz, onun huysuzluğuna veda ediyoruz. Aslında arkamızdaki itici güç olduğu için ona teşekkür bile ediyoruz. Egoyu rahatlatmanın en kolay yolu doğrudan onunla konuşmaktır. “Sevgili Ego, bu değişimle sen de çok rahatlayacaksın, şimdilik kenara çekil, çünkü ben “yeni bana” alışmaya çalışıyorum” demek ve bunu sık sık tekrarlamak bana çok iyi geliyor. Biraz deli gibi görünseniz de inanın buna değer.
3. Dünya’daki çalkalanmalar, beklenmedik olaylar tam hız sürecek. Bu durumu geçen haftalarda uçağın türbülansa girmesine benzetmiştim. Biliyorsunuz eski yıkılmadan yenisi yaratılamaz, kaos olmadan düzen gelmez. Ama yeni bakış açımız “büyük resmi” görme açısından son derece faydalı olacak. Genel olarak pozitif bakış açınızı korumanızı ve evrensel güçteki “Çekim Gücü Yasasını” hayatınızın her köşende yaşamaya başlamanızı öneririm. Yani olumlu olumluyu çeker, endişe endişe edilen şeyi çeker, sevgi sevgiyi besler, korku korkulan şeyi yaratır, şükran duygusu sevinçten gözlerinizi yaşartır… Artık bunu çok iyi biliyorsunuz. Evren sizden bu yasayı harfiyen uygulamanızı istiyor. Evet, HARFİYEN! Artık kendi yaratma gücünüz kendi elinizde, enerjinizi olumlu kullanın.
4. Enerji demişken, mutlaka bugünlerde sürekli topraklanın. Parklar, bahçeler, topraklanma meditasyonu, hatta evde yetiştirilen bir saksı çiçek ya da minik bir kedi bile sizi topraklar. Elementaller (doğa varlıkları) bize yardım etmek için bekliyor. Bol su için, bol taze sebze meyve yiyin, denize, göllere girin, açık havada spor yapın, derin nefes çalışmalarına katılın, doğanın ve dolayısıyla Gaia’nın  iyileştirici etkisini kullanın. Çevreyi lütfen kirletmeyin.
5. Ve enerjinizi iyi yönetin. Ağustos ayı ve ötesinde mutlaka daha önce vermiş olduğum enerji yönetim yöntemi ile hem kendinizi korumuş olursunuz, hem de sizin egonuzdan dışarıya gidebilecek olan negatif enerjilerin önüne geçersiniz.

Özellikle bu enerjiyi karşılamak ve şükranla kabul etmek isteyen arkadaşlara önerilerim ise şöyle:

Kaçırılmaz bir fırsat! Dünya tarihindeki en büyük toplu meditasyona katılın. Bilgileri bu hafta içinde vermiştim. 8.8.2014 saat 19.00 da Deepak Chopra ve Unify’ın organize ettiği meditasyona evinizden, işyerinizden, sokakta bile katılabilirsiniz. 10-15 dakika ayırmanız yeter. Meditasyonun amacı dünyada barış; İngilizcede barış aynı zamanda huzur demektir, yani iç huzurumuz dışarıda barışı yaratacaktır. İngilizce biliyorsanız kayıt olun ve size bir meditasyon video bağlantısı gelecek. Bilmiyorsanız SEVGİ SELİ meditasyonu yapabilirsiniz. Amaçlar aynı, niyetler aynı… Bazı okuyucularım benden kelimesi kelimesine uyacakları direktifler istiyor, ama ben öyle çalışmıyorum. Kişiselliğe ve herkesin kendi benliğinin söylediğini yapmasına inanıyorum. İçinizden nasıl geliyorsa en doğrusu odur. İsterseniz o saatte beş dakikalık bir yürüyüş ile doğaya olan sevginize odaklanın. Niyetiniz kalbinizdeki sevginin gücüyle bütün dünyada ve ülkemizde barış ve huzuru yaratmak ve global meditasyona katkıda bulunmak olabilir…

Böyle global meditasyonlara tavsiyem üzere sizler de katıldığınızda, bana deneyimlerinizi anlatan harika emailler gönderiyorsunuz. Bu seferki meditasyonun da hepimizi muhteşem hissettireceğinden, her birimize bir aydınlanma anı sunacağından ve barışa katkısı olacağından eminim.

Ayrıca, önümüzdeki iki hafta boyunca Aslan Kapısı enerjisini günlük meditasyonlarınızda hissetmeye çalışmanızı öneririm. Hepinize çok enteresan, çok değişik bilgiler akabilir. Baş ağrısı ya da baş dönmesi yaşarsanız hemen topraklanın ve Rafael (İsrafil)’den yardım isteyin. Derin nefesler alın.

Harika bir Aslan Kapısı dönemi diliyorum hepinize. Bakalım bu portalın öteki kapısından nasıl değişmiş insanlar ve toplumlar olarak çıkacağız.

Enerjilerin çok yoğun olduğu bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

 Mor Alev